Tren rayının küçük güneydoğu kentini ikiye böldüğü; demiryolunun bir tarafında köy/kasaba arası, ucube bir yerleşimin yer aldığı kısım, diğer tarafından bir petrol rafinerisinin yükseldiği modern bir şehir.
Rafinerinin çalışanları için inşa edilmiş –zamanın ölçülerinde- bir uydu kent; restoranı, okulları, hastanesi, sinema salonları ve hatta yüzme havuzunun olduğu…
Restoranda geceleri yemekler verilir, fonda altı gençten oluşan TPAO Batman Orkestrası müzik yapar; muhafazakar bir yer olan Batman’da jazz ve tango tınıları yükselir.
O yılların popüler kültürünü oluşturan olaylardan biri de, Altın Mikrofon Şarkı Yarışması. TPAO Batman Orkestrası da, o yıllarda moda olan Anadolu Pop akımından etkilenerek türküleri jazz ve rock tarzında yorumlayarak bu yarışmaya katılır.
İlk iki yıl finale kalıp kazanamayan grup, 1968 yılında, Aşık Veysel’in Kara Toprak deyişini beş sesli yorumlayarak, hem de Moğollar ve Erkin Koray gibi müzisyenleri geride bırakarak birinci olurlar.
1960’ların Türkiye’sine dair okuyacak, yazacak ve konuşacak çok şey var ve kuşkusuz ‘istenirse, her başarı mümkün’ sözüne güvenmek gerek.