1983'dü sanıyorum; "Şahları da Vururlar"ı ilk seyrettiğimde.
İran Devriminin sıcak günlerinde, İran üzerinden dünyaya bakan bir oyundu.
Esprilerin arka arkaya patladığı, birine gülmeye başladığınızda, arkadan geleni kaçırmanızın zorunlu olduğu; şimdinin MFÖ'sünden Fuat ve Özkan'ın genç halleriyle, meşhur "Bir limandır Abadan/Mefailun Failun/Petrol akar borudan/Failatun petrolün/Failatün sömürge" dizelerinin yer aldığı şarkıyı seslendirdikleri oyun.
Öğrenci bütçeme rağmen, yaklaşık yirmi kez seyrettiğimi anımsıyorum.
Ardından "Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı" patladı.
Özal'ın, "bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinler" tekerlemesiyle, ülkenin kapılarını kapitalizme ardına kadar açan politikalarını yerden yere vuran bir başkla politik oyundu.
Bu oyunu da iki haneli rakamlara varana dek seyretmiştim.
Sonrasında Ferhan Şensoy'u kaybettim.
Yazdığı, zeka yoğun mizahın yer aldığı bir kaç kitabını okumanın dışında, sahnesini yıllardır görmedim.
Son aylarda, iki Ferhan Şensoy kitabı elimdeydi; "Kalemimin Sapını Gülle Donattım" ve "Başkaldıran Kurşunkalem."
Özyaşam öyküsünü kimi zaman masal, kimi zaman tarih metni, kimi zaman da roman kıvamında aktaran, sağlam bir anlatımla okuyucuyu içine alan, kuşatan iki kitap.
1980 darbesinin hemen arefesinde sonlanıyor son kitap.
Devamını yazacak mı, bilmiyorum. Ama yazacaksa bile, en erken on yıl sonra elimizde olacakmış. Tiyatrosunda, bu kitaplardan sorumlu görevlinin dediği bu..
Bu kitapların da itelemesiyle koştura koştura Ferhan Şensoy sahnesini görmeye gittim.
Kısmetime ilk kez 7 Mart 1987'de sahnelenen "Ferhangi Şeyler" çıktı.
Yaklaşık yirmialtı yıl ve binyediyüz civarında sahnelenen tek kişilik bir oyun.
Zamanın çok da acımasız davranmadığı Ferhan Şensoy, günceli de yakalamaya çabalayarak, kimi zaman politik, kimi zaman da yaşama dair vurgularla bir ortaoyunu sergiliyor.
Salon bilindik anlatımla, full.
Gençleri yoğunlukta olduğu seyirci; beğenmeye, gülmeye ve çılgınca alkışlamaya hazır.
Ama yıllar öncesinin anılarıyla, beklentisiyle oyunu seyreden biri için "yorgun bir oyun."
Sanıyorum benim için 2023 yılını, Ferhan Şensoy'un 1980'ler sonrasındaki özyaşam öyküsünü okumayı beklemek, şimdilik en iyisi.
İstanbul, 21 Kasım '13