31 Ağustos 2010 Salı

"Kredi, Bayram Yaptırmaz!"

Ramazan Bayramı yaklaştı.
Bankaların alıştığımız, "bayram kredileri" reklâmları boy göstermeye başladı.
Peki, üç günlük bayram tatili için bankadan kredi kullanmak ve bunun için bankaya oniki ay borçlu kalmak doğru mu?
İlan edilen faiz oranları gerçek mi?
Kredi alırken hayat sigortası yaptırmak zorunda mıyız?
Tüketici kredisi hakkında herşey...

Ali Kızan, Gülname Kurtgöz, Nigari Erdem ve Serpil Erim tarafından hazırlanan, Tülin Öztürk Ekici ve Saadet Baykal tarafından sunulan ve Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz'in program danışmanlığını yaptığı ve uzman konuk olarak katıldığı "Renkli Anlar"da bu hafta, bankaların "şeker" kredilerindeki gerçekler konuşuluyor.

TRT Radyo1, Renkli Anlar, 1 Eylül 2010, Saat 13:30

26 Ağustos 2010 Perşembe

Korsan Gündem'in Perspektifinden Tüketici Hakları


Gündemi eğlenceli ve ironik üslupla değerlendiren program Korsan Gündem, bu hafta tüketici haklarına göz atıyor.

Programı hazırlayan ve sunan Mustafa Alcan, canlı yayın konuğu Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz ile "bilinçli tüketici olmak zorunda mıyız", "İsrail'i boykot edebiliyor muyuz", "boykot alışkanlık mı yaptı" sorularının cevaplarını arıyor.


Ülke TV. Korsan Gündem, 27 Ağustos 2010 Cuma, Saat 21:45

Deniz, Airport TV. de...


Elektronik haberleşmede tüketicilerin haklarını düzenleyen yönetmelik, 28 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girdi.


Abonelik sözleşmeleri nasıl olacak?
Sözleşmedeki haksız hükümler, tüketiciyi bağlıyor mu?
Telefonunuzun tarifesi tek taraflı olarak operatör tarafından değiştirilebilecek mi?
Tarifenizin kotasını aşarsanız ne olacak? Kota aşımı önceden bildirilecek mi?
Reklâm SMS lerinden bıktıysanız!...
İnternetteki zararlı içeriklerden nasıl korunacağız?
Spam maillerden canımız yanarsa!...
Mağdur tüketiciler nereye, nasıl başvuracak?
Hepsi ve daha fazlası...

Yapımcılığını Halidun Aksakal'ın üstlendiği, Yaprak Hırka tarafından sunulan ECO TIME programının canlı yayın konuğu, Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz, cep telefonu ve internet kullanıcılarının haklarını anlatıyor.

AIRPORT TV., ECO TIME, 27 Ağustos 2010 Cuma, saat 10:30

24 Ağustos 2010 Salı

"gaza geldik!..."


Hep öyle oldu.
Kimi zaman Danimarka’ya, kimi zaman Fransa’ya, kimi zaman ABD. ye ekonomik savaşlar açtık, onları iflas ettirecek denli kararlı, sürekli ve etkili tüketici boykotları yaptık…
Sahi, kaçını hatırlıyoruz bu boykot girişimlerinin?..
Arkamızda bıraktığımız bu boykotlarda neler oldu, hatırlıyor muyuz?
Gelin geriye doğru, on yıllık bir yolculuk yapalım, Tüketiciler Birliği’ndeki aktif çalışma yıllarımıza…

Cami Resmi, Sigara Paketinde Olursa..
2002 yılı.
Chesterfield marka sigara paketini inceliyoruz. Üzerinde Ortaköy Cami resmi var.
Bir basın açıklaması yaparak, paketteki bu resmin kaldırılmasını, aksi takdirde boykot uygulanacağı konusunda firmayı uyardık ve kamuoyunu da bilgilendirdik.
Açıklamamızın bir gün sonrasında sigarayı üreten firmadan yazılı cevap geldi ve dünyanın dev şirketlerinden olan Philip Morris firmasının, 111 ülkede Ortaköy Camii resmi ile sattığı Chesterfield marka sigara paketindeki Cami resmi kaldırıldı.

Onuruna Fransız Kalmayınca…
2006 yılında, “Ermeniler soykırıma uğramamıştır” diyene hapis cezası öngören bir yasa tasarısı Fransa Parlamentosu’na gelince, Türkiye ayağa kalktı.
Tasarının Parlamento’da kabul edilmesi üzerine, aynı gün boykot kararı alıyoruz.
Her hafta bir Fransız ürününü açıklama kararı alıyoruz.
İlk hafta açıkladığımız Total markası ile Avrupa borsaları yere çakılıyor. Firmanın Avrupa borsalarındaki hisse senetleri, ilk gün yüzde beş değer kaybediyor.
Fransa ile ilişkili markalar hangi hafta kendilerini açıklayacağımız endişesi ile Fransa üzerinde lobi yapmaya başlıyorlar gecikmeksizin.

Boykotun sekizinci haftasında, Parlamento’da kabulüne karar verilen yasa, Senato’da onaylanmak için yola çıktı. Ama bir türlü Senato gündemine gelmedi(!) ve tasarı yasalaşmadı.

Bu iki boykot örneği gibi, geçmiş on yıl içinde başarıya ulaşmış onlarca tüketici boykot eylemi anısını yazabilirim.
İsteyince, doğru bir söylemle, doğru zeminde “haydi tüketiciler, boykota” dendiğinde sonuç alınıyor.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

2009 Gazze/2010 Mavi Marmara..
Geçtiğimiz yılın ilk ayları, İsrail ordusunun Gazze’ye girip binlerce sivili öldürdüğü günler.
Ortalıkta bir “boykot” heyecanı dalgası.
Listeler havada uçuşuyor.

Ve şimdi.
Bayrağımızı taşıyan bir gemiye saldırıyor İsrail.
Dokuz kardeşimizi katlediyor.
Ve biz yeniden hatırlıyoruz, “İsrail’e boykot” yapmayı…

2009 yılının Ocak ayından, 2010 yılının Haziranına…
İsrail, Gazze’ye saldırısını geri mi çekti? Hayır!
Ablukayı mı kaldırdı? Hayır!
Peki geçen yılın başında haykırdığımız “İsrail’e boykot” nidalarına ne oldu, arada yaşanan bir buçuk yılda?..

Sürdürülebilir Olmak…
Sizi temin ederim, Gazze’ye saldırının gerçekleştiği 2009 yılının ilk günlerinden bu güne, İsrail ordusuna açıkça destek verdiğini açıklayan ve adını hemen her listede gördüğünüz kolalı içeceği, evet sadece bir kolayı Türkiye olarak onsekiz aydır satın almıyor olsa idik, bugün belki de dokuz vatandaşımız yaşıyor olacak, dahası belki de Gazze sorunu aylar önce çözülmüş olacaktı.

Sivil Topluma Düşen Görev
Sondan bir önceki sözümüz, sivil toplum örgütlerine, özellikle tüketici örgütlenmelerine.
Ülkemiz tüketicisi, hiçbir dönemde tanık olmadığımız kadar boykota hazır, istekli ve kararlı idi.
Ama aradan iki ay geçmiş olmasına rağmen “boykot”un esamisi yok ortada.

Dahası, İsrail karşı boykot ile bize meydan okuyabilecek cesareti kendisinde buldu.
Dahası İsrail’den ithalatımız yüzde 32 arttı.

Bir yerlerde hata mı yaptık acaba?
Söylem mi doğru değildi, söyleyenler mi, yoksa zemin mi?
Özeleştiri gerekir mi acaba, tüketiciyi duyarsızlıkla suçlamadan önce.

Ve son söz tüketiciye;
Bir şişe kola içmezsek ölmeyiz. Ama içeceğimiz bir kola ile kaç cana kıyarız, biliyor musunuz?

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Şikâyet İçin Kuruldular, Birbirleriyle Davalık Oldular


Dünyada şirketler ile tüketici arasında yaşanan sorunları çözmek amacıyla kurulan sanal şikayet kavramı Türkiye’de iki şikayet sitesini birbirine düşürdü. Sikayetvar.com, isim benzerliği nedeniyle sikayetim.com sitesine haksız rekabet yarattıkları iddiasıyla dava açtı. Günde ortalama bin kişinin şikayet yazmak için tık’ladığı web sitelerinin arasında yaşanan ihtilaf, bu mecranın önemini de gözler önüne serdi.

Ancak üretici, müşteri ve son kullanıcı arasında etkin ve tarafsız bir ortam sağlayıcı ve çözüm platform olma iddiasıyla yola çıkan ve bugün milyonlara ulaşan kullanıcılara hizmet veren sitelerin işleyişi tüketicilerin ve tüketici derneklerinin de tepkisini çekiyor. Tüketici Derneği Onursal Başkanı Bülent Deniz, bu tip sitelerin manipülasyona açık ve şeffaflıktan uzak olduğunu savunarak, “Müşteri dostu firmalar’ gibi listeler yapıyorlar. Müşterisi olan firmaları sıralamak ne derece güvenilir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Şirketlerden ücret alıyorlar
Türkiye’de şikayet alanında faaliyet gösteren iki site bulunuyor. Bunlar 2001 yılında Dr. Ömer Deveci tarafınan kurulan sikayetvar.com ve 2003 yılında Publika İletişim hizmetleri tarafından kurulan sikayetim.com. İki web sitesi de bireysel kullanıcılardan bir ücret talep etmezken, kurumsal kullanıcılardan belli bir ücret alıyor. Sikayetvar.com, her gün ortalama 25 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor. Sitenin 4 bin 500 civarında kurumsal, 450 bin civarında ise şikayetçi üyesi var. Şikayetim.com ise, ortalama 15 bin kişi tarafından ziyaret edilyor, 800 kurumsal ve 200 bin civarında şikayetçi üyesi bulunuyor.

Sikayetim.com sitesinin editörü ve Üye Hizmetleri Sorumlusu Metin Erdoğan, 800 civarında kurumsal üyelerinin olduğunu, bu kurumlardan 300 TL aldıklarını belirtiyor. Portalın devamlılığının sağlaması için bunun önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, “Biz sivil toplum kuruluşu değiliz, tüketici portalıyız ve bir hizmet veriyoruz” dedi. Diğer web sitesinin kendilerine karşı olan tutumu konusunda şaşırdıklarını kaydeden Erdoğan, şunları söylüyor: “Sonuçta bu tip hizmetler ne kadar çok artarsa, tüketici memnuniyeti de o kadar artacak. Dava açılmasını anlamak güç. Bizim her şeyimiz açık, gizli saklı bir şey yok. Amaç diğer site ile rekabet değil, hizmet vermek. İki site birbirinden farklı. Biz şikayet geldikten sonra üyemiz olan kurumsal üyeye cevap vermesi için bir hafta tanıyoruz. Cevap verirse cevaplı yayınlıyoruz ve müşteri memnun olana kadar da yazışmalar devam edebiliyor.”

Veriler şeffaf değil, tüketici yanıltılıyor
Ancak sitelerin işleyişi tüketici dernekleri tarafından eleştiriliyor. Bu tip sitelerin manipülasyona açık ve şeffaflıktan uzak olduğunu savunan Tüketici Derneği Onursal Başkanı Bülent Deniz, “Bu siteler ‘müşteri dostu firmalar’ gibi listeler yapıyor. Müşterisi olan firmaları sıralamak ne derece güvenilir? Tüketici hakları ile ilgili çalışmalar yapanların verilerinin şeffaf olması uluslararası tüketici kurumunun etik kurallarının başında geliyor. Reklam ve spronsorluk olmaması gerekiyor. Mevcut sitelerin çalışma mantığını bilmiyoruz” diyor.

Sitelerden sikayet var.com, analizler ve müşteri dostu firmalar başlığı altında teknik analizler de yayınlıyor. Bülent Deniz’e göre, analizler objektifilkiten uzak. Bir tüketici hareketinin veya çalışmasının reklam ve sponsorluk içeremeyeceğini ve belli firmaları öne çıkaran çalışmaların güvenilirliği azalttığını belirten Deniz, “Mesela A firması reklam vermeyince onu kötüleyen şikayetleri yayınlayabilirler. Burada yeterince şaffaflık yok” değerlendirmesinde bulunuyor. Kamuoyunda şikayet edilince sorun çözülecek gibi bir algı olduğunu kaydeden Deniz, “Halbuki bunlar karar üreten makam, örgüt bile değil. Bilgilenme kısmı dışında tüketicinin izlemesi gereken yasal yollar, hakem heyetleri ve mahkelemerdir” diye konuşuyor.

Bu uygulamaları para ile adalet dağıtmak olarak gören Deniz, bu konuda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu’nun harekete geçmesi gerektiğini savunuyor. Dünyada ise, yasal mecralara başvurmadan sorunların çözüldüğü ve tüketcilerin çok bilinçili olduğunu belirten Deniz, “Almanya’da her ay bir test magazin dergisi yayınlanır. Mesela o ayki tüm çamaşır makineleri test edilir. ABD’de ise aldığınız ürünü koşulsuz iade hakkınız var. Yasal noktalara sirayet etmeden çözüm bulunur” açıklamasında bulunuyor.
Sevda Yüzbaşıoğlu/Referans 19.08.2010