28 Eylül 2017 Perşembe

Tüketici yargıya gidiyor

Tüketici dernekleri planlanan yüksek vergilerin eşitlik ve adalet ilkesine aykırı olduğunu açıkladı. TÜSODER Başkanı Aydın Ağaoğlu "Karar netleşirse bu iş Anayasa Mahkemesi'ne kadar gider" dedi.

Maliya Bakanı Naci Ağbal'ın önceki gün açıkladığı yüksek vergi oranlarıyla ilgili en büyük tepkiyi tüketici dernekleri verdi. Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu özellikle yüzde 40'lık MTV tüketici haklarına aykırı olduğunu açıklayarak itiraz için yargıya başvuracaklarını söyledi. Ağaoğlu "Buna sessiz kalmamız düşünülemez. Muhalefete de çağrıda bulunuyoruz" dedi.

TÜM YOLLAR AÇIK
Tüketicilere ayrıca bireysel olarak da vergi mahkemelerine itiraz etmesi konusunda çağrıda bulunan Aydın Ağaoğlu "Mahkemeler reddederse danıştaya gidilir. Oradan da sonuç çıkmazsa Anayasa Mahkemesi'ne gidilir. Biz TÜSODER olarak tüm yolları deneyeceğiz. Mahkeme süreçleri mevcut durumda uzun sürse de bu istikamette itirazlarımız aralıksız sürecek."

SÜREKLİ YÜK BİNİYOR
Böyle bir vergi oranının kabul edilmesinin insan haklarına aykırı olduğuna dikkat çeken Aydın Ağaoğlu "Tüketici vergi yükünün azaltılmasını beklerken sürekli yük biniyor. Kanunlara göre herkes mali gücü ayarında vergilere katkı sağlar. Ama burada sürekli bir dengesizlik yaşanıyor. Susma hakkımızı asla kullanmayacağız" sözlerinde bulundu.

KONUTA NEDEN YOK?
Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz de "Şu an bakanlar kuruluna intikal etmiş bir durum yok. Bu yüksek vergi artışı yurttaş haklarına aykırı. Kanun vergide adaletli olunması gerektiğini söylüyor. Enflasyon oranında bir artış kabul edilebilir. Ancak neden hep Motorlu taşıtlar vergisi ve sigara böyle artışlar oluyor da konutta olmuyor, bu da sorgulanmalı" dedi.

Murat Gülderen, 28.09.2017 Posta http://www.posta.com.tr/tuketici-yargiya-gidiyor-haberi-1337050

20 Eylül 2017 Çarşamba

Pervane Kadın...

1981 yılı, Haziran ayı.
17 yaşında, tıfıl bir ergenim.
Lise bitmiş, yola devam için üniversite kapısına gelinmiş.

O yıl ilk kez üniversite sınavları iki aşamalı yapılmaya başlanmış.
İlk sınava yaşadığım kentte girdim, kazandım.
İkincisi için O’nunla İstanbul yollarına düştük.

Orduevinde kalıyoruz sınav gecesi.
1981’lerin ülkesi; klima yok, belki de bilinmiyordu daha.
Gece dehşet bir sıcak var.
Ya da sabah sınava girecek olan tıfıl ergenin heyecanı, odada yaşanan iklimi ağırlaştırmış.
Boğucu, sıcak ve nemli bir gece.
Uyku gelmek bilmiyor.
Oysa öğüt neydi; sınav gecesi erken yatılmalı, rahat bir uyku çekilmeli…
Uyku yine de gelmek bilmiyor.

Yatakta debelenirken, bir serinlik hissi.
O eline aldığı bir yatak çarşafını, kocaman, dev bir yelpaze yapmış, ayakta, benim yatağıma doğru sallıyor.
Ne kadar sürdü bu, bilmiyorum; O’nun oluşturduğu bu zahmetli esinti, beni uykunun kollarına bıraktı.

O hep okumanın, okutmanın, eğitimin tarafındaydı.
Şaşırtıcı değil ki…
1940’ların Türkiye’sinde, o ülkenin en güneydoğusunda, her şeyin herkes için, özellikle de kadınlar için daha da zor olduğu zamanlar…
İlkokulun ardından; Diyarbakır’dan, Ankara’ya Gazi Eğitim Enstitüsü’ne gidip öğretmen olmayı, ardından Almanya’lara gidip Goethe Enstitüsü’nü bitirmeyi başardı.
Sonra ülkesine gelip, ülkenin en bedbaht, yoksul ilçelerinde çocukları eğitmeye başladı.

Eğitimi, derse girmenin dışına taşırdı hep.
Halkevleri’nde tiyatrolar yaptı, öğrencilerini otobüslere doldurup dere-tepe gezdirdi; gidilemeyecek, görülemeyecek kentlerle tanıştırdı onları, yarışmalara soktu.
Ülkesini, toplumunu sevmeyi, doğruluğu öğretti.

Yoksul ülkenin, zor coğrafyanın bu kadını, zor olanı seçti.
O başardı….

15 Eylül 2017 Cuma

Gülüşü Olmayan Ahşap Salıncak...

Beş yaşındaki ‘sen’i anımsıyor musun; sallanan bir sandalyenin devinimi seni kuşattığında, hayal kurup kurmadığını; kumların üzerinde kaleler inşa edip içindeki askerlerle küçük dünyamızı nasıl savunduğunu ya da bir salıncağa oturduğunda yüzüne yapıştırdığın tükenmeyen gülücüğünü…

Kuzeyli altı insan, Finlandiya’nın o grotesk ikliminden süzülüp kulaklarımıza Meadows of Heaven’ı fısıldayarak, bize bunları soruyor.

Finladiyalı bir grup, Nightwish. 1996’dan bu yana power metal yapıyorlar. 2002’de yaptıkları sert müziğe, senfoniyi de eklemeye başlamışlar.

Ve 2007’de Dark Passion Play albümlerinde, Meadows of Heaven’ı Londra Filarmoni ile birlikte kaydetmişler.

Celtic tınıları newage formunda akarken, her geçen saniyede şarkı yeni sürprizleri de beraberinde getiriyor; blues gırtlağı, metal sololar…

Oldukça sağlam bu müzikal yapının üzerine, ‘geçmişin dalgalarını sürerek’ beşinci yaşımıza götüren dizeler…

Sahi, hangimiz özlemiyor ki, beş yaşındaki ‘ben’imizi…

1 Eylül 2017 Cuma

'barış'la barışma vakti...

1 Eylül 1939.
Naziler Polonya'yı işgal etti.
Geçen altı yılda yaşanan İkinci Dünya Savaşı ardında; 52 milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı.

Dünya ulusları 21 Eylül'ü, Barış Günü olarak anıyor.
Biz, 1 Eylül'ü...



"8 bin korsan var, kreş servisleri denetimsiz"

İzmir’de kreş servisinde unutulan minik Alperen’in hayatını kaybettiği servisin korsan çıkmasıyla “Servisler ne kadar güvenilir?” tartışması başladı.


İzmir Çiğli’de kreş servisinde unutulan 3 yaşındaki Alperen’in hayatını kaybetmesi, dikkatleri servis taşımacılığına çevirdi. Alperen’in can verdiği servisin korsan çıkması akıllara “Servisler ne kadar güvenilir?” sorusunu getirdi. 

Gazete Habertürk'ten Can Mete, okulların açılmasına kısa bir süre kala İstanbul’daki servislerin durumunu masaya yatırdı. Megakentte toplam 5249 okul, 2 milyon 666 bin öğrenci, 25 bin okul servisi var. Ancak bu servislerin yüzde 30’unun yani 8 bininin korsan olduğu iddia ediliyor. Bu rakamın içinde özel kreşlerin servisleri ise yok. Kreş servislerinin sayısı bilinmiyor, ancak UKOME’nin (Ulaştırma Koordinasyon Merkezi) belirlediği fiyatları aşarsa denetleniyorlar. Onun dışında ne araçlara ne de şoförlere kontrol var. İşte asıl tehlike de burada başlıyor...

ALPEREN’İN SERVİSİ DE KORSAN
Denetimsiz kreş servislerinin son kurbanı, Alperen oldu. İzmir’in Çiğli İlçesi’nde çarşamba günü saat 07.30’da özel bir anaokuluna gitmek için ailesi tarafından okul servisine bindirilen talihsiz Alperen, serviste sekiz saat unutulunca, havasızlıktan can verdi. Minik Alperen’in bindirildiği kreş servisinin de korsan olarak çalıştığı tespit edilmişti.

"OKUL AİLE BİRLİĞİ ÖNAYAK OLUYOR"
İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Genel Sekreteri Gökhan Özdemir, bazı okul aile birliklerinin korsana önayak olduğuna dikkat çekiyor: “Biz oda olarak İstanbul’daki 25 bin servis aracını temsil ediyoruz ve bu konuda çok hassas davranıyoruz. Korsan servisçiliğin önüne geçmek için plaka takibi ve eğitimler için girişimlerde bulunduk. Yine de okul aile birliği, özel okul ya da kreşler kendi taşıma hizmetini vererek bu işe önayak oluyor.”

"OKUL YÖNETİMLERİ RÜŞVETLE GÖZ YUMUYOR" 
Korsan servisçilerin doğrudan okul aile birliğiyle iletişime geçtiğini beliren Tüketici ve İklimi Koruma Derneği Başkanı Ali Çetin de şu uyarılarda bulunuyor: “Korsan olarak çalışan servisçilerin faaliyet belgeleri ve güzergâh raporları yok. Bize gelen şikayetler arasında en önemlisi korsanların okul aile birliğine ve okul yönetimine rüşvet vererek taşımacılık yapması. Okullar göz yumuyor, veliler göz yumuyor, yetkililer göz yumuyor. Üç kuruş kâr etmek için kurallar çiğneniyor. Gelen şikâyetlere göre konuşacak olursak İstanbul’da hizmet veren servislerin en az yüzde 25-30’u korsan. Kreş servislerinin denetimi yok. Korsanın önüne geçmek için veliler sağduyulu olmalı. Okul yönetimleri Milli Eğitim Bakanlığı az ödenek veriyor diye korsana önayak olmamalı.”

HANGİ KRİTERLER ARANIYOR?
Servis şoförleri, Şoför Eğitim Sertifikası, Toplu Taşım Aracı Kullanım Belgesi ve Güzergâh Kullanım İzin Belgesi’ni almak zorunda. Araç 12 yaşından küçük ve kaporta rengi beyaz olmalı. Sürücü ve yolcu emniyet kemerleri, acil durum kapısı, yangın söndürücü, açılır merdiven, kış lastiği, sağlık ve trafik çantaları, hidrolik direksiyon ve klima gibi zorunluluklar var.

"KREŞLER ÇANAK TUTUYOR"
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz de kreş servislerinin denetimsizliğine vurgu yapıyor: “Korsan taşımacılık sadece minibüslerle yapılmıyor. Mahalle arasında araç alan 3-4 çocuğu doldurup servisçiliğe soyunuyor. İstanbul’da toplam servis sayısının yaklaşık 8 bini illegal. Özellikle kreşler korsan taşımacılığa çanak tutuyor. İBB, Milli Eğitim Bakanlığı ve Trafik Şube servisleri denetliyor. Kreşler servisi ek gelir kapısı olarak gördüğü için eğitim paketi fiyatına dahil olarak taşımacılık yapıyorlar. UKOME’nin fiyatları üstüne çıkmadıkları zaman denetime takılmıyorlar. Legal servislerde dahi öğrenci sayısı ve kemer takma gibi kriterler sene başında çok nizamidir. Bir ay sonra hiçbir kurala uyulmaz. Hostessiz servislerden tutun da, araçta sigara içilmesine kadar birçok şikâyet alıyoruz.”

19.08.2017, Can Mete, Habertürk http://www.haberturk.com/gundem/haber/1603515-kres-servisleri-ne-kadar-guvenilir