İlkini anımsıyorum; Taksim'de, o zamanki ismi Etap olan otelin altında, Vakkorama isimli bir mekandaydı.
Sonrasında Tepebaşı, TÜYAP...
Bir kaç koridordan, bir kaç yazarın imza gününden; salonlara sığmayan yayınevlerine, uzadıkça uzayan imza kuyruklarına, onbinlerce ziyaretçiye, ulaşabilmek için delirten trafiğe...
Rekor; hem 36. kez okuyucu ile buluşan Kitap Fuarı'na, hem de 36. kez bu fuarı ziyaret eden bana ait.
Kitaplarla 36. buluşmam.
'Market arabasıyla gitmeliyim' sözümü yine unuttum, bir sonraki yıl tutmak üzere.
'Okulların ziyaretleri için hafta arası iki-üç gün verilse, çocuklar da, bizler de rahat etsek' diye yine düşündüm.
Fuar süresi uzatılsa...
Akşam kapanışı, daha geç saate alınsa...
İndirimler biraz daha fazla olsa...
TÜBİTAK yetişkinler için artık kitap basmıyor mu?
Bu yıl yeraltı edebiyatı daha mı az?
Bir kitap ayini daha bitti.
37. ayin için geriye saymaya başladım bile...