10 Aralık 2016 Cumartesi

Deniz, gündemi değerlendirdi...

Kur artışından, ÖTV zammına; zorunlu BES'den, asgari ücrete...

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, gündemdeki son gelişmeleri gazeteci Rıza Yaşar'a değerlendirdi.

08.12.2016, ON4 TV., OKU-YORUM


tuketicipostası, sayı 5 'tüketiyorum, çünkü bağımlıyım'

Yeryüzü Sofrasından, Dipsiz Kuyuya Yolculuk

Uyuşturucu, alkol, kumar, tütün derken bağımlılık türlerine yenileri eklenmeye devam ediyor; şimdilerde sosyal medya bağımlılığını konuşuyoruz.

Sosyal medya gibi son moda bağımlılığın öncesinde, şimdi ve olasılıkla sonrasında da insanlığın başına bela, bir bağımlılık klasiği var; tüketim bağımlılığı…

Paramız yetmiyor, kredi kartlarımızı asgariden ödeyip borçlanıyoruz, tatile gitmek için tüketici kredisi çekip oniki ayımızı bankaya rehin veriyoruz. Yetmiyor, borçlanmaya devam ediyoruz. Borçlandıkça daralıyor, daraldıkça kendimizi AVM'lere atıyoruz. Borç sarmalındaki bunalımımız için çareyi yeniden alış veriş yapmakta ve borçlanmakta arıyor, tükettikçe bunalmaya devam ediyoruz.

Dipsiz kuyunun ta kendisi bu.

Uzun söze gerek yok, yeryüzü sofrasında bulunan her şey bize ikram edilmiş aslında, ama bu ikramın tek bir koşulu var; ‘yiyin-için, ama israf etmeyin’. (7:31)

tüketicipostası, sayı 5 'tüketiyorum, çünkü bağımlıyım'



2 Aralık 2016 Cuma

Telsim'e Borçlar Zaman Aşımına Uğramıyormuş .... mu?

2004 yılında TMSF'ye devredilen Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri AŞ'ye o dönemlerde borcu olanlara icra takibi mektupları gönderilmesi, büyük bir tartışmaya yolaçtı. Bir tarafta, “10 yıl geçti zaman aşımı var” diyen tüketici dernekleri var, diğer tarafta ise, "Telsim dosyalarında zaman aşımı bulunmamaktadır" diyen avukatlar var. Kim haklı, göreceğiz.

GSM sektöründe 1994 - 2004 yılları arasında faaliyet gösteren ve 2004'den, varlıklarının Vodafone'a ihale ile satıldığı 2006 yılına kadar TMSF tarafından yönetilen Telsim’in tüm varlıkları, lisans hakları, baz istasyonları Vodafone'a geçmiş ama teslim tarihi olan 24 mayıs 2006'ya kadar olan borçlar ayrılmıştı. İşte bu borçlar için bugünlerde "ödeme uyarı" maktupları gidiyor. 

Telsim'e borcu olanlar eski abonelere, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile çalışan 100’den fazla hukuk bürosu aracılığıyla gönderilen uyarı mektuplarında, ödeme yapılması isteniyor. Uyarı mektuplarında, 

“Telsim’e olan borcunuzun ödenmediği tespit edilmiştir. Sizi Telsim olarak ödeme yapmaya davet ediyoruz. Ödeme yapmayı kabul etmediğiniz takdirde, icra takibi başlatılacaktır …”  ifadesi yer alıyor. Söz konusu eski fatura borçlarıyla ilgili olarak tüketicilerin yasal yolları kullanma hakkı mevcut. Ancak hem yasal sürecin uzaması hem de bu süreçteki masraflar nedeniyle çoğu abone borcunu ödeme yoluna gidiyor.

Çok sayıda şikayet aldıklarını belirten tüketici dernekleri olaya farklı yaklaşıyorlar ve borçlar kanunu nedeniyle zaman aşımının 10 yıl olduğunu belirterek ; "Mektup alanlar itibar etmesinler. İcra dairesine gidip itiraz etsinler" diyor. Bu yorumlara karşı Telsim adına TMSF'den yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerde '10 yıl önce TMSF’ye devredilen Telsim tarafından borçlulara icra takibi mektupları gönderilmeye başlandığı belirtilerek, zaman aşımının söz konusu olmadığı belirtildi.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilmiş olan Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri AŞ tarafından, "Avukatlar tarafından işlem yapılan dosyaların zaman aşımına uğraması söz konusu değildir. Telsim'in abone alacaklarına ilişkin dosyaları sözleşmeli hukuk büroları tarafından takip edilmiş ve halen takip edilmektedir. Avukatlar tarafından işlem yapılan dosyaların zaman aşımına uğraması söz konusu değildir" açıklaması yapıldı. 

Telsim'in, operatörlük lisansının Vodafone'a devredildiği 24 Mayıs 2006 tarihinden itibaren geçmiş dönem GSM fatura alacaklarının tahsilatı amacıyla, sözleşmeli vekiller eliyle borçlulara ulaşarak gerek idari gerek icra takibi yoluyla fatura borçlarını tahsil ettiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu kapsamda, borçlular borçları ile ilgili itirazlarını icra dairelerine, ikamet ettikleri bölgenin tüketici hakem heyetlerine ve diğer yasal yollara müracaat edebilmektedir. Adli mercilerce verilen kararlar borçlunun lehine olduğunda dosya kapatılmaktadır. Telsim, devir tarihinden itibaren bu yana kamu borcuna mahsup etmek üzere çalışmalarını sürdürmekte olup bundan sonra da bu çalışmalar aynı şekilde devam edecektir. Telsim'in faaliyetleri daha evvel de basın yayın organlarında yer almış, bu faaliyetlerin bugün itibariyle yeniden gündeme getirilmesi ve işlemlerin 'hukuksuzmuş' gibi değerlendirilmesinin nedeni anlaşılamamıştır.

Her ne kadar söz konusu haberlerde zaman aşımı hususundan bahsedilmekteyse de Telsim'in abone alacaklarına ilişkin dosyaları bu süreçte sözleşmeli hukuk büroları tarafından takip edilmiş ve halen takip edilmektedir. Avukatlar tarafından işlem yapılan dosyaların zaman aşımına uğraması söz konusu değildir."

Telsim ’e borcu olan abonelerin, borçlarını sorgulayabildikleri ve ödeme sürecine yönlendirildikleri www.Telsim Borcum Bitsinadlı bir web sitesi bulunuyor. TMSF’nin sunucularından yayın yapan bu site üzerinden GSM numarası veya ad ve soyad ile borç sorgulaması yapılabiliyor.

Bülent Deniz : "Koşulsuz Borcum Yoktur" Diyerek İtiraz Etmek gerekir
Zaman aşımı konusunda turk-internet.com'a bilgi veren Tüketici Federasyonları Başkanı Avukat Bülent Deniz ise konuyu şöyle değerlendirdi.

"Alacaklarda zaman aşımı 10 yıldır. Ancak 10 yıllık zaman aşımı var diye takip yasağı söz konusu değildir. Alacaklı olduğunu düşünen kurum, kaç yıl geçmiş olursa olsun alacağının tahsili için işlem yapabilir. Bu işleme karşı tüketicinin gerekçesiz, "koşulsuz borcum yoktur" diye başvurması, bütün işlemleri olduğu yerde durduracaktır. Devamında zaman aşımı söz konusu ise, dosya arada zaten kapanmış olacaktır.

Ancak, zaman aşımı süresinin geçtiğini bile bile "belki itiraz etmez de, kesinleşir" ümidiyle tüketici hakkında işlem başlatmak bir kamu kurumuna yakışan bir uygulama değildir. "

Avukat Deniz'den aldığımız bilgiye göre, Telsim eski borcu olan tüketiciye 2 seviyede yazı ulaşıyor. Bunlardan ilki avukattan uyarı yazısı, ikincisi icra dairesi ya da tüketici hakem heyetinden gelecek olan "tebligat". Deniz, bu ilk uyarı yazısı için bir işlem yapılması gerekmediğini ama tebligat için, nereden tebligat gelirse, aynı yerden yukarıda belirttiğimiz ifade ile itiraz etmesinin yeterli olacağını belirtiyor. 

Bu arada Avukat Bülent Deniz'in hatırlattığı bir konu da, 2,500 TL'nin altındaki borçlara icra takibi yapılamayacağı, tüketici heyetleri üzerinden işlem yapılacağı şeklinde [1].

Biz de kamu kurumunun, bu işlemleri bugüne kadar neden beklettiğini merak ettik. Üstelik bugün "zaman aşımını bile bile işlem yapmasının", ülkeye nasıl bir zararı ve maliyeti olacağına, son zamanlarda zaten çok meşgul olan mahkemelerin ve tüketici heyetlerinin, icra dairelerinin, işlerinin bir kat daha arttıracağına dikkat çekiyoruz. 

Bir yandan da düşündük ki, anlaşılan devletimiz ekonominin durumundan etkilenmiş, nerede ne para var diye arıyor.. Zaman aşımı geçmiş paraların bile peşine düşmüş. Biz de Telsim'deki bu alacak miktarının toplam ne kadar olabileceğini merak ettik doğrusu. Özellikle de 100'den fazla avukatlık bürosu ile çalışıldığını öğrenince.

1 TL Yatırarak Zaman Aşımı Aşılmış
Bu arada bir okuyucumuzun uyarısı sayesinde, borç hesaplarına 1 TL'ler yatırılarak, zaman aşımının engellendiğini öğrendik. Bu konuyu sorduğumuz Avukat Bülent Deniz şunları söyledi :

"Kamu alacaklarında, kamu yöneticileri zaman aşımını kesmek için bu şekilde ödemelerle dosyayı canlı tutmaya çalışıyorlar. Ancak bunun hukuk ve ahlak ile bağdaşır bir yönü yoktur.. "

Kamunun ahlaklı davranması ve bu tür yollara başvurmaması gerekmez mi? Sonuçta ortada "zaman aşımı" diye bir kanun var ve devlet bunu kendisi ihlal ediyor olmuyor mu?

Bu borçlar Vodafone tarafından tahsil edilmiş mi?
Diğer yandan okuyucumuz, bu borçların daha önce 2006-2007'de Vodafone tarafından tahsil edildiğini ve elinde dekont bulunmayanların sorun yaşayacağını iletiyor ama durum böyle ise, bu kayıtların Vodafone hesaplarında olacağını, oradan yeniden belge alınabileceğini hatırlatalım. 

Ve de.. TMSF eğer tahsil edilmiş borcu, yeniden tahsil ediyorsa, bu da bir rezalettir. Demek ki ne yaptıklarını bilmiyorlar, ne alacakları, borçları olduğunu farkında değiller.


20 Kasım 2016 Pazar

Rekabet Kurulu, Bilgisayar Oyunları Kartel Davasında Teknosa'ya 18 Milyon TL, Vestel'e 8 Milyon TL Ceza Verdi

Rekabet Kurumu şubat 2015'de şikayetler üzerine 5 teknomarket ve teknoloji dağıtıcısı firmaya bilgisayar oyunu fiyatlarını ortak belirledikleri ve ortak hareket ettikleri iddiasıyla soruşturma açmış, ağustos 2015'de soruşturmayı 7 firmayı da dahil edecek şekilde genişletmişti [1]. Ekim 2016 sonunda ise bu soruşturmanın tamamlandığı açıklanmıştı [2]. 2 firmanın KAP'a yaptığı açıklama ile bu konuda cezaların da verildiği anlaşılıyor.

Konuyla ilgili olarak Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, turk-internet.com'a şu açıklamayı yaptı : 

"Rekabet kurumu bankaların kartelleşmesi ile ilgili önemli bir karardan sonra yine tarihe geçecek bir karar vermiş bulunuyor. Bu karar çok sayıda teknoloji dağıtıcısı ve teknomarketin olduğu bir sektörde, bugüne kadar neden rekabetin sağlanmadığı ve fiyatların düşmediği konusunda çok önemli bir cevap ve saptama niteliğindedir. Bu nedenle Rekabet Kurumunu kutluyoruz."

Rekabet Kurumu ekim sonunda açıkladığı kararında, bilgisayar oyun dağıtımında Bimeks, tüketici elektroniğinde Vatan Bilgisayar hakkında yeterli delile ulaşadığını ama diğer şirketlere cirolarının yüzde 10'una varan oranlarda ceza talebinde bulunulduğunu açıklamıştı. Bimeks ve Vatan Bilgisayar dışındaki firmalar şunlardı;

Aral Oyun Konsol ve Aksesuar Tic. A.Ş., 
Doğan Müzik Kitap Mağazacılık Pazarlama A.Ş., 
Teknosa İç ve Dış. Tic. A.Ş. 
LG Elektronics Tic. A.Ş.,
MS İstanbul İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. (Media Markt),
Teknosa İç ve Dış. Tic. A.Ş.,
Türk Philips Ticaret A.Ş.,
Vestel Ticaret A.Ş. 

Bunlardan 2 firma olan Vestel ve Teknosa, borsaya açık oldukları için Rekabet Kurumu'ndan aldıkları cezaları KAP'a açıkladılar. Diğer firmalar olan Aral, Doğan Mağazacılık, LG Elektronics, MediaMarkt, Türk Phillips de muhtemelen ceza aldılar ama Rekabet Kurumu cezaları henüz yayınlanmadığından sadece bu 2 firmanın aldığı cezaları biliyoruz.

Rekabet Kurulu tarafından İdare Mahkemeleri yolu açık olmak üzere, toplamda 18 milyon TL tutarında idari para cezası verilen Teknosa'dan konuya ilişkin açıklama şu şekilde;

"13.03.2015 tarihli özel durum açıklamamız ile, Rekabet Kurulu tarafından Şirketimizin de aralarında bulunduğu Bilgisayar ve Konsol Oyunları ile Tüketici Elektroniği Pazarı'nda faaliyet gösteren çeşitli teşebbüsler hakkında, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uyarınca soruşturma açıldığı duyurulmuştu. Söz konusu soruşturmaya ilişkin olarak Rekabet Kurulu tarafından Şirketimize, İdare Mahkemeleri yolu açık olmak üzere, toplamda 18.025.556,40 TL tutarında idari para cezası verildiğine ilişkin karar, Rekabet Kurulu tarafından açıklanmıştır. Söz konusu para cezası ile ilgili olarak bütün yasal haklarımız kullanılacak olup, konu ile ilgili gelişmeler özel durumların kamuya açıklanmasına ilişkin düzenlemelere uygun olarak yatırımcılarımız ile paylaşılacaktır.

Rekabet Kurulu'nun, % 100 bağlı ortağı Vestel Ticaret'e 8 milyon TL ceza vermesi nedeniyle Vestel Elektronik'ten KAP'a yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:

"Şirketimizin %100 bağlı ortaklığı Vestel Ticaret AŞ'nin de faaliyet gösterdiği tüketici elektroniği pazarına yönelik olarak, Rekabet Kurumu tarafından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Kanunu kapsamında başlatılan ve 05.08.2015 tarihli özel durum açıklamamızla kamuya duyurduğumuz soruşturmada Rekabet Kurulu kararını açıklamıştır. Söz konusu karara göre; Rekabet Kurulu, yargı yolu açık olmak üzere, Vestel Ticaret AŞ'ne 8.024.370,30 TL tutarında idari para cezası verilmesine karar vermiştir. Şirketimiz idari para cezası kararının iptali için yasal süresi içerisinde yargı yoluna başvuracak olup, konuyla ilgili gelişmeler kamuyla paylaşılacaktır.

Tüketici Elektroniği Ürünleri Pazarında, 4054 Sayılı Kanun'un 4. Maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespitine yönelik olarak; sektörde ticari faaliyette bulunan bir kısım şirketlerle birlikte, Vestel Elektronik San. ve Tic. AŞ'nin %100 bağlı ortaklığı konumunda olan Vestel Ticaret AŞ hakkında da soruşturma açıldığı, Rekabet Kurumu tarafından bildirilmiştir. Bilindiği üzere soruşturma açılmış olması, Şirketimize doğrudan bir ceza verileceği anlamına gelmemektedir. Gerekli işlemler mevzuat çerçevesinde yürütülmektedir. Olası gelişmelerle ilgili olarak kamuoyu ayrıca bilgilendirilecektir."

Konu ilginç, teknomarketler pazarı kapsıyor ve özellikle tüketici elektroniği konusunda çok sayıda ürün satıyorlar, büyük karlar ediyorlar ama bugüne kadar soruşturulmuyorlardı. Çoğunluğu ithal olan bu malların bazen dünya fiyatlarından daha yüksek fiyatlarla satılabiliyor. Bunların daha fazla araştırılmasını bekliyoruz.


19 Kasım 2016 Cumartesi

201 milyon tane 1 kuruş nerede?

İstanbul, 04.11.2016

‘Para üstü verilmesi’nde yaşanan sıkıntıları değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “dolaşımda bulunan madeni paraların azlığı nedeniyle tüketici zarar görüyor” dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:

Marketlerde satılan ürünlerin etiketlerindeki fiyatlar, tüketicide ‘ucuzmuş’ algısı oluşturmak için 1-4 kuruşluk farklarla yazılmaktadır. Örneğin, 10,00 TL. fiyatı olan ürünün etiketi 9,94 TL.-9.99 TL. arasındaki bir fiyatı içerebilmektedir.

Bu şekilde küsuratlı yazılan etiketleri içeren ürünleri satın alan tüketici; kasada ödeme yaparken, para üstü olan 1-4 kuruşu alamamakta, sonuçta 10,00 TL. ödemek zorunda kalmakta, para üstü için direten tüketiciye de, madeni para olmadığı gerekçesiyle sakız, kibrit gibi ürünler teklif edilmektedir.

Binlerce müşterinin alışveriş yaptığı marketlerde, ‘bozuk para yok’ gerekçesiyle verilmeyen bu paralar, toplamda hatırı sayılır bir rakama ulaşmakta, kayıtdışı olan bu gelir marketin kasasına kalmakta, vergilendirilmeyen bu para nedeniyle tüketicinin yanında, kamu da zarar görmektedir.

2016 Ekim itibariyle halen piyasada;
-1.487.008.750 adet 10 kuruş,
-1.426.441.750 adet 5 kuruş
-201.459.950 adet 1 kuruş dolaşımdadır. 

Para üstü konusunda tüketicilerin yakınması söz konusudur. Dolayısıyla dolaşımda bulunan bozuk para adedinin yetersizliği kabul edilmeli, en küçük para birimi 1 kuruş olan Türk parasının tedavül yeteneğini azaltan bu durumun giderilmesi gerekmektedir.

Öte yandan fiyat etiketlerini para üstü veremeyecek olan şekilde düzenleyen işyerleri de, tüketiciyi aldatan bu uygulamaya son vermeli, etikete koydukları fiyatın arkasında durarak, ‘bozuk para yok’ mazeretinin ardına sığınmamalıdırlar.

Tüketiciler kasada para üstü alma konusunda duyarlı olmalı, para üstünün eksiksiz veremeyen işyerlerinden aldıkları ürünü, sepetteki tüm ürünleri kasada bırakarak tepkilerini göstermelidirler.

Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

18 Kasım 2016 Cuma

tüketicipostası, sayı 4 'bereket azdadır'

Bu düsturu alırken, satarken, harcarken, kazanırken uygulayın.
Gerçekten ‘az’ olanda bereketin, verimin, bolluğun olduğunu göreceksiniz.

Çok kâr yerine az oranlı kâr ile malını satan esnaf, sürümden kazanmanın keyfini yaşarken, harcamasını ölçülü yapan ailenin kara günler için bir kenarda parası mutlaka olacaktır.

Bireylerin ölçülü yaşaması, tasarruf etmesi, israf etmemesi değil aslında sorun, tasarruf yapamayan ülkeler ligindeyiz. Tasarruf eğilimi yüzde onların üzerine kendini bir türlü atamıyor. Tasarruf olmayınca, yatırım olmuyor, yatırım olmayınca, büyüme olmuyor. Ya da büyüme olsun diye, borçlanarak yatırım yapmaya çalışıyoruz. Hormon takviyesi ile gelen bu büyümeden ülkeye bir hayır da gelmiyor.

Evet, işin özeti şu; az olanda bereketi aramalıyız.

tüketicipostası, sayı 4 'bereket azdadır'

14 Kasım 2016 Pazartesi

‘verilmeyen internet hizmetinin bedeli iade edilmelidir’

İstanbul, 30.10.2016

Bir süre önce başta Diyarbakır olmak üzere bazı illerimizde yaşanan internet kesintisini değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; ‘hizmet verilmeyen günlerin parası tüketiciye iade edilmelidir’ dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

26 ve 27 Ekim 2016 tarihlerinde, başta Diyarbakır olmak üzere bazı illerimizde internet kesintisi yaşanmış, konu medyada yer almış ve ayrıca internet hizmeti alamayan tüketicilerden konuyla ilgili yakınmalar Tüketici Birliği Federasyonu’na iletilmiştir.

Tüketicilerin başvuruları üzerine, internet hizmeti sağlayan firmalar tarafından, yaşanan kesintinin ülke genelindeki bir çalışmadan kaynaklandığı ve herhangi bir para iadesi veya faturadan indirim yapılmayacağı bildirilmiştir.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun gereği, tüketicilerin almadıkları hizmete ilişkin ödedikleri bedellerin iadesi/ödeyecekleri bedelin alınmamasını isteme hakkı bulunmaktadır.

Bu nedenle gerek ön ödemeli veya gerekse sonradan faturalandırma yöntemiyle internet hizmeti satın alan tüketiciler, hizmeti sağlayan firmaya yazılı olarak veya müşteri hizmetlerini aramak suretiyle başvurarak, hizmetinin verilmediği süreye denk gelen tutarın;
-ön ödemeli yöntemle hizmet satın almışlarsa, iadesini,
-sonradan faturalandırma yöntemiyle hizmet satın almışlarsa, düzenlenecek faturada bu miktarın indirilmesini istemelidirler.

Tüketicinin istemine karşın firmaların bu iade veya bedel indirimi yapmaması durumunda, tüketicinin bulunduğu ilçedeki Tüketici Hakem Heyeti’ne ücretsiz başvuru yaparak, konu hakkında karar oluşturulmasını isteme hakları bulunmaktadır.

İnternet hizmetinin verilmemiş olması nedeniyle ayrıca herhangi bir zarara uğrayan tüketiciler de, zararlarını kanıtlamak koşulu ile Tüketici veya Ticaret Mahkemeleri’ne dava açmalıdırlar.

Tüketicilerin hak kayıplarının önüne geçilmesi ve yargıya başvurma zahmetinden kurtarılması için internet hizmeti sağlayan firmalar, hizmet vermedikleri tüketicilerin başvurularına gerek olmaksızın tümü için para iadesi veya bedel indirimi yapmalıdırlar. Firmaların bu yöndeki olumsuz uygulamaları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından engellenmelidir.


Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

13 Kasım 2016 Pazar

tüketicipostası, sayı 3 'ne yiyorsanız, o'sunuz

Açlıktan, GDO’ya; Küresel Denklem…

İlk kez 1984’de başladı, açlıkla mücadelenin popülerleşmesi.
Band AİD isimli bir müzik grubunun yaptığı ‘Do They Know It’s Christmas? şarkısının ardından, bir çok ülkede saatler süren ve hemen hemen bütün pop yıldızlarının katıldığı U.S.A for Africa etkinliği, ‘We are the World’ şarkısı…

80’lerde, Etiyopya’daki açlığın farkına varan insanlığın bu sorunu, bir çok coğrafyada, tüm acımasızlığı ile sürüyor. Veriler dünyada gıda yetersizliğinin olmadığını, sorunun sadece adil paylaşımdan kaynaklandığını söylüyor.

Uzaklara değil, yakına bakalım; İstanbul’da her gün çöpe atılan ekmek, İzmir’in günlük ekmek tüketimi kadar.

Adil paylaşım için Necip Fazıl’ın çektiği fotoğrafa itiraz edenimiz var mı?
‘Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa’

Adil paylaşım yoksa; sorun vardır, kaos vardır…

Nazım Hikmet’in tespiti için kim ne diyebilir ki;
‘Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeğe doymak için
ete doymak için kitaba doymak için
hürriyete doymak için.’

Emperyalizm insanlığı aç bırakıyor, gıda yetersizliğine insanlığı inandırıyor ve ardından hepimizi mutant canlılara dönüştürecek gıdalarla karşımıza çıkıyor.
Denklem bu denli basit…

tüketicipostası, sayı 3 'ne yiyorsanız, o'sunuz'

5 Kasım 2016 Cumartesi

TBF Başkanlar Kurulu Kütahya’da toplandı

Kütahya, 22.10.2016

‘TBF Başkanlar Kurulu Kütahya’da toplandı’
‘Hızla normal gündemimize dönülmelidir’
‘Finans, enerji ve iletişim sektöründe sorunlar devam ediyor’
‘Sekiz ay boyunca harcamalara dikkat’

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) üyesi dernek başkanlarının oluşturduğu TBF Başkanlar Kurulu, 2016 yılının son toplantısını Kütahya’da gerçekleştirdi.

Son bir yıl içinde yaşanan sorunlar ve gelişmelerin değerlendirildiği çalışmanın ardından, Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) adına Genel Başkan Mehmet Bülent Deniz şu açıklamayı yapmıştır:

Demokrasinin tarafındayız
Ülkemiz, 15 Temmuz gecesi büyük bir felâketin eşiğinden dönmüştür.
Millet iradesine kasteden hainler tarafından gerçekleştirilmek istenen darbe, halkımızın özverili ve canı pahasına ortaya koyduğu tepki ile bertaraf edilmiştir.

Tüketici Birliği Federasyonu; her koşulda ve mutlak şekilde halkın iradesinin egemen olduğu, darbelerin konuşulmadığı bir Türkiye arzusuyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Zor dönemin ardından, normalleşmenin sağlanması gereklidir
Gerek 15 Temmuz’da yaşanan hain saldırı, gerek öncesindeki dönemlerde ülke gündeminin ‘terör, rejim, başkanlık, dış politika’ tartışmalarıyla geçirilmiş olması ve şimdi de sınırlarımızın ötesindeki acımasız savaş nedeniyle ülkemizin, sıradışı bir iklimde olduğunun farkındayız. Bu nedenle yapısal reformlar, işsizlik, ekonomik büyüme ve benzeri konuların gündeme gelmesi çoğu kez ertelenmektedir.

Ancak gıda enflasyonu, işsizlikteki artış, hane halkı borçluluğundaki artış acilen çözülmesi gereken sorunlar olarak önümüzde durmaktadır.

Rejimin korunması kavgası yanında, sokaktaki insanın cebini, aşını, işini ilgilendiren konularda yapısal reformların yapılarak, sosyal devlet anlayışı içinde, ekonomik büyümenin sağlanmasına yönelik önlemlerin yaşama geçirilmesi ve normalleşmenin sağlanması gereklidir.

Finans, enerji ve iletişim
Finans, enerji ve iletişim sektörlerinin doğal tüketicisi, ülkemizde yaşayan seksen milyon insanımızdır. Bu nedenle geride bıraktığımız bir yıllık dönemde tüketici gündeminin ilk üç sırasında bu sektörlerde yaşanan sorunlar yer almaktadır.

Türk Telekom’un yerleşik operatör niteliği, sektörde rekabeti engelleyecek boyuttadır
Bilindiği gibi uzun bir süre önce gerek ses ve gerekse data iletişiminde tekel kalkmış ve Türk Telekom dışındaki diğer firmalar da, ses ve data iletişimi sağlamaya başlamıştır. Bu uygulama sektörde rekabeti sağlamış ve iletişim hizmetlerinin fiyatlarında düşüşler kaydedilmiştir. Sektördeki genişlemeye koşut olarak; firma sayısının artması, mevcut firmaların pazar paylarını arttırma istekleri, rekabet ortamını ileri seviyeye taşıyacaktır.

Ancak bu süreç, Türk Telekom’un yerleşik operatör olması nedeniyle beklenen hızda ilerlememektedir. Altyapının sahibi olan bu firmanın, altyapısını diğer firmalarla paylaşımında yürüttüğü ücret politikası, ses ve data hizmet bağlantılarında, diğer firmaların zorunlu olarak kendisinden hizmet almaları ve özellikle firmalar arasında geçiş yapan tüketicilerin yeni bağlantılarının sağlanması, arıza durumunda arızanın giderilmesi işinin Türk Telekom’un insaf ve hızına bağlı bulunduğundan sektörde rekabetin daha da artmasının önü kesilmektedir.

Bu nedenle sektörün düzenleyici kurumu olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından rekabetinin önünü açıcı şekilde, altyapının paylaşılmasını sağlayacak önlemlerin hızlıca alınmasını beklemekteyiz.

Enerji sektöründe sorunlar büyümeye devam ediyor
Vergi yükü azaltılmalıdır
Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt sektörlerinde yaşanan sorunların ortak bileşeni, hizmet bedellerine yansıtılan dolaylı vergilerdir. Bu hizmetlerin birim fiyatlarına bindirilen vergiler, kesintiler ve benzeri yükler nedeniyle daha ucuza alınabilecek hizmet, tüketicinin cebinde karadelikler oluşturmaktadır.

Bu nedenle yaşamsal öneme sahip bu hizmetler üzerindeki vergi yükü, acilen en az seviyeye indirilmelidir.

Doğalgaz indirimi müjdesi, elektrik indirimi ile devam ettirilmelidir
01.10.2016 tarihinden itibaren doğalgaz birim fiyatlarında yüzde on indirime gidilmiştir. Bu karar, indirim oranı ve özellikle kış mevsimine girmeden uygulanmaya başlayacak olması nedeniyle olumludur. Tüketici Birliği Federasyonu, kış aylarında artan tüketim nedeniyle bugüne kadar kış aylarında ısınmak için neredeyse küçük bir servet ödeyen tüketicileri -kısmen de olsa- rahatlatacak bu adımı desteklemektedir.

Ancak elektrik enerjisi üretiminde, tüketim dönemlerine göre değişmekle birlikte, yüzde 30-55 arasında doğalgaz kullanılıyor olması nedeniyle doğalgaz fiyatında yapılan indirimin elektrik üretimi maliyetine de olumlu olarak yansıması gerekmektedir. Bu nedenle elektrik fiyatında da, benzeri bir indirimin yapılması gerekmektedir.

Tüketici Birliği Federasyonu sorunu tespit etti, Bakan Albayrak harekete geçti
Tüketici Birliği Federasyonu tarafından 07.03.2016 tarihinde bir araştırma yapılarak; perakende elektrik satışı yapan firmaların çağrı merkezleri test edilmiş, araştırma sonucunda çağrı merkezlerinde canlı operatöre ulaşma süresi 76,82 saniye olarak ölçülmüştür.

Kamuoyu ve ilgili kamu otoriteleri ile paylaşılan bu dramatik sonuç üzerine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu harekete geçerek, elektrik sektöründe hizmet veren firmaların çağrı merkezlerini mercek altına almış ve geçtiğimiz günlerde 45 saniye kuralı getirilmiştir.

Tüketici Birliği Federasyonu; tespit ve uyarıları dikkate alarak, harekete geçen kamu otoritelerinin bu kararını desteklemekte olup çağrı merkezleri üzerinde araştırmalarını devam ettirecektir.

Elektrik kesintileri bitmek bilmiyor
Tüketici Birliği Federasyonu, 01.03.2015 tarihinden bu yana Elektrik Kesinti Endeksi (EKE) çalışmasını yürütmektedir. Mevzuat gereği, firmaların en az 48 saat önceden duyurmak zorunda oldukları planlı enerji kesintisi verileri her gün kaydedilmekte, elde edilen veriler aylık ve yıllık olarak kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

01.03.2015-30.09.2016 tarihleri arasındaki ondokuz aylık dönemde toplam olarak 1.030,284,50 saatlik elektrik kesintisi gerçekleşmiştir. Planlı kesintilerin yanında, arıza nedeniyle gerçekleşen kesintilerin de olduğu ve bu konuda tüketicinin yakınma içinde olduğu bilinmektedir.

Elektrik hizmeti sağlayan yirmibir firmanın, yaşamı kabusa döndüren kesintileri en aza indirmeleri gerekmektedir.

Kaşla göz arasında kayıp-kaçak bedeli yasalaştı
Yıllardır kamuoyunun büyük tepkisine neden olan elektrikteki kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak Tüketici Birliği Federasyonu tarafından yürütülen mücadele, 2014/Aralık’ta Hukuk Genel Kurulu’nun; hırsızın yol açtığı zararın, dürüst yurttaşa yüklenmesinin hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmadığı yönündeki kararı ile zaferle sonuçlanmıştı.

Ne yazık ki, bu kararın ardından siyasi iktidar tarafından kayıp-kaçak bedellerinin yasa zoruyla alınmasını sağlayacak yasa çıkarılmış, hırsızlığın bedeli namuslu tüketicinin sırtına yüklenmiş, tüketicinin dava açma hakkı da yasa zoruyla engellenmiştir.

Bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açılmıştır. Yüksek mahkemenin hukukun gereğini yaparak, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesini ayaklar altına alan bu yasayı iptal edeceğine inanıyoruz.

Akaryakıttaki vergi yükü hafifletilmelidir
Akaryakıttan ortalama olarak yüzde 63 oranında vergi alınmaktadır. Türkiye tüketicisi dünyanın en pahalı akaryakıtı satın almaktadır. Benzin istasyonları, vergi dairesi; çalışanları da, vergi memuru gibi çalışmakta, akaryakıttaki yüksek fiyat, tüketiciye ulaşan tüm mal ve hizmetlerin maliyetini arttırmaktadır. Akaryakıttan alınan verginin makul seviyede olması, tüm mal ve hizmet maliyetlerini azaltacak, tüketicinin gereksinimlerini daha ucuza karşılamasının önü açılacaktır.

Bankaların borusu ötmeye devam ediyor
Her fırsatta ‘faiz lobisi’ nitelemesiyle siyasi iktidarın eleştirdiği bankacılık sektöründe, tüketiciyi yok sayan, ezen uygulamalar hız kesmeden devam etmektedir.

Kredi kart aidatı, hesap işletim ücreti, dosya parası ve benzeri haraçlarla tüketiciyi canından bezdiren bankaların bu paraları tüketiciye iade etmelerine ilişkin yargı kararlarının artması üzerine, 2014/Mayıs’ta yeni tüketici yasası ile bu paraların yasa zoruyla tüketiciden alınması sağlanmıştır. Siyasi iktidarın eleştirdiği bir sektörde, tüketiciyi bankalara peşkeş çeken uygulaması, kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanmış olup tepki görmeye devam etmektedir.

Kredi kart borçlarının yapılandırılması müjdesi balona dönüştü.
Halen yirmimilyon tüketicinin cebinde, ellidokuz milyon kredi kartı bulunmaktadır. 2016/Temmuz itibariyle kredi kart borcunu ödemeyen kişi sayısı iki milyondur. Tüketici Birliği Federasyonu’nun tespitlerine göre, kredi kart borcunu asgari tutarları ödeyerek öteleyen tüketici sayısı onbir milyon civarındadır.

Kredi kartında akdi faiz aylık yüzde 2,02, gecikme faizi aylık 2,52 olarak uygulanmaktadır. Akdi faiz oranı dikkate alınarak, kredi kartından sadece 1.000,00 TL. harcama yapıp başka hiçbir harcama yapmaksızın, sadece asgari tutarı ödeyerek borcun kapatılma süresi, elliüç aydır.

Tüketici Birliği Federasyonu, bu insafsız matematik nedeniyle uzun süredir kredi kart borçlarının yapılandırılması gerekliliğini, daha önce iki kez TBMM tarafından çıkarılan yapılandırma yasalarında olduğu gibi yapılandırma olanağının sadece borcunu hiç ödemeyenleri değil asgari tutarı ödeyerek günü kurtaran tüketicilere yönelik olması gerektiğini ifade etmişti.

Tüketici Birliği Federasyonu tarafından yıllardır ve ısrarla dikkat çekilen bu sorunun çözümü için geçtiğimiz günlerde Başbakan tarafından açıklanan ve sonrasında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yönetmelik hükmü haline getirilen ‘kredi kart borçlarının yetmişiki aya kadar taksitle ödenmesi’ müjdesi, bankaların şımarık ve hoyrat tutumları nedeniyle kocaman bir balona dönüşmüştür.

Yapılandırma için bankalara başvuran tüketicilere; tercih ettiği değil bankanın kendi uygun gördüğü vade ve temerrüt faizi olan yüzde 2,52 oranı dayatılmaktadır. Tüketicilerin bu konuda, BDDK’ya yaptıkları yakınma ve başvurular da sonuçsuz kalmakta, BDDK tüketiciyi, adeta bankaların önüne yem olarak atan bir tutum sergilemektedir.

Bu nedenlerle acil olarak;
-Yapılandırılacak borca uygulanacak faizin, bankanın tüketici kredisine uygulanan faiz oranını geçemeyeceği,
-Tüketicinin yapılandırmak istediği borç miktarı ve taksit sayısına ilişkin isteminin banka tarafından aynen kabulünün zorunlu olduğu
yönünde kesin ve emredici düzenleme yapılmalıdır.

Önümüzdeki sekiz ay boyunca harcamalara dikkat
Tüketici Birliği Federasyonu; küresel ekonomideki koşullar, ülkemizin burnunun dibindeki yayılma eğilimi gösteren savaş hali, ülke ekonomisindeki olumsuzluklar nedeniyle 2017 yılının ortalarına kadar, tüketicilerin zorunlu olmayan harcama yapmamaları konusunda uyarmaktadır.

Mehmet Bülent Deniz
Tüketici Birliği Federasyonu (TBF)
Genel Başkan

Anadolu Telif ve Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkan Mehmet Çınar

Antalya Apartman Yöneticileri Tüketiciler ve Danışmanlığı Derneği
Genel Başkan Ahmet Ballıel

Enerji Tüketicileri Derneği
Genel Başkan Bülent Çebin

Gümüşhane Tüketici ve Çevre Haklarını Koruma Derneği
Genel Başkan Sinan Akıncı

Kaza Mağdurları Sosyal Güvenlik ve Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkan Ali Körükçü

Siirt İli Tüketiciyi Koruma Derneği
Genel Başkan Mehmet Enver Aytaç

Sivil Toplum ve Diyalog Merkezi Derneği
Genel Başkan Aydın Türkmenoğlu

Tüketici Başvuru Merkezi Derneği
Genel Başkan İbrahim Güllü

Tüketici Güvenliği Derneği
Genel Başkan Murat Köse

Tüketici Hak Arama Derneği
Genel Başkan Nihat Altay

Tüketici Hakları ve Gıda Güvenliği Derneği
Genel Başkan Şafak Toker

Tüketici Hareketi Derneği
Genel Başkan Cüneyt Köşe

Tüketici ve Çevre Derneği

Genel Başkan Sıtkı Altan

22 Ekim 2016 Cumartesi

tüketicipostası, sayı 2- 'uzun ince bir yoldayım'

Yoldaş kimi zaman, ‘kalk gidelim dendiğinde, -nereye’ diye sormayan; kimi zaman da istinatgâhımızdır.

Coğrafyamızda, dünyada yaşayan insanlar için ortaya çaba koyan herkes deneyimlemiştir; zor zamanların, zor iklimlerin aşılmasında yoldaş olabilmek, her zorluğu kolay ediyor.

Her biri ekmek parası peşinde koşan onlarca yoldaşımızla kendimiz yeni bir iş edinmiştik; ‘tüketicipostası, sayı 1 başlangıç’ diyerek huzura gelmiş ve onayınıza talip olmuştuk. Amatör yüreklerin, zihinlerin elyordamıyla ürettiği bültenimizin ilk sayısının gördüğü ilgi, gelen tepkiler bizleri şaşırttı. Özellikle medyanın deneyimli insanlarının beğenileri, önerileri, okuyanların olumlu tepkileri bizi şaşırttığı kadar, yüreklendirdi de… Bu mütevazı başarı, yoldaşımızı iyi seçebilme sınavından bir kez daha geçer not aldığımıza işaret etti, bununla da sevindik. Evet, sorun yol değil, yoldaşı seçebilmekte.

İki yol öyküsüyle yine geldik.
Bizi evimize, sevdiklerimize ulaştıra-cak yol arkadaşı ile ülke olarak uygar dünyanın bir parçası olma yolunda önümüzde dikilenlere dikkat çekiyo-ruz.

Okuyacak gözleriniz, vereceğiniz nida, bir sonraki sayı için bize yeni bir işaret olacak.

Sağlıcakla,

tüketicipostası sayı 2 'uzun ince bir yoldayım'

14 Ekim 2016 Cuma

Kredi Kart Borçları Nasıl Yapılandırılacak?


Kredi kart borçları nasıl yapılandırılacak?

Borçlarını yapılandırmak isteyen tüketiciler ne yapmalı?
Bankalar yapılandırmada nazlı davranıyor!..

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Çetin Ünsalan'a anlatıyor.

5 Ekim 2016, Ulusal Kanal EkoPolitik
izlemek için...



9 Ekim 2016 Pazar

Milleti bankaların insafına bırakmayın

Tüketici birlikleri borçluların bankaların insafına bırakılmamasında hemfikir oldu.

Birlikler, elektrik, kredi kartı borcu veya konut kredisi faiz yapılandırmalarında bankaların keyfi tutum sergilediğini söyledi.

KARTTA 72 AY TAKSİT İMKANI
Vatandaşın kredi kartı borçlarına dikkat çeken Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, kredi kartı borçlarının yapılandırılmasına ilişkin yönetmeliğin uygulanmasında “kesin ve emredici” düzenleme gerektiği uyarısı yaparak, “11 milyon kişi, bankaların insafına bırakılmamalı” çağrısında bulundu. Deniz, “Bankaların geniş takdir hakkı, tüketiciyi zora sokacaktır” dedi ve ekledi: “Kredi kartı borç bakiyelerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlemeye göre; tüm kredi kart borçluları, 27 Eylül’e kadar olan borçlarını, bankaya başvurarak 72 aya kadar taksitle ödeyebilecekler.”

260 MİLYAR LİRA
Deniz, “Karar verme hakkını bankanın insafına terk eden bu düzenlemede iyileştirme yapılmaması durumunda bekleyen 11 milyon kredi kart borçlusunun birikmiş 260 milyar liralık borcunun yapılandırılması heba edilmiş olacaktır. Bankaların farklı faiz oranları kredi kart borçluları eşitsizliğe yol açabilecek sonuçlara gebe mevcut düzenleme, amaçlanan sonucu doğurmayacaktır” diye konuştu.

KONUTTA YAPILANDIRMA ZOR
Tüketici Başvuru Merkezi Derneği Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bankalara “konut kredisi faizlerini düşürün” çağrısı üzerine bankaların faiz oranlarını düşürdüğünü ancak uygulamanın aksaklıklarla hayata geçtiğini kaydetti.

KEYFİ TUTUM VAR
Faizlerin düşürülmesine rağmen bankaların yapılandırmaya yanaşmadığı konusunda kendilerine çok sayıda şikayet geldiğini ifade eden Ağaoğlu, “Tüketicilerin kredilerini yapılandırmak istemeleri en doğal haklarıdır. Bankalar burada keyfi tutum sergilemektedir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun devreye girmesi ve durumun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu konuda birçok tüketici mağdur durumdadır” değerlendirmesinde bulundu.

Daha önce buna benzer düzenlemelerin yapıldığını hatırlatan Aydın Ağaoğlu, tüketicilerin bu düzenlemelerle yapılandırmadan faydalandığını ancak son faiz indiriminden sonra bankaların farklı bir tutum sergilediğini aktardı.

ELEKTRİK ÇARPIYOR
Tüketici Birliği Federasyonu Üyesi Bülent Çebin, ödenmemiş elektrik faturalarıyla ilgili perakende şirketlerinin alacak tahsili için yaptıkları uygulamaların mevzuata aykırı olduğunu kaydetti.

5 İŞ GÜNÜ
Çebin, “Şirketlerin tüketiciye yazılı olarak bildirim yaparak, borcun en az 5 iş günü içinde ödenmesi gerektiği, bu süre içinde borç ödenmezse elektriğinin kesileceği bildirilmelidir” dedi. Yasal yollara başvurabilmek için; Elektriğin fiilen kesilmiş olması Sözleşmenin feshedilmiş olması Güvence bedelinin geciken borca mahsup edilmiş olması gereklidir. Koşullar yerine getirilmeden firma tüketici hakkında yasal işlem başlatamaz.

588 BİN KİŞİ BORÇLU
Elektrik tüketiminin dağılımı
Sanayideki kullanım yüzde 36,47
İşyerlerindeki kullanım yüzde 29,07 
Konutlarda elektrik kullanımı yüzde 23,91
Toplam tüketici kredileri 319 milyar 55 milyon lira
Konut kredileri 142 milyar 145 milyon lira
Bireysel kredi borcunu ödeyemeyen 422 bin 827 kişi
Kredi kartı borcunu ödeyemeyen 588 bin 248 kişi

4 Ekim 2016 Salı

“onbir milyon kişi, bankaların insafına bırakılmamalı …”

İstanbul, 02.10.2016

Kredi kart borçlarının yapılandırılmasına ilişkin düzenlemeleri değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “bankaların geniş takdir hakkı, tüketiciyi zora sokacaktır” dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:

Kredi kart borç bakiyelerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenleme, 27.09.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Banka ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliği’ne eklenen Geçici 2. madde ile; ‘bu maddenin yayımı tarihi itibariyle kredi kartlarının mevcut borç bakiyeleri kart hamilleri tarafından talep edilmesi durumunda en fazla yetmiş iki ay ile sınırlı olmak üzere taksitlendirilebilir.’ Düzenlemeye göre; düzenli ödeyen ve ödemeyen tüm kredi kart borçluları, 27.09.2016 tarihine kadar olan borçlarını, bankaya başvurmak suretiyle 72 aya kadar taksitle ödeyebileceklerdir.

Başbakan Binali Yıldırım’ın konuya ilişkin ilk açıklamaları, kredi kart borçluları için büyük bir müjde olmuş; buna ilişkin yönetmelik düzenlemesi ise, kart borçlularını zorlayacak içerikte olup hayalkırıklığı oluşturmuştur.

Bu düzenlemede yapılandırılacak borca ilişkin uygulanacak faiz oranı belirlenmemiş olduğu gibi ‘taksitlendirilebilir’ ifadesi ile bankaların, kredi kart borcunu yapılandırma talebini kabul edip etmemekte serbest olduğu yönünde bir algı söz konusudur. Yine geçtiğimiz günlerde, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli tarafından yapılan açıklamada, bankaların hangi faiz oranını uygulayacakları, taksit sayısının bankanın belirleyebileceği gibi bilgiler yer almıştır.

Karar verme hakkını bankanın insafına terk eden bu düzenlemede iyileştirme yapılmaması durumunda, bekleyen onbir milyon kredi kart borçlusunun birikmiş 260 milyar liralık borcunun yapılandırılması fırsatı heba edilmiş olacaktır. Bankaların farklı faiz oranları, farklı taksit sayısı uygulamaları ile kredi kart borçluları eşitsizliğe yol açabilecek sonuçlara gebe mevcut düzenleme, amaçlanan sonucu doğurmayacaktır.

Başbakan tarafından verilen ‘müjde’nin, ‘balon’a dönüşme olasılığı anlamına gelen bu düzenlemeden geriye dönülmeli, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda alınan ve Başbakan tarafından açıklanan karara uygun olarak;

-Yapılandırılacak borca uygulanacak faizin, tüketici kredisine uygulanan faiz oranını geçemeyeceği,
-Tüketicinin yapılandırmak istediği borç miktarı ve taksit sayısına ilişkin isteminin banka tarafından aynen kabulünün zorunlu olduğu

yönünde kesin ve emredici düzenleme yapılmalıdır.

Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

İstanbul'da korsan servis aracı uyarısı

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, İstanbul'da çok sayıda kaçak servis aracının bulunduğunu belirterek, vatandaşları, bu tür araçlar konusunda uyardı.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, İstanbul'da servis sürücülerine yönelik çok sayıda şikayet aldıklarını belirterek, bunları incelediklerini söyledi.

AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaptıkları araştırmada, vatandaşı mağdur eden servis araçlarının çoğunun kaçak olarak çalıştığını belirlediklerini anlatan Deniz, şunları kaydetti:

"İnsanlar mağduriyet yaşadıktan sonra telefonla ya da internet üzerinden bize şikayette bulunuyor. Biz bu mağduriyetleri araştırmaya başladık. Belediyeden soruşturduğumuzda bunların tamamına yakınının kaçak olduğu, yani ruhsatsız olarak çalıştığını anladık. Nasıl olur da bunlar bu şekilde şehirde ruhsatsız olarak çalışabileceğini merak ettim. Bu konuda yaptığım araştırmada, bazı tespitler edindim. Yetkililerle yaptığım konuşmada, gerçekte taşımacılıkla hiç alakası olmayan birçok kişinin, belediyenin plaka tahdidi vereceği ümidiyle servis aracı aldığını öğrendim."

Deniz, bu kişilerin, ruhsatsız ve denetimden geçmeden çalıştığını vurgulayarak, gerekli standartları taşımadıklarını söyledi.

"Kaçak çalışan yaklaşık 3 bin servisin bulunduğunu düşünüyorum"
Öztürk, vatandaşlara bazı önerilerde bulunarak, bu tür kişilerin tespiti yönünde kendilerinin de vatandaşa yardımcı olabileceklerini söyledi.

Velilere, çocuklarını mutlaka bir servis işleticisiyle taşıtmasını tavsiye ettiklerini anlatan Öztürk, şunları kaydetti:

"Taşıma yetki belgeleri, güzergah kullanım izni olsun. Çünkü servis taşımacılığı her işe benzemez. Çocuklar bizim canımız, onun için kime teslim edeceklerini çok iyi bilsinler. Onun için servis taşımacılığı yapan kişinin sabıkası var mı, alkol kullanıyor mu, ehliyeti alkolden ya da yaralı trafik kazasından dolayı iptal edilmiş mi? Araştırsın. Servis aracını mutlaka kontrol etsinler, arabada yeterli donanım var mı, yeterli güvenlik önlemi var mı, acil çıkışı var mı, okul öncesi ya da orta okulsa rehber öğretmeni var mı? Bunlara mutlaka dikkat etsinler. Şüpheye düştükleri anda odamızı arasınlar, aracın plakasını bize bildirsinler. Biz yasal olup olmadığını araştırıp onlara bildiririz."

Mehmet Ali Derdiyok, 22.09.2016 Anadolu Ajansı http://aa.com.tr/tr/turkiye/istanbulda-korsan-servis-araci-uyarisi/650431