15 Aralık 2019 Pazar

Yılın son fırsatçı kampanyalarına kanmayın

Yılbaşı bahanesiyle yapılan indirim oyunlarına dikkati çeken Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, tüketicileri hilelere karşı dikkatli ve tedbirli olmaya çağırdı.

Yılbaşına doğru açıklanan “İki al bir öde” veya “Bir alana bir bedava” başlıklı indirim oyunları pek çok şikâyete konu oluyor. Bu oyunlara son verilmesini isteyen bilinçli tüketiciler; sosyal medyadan “Yine kandırılıyoruz”, “Dolandırıcılar devrede” ve “İndirimle değil, bindirimle karşı karşıyayız” paylaşımlarında bulunuyor.

Hilelerin ardı arkası kesilmiyor
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Yeni Akit’e yaptığı açıklamada indirim hilelerinin ardı arkasının kesilmediğini belirtti. Tüketicileri hilelere karşı dikkatli ve tedbirli olmaya çağıran Deniz, “Ne yazık ki, ‘Black Friday’ yahut ‘Efsane Cuma’ saçmalığını sözde yılbaşı indirimleri takip ediyor. Bu sanal indirimlerle depoda kalan, stokta olan ürünleri satmak hedefleniyor” dedi. Elektronik cihazlardan örnek veren Deniz, şu ifadeleri kullandı:

Kritik uyarı
“Bazı tekno marketlerde indirimli olarak lanse edilen ve 10 liradan satılan bir ürün 2020 başlarında 2 liradan fiyatlanacaktır. Çünkü raflara bu ürünün yenisi, bir üst modeli gelecektir. Onun için uyanık olmakta fayda var. Öbür taraftan indirimlerin sanal olabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda mağazalarda ve vitrinlerde yer alan ‘Yüzde 80 indirim’ ya da ‘İki al bir öde’ yazılarına kuşkuyla bakılmalı, kampanya öncesi fiyatlar araştırılmalıdır.” Bilinçli tüketimin önemini vurgulayan Deniz, “Mutlaka ve mutlaka ihtiyaç duyulan ürünler satın alınmalıdır. İsraftan kaçınılmalıdır. Sırf iskontolu ya da uygun fiyatlı diye bir ürünü almanın doğru bir tutum olmadığı bilinmelidir” diye ekledi.

Yalancı indirimlere dikkat
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ise ‘Şahane Cuma’ gibi yalancı indirimler ve ‘Muhteşem Yıl’ benzeri kampanyalarla tüketim çılgınlığının tetiklendiğini söyledi. Vatandaşlara “İndirimli pantolon, sweatshirt, ayakkabı, telefon ve tabletlerin fiyatlarını; muadillerinin bedellerini araştırın. Gerek duyacağınız, kullanacağınız ürünleri tercih edin” diye seslenen Ağaoğlu, şöyle devam etti: “Şu aşamada ilgili merciler tarafından da denetimlere, teftişlere büyük önem verilmelidir. Ürün ve fiyat kontrolleri artırılmalıdır. Art niyetlilerin ve vurguncuların ceplere el atmalarının; halkı yolmalarının önüne geçilmelidir. Ve tüketiciler müfettişler gibi davranmalı, fiyatlarıyla oynanan ürünlerin fotoğraflarını çekmeli, faturalarını ekleyip Ticaret Bakanlığı’na iletmelidir. Ya bakanlığa telefon açmalı veya mobil uygulama HFA-Bildirim’e şikâyette bulunmalıdır.”

15.12.2019, BUğra Kardan, Yeni Akit

Sahte kozmetik tehdidi

Bütün dünya sahte kozmetik ürünlerinin istilası altında. Merdiven altında, yasaklı maddelerle üretilen makyaj malzemeleri ve diğer bakım ürünleri karşımıza artık sadece semt pazarlarında değil, sosyal medya ve alışveriş sitelerinde de çıkıyor. Netflix’in yeni belgeseli ‘Broken’ da meseleyi yeniden gündeme getirdi. ‘Broken’ vesilesiyle, Türkiye’nin sahte kozmetik karnesini mercek altına aldık.

Katkıda bulunanlar
Kimyagerler Derneği Marmara Şube Başkanı Ahmet Aktaş
YouTuber Su Hakgüden (@londradabirturkkizi)
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz
Dermotoloji Uzmanı Figen Akın

Kozmetik ürünleri, artık bir sosyal statü simgesi mi?
- Evet ve kozmetik ‘lüks’ katagorisinde olduğu sürece böyle olmaya devam edecek. Bunda markaların reklam politikaları da pay sahibi. Ruju, parfümü veya ojeyi bir yaşam stili, bir sosyal statü satıyormuşçasına tanıtıyorlar. Ferrari mi sürüyorsun ruj mu belli değil! (Su Hakgüden)

Sahte ürünler Çin’den mi geliyor?
- Uzakdoğu’dan gelen ürünler de var ama Türkiye pazarına sürülen sahte ürünlerin önemli bir kısmı ülkemizde merdiven altında üretiliyor. Kozmetik ürünler için marka sadakati çok düşük olduğundan tüketici algısını etkileyebilen her marka sektörde kendine yer bulabiliyor. Pazara her gün yeni firmalar, yeni ürünler giriyor. (Ahmet Aktaş)

Bu ürünlerin içeriğinde hangi maddeler var, sağlığımızı nasıl etkiliyorlar?
- Yüksek oranda kullanıldığında kalp krizi riskini artıran Minoxidil, onarılması zor cilt yanmalarına neden olan TCA, arsenik ve kurşun gibi ağır metaller... Kozmetikte yasaklı olan bütün maddeler var ve bu maddeler nefes problemine de neden oluyor. Epilasyon öncesi ağrıyı gidermek için kullanılan bir krem, yüksek dozda kullanılırsa kalp hastalığı ve dolaşım bozukluğuna sebep olabiliyor. Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na kayıt yaptırmış firmaların üretim yerlerini denetliyor ama ithal edilen kozmetik ürünlerinin üretim yerleri denetlenemiyor. (Ahmet Aktaş)

- Örneğin bergamot yağı ve Peru balsamı ciltte iritasyona yol açar, ruj ve farları bu bölgelerin derisi ince olduğundan kolayca emilir ve egzamaya yol açar. Bu ürünlerin içinde sentetik kimyasallar ve petrol yan ürünleri var ve kandan emilerek sistemik dolaşıma karışır ve kanserlere yol açabilir. Bu ürünler vücutta yabancı protein gibi algılanarak romatizmal bir rahatsızlık olan Kelebek (Sistemik Lupus) hastalığını da tetikleyebilir. (Figen Akın)

Bu etkileri bilinmesine rağmen sahte kozmetik ürünlerine ilgi neden azalmıyor?
- Bu ürünler, insanların istediği statüde gözükmesine yardımcı olduğu için revaçta. Sen de onun kullandığı o pahalı ürünü kullanıyorsun, senin dudakların da aynı renk, sen de aynı kokuyorsun, aynı hayatı yaşaman için adım adım ilerliyorsun. Ambalajı, görüntüsü aynı, makyaj masanı zengin ve kaliteli gösteriyor. Bu ürünleri kullananlar, başlarına bir şey gelmeyeceğine inanmak istiyor. Orijinal olmuyorsa sahte olsun kim bilecek? İnsanlar sağlık sorunu olmadığı zaman hayatlarını riske atabiliyor. Ama er ya da geç bir şey oluyor, o ayrı. (Su Hakgüden)

Tüketici Birliği Federasyonu’na sahte kozmetik ürünleriyle ilgili çok şikayet geliyor mu?
- Evet, çok fazla. Kozmetik şu an ekonominin temel motorlarından biri. Markalı, tescilli kozmetik ürünlerinin fiyatı vatandaşların alım gücünün üzerinde olduğu için insanlar daha ucuz kozmetik arayışına giriyor. Türkiye’deki tüketiciler sahte bir üründen memnun kalmadıklarında, başka bir sahte ürün almaktan vazgeçmiyor. Sosyal medyada ve semt pazarlarında çok satılan bu ürünlerden korunmak için pahalı ama daha az sayıda ürün almaktan, araştırma yapmaktan ve etiket okumaktan başka çare yok. Bilim dünyası kelliğe bir çözüm bulabilmiş değil ama üzerinde ‘kelliğe çözüm’ yazan ürünler çok satılıyor, insanların sağlığı bozuluyor. Ambalajın arkasında ruhsat bilgisi var mı bakın; yoksa almayın. (Mehmet Bülent Deniz)

- Sahte ürünleri gerçeğinden ayırmak zor olabilir. Üretici firmanın güvenirliği oldukça önemli; güçlü araştırma laboratuvarları olan bilinen markalardan şaşmayın. (Figen Akın)

14.12.2019, İpek İzci, Hürriyet

28 Kasım 2019 Perşembe

Efsane Cuma'dan, Siber Pazartesi'ye

Kasım ayının son Cuma'sı.
Alışveriş çılgınlığının zirve yaptığı gün.
Bugünlerde ne yapmalı? İşte sorunun cevabı...

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Cem Seymen'le A'dan Z'ye de anlatıyor.

27.11.2019, CNN Türk, Cem Seymen'le A'dan Z'ye

Black Friday'a Dikkat

Alışveriş çılgınlığında zirve.
Kasım'ın son Cuma günü...
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz uyarıyor.

26.11.2019, CNN Türk



17 Ekim 2019 Perşembe

Kredi Yapılandırırken Dikkat!

Merkez Bankası’nın üstüste iki kez faiz oranlarını düşürmesi, bankaların kullandırdığı kredi faizlerinde de düşüşe yol açtı. Ancak Merkez Bankası’nın faiz indirim kararından önce konut kredisi kullanan tüketicilerin bu duruma tepki göstermesi üzerine, kamu bankaları öncülüğünde konut kredilerinde yeniden yapılandırma uygulaması başladı.

Peki konut kredilerini düşen faiz oranları üzerinden yeniden yapılandırmak avantajlı mı?

Konuyu değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, tüketicilerin yeniden yapılandırma işine girişmeden önce mutlaka doğru hesap yapmaları gerektiğini söylüyor.

Konut kredilerinde erken kapama cezası alındığını belirten Deniz; “kullanılan konut kredilerinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 37. maddesi gereğince, gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın kalan vadesi 36 ayı aşmayan kredilerde yüzde 1, kalan vadesi 36 ayı aşan kredilerde ise yüzde 2’ye kadar erken ödeme tazminatı tüketiciden tahsil ediliyor. Dolayısıyla tüketici ödeyeceği erken ödeme tazminatını ve yeniden yapılandırma halinde ödeyeceği toplam tutarı karşılaştırarak bu işlemi yapmalıdır” dedi.

Kredi kullandırılırken yapılan sigorta konusunda da uyarıda bulunan Deniz, yeniden yapılandırma durumunda eski kredi paketindeki sigorta poliçesinin kalan süresine tekabül eden prim tutarı tüketiciye iade edileceği için yapılandırmada yapılacak yeni sigortanın primlerinde tüketici aleyhine dikkat çekici bir zarar oluşmayacağını belirtti.

14.10.2019, Tüketici Postası

13 Ekim 2019 Pazar

2 milyon euroluk projeden çıkarılan tüketici dersleri

Tüketici haklarının korunması için AB destekli 2 milyon euroluk projede yok yok. Projenin Samsun toplantısını izledim, çok önemli meseleler öne çıktı. Tüketici Bakanlığı kurulmasından tutun, okullarda tüketici dersleri konulmasına kadar her şey konuşuldu.

Perihan ÇAKIROĞLU yazıyor... Şöyle bir soruyla başlasam; İyi bir tüketici misiniz? Ve bu anlamda hakkınızı koruyor musunuz? Kendimden örnek verirsem, ne kadar çok çabalasam da satın aldığım her malda, her bozuk çıkan eşyada veya yediğim içtiğim her üründe sonuna kadar tam gidemiyorum. Bir yerlerde zincir kopuyor sanki...Oysa tüketici hakkı, komşu hakkı gibi kutsal ve önemlidir. Çünkü, satın aldığınız bir ürün bozuk çıktığında ve kullanamadığınızda sizi mutsuz eder ve paranızın boşa gittiğini, hakkınızın yendiğini düşünürsünüz.

TÜKETİCİ HAKLARI İÇİN 2 MİLYON EURO
Geçenlerde Samsun’daydım. Çok önemli bir etkinliğe katıldım. Avrupa Birliği (AB) ile 2 yıla yakındır sürdürülen ve farklı illerde tüm tarafları bir araya getirerek buluşturan Tüketicinin Korunmasının Güçlendirilmesi Teknik Destek Projesi idi bu.. Bir nevi oval masa toplantısıydı. Şu ana kadar da 1.8 milyon euroluk bütçe kullanılmıştı. Bunun devamı da var.

İyi, güzel de neler yapıldı, neler konuşuldu, sonuçlar ne oldu?.. Gidilen illerde yapıldığı gibi öncelikle Samsun, hatta ilçelerdeki tüketici meseleleri ele alındı. Özellikle Vezirköprü bu anlamda ilk sırayı aldı. Katılanlara baktım, kadın – erkek eşitliği sağlanmıştı. Bu arada kadınların hararetli ve hırslı görüş açıklamaları, onların tüketici hakkını korumada gelecekte çok daha ön alacakları umudumu yükseltti. Erkek katılımcılar da kadınların tüketici hakları çalışmalarında gerçekten çok başarılı olduklarını kabul ettiler.

Haydi kadınlar, gönüllü olarak tüketici haklarını korumak ve savunmak için halkın yanında olalım diyorum.

DUAYENSİZ HAK SAVUNULMAZ
İki duayen tüketici hakları savunucusu da oradaydı. Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz istişarelerde moderetorluk yaptı. Doğru soru ve yönlendirmelerle Deniz, görüşlere “ayna” tuttu.

Uzun yılların ünlü hak savunucusu Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar ise konuşulanların berraklaşması için arada söz alarak tesbitleri kolaylaştırdı, uzun yılların birikimlerinden örnekler verdi.

Çakar’ın aradaki sohbetlerimizde şu cümleyi hatırlatmakta büyük yarar görüyorum: “Doğru üretim politikaları yoksa, tüketici haklarını korumak için yapılan uygulamalar iyi yürümez. Yani önce üretim politikalarını belirlemek lazım.”

İstiştişarelere Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Bülent Aycan’ın konuşmasıyla başladık. Günün önemini anlattı. “AB kapsamında 2 yıl önce başlatılan bu proje, gelecek yıl Mayıs zayında tamamlanacak. Proje Ankara Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şebnem Akipek öncülüğünde başladı. Ana gayemiz, tüketici dernekleri, örgütleri ve tüketici hakemlerini daha fazla nasıl aktif hale getirebiliriz?” dedi.

Samsun Ticaret İl Müdürü Cemil Kocaoğlu, yeşille mavinin birleştiği bu şehirde yaşamanın şans olduğunu söyledi.Gerçekten de öyle. Hem Atatürk’ün şehri hem de eşsiz panaromasıyla kentin güzelliği gözlerimizin önünde uzanıyordu.

Kocaoğlu, bu gibi toplantıların yararları üzerinde durdu.Bence AB projesinin en önemli faydası, bürokrat – tüketici hak savunucularını direkt biraraya getirmesi ve tüketici sorunlarına bir bir dokunulmasıydı. Katılımcılar bu buluşmaların kendileri açısından çok faydalı olduğunu sık sık dile getirdiler.

Bu arada yeni yasal düzenlemelerde tüketici heyetlerinin kaldırılıp arabuluculuk müessesinin devreye girmesi ihtimallerine de dikkat çekiliyor, ancak Samsun toplantısında buna karşı çıkanların sayısının oldukça fazla olduğunu gözlemledim.

Bülent Deniz de yeni Yargı Reformu ile tüketici hakem heyetlerinin kaldırılabilecğine dikkat çekti, bunun yanlış olacağını söyledi.

Bu arada İlk, orta ve liselerde de öğrencilere, “Tüketici hakları” ile ilgili dersler konulmalı. Öğretmenler de hazır. Tüketici haklarını savunan gönüllüler bu derslere girebilmeli. Halk eğitim merkezlerinde de yine bu dersler gündeme gelmeli.

Bir önemli konu da işyerlerinde “tüketici danışmanlığı” hizmeti verilmesi.Bu önerileri TÜKODER Güngören Temsilcisi Serpil Turul dile getirdi.

CEP’TEN HAKEME ULAŞILIR
Tüketici Destek Uzmanı Ayşe Yemişçi, faaliyet alanları üzerinden yaptığı sunumda çeşitli uygulamalardan söz etti. Cep telefonları üzerinden hakem heyetlerine ürün güvenliği için ulaşılabildiğini dünyadaki birçok ülkede halkın yapılarına göre düzenlenen uygulamalardan söz etti.

Mesela, Türkiye’de halkın yaşamını çok ilgilendiren bankaların hizmet konularında 5 milyon başvuru gerçekleşince BDDK’nın buna odaklandığını ve kredi kartları ve masraflarla ilgili sorunun çözüldüğünü dile getirdi.

Çok uzun süren toplantıdan seçtiğimiz bazı görüşleri vermekte yarar var.

Turhan Çakar, tüketicilerle ilgili kanunlarda hala eksik düzenlemeler olduğuna dikkat çekti, özellikle finansman konusunda geriye giden hükümler olduğuna değindi.

Çakar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da seslendi ve tüketici heyetlerini kaldıran kanunların yürürlüğe konulmamasını istedi ve “Arabuluculuk, 25 yıllık hakların ortadan kaldırılmasını getirir” dedi.

SOSYAL MEDYA DOLANDIRICILARI ARTTI
Tüketiciyi aldatan meselelerde sosyal medyada dolandırıcılıkların çoğaldığını belirten katılımcılar oldu. Çakar’a göre Türkiye, bu tür dijital sorunları yaşayan ülkelerin başında geliyor.

Sosyal medyada alışveriş yaparken hepimizin çok dikkatli olması gerekiyor, şikayetleri doğrudan bulunduğumuz ilçedeki “hakem heyet”ine iletmeliyiz. Bunun için ücret istenmiyor. İhracat alanında dışarıya satılan malların geriye gönderildiğine dikkat çeken Çakar, bu malların içeride nasıl değerlendirildiğini sorguladı ve “Bu sorunların çözümü için yasaların tam olarak uygulanması gerekiyor” diye konuştu.

Ticaret Bakanlığı uzmanlarından Murat Yaşar, “Niye bizler burdayız?” sorusuna cevap verirken, Kars, Erzurum, Van ve Diyarbakır’da yapılan toplantıları anlattı. Sözü pahalı uçak biletlerine getirdi ve fiyatların piyasa rekabetine açılması gerektiğini söyledi.

TÜKETİCİ BAKANLIĞI KURULMALI MI?
Yapıcı ve olumlu tartışmalar arasında birçok katılımcı, 81 milyonluk nüfusa sahip ülkemizde mutlaka “Tüketici Bakanlığı”nın kurulması gerektiğini savundu.

Bence böyle bir bakanlık kurulmalı ve en aktif bakanlıklardan da birisi olmalı. Tüketici bilincine doğrudan hitap eder ve yetkisi dahilinde de hızla çözümler sağlanılmasını sağlar.

TÜKODER üyelerinin oldukça aktif davrandığı toplantıda ilginç görüşler ortaya çıktı. Aycan Türkel ve Hasan Çiçek gözlemlerini anlattı.

Samsun İl Müdür Raportörü Seçil Yıldızgül, hala tüketici meselelerinde en önemli konunun “asansörler” olduğunu dile getirdi.

Bu arada Samsun’da da altın arama faaliyetleri olduğu ve dağların parçalandığına dair ifadeler de yer aldı.

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Alıç, çocuk tüketicileri bilinçlendirmek adına bir tiyatro ile 40 ilde turneye çıkılacağını açıkladı ki, bu minikler için çok doğru bir yaklaşımdı.

GIDADA DOLAYLI VERGİ OLMAMALI
Samsun Tüketici Hakları Temsilcisi Aliye İnce, dolaylı vergilerden yakındı. Bence bu konu da tüketici hakları meselesi, aslında hepimiz için dolaylı vergiler cebimizden bize sormadan alınan paralar değil midir?

Aliye İnce’ye göre gıdada “sıfır” KDV olmalı, yani hiç vergi alınmamalı. Oysa halen yürürlükte olan 130 çeşit vergiden 15’i tüketiciden alınıyor.

İnce, Vezirköprü’deki bir ilginç olaydan da söz etti ve “Sık sık firma temsilcileri ilçeye geliyor, yiyip içip halkı dolandırıp gidiyorlar” dedi.

Samsun Barosu’ndan katılan genç avukat Hilal Pelin Tuncer, toplantıda ilginç deneyimler edindiğini belirtirken, bundan sonra tüketici meselelerine karşı daha duyarlı olacağını söyledi.

TÜKETİCİ HAKLARI GÖNÜLLÜLÜK İSTER
Tüketici Birliği Federasyonu Dernek Temsilcisi Meral Gürer, tam bir gönüllü hak arayıcısı. Kendisi iş kadını. İşi gücü çoğu zaman bırakıyor, tüketicilere desteğe koşuyor. Bizlere böyle insanlar lazım.

Samsun İl Müdür Raportörü Burak Sarı, instagram ve facebook’ta yapılan yeni bir dolandırıcılık türüne değindi ve alınan siparişleri verilen adrese getiren kargocuların müşteriye hiç ilgisiz saçma şeyler getirdiğini söyledi. Özel hayatta gizlilikle ilgili Anayasa maddesine göre gelen paketlerin açılamadığına değinen Sarı, bu konunun güncellenmesi gerektiğini hatırlattı.

CEZAEVİNDE TÜKETİCİ TOPLANTISI
Samsun Ticaret İl Müdürü, diğer bazı katılımcılar gibi ilçelerde yeterli “raportör” bulunmadığını, Maliye Bakanlığı’nın yeterli kadro alamadığını anlattı. Bu arada sık sık bilgilendirme toplantılarıyla halkın bilincinin artırılmasına çalıştıklarını, hatta Samsun Çarşamba’da cezaevinde de böylü bir toplantı düzenlediklerini söyledi. Cezaevinde tüketici toplantısını ilk kez duydum ve bana ilginç geldi.

BELEDİYELER YER GÖSTERMELİ
Toplantıda katılımcılar, kendi sıkıntılarını da konuştu. TÜKODER Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Başakşehir Şube Başkanı Aydan Kara, tüketicilerle ilgili çalışmalarda yer konusuna değindi, kira ödeyince stopajın da gündeme geldiğine, bundan muaf olunması gereğine değindi, belediyelerden kendilerine ve personele yer gösterilmesinin bu sorunu çözebileğini gündeme getirdi.

Samsun Belediyesi’inden Şef İbrahim Gülten, yer gösterme konusunda belediyelere görev düştüğünü ve iki adet yer verilebileceğini söyledi. Şimdi tüketici temsilcilerine yer vermeyen diğer belediyeler de bence bunu örnek almalı.

YANILTICI REKLAMLAR
Reklamlar da çok iyi denetlenmeli. Bülent Deniz, Reklam Konseyi’ne iki tüketici temsilcisinin katıldığını ve en çok dönüşün internetten telefon siparişi verenlerden geldiğini söyledi.

Tüketici haklarıyla ilgili kamu spotlarının daha görünür saatte tv kanallarında yer alması gereği üzerinde duruldu. Ulusal kanalların 15 dakikalık yayın yapmaları zorunluluğu ifade edildi. Tüketici haklarının korunmasında “bilirkişi” meselesinin de sorun yarattığı tartışıldı.

Kütahya’dan gelen Tüketici Hareketi Genel Başkanı Cüneyt Köşe, sözü tüketici derneklerine yöneltti ve “Bu dernekler dönüp bir de kendilerine bakmalı” dedi.

3 ÖNEMLİ KRİTER
Bülent Deniz, sonuçta 4 önemli kriter üzerinde durdu ve şöyle konuştu: “Tüketici açısından kolaylık için test ve analiz merkezleri kurulmalı ve buralara erişim profili olmalı. Para cezaları caydırıcı olmalı. Başta eğitim kurumları her kesimde tüketici ve çevre dersleri olmalı. Samsun’daki tüketicinin korunmasının güçlendirilmesi toplantısının anatomisi böyleydi. Samsun’dan Türkiye tüketicilerine yaygınlaştırılabilecek bu mesajlar çıktı.

09.10.2019, Perihan Çakıroğlu, Gazete Ekonomi

28 Eylül 2019 Cumartesi

dumanla mı haberleşeceğiz?

26 Eylül 2019’da meydana gelen deprem sonrası iletişim hatlarındaki kesintiyi değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “iletişimin kesilmesi, depremin olumsuz sonuçlarını arttıracaktır” dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

1999 Depremi’nde, ülkenin büyük bölümü günlerce iletişim olanaklarından yoksun kalmıştı. Aradan geçen 20 yılda yaşanan bu olumsuzluktan ders çıkarılmadığı, gelişen teknolojiye karşın bir ülkenin can damarı olan iletişime gerekli yatırımların yapılmadığı, 26 Eylül 2019’da meydana gelen deprem ile su yüzüne çıkmıştır.

İletişim hizmetleri esas olarak, üç büyük firmanın tekel konumunda olduğu bir sektördür. Ülkenin tüm iletişimi bu şirketler üzerinden sağlanmaktadır. Bu şirketlerin sahip oldukları imtiyaz, ülkenin gelişimine paralel şekilde kesintisiz iletişimi her zaman sağlayacak yatırımları yapma yükümlülüğünü de doğurmaktadır. Ancak görülmektedir ki, her ülke için en stratejik noktalardan biri olan iletişim sektöründe gerekli yatırımlar yapılmamıştır. Yıkıcı etkisi olmayan bir depremde dahi yaşanan iletişim hizmetindeki bu kesinti ve aksama kabul edilebilir değildir.

Olası yıkıcı bir deprem esnasında, başta ilk yardım ve kurtarma hizmetleri olmak üzere, hemen her şey iletişimin sağlanması ile olanaklıdır. İletişimin olmadığı bir yıkıcı deprem sonrası kayıpların artması, paniğin yaygınlaşması ve benzeri birçok istenmeyen sonuç doğacaktır.

İletişim sektörünü düzenleyen Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu başta olmak üzere, iletişim sektöründe tekel konumunda hizmet veren Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone Türkiye firmalarının en hızlı şekilde gerekli önlemleri alarak ve yatırımları yaparak, doğal afetler, savaş gibi sıradışı gelişmelere karşı ülkenin iletişimini kesintisiz şekilde sağlamaları gerekmektedir.

Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

22 Eylül 2019 Pazar

Doğru fiyata erişilebilir gıda istiyoruz

Gramajı düşürüp aynı fiyata gıda satanlara tepki büyüyor... Gıda ürünlerine gramaj eksiltme yöntemiyle yapılan suni zamların artması tüketici hakları savunucularını harekete geçirdi. Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Gelinen bu haksız noktada temel sorunumuz güvenilir değil, doğru fiyatla erişilebilir gıda” dedi.

Ekonomiyi hedef alan kur saldırılarının ardından gıda fiyatlarını fahiş oranda arttıran, etiket hilelerine başvuran spekülatör firmalar eleştirilerin odağında. Ürünlere zam yağdırmakla yetinmeyen, gramaj eksiltme yoluna da giden bu firmalara tüketicilerin tepkisi büyüyor.

Dernekler yakın takipte
Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, gıda fiyatlarıyla ilgili şikâyetlerin giderek arttığını belirtti. Fiyatları yakından takip ettiklerini anlatan Deniz, “Malum biz, 3 senedir market endeksi tutuyoruz. Raflarda yer alan ürünlerin bedellerinin ne oranda arttığını belirliyoruz. Ve anlıyoruz ki halkımızın temel problemi güvenli değil, doğru fiyatla erişilebilir gıda” dedi.

Gramajlar küçültüldü
2018 yaz döneminde yaşanan kur şokunun ardından pahalılığın başladığını hatırlatan Deniz, “Bu ortamda hileler, desiseler arttı. Fiyatlarla oynanmadı lâkin gramajlar küçültüldü. Tüketici aynı ürünü aynı fiyata aldığını sanıyor ama yanılıyordu. Esasında daha az ürüne erişiyordu” ifadelerini kullandı.

Arayanımız soranımız yok
Market endeksinin ürünlerin gramajları gibi kalitelerinin de düştüğünü ortaya koyduğuna dikkat çeken Deniz, şöyle devam etti: “Ne yazık ki ekonomik sorunlar gıda niteliğini ve güvenliğini olumsuz etkiliyor. Bunu gıdayla ilgili çalışmalar da teyit ediyor. Biz dernekler ve federasyonlar olarak pek çok çalışma yaptık, yapıyoruz. Haliyle onlarca sıkıntıyla karşı karşıya kaldık, kalıyoruz. Örneğin 2007’ye kadar ayda bir defa Ankara’ya davet edilirdik. Tüketiciyi ilgilendiren her tasarıya katkı yapardık. Ama 2007’den beri bizi arayan soran, kapımızı çalan yok. 2014’te yürürlüğe giren Tüketici Kanunu’nda da bunu net bir şekilde gördük. O zaman yöneticilerimize bankaların hizmet ücretleriyle ilgili önerimizi sunduk. Parlamentoya giden taslakta önerilerimize yer verildi. Mutlu olduk ama sabah uyandığımızda baktık ki taslakta tavsiyelerimizden eser yok. Maalesef bu durum, gıda fiyatları da dahil tüketiciyi ilgilendiren tüm sorunlar için geçerli.” Deniz, tüketicinin aldatılmasını önlemek, vurgunculara darbe vurmak için denetimlerin artırılması gerektiğini vurguladı.

Kritik uyarı
Güvenilir Ürün Platformu tarafından düzenlenen ‘’Hayat Güvenilir Olsa’’ başlıklı toplantıda konuşan Gıda Mühendisi Nurten Sırma, ürün kalitesinin ve güvenliğinin önemine işaret etti. Bu konunun tüm dünyanın gündeminde olduğunu dile getiren Sırma, şunları kaydetti: “105 ülke arasında sıralama yapılıyor. Listenin en altında Etiyopya ve Uganda bulunuyor. Bu ülkelerin hakları yoksul, gıdaya erişemiyor. En üstte ise ABD ve Fransa gibi gelişmiş ülkeler yer alıyor. Biz ise gıda güvenliğinde 26’ncı sıradayız. Kuşkusuz, gıda güvenliği noktasında uzun soluklu bir yolculuğa çıkmalıydık. Ama biz dönemi, günü kurtarmaya yöneldik. Uzun vadeli tarımsal planlama yapmaktan kaçındık. Oysa iyi bir planlamayla pek çok sorunu aşabilirdik. Malum, gıda israfı ürkütücü boyutlarda. Bu anlamda sıfır atık ve sıfır açlık gibi projelerin çok ama çok önemli olduğu unutulmamalı. İsraf sorununa çare bulursak ekonomi rayına oturur, her alanda iyileşme başlar. Doğal olarak gıda fiyatları geriler.”

22.09.2019, Buğra Kardan, Yeni Akit 

Tüketicinin kalbi Erzurum'da attı

Tüketicilerin Korunması ve bilgilendirilmesi amacıyla, devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ile tacir ve esnafların işbirliğiyle ortak bir gündem oluşturmayı hedefleyen 'Tüketicinin Korunması Güçlendirilmesi Teknik Destek' projesinin istişare toplantısı Erzurum'da yapıldı.

Tüketicilerin Korunması ve bilgilendirilmesi amacıyla, devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ile tacir ve esnafların işbirliğiyle ortak bir gündem oluşturmayı hedefleyen "Tüketicinin Korunması Güçlendirilmesi Teknik Destek" projesinin istişare toplantısı Erzurum'da yapıldı.

Toplantıya Erzurum Vali Yardımcısı Mustafa Maslak, Ticaret İl Müdür Vekili Fatma Demir, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Tüketici Örgütleri Federasyonu Başkanı Fuat Engin, Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Tüketiciyi Koruma Derneği Erzurum Şubesi Başkanı Gamze İspirli, Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı ve Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Altay, Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclisi Koordinatörü Abdullah Keleşoğlu, Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanları Hüseyin Kutlu Köycü, Metin Akyol, Murat Yaşar, Proje Teknik Destek Sorumlusu Ayşe Yemişçi, tüketici dernekleri yöneticileri, tüketici hakem heyeti raportör ve üyeleri katıldı.

Toplantı Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı Hüseyin Kutlu Köycü'nün projeye ilişkin tanıtım sunumuyla başladı. Toplantının moderatörlüğünü yapan Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Türkiye'de tüketici haklarının gelişim sürecine değindi.

Deniz, 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı kanunun tüketicinin korunması açısından önemli bir yere sahip olduğu belirterek, 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı tüketici yasası ile tüketicilerin daha çağdaş yasal düzenlemelere kavuştuğunu söyledi.

Tüketicinin Korunması Güçlendirilmesi Teknik Destek Projesinin kamu ve STK işbirliği açısından önemine değinen Deniz, projeyle tüketiciye ilişkin düzenleme ve uygulamalarda sivil aktörlerin etkin bir şekilde yer almasının sağladığını ifade etti.

Tüketici Örgütleri Federasyonu Başkanı Fuat Engin ise Erzurum'da tüketici mahkemesinin olmamasının önemli bir eksiklik olduğunu belirterek, tüketici mahkemelerinin büyükşehirlerde bulunmasının yasal açıdan zorunlu olduğunu ifade etti.

Erzurum'daki tüketici dernekleri ve ilgili kurumlara tüketici mahkemesinin kurulması konusunda önemli görevler düştüğünü belirten Engin, projeyle bu gibi eksikliklerin gündeme geldiğini söyledi.

TÜKODER Erzurum Şube Başkanı Gamze İspirli ise Erzurum'da uçak biletlerinin fahiş fiyatlarda satılmasının tüketiciyi mağdur ettiğini belirterek, Erzurum'daki tüketici dernekleri olarak bu konuda farkındalık oluşturmak adına kampanya başlatacaklarını ifade etti.

Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı ve Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Altay ise üniversite kampüsünde eğitim seti satışlarının öğrencileri mağdur ettiğini belirterek, konuyla ilgili bilinçlendirme çalışması yapacaklarını söyledi.

Altay ayrıca kapanan ilçe tüketici hakem heyetlerinin tüketiciyi mağdur ettiğini belirterek, özellikle yoğun nüfuslu ilçelerde hakem heyetlerinin yeniden hizmete girmesinin doğru bir yaklaşım olacağını ifade etti.

Toplantı dernek yönetici ve kamu kurum temsilcilerinin görüş ve önerileriyle sona erdi.

21.09.2019

2. El Araç Alanlar Dikkat!

2. el araç alanların şikâyetleri bitmek bilmiyor...
Peki, haklarınızı biliyor musunuz?

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, CNN Türk canlı yayınında anlatıyor.

10.09.2019, CNN Türk Haber Bülteni

12 Eylül 2019 Perşembe

Yeniden Doğarız Ölümlerde...

Sanıyorum 5 Ekim'di.
Nüfus sayımı için evlere kapatıldığımız bir gün.

Kulaktan kulağa yayıldı ki, nüfus sayımı için herkes evindeyken evlerde arama yapılacak, kitap bulunursa hemen gözaltına alınacak.
Evin balkonunda yaktığım kitaplarımın sayısını hatırlamıyorum.

Sanıyorum 5 Ekim'di, yıl kesin olarak 1980..

8 Eylül 2019 Pazar

Hayat güvenilir olsa diye yola çıktılar

Sivil toplum örgütü önderi ve bilim insanlarının oluşturduğu Güvenilir Ürün Platformu gıdadan giyime her şeyin daha güvenilir olması için duyarlılık çağrısı yaptı.

Güvenilir Ürün İçin çağrı yaptılar! Yaklaşık 50 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Güvenilir Ürün Platformu, Hayat Güvenilir Olsa başlığı ile düzenlediği toplantıda çok önemli mesajlar verildi. Konuşmacılar ve katılımcılar İstanbul’un giyimden gıdaya hayatın tüm alanlarında güvenilir ürün tüketilen bir kent olması için herkese çağrı yapılması kararı aldı. Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği bünyesinde oluşturulan Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) toplantısının ardından bazı hayatın güvenilir olması için çaba gösteren bazı basın mensuplarına teşekkür sertifikası verildi. Moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı toplantıda söz alan Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ve tüketici hareketinin önde gelen isimlerinden Bülent Deniz güvenilir ürün için toplumsal duyarlılığın artırması gerektiğini belirterek, İstanbul kent yönetiminin güvenilir ürün konusunda birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizdiler.

Gıda Mühendisi ve Güvenilir Ürün Yürütme Kurulu Üyesi Nurten Sırma da konunun güvenilir gıda boyutunun çok önemli olduğunun altını çizdi ve yerel yönetimlerin bu konuda adım atması gerektiğini söyledi. Her belediye başkanının kendi bölgesinde güvenilir ürün çalışması yapması için desteğe hazır oldukların sözlerine ekledi. İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Ergül olayın bilimsel boyutunu anlatırken, Güvenilir Ürün Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen başta bal olmak üzere birçok ürüne ilişkin bilgi kirliliği olduğunu söyleyerek bu konuda doğru bilenlerin daha çok konuşması gerektiğini vurguladı. Toplantıda söz alan Necdet Buzbaş, Mehmet Sandal ve Mehmet Reis gibi isimler de başta İstanbul olmak üzere ülkenin her yerinin güvenilirlik konusunda adım atarak örnek uygulamaları gündeme getirmesini istediler.

06.09.2019, Gazete Ekonomi

TGRT Haber'e 'Güvenilir Habercilik' ödülü

Güvenilir Ürün Platformu, TGRT Haber Ekonomi Editörü Merve Sibel Sili’ye "Güvenilir Habercilik" ödülü verdi. Sili ödülü, İstanbul Sanayici ve İş Adamı Dernekleri Federasyonu Onursal Başkanı Mehmet Sandal’ın elinden aldı.
TGRT Haber Ekonomi Editörü Merve Sibel Sili, gıdadan giyime her şeyin daha güvenilir olması için 'Hayat güvenilir olsa' sloganıyla yola çıkan Güvenilir Ürün Platdormu tarafından 'Güvenilir Habercilik' ödülüne layık görüldü.

Sivil toplum örgütü önderi ve bilim insanlarının oluşturduğu Güvenilir Ürün Platformu gıdadan giyime her şeyin daha güvenilir olması için duyarlılık çağrısı yaptı.

Yaklaşık 50 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Güvenilir Ürün Platformu, Hayat Güvenilir Olsa başlığı ile düzenlediği toplantıda çok önemli mesajlar verildi.

Güvenilir Ürün İçin çağrı yaptılar
Konuşmacılar ve katılımcılar İstanbul’un giyimden gıdaya hayatın tüm alanlarında güvenilir ürün tüketilen bir kent olması için herkese çağrı yapılması kararı aldı.

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği bünyesinde oluşturulan Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) toplantısının ardından bazı hayatın güvenilir olması için çaba gösteren bazı basın mensuplarına teşekkür sertifikası verildi.

Hayat güvenilir olsa diye yola çıktılar
Moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı toplantıda söz alan Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ve tüketici hareketinin önde gelen isimlerinden Bülent Deniz güvenilir ürün için toplumsal duyarlılığın artırması gerektiğini belirterek, İstanbul kent yönetiminin güvenilir ürün konusunda birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizdiler.

Nurten Sırma: "Güvenilir ürün çalışması için desteğe hazırız"
Gıda Mühendisi ve Güvenilir Ürün Yürütme Kurulu Üyesi Nurten Sırma da konunun güvenilir gıda boyutunun çok önemli olduğunun altını çizdi ve yerel yönetimlerin bu konuda adım atması gerektiğini söyledi. Her belediye başkanının kendi bölgesinde güvenilir ürün çalışması yapması için desteğe hazır oldukların sözlerine ekledi.

Can Sezen​: "Bilgi kirliliği var"
İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Ergül olayın bilimsel boyutunu anlatırken, Güvenilir Ürün Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen başta bal olmak üzere birçok ürüne ilişkin bilgi kirliliği olduğunu söyleyerek bu konuda doğru bilenlerin daha çok konuşması gerektiğini vurguladı.

'Örnek uygulamalar gündeme gelmeli'
Toplantıda söz alan Necdet Buzbaş, Mehmet Sandal ve Mehmet Reis gibi isimler de başta İstanbul olmak üzere ülkenin her yerinin güvenilirlik konusunda adım atarak örnek uygulamaları gündeme getirmesini istediler.

06.09.2019,

7 Eylül 2019 Cumartesi

Deniz’e Teşekkür Belgesi

Yaklaşık elli sivil toplum örgütünün oluşturduğu Yeni Arayışlar Girişimi Platformu bünyesinde kurulan Güvenilir Ürün Platformu tarafından, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz’e katkıları nedeniyle teşekkür belgesi verildi.

Güvenilir Ürün Platformu tarafından 6 Eylül 2019’da, İstanbul’da yapılan toplantı ile giyimden gıdaya, yaşamın tüm alanlarında güvenilir ürün tüketilmesi gerekliliğine işaret edildi.

Toplantı sonunda yaşamın güvenilir olması yolunda çaba gösteren basın mensupları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu kişilere teşekkür sertifikası verildi.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz’e de, uzun yıllar güvenilir ürünlerin yaygınlaşması için yapmış olduğu katkılardan dolayı teşekkür belgesi verildi. Törende konuşan Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “Güvenilir ürün Platformu’nun temelleri 2009 yılında atıldı. Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, yönetim kurulu üyesi gazeteci Çetin Ünsalan, o tarihte İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Bozdağ ile birlikte Sağlıklı Gıda Platformu’nu kurmuştuk. O çalışmada üretici, satıcı, medya, gıda ve tüketici hakları alanında çalışan sivil toplum örgütlerini bir masa etrafında toplamış ve başta gıda olmak üzere yaşamın her alanında güvenilir ürün anlayışını seslendirmeye başlamıştık. Sağlıklı Gıda Platformu’nun başlattığı bu çalışma, Güvenilir Ürün Platformu olarak bugün gelişerek devam etmektedir. Bu konuda gerek şahsım ve gerekse Tüketici Birliği Federasyonu olarak katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi.

07.09.2019, Tüketici Birliği Federasyonu

1 Eylül 2019 Pazar

Tüketicinin kara kışı başladı

Doğalgaz fiyatlarına son yapılan yüzde 14,90 oranındaki zam tüketici örgütlerini ayağa kaldırdı.

Doğalgaz tüketim bedeline 30 Ağustos’ta yapılan gece yarısı zammı ile doğalgaz metreküp fiyatı yüzde 14,90 oranında zamlandı. Bir ay önce yapılan yüzde 14,90 oranındaki zam ile birlikte iki ay içinde yüzde 30’un üzerinde zamlanan doğalgaz fiyatlarına tüketici örgütlerinden büyük tepki geldi.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz son bir yıl içinde, doğalgaz tüketimine yüzde 60’a yakın zam yapıldığını belirterek, “tüketicinin karakışı şimdiden başladı” dedi.

Dünyada düşerken bizde artıyor
Son bir yıllık dönem içinde uluslararası piyasalarda doğalgaz fiyatının yüzde 50’ye yakın oranda düşerek,4,61 Amerikan Dolarından, 2,28 Amerikan Dolarına düştüğünün altını çizen Deniz, “Tüm dünyada doğalgaz fiyatları yüzde 50 düşerken, ülkemizde son bir yılda yüzde 60 oranında zam görmesinin ekonomik bir izahı olmak zorunda. Bu izahı yapamayanların, seçimler biter bitmez başlattıkları zam yağmuru kervanına katılan doğalgaz fiyatları; çalışan kesime yapılan gelir artışı, TÜİK’in resmi enflasyon rakamlarının hayli üzerindedir. Yıllar önce ucuz ve temiz enerji iddiasıyla tüketiciye sunulan doğalgaza yapılan bu zam, tüketicinin mecburiyetinin kötüye kullanılması ve sömürülmesidir. Tüketici yaklaşan kış mevsimi öncesi karakışa şimdiden teslim edilmiştir” diye konuştu.

Uyardık, bu kış çetin geçecek
Tüketicinin doğalgaz satın almaktan başka seçeneğinin olmadığı bir tüketim ortamında, tekel konumundaki hizmet sunumuna yapılan bu zammın, aylar önce 2019 sonbaharından itibaren tüketici için zor bir dönemin başlayacağına ilişkin öngörülerini doğruladığını belirten Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Tüketiciyi soğuğa, açlığa mahkûm edeceği kesin olan bu vahşi zam derhal geri alınmalıdır” dedi.

31.08.2019,  Nilüfer Tuba Akman, Tüketici Postası

Okul servisine fazla ücret ödememek için ne yapılmalı?

Velilerin günlerdir beklediği servis ücretler belli oldu. Ancak bazı servisler bu ücreti yeterli görmeyip farklı bahanelerle velilerden fazla para talep edebiliyorlar. Peki, bu durumda veliler ne yapmalı? CNN TÜRK Muhabiri Sema Akbulut ve kameraman Güngör Yılmaz, İstanbul Servis Odaları İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk ve Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz'e sordu.


30.08.2019, CNN Türk,

25 Ağustos 2019 Pazar

Okul servisi seçerken veliler nelere dikkat etmeli?

Okulların açılmasına az bir süre kaldı, okul hazırlıkları başladı. Okul servisleri de o hazırlığın en önemli kalemlerinden biri. Ancak pek çok veli, servis seçerken neye dikkat etmek gerektiğini ve şikayet mercinin neresi olduğunu bilmiyor. Şikayet merci başta MEB il müdürlükleri, UKOME ve okul yönetimleri. Peki, nelere dikkat edilmesi gerekiyor? CNN TÜRK Muhabiri Sema Akbulut ve kameraman Mehmet Bulut, Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz'le konuştu.



23.08.2019, Sema Akbulut, CNN Türk

Tüm tüketicileri uyarıyoruz! Zamlı etiketler hazır

Okul zilinin çalmasına sayılı günler kala hazırlıklarını hızlandıran kırtasiye sektörü, bu yılki ürünlerini yüzde 15 ila 30 zamlı satacak. Elektronik aletlerinde fiyatların da yükselmesi bekleniyor. Geçen yıl döviz kurundaki atağı bahane ederek etiketleri bir gecede değiştiren bazı teknoloji mağazaları, bu sene de talep artışını fırsat bilerek zamma hazırlanıyor.

Milyonlarca öğrencinin ders başı yapacağı yeni eğitim ve öğretim dönemi öncesi kırtasiye sektörü yoğun bir mesai içerisine girdi. Şu sıralar hummalı bir çalışma yürüten sektör temsilcileri, ürün fiyatlarını yüzde 15 ila 30 oranında artırmayı planlıyor.

Velilere kötü haber
Zamlardan en büyük payı defter alacak. Zira dolar kurunun oynaklığından ötürü katlanan kâğıt maliyetinin defter fiyatını yüzde 30 artıracağı ve 4 liradan 5-6 liraya çıkaracağı tahmin ediliyor.

Ayrıca sırt çantasının fiyatının 40 liradan 50 liraya, kalem kutusunun 10 liradan 12 liraya, boyama ve yapıştırma ürünlerinin de 20 liradan 25 liraya yükseleceği öngörülüyor.

Notebooklar cep yakıyor
Kur dalgalanmaları nedeniyle elektronik ürünler de cep yakıyor. Nitekim tabletlerin bedeli 700 ila bin 200 lirayı, notebookların ise bin 500 ila bin 900 lira arasında değişiyor. Bu fiyatları şaşkınlıkla karşılayan velilerin en büyük korkusu ise okulların açılmasına ramak kala fırsatçıların talep artışını bahane ederek ürünlere zam yağdırmaları.

Önemli uyarı
Tüketici derneklerinin yöneticileri, velilere “Fiyat ve kalite karşılaştırmaları yapın vurgunculara prim vermeyin, oyuna gelmeyin, en uygun ama en güvenli ürünleri tercih edin” uyarısını yaptı ve etiket hilelerine başvuran perakendecilerin Ticaret Bakanlığı’na şikâyet edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Başkanı Mehmet Bülent Deniz, kur ataklarının kâğıda paralel olarak defter ve kitap fiyatlarını da arttırdığına dikkat çekti. Bu artışların şokunun yeni atlatıldığına işaret eden Deniz, “Ama velilerimiz halen kaygılılar. Yoğun talebin öne sürülerek ürün fiyatlarının yukarı çekilmesinden endişe ediyorlar” dedi. Perakendecilerin fedakârlık yapmaları; kâr oranlarını geri çekmeleri gerektiğini dile getiren Deniz, “Aksi takdirde velilerimiz sıkıntıya girer, mali sorunlarla karşı karşıya kalırlar” ifadesini kullandı.

Denetimler artırılmalı
Üreticilerin ve satıcıların rağbet gören ürünleri pahalıdan satma yarışına girmemeleri gerektiğini belirten Deniz, şöyle devam etti:

“Velilerimiz de duyarlı olsun. Haksız fiyat artışlarını Ticaret Bakanlığı’na bildirsinler. Alo 175’i arasınlar, mobil uygulama HFA-Bildirim’den faydalansınlar. Ticaret Bakanlığı yetkilileri de denetimlerini artırsınlar. Ürünlerin güvenli olup olmadığını, fiyatlarla oynanıp oynanmadığını kontrol etsinler. Şu muhakkak ki denetimler ve müeyyideler ekonomiye olumlu katkı sunar.”

Garantisiz ürünlerden kaçının
Garantisiz ve markasız ürünlerden kaçınılması gerektiğinin altını çizen Deniz, “TSE damgalı ve markalı materyaller tercih etmekte yarar var” diye ekledi.

Ucuz ürünün adresi Eminönü
Okul sezonunun yaklaşmasıyla defter, çanta, kalem, matara, silgi gibi kırtasiye ürünlerinin dolduracağı tezgâhlar gelecek haftadan itibaren kurulmaya başlanacak. İstanbul’da Eminönü ve Tahtakale ise ucuz ürünlerin adresi olarak öne çıkıyor.

İnternet alışverişinde Anadolu farkı
Online okul alışverişleri devamlı artıyor. Alışverişlerde en çok talep gören ürünler kalem, kalem kutusu, defter ve klasör olarak sıralanıyor. Siparişler noktasında İstanbul, Ankara ve İzmir ön planda. Online alışverişlerin 70’i ise Anadolu’dan yapılıyor.

24.08.2019, Buğra Kardan, Yeni Akit

15 Ağustos 2019 Perşembe

Ağam Olasan Ergün


Belki çoğumuza hiç denk gelmedi. Benimse ilk defa…

Geçtiğimiz aylarda kaldığım otelde aniden grev başladı.
Adana HiltonSa tabelasının altında kocaman pankart; “Bu işyerinde grev var.” 
Pankartın altında grev gömleği giymiş onlarca emekçi.
Toplaşıyorlar, konuşuyorlar, birazdan davul-zurna ile emeğin sahibi olmanın gücünü yaşama geçirecekler.

Sosyal medya hesaplarımda paylaştım çektiğim kareyi.
Grev sözcüğünü uzun zamandır duymadığımızdan mıdır nedir, paylaşım beklediğimin üzerinde ilgi gördü.

Ve grevci emekçilerden biri iletişim kurdu benimle.
Verdiğim destek için güzel bir teşekkür aldım. Dayanışma dileklerimi ilettim ben de.

Sohbet ilerledi aralıklarla; otel yönetiminin konaklayan müşterilerden grev nedeniyle rahatsız olduklarına ilişkin imza toplama gayretinden, sendikanın yeteri kadar etkin olmadığından söz edildi.

Birkaç gün sonra da, grevin sonlandırıldığı haberi geldi.
Sevindim, grev amacına ulaştı demek…
Kısa sürdü sevincim, grevi yürüten sendikanın yasada öngörülen sürelere uymaması nedeniyle grev sonlandırılmış.
İşin kötüsü greve çıkan emekçilerin işlerine geri dönmeleri de belirsizmiş. Yani tamamen “teknik” bir hata!..

Emekçi haklarını korumak ve geliştirmek için oluşturulan örgütü yönetenlerin bu “teknik” hatayı nasıl yaptıklarına kafa yormakla meşgulken, kamuda çalışan emekçiler adına toplu iş sözleşme sürecini yürüten Türk-İş’in siyasi iktidar ile anlaştığı haberi düştü.

Bir gün öncesinde, teklifleri kabul edilmezse grev dahil eylem planını açıklayan sendika başkanının, tekliflerinden çok uzak anlaşmanın imza töreninde açık unutulan mikrofonlara söylediği; “uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle” sözlerinin ne anlama geldiğini düşünmeye mecalim yok.

Sendikalar, meslek örgütlerinin tepesinde oturanların ne iş yaptıklarını da merak etmiyorum artık.

Hava çok sıcak...

9 Ağustos 2019 Cuma

Oto bakım servislerinde bayram yoğunluğu! Servislere çarpılmayın

Kurban Bayramı arifesinde otomobil yetkili servislerine ve tamirhanelerine rağbet artıyor.

Kurban Bayramı arifesinde otomobil yetkili servislerine ve tamirhanelerine rağbet artıyor. Taşıtlarının bakımı ve kontrolü için sıraya giren sürücülere servisler bin ila bin 200 lira, tamirhaneler 100 ila 200 lira fatura çıkarıyor.

Fiyatlar dengeye oturmalı
Sürücüler, fiyat uçurumuna karşı önlem alınmasını talep ediyorlar. Yetkili servislere ise “Fiyatları dengeleyin. Bakım ve kontrol bedellerini aşağı çekin” çağrısı yapıyorlar. Servislerin motor yağını, hava ve yakıt filtrelerini 600-700 liraya yenilemeleri; buji, fren, far, klima, rot, rot başı ve triger ayarını ise 400-500 lira yapmaları tepki çekiyor. Tüketici derneklerinin yöneticileri, servis yönetimlerini anlayışlı olmaya; art arda indirim kampanyaları uygulamaya davet ediyorlar. Aynı yöneticiler, otomobillerin periyodik bakımının ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Sürücüler tarafından fiyat araştırmaları ve kalite karşılaştırmaları yapılmalı. En uygun ve en iyi hizmeti veren firmalar tercih edilmeli” uyarılarında bulunuyorlar.

Şikâyetler artıyor
Yaptığımız araştırmaya göre otomobillerin yedek parça fiyatları da döviz kurundaki gerilemeye rağmen her hafta artıyor. Fiyatlarla ilgili yakınmaların arttığına dikkat çeken Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Doları bahane eden ithalatçı firmalar yedek parça bedellerini şişiriyorlar. Dolar dengelense de geri adım atmıyorlar ve tüketicileri sanayiden çıkma ürün almaya yöneltiyorlar. Haliyle bu durum otomobil kullanıcılarının hayatın tehlikeye atabiliyor” ifadelerini kullandı. Deniz, bundan böyle fiyat denetimlerine önem verilmesi ve sürücülerin güvenli ve uygun fiyatlı yedek parça alabilmesinin önünün açılması gerektiğini de dile getirdi.

09.08.2019, Buğra Kardan, Yeni Akit