Yaşadığımız ülkenin Anayasasının 73. maddesi bakın ne diyor; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.”
Anayasanın bu açık ve emredici düzenlemesine karşın, devlet 74 milyonun mali gücünün birbirine eşit olduğunu düşünüyor.
Öyle ki, benzin aldığında, telefon açtığında herkes aynı vergiyi veriyor.
Dahası, hangi mal ve hizmeti satın alırsak alalım, Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi de, bütün yurttaşlar için aynı.
Yani, benzin pompasına yanaşan, cep telefonunu kullanan işadamı sayın Ali Ağaoğlu da, bendeniz de aynı vergiyi veriyoruz.
Benzin istasyonlarının, GSM operatörlerinin, sigara üreticilerinin vergi dairesi gibi çalıştığı bu ülkede, “dolaylı vergi” dediğimiz Katma Değer Vergisi, Özel İşlem Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Özel Tüketim Vergisi olarak ödediğimiz vergilerin tüm vergiler içindeki oranı, yüzde 65-70 civarında.
Yani devletin topladığı 100 liralık verginin, 65-70 lirası dolaylı vergilerden geliyor.
Dolaylı vergi yükü bakımından ardımızda bıraktığımız ülke sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Üstelik Avrupa Birliği ülkelerinde son kırk yılda, vergi yükü yüzde elli artarken, ülkemizde yüzde 240 artmış.
Piramidin Sivri Ucu, Kime Batar?
Ekonomi haberlerinde, yazılarında hep görürüz, piramit şeklinde bir resim vardır. Ülkedeki gelir dağılımında söz ederken, bu piramit sözlere eşlik eder.
Denir ki, bu piramidin ucu ne kadar sivri ve kısaysa, ülkede yaşayanlar arasındaki gelir dağılımı da o denli adaletsizdir. Piramidin ucundaki sivriliğin uzunluğu uzadıkça, fertler arasındaki ulusal gelirin paylaşımı adildir.
Piramidin ucuna şekil veren unsurların en önemlilerinden biri de, vergi yükünün, tıpkı Anayasanın yukarıda sözünü ettiğimiz düzenlemesine uygun olarak, fertlerin mali gücüne göre dağıtılmasıdır.
Eh şimdi bakalım, devlet benimle işadamı sayın Ali Ağaoğlu’nun mali gücünü eşit kabul edip, aynı vergiyi almaya kalktıkça, piramidin ucunun sivriliği ve boyunun uzunluğu da, gayet “adaletsiz” olarak şekilleniyor.
Mehmet Şimşek’ten İtirafçı Olur mu?
Hem de ne güzel olur.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, dolaylı vergilerin yüksek olduğunu güzel güzel itiraf ediyor.
TBMM. nde verilen soru önergesine verdiği yanıt ile yukarıda yazdıklarımı doğrulayan Şimşek’in itirafları bununla da kalmıyor; “Ülkemizi OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda, dolaylı vergilerin ağırlığının nispeten yüksek olduğu görülmektedir.”
Bu ülkenin Maliye Bakanı da bunu kabul ediyorsa, ne diyelim; “Geçenden beş, geçmeyenden on metelik alırız, yolumuza devam ederiz…”
İtirafa Takla Attırmak
Tabi siyasetçilerin itiraflarını da dikkatle okumak gerek.
Bir şeyleri kabul ederken bile sözlere takla attırmak gerekir ki, kamuoyu işe fazla uyanmasın!
Tıpkı “Deprem Vergisi” konusunda olduğu gibi
“Deprem Vergisi diye bir vergi bizde yoktur, kalıcı hale AKP iktidarı getirmedi” diye demeç veren Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, bu sefer sözcüklere takla attırmayı da bir kanara bırakıp, deprem vergisi konusundaki gerçekleri nasıl dile getirdiğini görelim.
Görelim, ama izninizle bu skandalı haftaya saklayalım.…
Hoşbulduk…
Ülkenin en iyi ekonomi yazarlarının, habercilerinin olduğu bir internet sitesinde sizlerle buluşmak ne güzel…
Ekonomigundemi.com da yazmaya başlayacağımı duyuran haber de, bir kadar mahcup etti.
Mahcubiyetin yanında, “işin hakkını vermek” adına demek ki, daha çok çalışacağız.
Halkın Ekonomisi, bizim köşemiz.
Bizi, cebimizi konuşacağız, paylaşacağız.
İletişim bilgilerim köşemde yer alıyor.
Birbirimizden haberdar olalım…
Bu makale, 20.02.2012 tarihinde, ekonomi.com portalının http://ekonomigundemi.com/yazar/Ali-Agaoglu-Kadar-Zenginim-/1741 linkinde yayınlanmıştır.