6 Kasım 2020 Cuma

Adım adım abonelik iptali…


Cep telefon, sabit telefon ve internet aboneliklerini artık oturduğumuz yerden yapabileceğiz.

İşte adım adım e-devlet üzerinden abonelik iptali…

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Tüketici Postası’na anlattı.


31.10.2020, Turhan Dik,  Tüketici Postası,

Deniz: “Banka borçları alarm veriyor”

TBMM’nde görüşülmekte olan torba yasa ile tüm kamu alacaklarına yeni bir yapılandırma olanağı daha geliyor.

Tüketici Birliği Federasyonu, böylesi bir yapılandırmanın bankalara olan bireysel kredi ve kredi kartı borçları için de tanınmasını istiyor.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ile bu konuyu konuştuk.

Banka borçları da, yapılandırılmalı…


Tüketicilerin banka borçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “banka borçlarının yapılandırılması zorunlu hale gelmiştir.” dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

Geçtiğimiz günlerde TBMM’de görüşülmekte olan torba yasa tasarısının Bütçe ve Plan Komisyonu görüşmelerinde, kamu borçlarının faiz indirimi ve uzun taksitler ile yapılandırılması maddesinin tasarıya eklenmesi kabul edilmiştir. Geçtiğimiz yıllarda örneğini sıklıkla gördüğümüz yapılandırma, bu kez de pandemi döneminin ekonomide oluşturduğu hasar nedeniyle yeniden yürürlüğe konmaktadır.

Tüketicinin bankalar olan kredi ve kredi kartı borçluluğu da, yapılandırmayı gerektirecek nitelikte yüksek olup ödenemez noktaya hızla gitmektedir. Pandemi döneminin başında yapılan düzenleme ile bankalara olan borçlar için öngörülen 90 günlük takip süresi, 180 güne çıkarılmış ve bu nedenle takibe alınan bireysel kredi ve kredi kartı borçlu sayısında azalma kaydedilmiştir. Ancak (örneğin 2020/Ocak-Ağustos dönemi) takibe düşen borçlu sayısı, önceki döneme göre yüzde 54 azalmış görünmekle birlikte tüketicinin banka borç çilesi henüz istatistiklere yansımamış bulunmaktadır.

Özellikle pandemide ikinci ve ağır döneme girilen bu dönemde alınması zorunlu olan yaşamı kısıtlayıcı önlemler nedeniyle ekonomideki yavaşlama ve kaotik durumun ağırlaşarak devam edeceği görülmektedir. Böyle bir süreçte 2020/Mart ayından bu yana yaşamını zorlukla sürdüren ve bu nedenle borçlanmak zorunda olan milyonlarca kişi, kış mevsimi arefesinde, banka borçları nedeniyle takibe alınma tehdidiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Nitekim bu konudaki tehlikenin farkında olan kimi bankaların geçtiğimiz günlerde faiz indirimi ve borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik adım attıkları da bilinmektedir.

Ancak bankacılık sektörünün kamu ve özel şirketlerden oluşması, bankaların alacaklarına ilişkin yaklaşımlarının birbirlerinden farklılık göstermektedir. En önemlisi banka inisiyatifiyle yapılandırma masasına oturan tüketicinin, masadan vadesi uzatılmış, ama faiz yükü artmış banka borcu ile kalkacağı açıktır.

Bu nedenle kamu alacaklarında olduğu gibi kamu/özel banka ayrımı olmaksızın tüm bankalara olan bireysel kredi ve kredi kart borçlarının; “yasal takibe düşmüş olması, gecikmiş olması veya zamanında ödeniyor olması” gibi kıstaslardan bağımsız olarak, talep eden her tüketici için yapılandırılması olanağı getirilmelidir. Bu yapılandırmanın, borcun artarak ötelenmesi olmamasını sağlamak adına, kamu alacaklarının yapılandırılmasında uygulanacak olan faiz oranında ve taksit olanakları getirilmelidir.

Bankalara olan borçların her banka ve dileyen her tüketici için adil koşullarda yapılandırılması ile ekonomideki olumsuzluğun derinleşmesi ile mücadelede önemli bir adım atılacak, pandemi sonrasına kadar ekonominin devamlılığın sağlanmasına önemli bir katkı yapılmış olacaktır.

Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

28.10.2020, Tüketici Birliği Federasyonu

Tüketici federasyonlarından ucuz maske ve bez maske uyarısı (Doğru maske nasıl anlaşılır?)


Corona virüsle birlikte hayatımıza giren maskeler yeni dönemin gerçeği haline geldi. 7'den 70'e herkes Corona'dan korunmak için öncelikli olarak maskelere güveniyor. Ancak piyasada fiyatları ortalama 1 ile 5 lira arasında değişen maskelerin güvenilirliği konusunda ciddi tartışmalar var. Tüketici federasyonları başkanları ntv.com.tr'ye yaptıkları açıklamada, maskelere yönelik araştırmalarda çok vahim tablolarla karşılaştıklarını ve merdiven altı maskelerinin virüsten korumaktan ziyade yayılmasına neden olduğunu belirttiler. Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz 50 kuruşa bir maskenin standartlara uygun olmasının mümkün olmadığını söylerken, Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Aziz Koçal da bez maskelerdeki tehlikeye dikkat çekti.

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) piyasada satılan maskelerinin güvenliğinden ciddi endişe duyduklarını ve piyasada bulunan tüm maskelerin testten geçirilmesi gerektiğini açıkladı.

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz, Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü bir projede içinde maskelerin de olduğu piyasadaki ürünlere yönelik güvenilirlik araştırması yaptıklarını söyledi.

''SON DERECE VAHİM SONUÇLAR ELDE ETTİK''
Bülent Deniz, araştırma kapsamında yapılan tespitlerde maskelerle ilgili son derece vahim sonuçlarla karşı karşıya kaldıklarını vurgulayarak vatandaşın merdiven altı üretilen maskelere yöneldiğini belirtti.

Deniz, merdiven altı üretimlerde fiyatların çok düşük olduğuna dikkat çekerek, vatandaşları bu fiyatlara kanmamaları gerektiği konusunda uyardı.

UYGUN MASKENİN 50 KURUŞA SATILMASI MÜMKÜN DEĞİL
'’Biz bu maskeleri incelediğimizde maalesef ürün takip sistemine kayıtlı olmadıklarını, Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın ortaya koyduğu standartlara uygun nitelikler taşımadıklarını görüyoruz’’ diyen Deniz sözlerine şunları da ekledi:
‘’Şu anda 50 kuruşa da 70 kuruşa da maske bulabiliyorsunuz. Ancak ürün takip sistemine kayıtlı olan ve standartlara uygun olan maskenin o fiyatlarda üretilerek satılması mümkün değil’’

MERDİVEN ALTI MASKELER VİRÜSÜ YAYIYOR
Belirlenen standartlara uygun olmayan merdiven altı maskeler hem virüslere karşı korunduğumuza bizi inandırıyor hem de ‘zaten maske takıyorum’ algısı ile bizi tedbirsizliğe sevk ediyor.

Bülent Deniz, ‘’Bizce corona virüsün yayılmasında bu standart dışı üretilen maskelerin piyasada satılıyor olmasının etkisi yüksek’’ yorumunu yaptı.

Peki eczaneden bakkala, semt pazarlarından kırtasiyelere kadar hemen hemen her yerde satılan maskenin kaliteli olduğunu nasıl anlarız?

İKİ YÖNTEMLE GERÇEK MASKEYİ ANLAYIN
Konu hakkında açıklamaya yapan Deniz, iki yöntemin olduğunu söyleyerek şunları anlattı:
‘’Birincisi maskenin üzerinde ürün takip sistemi kodunun olup olmadığına bakıyoruz. İkincisi ve de daha pratik olanı maskeyi her iki tarafından kesip iki tarafını çıkararak su geçirip geçirmediğini kontrol ediyoruz. Su geçirmeyen maskelerin kullanıma uygun olduğunu söyleyebiliriz’’

Birbirinden farklı özelliklere sahip 5 maskeyi incelediklerinde sadece iki tanesinin uygun olduğunu gördüklerini ifade eden Deniz, ‘’Tüketicinin dikkat etmesi gerekiyor. Fiyatın uygunluğu tabii ki tüketici için önemli bir unsur ancak bu konu sağlıkla ilgili ciddi bir durum’’ diyerek uyarıda bulundu.

VATANDAŞA ÜCRETSİZ MASKE ÇAĞRISI
Vatandaşa ücretsiz maske hizmeti sağlanması yönünde ısrarlı çağrılarının olduğunu söyleyen Deniz, ‘’Maske artık günlük hayatın bir zorunluluğu haline geldi. Devletin vatandaşlara maskeyi ücretsiz verilmesi gerekiyor. Standarda uygun bir maskeyi orta gelirli bir ailenin sürekli satın alması aile bütçesinde derin sarsıntılara yol açıyor. Merdiven altı maskelerin türemesindeki en büyük etkenlerden birisi de bu’’ açıklamasını yaptı.

YIKANABİLİR BEZ MASKE VİRÜSTEN KORUYOR MU?
Covid-19 salgınıyla mücadelede doğru maske kullanımı, bulaşın önlenmesi için hayati önem taşıyor. Ancak, salgından bu yana birçok maske çeşidi ile karşılaştık.

Bu süreçte tıbbi maskelerinin yanında yıkanabilir bez maskeler de kullanım kolaylığı ve fiyat uygunluğu açısından oldukça tercih ediliyor. Ancak bez maskeler kimi uzmanlara göre virüsten korumuyor.

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz, hiçbir uzmanın bez maske konusunda kendilerine olumlu bir görüş sunmadıklarını açıklayarak, ''Bez maskelerde yıkama konusunda gerekli yöntemlerin takip edilmesi tüketici açısından problem taşıyor. Para vermemek adına aslında birkaç defa yıkandıktan sonra atılması gereken maskenin kullanılmaya devam edildiğini görüyoruz. Biz tüketiciyi anlıyoruz. Sonuçta sürekli aynı ürüne para vermek bir süre sonra insanın bütçesini yoruyor. Ancak biz bez maskeyi tavsiye etmiyoruz'' ifadelerini kullandı.

''BEZ MASKELER ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİ''
Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Aziz Koçal da, maskelerinin tamamen denetimsiz şekilde piyasaya sürüldüğünü söyledi.

Satılan maskelerin koruyucu özellikleri olup olmadığı yönünde hiçbir bilgi olmadığını ifade eden Koçal, ayrıca bez maskelerin bir tekstil ürünü olduğunu ve bununla ilgili herhangi bir teknik düzenlemesi olduğuna dikkat çekti.

Boyalı maskelerde kullanılan kimyasal maddelere işaret eden Koçal, ''Solunum yolu ile bu maddeleri sürekli ciğerlerimize çekiyoruz. Henüz üzerine kesinleşmiş herhangi bir çalışma bulunmasa da özellikle çocuklarımız için boyalı bez maskeler tehdit oluşturuyor'' dedi.

Artık tezgahlarda bile maske satılmaya başlandığını ifade eden Koçal, ''Maskeler ile ilgili gerekli denetimlerin yapılması halk sağlığı açısından önem arz ediyor. Maskeler her yerde satılmamalı'' uyarısında bulundu.

ÇENE ALTINA İNDİRİLEN MASKELERE UYARI
Koçal, ayrıca çene altına indirilen maskelere dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
''Bazen yemek yerken ya da çay içerken maskeyi çene altına indiriyoruz. Maskenin çene altına indirilmesi maske dışında olası bulunan virüsleri solunum yolu ile vücudumuza alıyoruz. Çene altında kesinlikle maskeler tutulmamalıdır. Yemek yerken veya çay içerken maske tamamen çıkartılmalı ağız kısmından uzak tutulmalıdır''

Virüsün yayınlamasını önlemek için sağlıklı maskelerin kullanılmasının altını bir kez daha çizen Koçal, maskenin alım noktasında vatandaşlara yardım çağrısında bulundu. Koçal, ''Aksi taktirde maske uygulaması genel olarak beklenen sonucu vermeyecektir'' dedi.

22.10.2020, Tuğba Öztürk, NTV

Yoksulluk dünyayı yakacak


17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nü değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “yoksulluğun yaygınlaşması ve derinleşmesi, dünya barışını tehdit ediyor” dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:

Birleşmiş Milletler’in 22.12.1992 tarihli kararı ile “17 Ekim, Dünya Yoksullukla Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir.

Günlük 1,90 ABD Doları ya da daha altında gelirle geçinmek zorunda olanlar yoksul, 1,25 ABD Doları ya da daha altında geliri olanlar ise, aşırı yoksul olarak tanımlanmaktadır.

Ülkemizde de Türk-İş tarafından düzenli olarak açıklanan verilere göre, 2020/Eylül ayı itibariyle dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 7.973,00 TL., açlık sınırı da 2.448,00 TL. olarak tespit edilmiştir.

Dünya halkları arasındaki gelir dağılımı, nimetlerin adil şekilde paylaşımındaki adaletsizlik, yerkürenin en büyük sorunudur. Dünya devletlerinin bu sorunu gidermeye yönelik tutumları yetersiz kalmakta, yoksulluk artmaktadır.

Yaklaşık 10 aydır süren, küresel etkiye sahip pandemi nedeniyle yaşamın kısıtlanması, bilinen yoksulluğu arttırmış, geçmişten gelen yoksulluk sorunu bu dönemde dünya barışını tehdit edecek risk oluşturmaya başlamıştır.

Ülkemizde de farklı boyutta yaşanan yoksulluk sorununun temelinde, gelirin adil ve hakça dağıtılamamış olması yer almakta, bu duruma özellikle dolaylı vergilerdeki yüksek oranlar neden olmaktadır.

Her türlü mal ve hizmet satışından alınan KDV., ÖTV. ve benzeri dolaylı vergi oranlarının yüksek olması nedeniyle iletişim için cep telefonu görüşmesi yapan işadamı ile asgari ücretli yurttaş aynı vergiyi vermekte; enerji tüketimi yapan dargelirli ve zengin yurttaşın cebinden aynı vergi alınmaktadır.

Halen toplanan 100 liralık verginin yarısından çoğu mal ve hizmet satışından alınan dolaylı vergilerden oluşmakta, vergilendirmenin temeli olan “az kazanandan az, çok kazanandan çok” vergi alınması ilkesi bir kenara itilmekte, benzin istasyonları, iletişim, enerji firmaları ve benzeri işyerleri vergi dairesi gibi çalıştırılmaktadır. Dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki yüksekliği, ülkemizi OECD ve dünya ülkeleri arasında üst sıralara çıkarmış bulunmaktadır.

Öte yandan dolaylı vergilerin yüksekliği kayıtdışı ekonomiyi ayakta tutmakta, bu durum devletin vergi gelirinde azalmaya yol açmakta, içinden çıkılamaz bir kısır döngü yaşanmaktadır.

Yoksulluk, dünya barışı için en önemli tehdittir.

Yoksullukla mücadele, ülkemiz ve dünya halkları için vazgeçilemez bir sorumluluktur. Bu nedenle gelir dağılımı adaletini düzeltecek başta vergilendirme olmak üzere tüm önlemlerin alınması, yayılma ve derinleşme eğilimindeki yoksulluğun önünün alınması zorunludur.

Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

16.10.2020, Tüketici Birliği Federasyonu,

ÜRÜN GÜVENLİĞİ TOPLANTISI YAPILDI


Avrupa birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak düzenlenen Ürün Güvenliği programı Ramada otel izmit’te gerçekleştirildi.

Avrupa birliği ve Türkiye cumhuriyeti tarafından ortak düzenlenen Ürün Güvenliği programı ramada otel izmitte gerçekleştirildi.

Tüdef ve Tükoder Genel BAŞKANI Sn.Aziz Koçal beyin ve Tüketici birligi Federasyonu Genel Baskani Av.Mehmet Bülent Deniz beyin açılış konuşması sonrasında sn Idat Erdener tarafından Türkiyede ürün güvenliği ve piyasa Gözetimi ve Uygunluk Değerlendirme süreçleri konusunda bilgilendirme ve sunum yapıldı.

Gölcük Tükoder Şube ve Kocaeli Tükoder Şube ile izmit tüketici birliği işbirliğinde yapılan çalışmaya yaklaşık 50 kişi katıldı ve program sonunda katılımcılara sertifikalar verildi.

Gölcük Tüketiciyi Koruma Derneği Gölcük Şubesi başkanı ÇETİN KOCATÜRK toplantıya gölcükten yirmi kişi ile katılım sağladı.

Sahte Serviste Arama Motoru da Marka da Sorumlu Değil!


Bir haber kanalına dayandırılan, teknik servis dolandırıcılığında, arama motoru da, markalar da suçlu gösterilmişti. Haber365 işin hukuki boyutunun farklı olduğunu ortaya koydu.

Arama motorlarının üst satırlarında yer alıp, reklam da veren pek çok, yetkili beyaz eşya ve yetkili elektronik servisin dolandırıcı olduğu bildirildi.

Konuyla ilgili, bir haber kanalına dayandırılan haberlerin, yine bir uzmana dayandırdığı bilgiye göre, bu tür dolandırıcılıktan, arama motorları da, dolandırıcının adını kullandığı markaların da sorumlu tutularak, dava açılması öneriliyordu.

Bununla birlikte haber365 Ekonomi Servisi’nin ulaştığı, Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı, Av. Bülent Deniz, işin hukuki boyutunun da, pratiğinin de böyle olmadığını ortaya koydu.

DOLANDIRICILIK NASIL YAPILIYOR?
Beyaz eşya ve elektronik eşyaların arızalanmasında, sıklıkla, yetkili servisi internette arıyoruz.

İşte problem de, burada başlıyor.

Arama motorunun üst satırlarında, üstelik reklam da vererek yer alan bazı firmaların, ya ürünü çaldığını ya da fahiş servis rakamları belirterek aslında ürünü de tamir etmedikleri yönünde, vatandaşlardan çok sayıda şikayet alınmış.

Hatta, bir gazetecinin (U.C.) yetkili görüntüsü verilmiş, yetkisiz bir firmada dolandırılmasıyla sosyal medyanın gündemine giren konuda, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın SERBIS uygulaması üzerinden güvenli arama yapılması öneriliyor.

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı, Av. Bülent Deniz, arama motoru ulus ötesi olduğundan çok fazla sorumluluk üstlenmediğini, dava da açılsa bir şey elde edilemediğini açıkladı.

SADECE SAĞLIK ÜRÜNLERİNDE SONUÇ ALIRSINIZ!
Deniz, sadece sağlık ürünlerinde ve sağlık mevzuatına aykırı olduğu ceza verildiğini kaydetti.

Yine, servislerde adı geçen markaların sorumlu olduğu iddialarına da karşı çıkan Deniz, markaların arama motorlarında çıkan isimlerinden sorumlu tutulamayacağını şöyle anlatıyor:
‘Türkiye’deki bir beyaz eşya üreticisinin, sosyal medyada, yetkisiz bir kurumun adını haksız yere kullandığını saptayıp BTK’dan yasaklama kararı aldırsa bile, o site, 1 saat içerisinde sadece bir nokta ekleyerek ikinci bir site kurabilir. Yani, böyle bir niyetle yola çıksa bile pratikte mücadele edemez’ dedi.

Av. Deniz, buna karşın, halka aldatma hedefli konularda, reklamcı şirketin sorumlu tutulabileceğini belirterek, ‘Bununla da baş edilemez’ dedi.

BAKANLIK 2 UYGULAMA İLE SİZİ KORUYOR!
Av. Deniz, 1 ay önce faaliyete başlayan ETBİS 1 uygulamasının, son derece başarılı olduğunu söyledi. Vatandaş bu uygulamalarda, hizmet almak istediği şirket ismini görürse, bakanlık kontrolü altındaki, bir kurumdan hizmet alacağını anlıyor, dedi.

MARKETLERLE İLGİLİ UYGULAMA
Deniz, yine ‘Haksız Fiyat Artışı’ uygulamasını kullanarak, ürün pahalı ya da ayıplı ise foto çekip iletilebileceğini belirterek, ‘Bakanlık denetime gidiyor’ dedi.

e-Devlet üzerinden abonelik iptali nasıl yapılır? İnternet, telefon, su aboneliği kapatma..


Abonelik iptali işlemleri artık çile olmaktan çıktı. BTK tarafından yapılan açıklamada İnternet, telefon, elektrik, su v.b gibi abonelik işlemleri e-devlet sistemi üzerinden yapılabilecek.

Abonelik iptali işlemleri için kurum kurum gezmeye veya faks çekmeye gerek kalmadı. Resmi Gazete’de yayımlanan Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin, ‘’fesihte takip edilecek usul ve feshin sonuçları’ başlıklı 23’üncü maddesinin, ‘Aboneler abonelik sözleşmelerini her zaman ücretsiz olarak sona erdirebilir’’ ifadelerine yer verildi. Aynı zamanda abonelik iptal işlemleri tek tık ile e-Devlet portalı üzerinden yapılacak. Peki abonelik iptali nasıl yapılır? İşte e-Devlet üzerinden abonelik iptal işlemlerinin detayları… 

E-DEVLET ABONELİK İPTALİ KARARI
“28.10.2017 tarihli ve 30224 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin, ‘fesihte takip edilecek usul ve feshin sonuçları’ başlıklı 23’üncü maddesinin, ‘Aboneler abonelik sözleşmelerini her zaman ücretsiz olarak sona erdirebilir. Aboneler, abonelik sözleşmelerini feshetmek istedikleri takdirde bu taleplerini;

a) İşletmeci ya da adına abonelik sözleşmesi yapmaya/işlemlerini yürütmeye yetkili temsilcisine yazılı olarak yapmak,

b) Teyit edilmiş olmak kaydıyla işletmecinin faks numarasına imzalı olarak göndermek,

c) Güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinler kullanmak,

ç) Kurum tarafından belirlenebilecek diğer yöntemleri kullanmak, suretiyle işletmecilerine iletirler. Fesih taleplerinde abonenin kimlik belgesi kontrol edilerek fesih taleplerinin her şartta alınması sağlanır’ şeklindeki birinci fıkrasında, fesih başvuru yöntemleri sayılmış olup, kurumumuz bunların dışında da yöntem belirleme yetkisine haizdir. Bu kapsamda teknolojik imkânlardan da faydalanarak tüketicilere daha kolay ve hızlı bir şekilde fesih başvurusu yapabilme imkânının sağlanmasına yönelik çalışmalar devam etmekte olup, söz konusu çalışmaların tamamlanması ile fesih başvurularının e-Devlet Kapısı üzerinden yapılabilmesi mümkün olacaktır.”

TAAHHÜTLER NE OLACAK?
Söz konusu düzenleme , sadece iptallerin evden yapılması yönünde, Taahhütler aynen devam edecek ve iptal işlemi olması durumunda cayma bedeli alınacak.

Konu ile ilgili açıklama yapan Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, abonelik iptalinin en fazla şikayet edilen konu olduğunu söyleyerek, “İptal için bayiye gitmek ya da faks çekmek gerekiyor. Faks ulaşmıyordu, teyidi alınamıyordu, süreçler çok uzuyordu. Binlerce tüketici sorun yaşıyordu. Böyle bir uygulamanın olması uzun zamandır konuşuluyordu. Artık- e-Devlet üzerinden yapılabilmesi çok büyük avantaj. Sözleşmenin bu şekilde iptal edilebiliyor olması çok yerinde bir karar oldu. Tüketici hakları açısından da önemli.” dedi.

E-DEVLET ÜZERİNDEN ABONELİK İPTALİ NASIL YAPILIR?
İnternet, telefon gibi sözleşmeye dayalı aboneliklerin iptali belirli bir prosedür çerçevesinde gerçekleşiyordu. Vatandaşlar “abonelik sözleşmesinin ancak işletmecinin faks numarasına imzalı olarak gönderilmesi” uygulamasından muzdaripti. Alınan yeni karara göre abonelik iptalleri e-devlet sistemi üzerinden tamamlanabilecek.

E-devlet abonelik iptali için öncelikle sisteme giriş yapmanız gerekiyor. T.C. kimlik numarası ve e-devlet şifresi ile giriş yapıldıktan sonra abonelik iptal alanından gerekli bilgileri doldurup işlemi gerçekleştirebiliyorsunuz.

Tüketici Birliği Federasyonu’ndan, TELKODER’e ziyaret…


Tüketici Birliği Federasyonu, kısa adı TELKODER olan Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’ni ziyaret etti.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, yönetim kurulu üyesi ve Tüketici Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Turhan Dik, TELKODER Genel Başkanı ve TTM Telekom AŞ. danışmanı Halil Nadir Teberci’yi ziyaret etti.

Bir süre önce yaşama veda eden TELKODER Genel Başkanı Yusuf Ata Arıak için kurumsal taziye dileklerinin iletildiği görüşmede, iletişim sektörüne ilişkin güncel sorunlar üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu.
Özellikle pandemi nedeniyle eğitim öğretimde uygulanan uzaktan eğitim uygulamasında ortaya çıkan sorunların değerlendirildiği ziyarette, TBF tarafından bir süre önce başlatılan “GELECEĞE BAĞIŞ” kampanyası hakkında bilgi verilerek, TELKODER üyelerinin kampanyaya desteklerinin beklendiği ifade edildi.

TELKODER Genel Başkanı Teberci de, “GELECEĞE BAĞIŞ” kampanyası ile internet erişimi ve donanım ihtiyacı olan öğrenciler için toplumsal farkındalık oluştuğunu belirterek, kampanyaya ne şekilde katkı verebilecekleri konusunu değerlendirdiklerini ifade etti.

29.09.2020, Tüketici Birliği Federasyonu,

Hakem heyetleri mağduriyetleri bir bir gideriyor! Tüketicinin ‘güven’ kapısı


Taklit, tağşiş ve indirim adı altında tüketiciler mağdur edilirken, hakem heyetleri, yüz binlerce tüketicinin derdine deva oluyor. Bu durum kamuoyunca memnuniyetle karşılanıyor ve “Bireylerin, menfaatlerini koruyup kollamaları art niyetli firmaların hilelerini boşa çıkarıyor. Mağduriyetleri ise gideriyor” şeklinde yorumlanıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit, tağşiş yapıldığı veya ilaç etken maddesi ilave edildiği tespit edilen toplam 91 firmaya ait 113 parti ürünü kamuoyuyla paylaşırken, yüzde 70 hatta yüzde 80’lere varan indirim kampanyaları adı altında tüketiciler mağdur ediliyor. Fiyat hileleri ve ayıplı ürünlerle karşı karşıya kalan tüketiciler, hakem heyetlerine başvuruyor. Hummalı bir çalışma yürüten, hemen her başvuruyu seri şekilde ele alan heyetler takdir topluyor.

Önemli görevler görüyorlar
Tüketici avukatları, hakem heyetlerince yüzde 60-70 oranında şikâyetçilerin lehine karar verildiğine işaret ediyor. Avukatlar, ayrıca heyetler tarafından önemli görevler görüldüğüne ve fiyat oyunu ile ayıplı ürün vakalarının aşağı çekildiğini belirtiyor.

Hakkınızı yedirmeyin
Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz de Yeni Akit’e yaptığı açıklamada hakem heyetlerinin kararlarının bağlayıcı olduğunu dile getirdi. Heyetlerin kararlarının uygulamaktan kaçınılamayacağını vurguladı. Deniz, tüketicilere de şöyle seslendi: “Hakkınızı yedirmeyin. Fahiş fiyat artışlarına gidenleri, yalancı indirimler yapanları, ayıplı ürünler satanları mutlaka ve mutlaka hakem heyetlerine bildirin. Başvuruların kolayca ve süratle yapıldığını, şikâyet dilekçelerinin elden ya da e-Devlet’ten verilebileceğini bilin. Kararların belirlenen takvime uygun olarak, 3-5 ayda alındığını unutmayın.” Hakem heyetlerinin her 10 şikâyetten 6’sını haklı bulduğunu kaydeden Deniz, şu ifadeleri kullandı:

Planlı ve iyi çalışılıyor
“Tüketicilerin bu makama yönelmelerinde, gitmelerinde fayda var. Gelinen aşamada kargolar, gıda ürünleri ve mobil telefonlar ile tabletler hakkında pek çok dilekçe verildiği görülüyor. Ki bu doğal, dönemin ruhuna uygun. Çünkü pandemiden ötürü milyonlar eve kapandı, dışarı çıkamadı. Toplum önemli bir dönüşümden geçti, geçiyor da. Ama hakem heyetlerince bu dönüşüme adapte olunduğu, planlı ve iyi çalışıldığı, yakınmalara kulak verildiği, sorunların giderildiği bir hakikat.”

Kritik uyarı
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ise hakem heyetlerine defolu ürünlerle ilgili on binlerce başvuru geldiğine dikkat çekti. Başvuruların yüzde 50’sinin e-Devlet kanalıyla yapıldığını hatırlatan Ağaoğlu, “Bu da halkın önemli bölümünün duyarlılığının attığını, hakkını aramaya başladığını net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi. Hakem heyetlerine dilekçe yağdığını anlatan Ağaoğlu, şöyle devam etti: “Malum, fahiş fiyat artışları tüketicileri Alo 175’i aramaya ve mobil uygulama HFA-Bildirim kanalıyla Ticaret Bakanlığı’na ihbarlarda bulunmaya itiyor. İhbarların ardından da tüketici hakem heyetleri devreye giriyor. Ve vurguncu firmalara, yapılanmalara karşı savaşan tüketicilere peş peşe müjdeli haberler geliyor. Bu haberleri almak için zahmetlere katlanmıyor, ödeme yapmıyorsunuz.”

27.09.2020, Buğra Kardan, Yeni Akit

Av.M.Bülent Deniz : “Tüketici Örgütleri Olarak İleti Yönetim Sistemi Yönetmeliği Bize Sorulmadı, Haberdar Değiliz”


Ticaret Bakanlığı bu sene başından beri, iletilerin (e-mail, Call center aramaları ya da SMS) çok şikayet edilen “SPAM” yönüne yönelik olarak bir yeni düzenleme getirdi. Bunu daha önce bir kaç yazıda dile getirdik ve bunlarla bir dosyayı da turk-internet.com okuyucularının dikkatine sunduk [1].

İleti şikayetleri doğrudan tüketicileri etkilediği için, Tüketiciler Birliği’nden Avukat M.Bülent Deniz ile de konuştuk. Ancak şaşırarak öğrendik ki, bu yönetmelik hazırlanırken, kendilerinden görüş alınmamış, hatta haberdar bile edilmemişler. İleti Yönetim Sistemi konusundaki görüşleri aktarmaya devam ediyoruz. İşte Tüketicilerin görüşleri;

Turk-internet.com: İleti Yönetim Sistemi adı altında bir sistem getiriliyor. Öncelikle şunu sormak istiyorum, hepimiz spam SMS, spam e-mail, spam call center(müşteri hizmetleri satış aramaları)dan şikayetçiyiz. Bunlara tüketiciler nasıl bakıyor? Bu konularda eskiden şikayetler nasıl geliyordu, şimdi nasıl geliyor?

M. Bülent Deniz: SMS ile başlayan bir süreçti bu aslında. SMS moda olmaya başlayınca firmalardan yağmur gibi SMSler gelmeye başladı ve ardından call center furyası başladı. Call centerlardan istem dışı aramalar başladı. Öyle bir hâl aldı ki, işin çokluğundan ziyade bir de dolandırıcılar için de yeni bir faaliyet alanına dönüştü. Çok şikayetçiydik ancak ticari elektronik iletilerle ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bir yönetmelik hazırladı ve istem dışı mailler veya aramaların önüne geçeceği ifade edildi.

Biz de tüketicilere, “Gelin tüketiciler, size ne kadar spam mail ve SMS geldiyse bunu kurula şikayet edin” dedik ama ya kurul şikayetlerin fazla olmasından ya elindeki hukuk mekanizmasının işler olmamasından ya da yönetmelik yapılırken, ekonominin gerçeklerinden uzak yapılmış olması nedeniyle, pek fazla işleme sahip olmadı. Kurul cezalar kesti, basın bültenlerinde okuduk, kesilen idari para cezasına karşı firmaların idair mahkemede iptal davası açma hakları doğdu, bu onların önünü kesmedi.

Tüketici tabii sıkılıyor, örneğin sabah çok erken ve geç saatlerde aramalar başımıza geliyor. Spam SMSlerin, e-maillerin, call center aramalarının sayısı azaltılabilir veya denetlenebilir ancak bizim endişemiz bu yöntemle dolandırıcıların çok enteresan işler yapıyor olması.

Örneğin, birileri 2017 yılında call center numarası alan 3 dolandırıcı “Biz Tüketici Birliği Başkanı Bülent Deniz’in ofisini arıyoruz. Size hayat sigortası yapılmış, yenilemek istemiyorsanız, 300 lira şu adrese gönderin” şeklinde aramalar oldu. Tabii daha sonrasında yakalandılar.

Bir de, özellikle bankalarla ilgili call center aramalarında veya SMS gönderimlerinde 3 adımlı güvenlik önlemleri alındı ancak onlar da tüketiciyi yanıltan boyutlara geçebiliyor. Dolandırıcılar için bir faaliyet alanına dönüştü.

Aslında bu nokta çok önemli bizim için. Teknoloji ne kadar ilerledikçe, yeni boyutlarda ilerliyorlar. Hem tüketiciye erişmek için yapılan reklamlarda hem de dolandırmak anlamında, yeni yöntemler ve yeni uygulamalar ortaya çıkacaktır. Herhangi bir uygulamayı indiriyorsunuz telefonunuza, bütün şifreleriniz alınmış gitmiş. Bunun önüne geçmek güç oluyor tabii. Benim kendi özel alanım olan telefon numaram, e-posta adresim veya iletişim noktalarında rızamın olması gerekiyor. Devlet bu mantıkla baksa da, uygulamaya gelindiğinde, yanılmıyorsam 2015’den sonra çıkan yönetmelikle çok bir şey değişmedi aslında.

Turk-internet.com: 2015 Yılında getirilen sistemin değişmesinin nedeni, bakanlığa şikâyetlerin yığılması, süreçlerin çok uzun olması (Firmaya soruyor, firmanın açık rızayı göstermesi gerekiyor vb.) buna karşılık yeni bir uygulamaya geçildi, İleti Yönetim Sistemi olarak bu yıl ilan edildi. Fakat bu noktada size iki sorum olacak; Sizin fikriniz alındı mı? Sanayii ve Ticaret Bakanlığı’nın TOBB ile birlikte yaptığı bir uygulama oldu. Bunu devletin kendisinin değil de, özel bir firmaya yaptırmasını nasıl karşılıyorsunuz?

M. Bülent Deniz: Tüketiciyi yakından ilgilendiren bu yönetmelikten haberimiz olmadı. Haberimiz sizin, Mobilsiad Sektör Derneği’nin açtığı dava sayesinde oldu. Çok şaşırdık. Öyle hükümler var ki, tüketici açısından bakıldığında kabulü asla mümkün olmayan bir yönetmelik.

Yönetmeliğin uygulanmasını 2020’nin Aralık sonuna kadar ertelediler ama yönetmelik şu anda yürürlükte ve getirdiği hükümler çok can sıkıcı hükümler. Öncelikle, İleti Yönetimini üstlenecek bir şirket oluşturulmuş, bu neden bir şirkete ait ve neden devletin bir güvenlik biriminin veri tabanına ait değil?

Ticari bir operasyonu yönetme anlamına geleceği için, karşı cevap şu olacaktır; “Devletin güvenliğini mümkün mertebe geride tutup, böyle bir uygulama yaptık.” denebilir. Bu halde kamu iktisadi teşebbüsü halinde olması gerekir ya da devlet kurumlarının temsilcilerinin oluşturduğu anonim şirket üzerinden gidilmesi gerekir. 
Ama baktığımızda TOBB’a teslim edilmiş bir yönetmelik. TOBB’un kurduğu bir şirket İleti Yönetim Sistemi’nin tek hâkimi haline dönüştürülmüş. Sonradan öğrendik ki, TOBB’un vakfının ortak olduğu bu şirketin başkaca ortakları, hatta o ortakların bir kısmının şirket olduğu, o şirketlerin ucuna kadar gidildiğinde, kişilerin bu şirketin aslında gerçek sahip olduğuna ilişkin duyumlar ve gözlemlerimiz oluştu. Şimdi haklı olarak ben soruyorum; 83 milyona gönderilecek iletilerin yönetiminden sorumlu ve bundan para kazanacak bir mekanizmanın başında niye Ahmet-Mehmet var?

Turk-internet.com: Sizin demin bahsettiğiniz Mobilsiad ve Telekomder firmaları dava açınca hisseler tekrar TOBB’un vakfı tarafından geri alındı. Ancak günün birinde geri verilir mi? Şu anda kızgınlıkla hareket edildiği için mi bu durumda, bunu bilmiyoruz.

M. Bülent Deniz: Dava bitince hisselerin tekrar satışı mümkün. Kaldı ki TOBB vakfı tüzel bir kişilik, iktisadi bir işletmesi var anlaşıldığı kadarıyla, kendi mal ve mülkleri üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabilir, buna kim engel olabilir? “Hissemin yarısını x kişisine sattım.” Diyebilir.

Öncelikle bizi bu rahatsız etti. Daha sonra hem tüketici olarak hem de kişisel olarak çok rahatsız olduğum bir konu var. İleti Yönetim Sistemi’nde tüketiciye ileti göndermek isteyen bütün firmaların öncelikle başvuru yapması gerekiyor ve elindeki veri tabanını –anladığım kadarıyla- İleti Yönetimi Sistemi’ni idare eden şirketle paylaşması gerekiyor.

Yani, bu şu anlama geliyor; İleti Yönetimi Sistemi’ni idare etmek ile görevlendirilen bu şirketin elinde bütün Türkiye’nin nüfusunun bütün profil bilgileri elinde yer alacak. Kaç yaşında, nerede oturur, nerede yemek yer, sağlık durumu nasıl, hangi firmaları tercih eder, cinsiyeti nedir, belki inancı ve buna benzer kişilerin –ki veri madenciliği dediğimiz kol, şu anda günümüzde en geçerli sektörlerden bir tanesi- profil bilgilerini bu şirketin herhangi bir politikacıya para karşılığı satmayacağı veya iktidar erki elinde tutan partinin bu veri tabanını alıp seçim çalışması yapmayacağı kim bana garanti edebilir? İlk sorum budur.

İkincisi ise, bu veriler nerede saklanacak? Herhangi bir istihbarat örgütünün ele geçirmesi mümkün olamaz mı? Anladığım kadarıyla şirketin kendi kaynakları veri tabanı güvenlik içerisine alınacak. Neden Türkiye’deki ODTÜ, TÜBİTAK, MİT gibi devlet güvencesinde olmayacak bu veri tabanı? Bu da bizi çok rahatsız eden bir durum. Bu noktada, kişisel verilerimin SMS veya e-mail almaya rıza gösterdiğim bir şirketin illa ki bu şirkete benimle ilgili bilgi vermek zorunda kalmış olmasından dolayı rızam dışında başka şirketler için de satın alınabilir hale gelmesi de, ayrıca can sıkıcı bir konu.

Bu noktada, bu yönetmelik kişinin özgürlüğüne vurulan bir darbe niteliğinde. Yönetmeliğin dava ile ilgili gelişmelerini biraz biliyorum, iptal edileceğine ilişkin bir hukukçu beklentim var, inşallah böyle bir kaza olmadan yönetmeliğin iptal edilebilmesi ümidindeyiz.

Turk-internet.com: Başta söylediğiniz gibi kişisel verileri koruma açısından da tüketicilerin sorumlu olduğunu, dolandırıcılara kadar gidebilecek şemalar olduğunu da düşünüyorsunuz.

M. Bülent Deniz: Düşünün ki ben A firmasıyım, elimdeki listeye ileti gönderebilmek için bu firmaya gidip abone olacağım, para vereceğim, karşılığında da üstüne üstlük elimdeki veri tabanını vereceğim, öyle anlıyorum ben. A şirketinden veya B şirketinden gelen veri tabanını bu firma da elinde oluşan veri tabanını parasını veren herhangi bir firmaya satabilecek, plase edebilecek veya canı ne isterse onu yapacak. Bu çok dehşet verici bir şey, bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değil.

Turk-internet.com: Yani, rıza gösterdiğiniz firma dışında başka firma ile de paylaşılabilecek bu veri.

M. Bülent Deniz: Benim kişisel verim başkası için kazanç kapısına dönüşüyor. Ben buna razı değilim. Benimle ilgili veriler, benim mal varlığımda yer alan bilgilerdir ve ticari bir alım satım konusu olması için mutlak suretle bana bir fayda sağlaması lazım ve üstüne üstlük benim de rızamın olması gerekir. Bu yönetmelikte bütün bunların pas geçildiğini gördük.

Turk-internet.com: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

M. Bülent Deniz: Ümit ediyorum İleti Yönetim Sistemi ile ilgili daha çok konuşacağız. Çünkü tüketici örgütleri olarak yönetmelikten haberdar değildik. Diğer 3 federasyona birlikte yaptığımız tüketici konfederasyonu çalışmaları bünyesinde de bu yönetmeliği düşündük, değerlendirdik. Biz de bu konuda tüketici örgütü olarak gereken tepkileri vermeye gayret edeceğiz. Çok teşekkür ederim.

Bu söyleşiyi aşağıda izleyebilirsiniz

26.09.2020, Füsun Nebil Sarp,



İnternet ve elektronik cihazlardan alınan vergi sıfırlanmalıdır


Uzaktan eğitimde yaşanan sorunları değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “öğretmen ve öğrencilere internet ve elektronik cihaz satışlarından alınan her türlü vergi sıfırlanmalıdır” dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

Bilindiği gibi pandemi süreci nedeniyle eğitim kurumlarında uzaktan eğitim modeliyle çocuk ve gençlerimizin eğitimi sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu modelde, gerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü EBA projesi ve gerekse eğitimcilerin kullandıkları çeşitli program ve uygulamalar ile öğrencilere eğitim verilmeye çalışılmaktadır.

Ancak milyonlarca öğrenci internet erişiminden ve uzaktan eğitime katılımını sağlayacak mikrofon, kamera aparatlarını içeren bilgisayar, laptop, akıllı telefon ve benzeri cihazlardan yoksun bulunmakta ve bunları edinecek maddi olanaklara sahip değildir.

Tüketici Birliği Federasyonu tarafından bir süre önce, milletimizin dünyada benzeri olmayan toplumsal dayanışma gücüne atıf yapılarak, “GELECEĞE BAĞIŞ” kampanyası başlatılmış ve kamuoyuna duyurulmuştur.

İnternet erişimi veya uzaktan eğitim için gerekli donanımı olmayan çocuk ve gençlerimizin internet faturalarının üstlenilmesi ya da kullanılmayan ikinci el donanımların gereksinim içindeki öğrencilerimize bağışlanması çağrısı içeren bu kampanya, toplumda karşılık bulmuş, yerel yönetimler, ünlü kişilerin TV programları ve benzeri etkinliklerle desteklenmiştir.

Anayasal hak olan fırsat eşitliğinin sağlanması için başlatılan bu kampanyaya gösterilen toplumsal ilgi sevindirici olmakla birlikte yeterli değildir. Anayasasında “sosyal devlet” olma niteliği açıkça belirtilen Türkiye Cumhuriyeti’nin, anayasal eşitlik ve fırsat eşitliğini sağlaması gereklidir.

Bu nedenle Tüketici Birliği Federasyonu tarafından, TC. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yazılı başvuru yapılarak;
“Uzaktan eğitim için zorunlu olan internet erişimi ve gerekli donanımların öğretmen ve öğrenci tarafından satına alınması durumunda, bu ürünlerin satışından alınan her türlü verginin geçici süre için alınmayarak, vergisiz olarak satışına izin verilmesi”
talep edilmiştir.

Çocuk ve gençlerimiz adına yapılan bu girişimin ilgili bakanlık tarafından olumlu olarak karşılanması, toplumun sahip çıktığı “GELECEĞE BAĞIŞ” kampanyasını tamamlayacak en önemli adım olacaktır.

Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan




24.09.2020, Tüketici Birliği Federasyonu,

Sivil Toplumdan Ümidi Kestik mi?


Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen Tüketicinin Korunmasının Güçlendirilmesi Teknik Destek Projesi kapsamında Ankara’da gerçekleştirilen Tüketici Kuruluşlarının Kapasitelerinin Arttırılması Konferansında bildiri sunan Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Türkiye’de sivil toplum hareketinin gelişimi ve geleceğe yönelik perspektifini anlattı.

Çarpıcı sonuç ve değerlendirmeleri büyük ilgiyle karşılanan Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz’in konuşmasının tamamı…

22.09.2020, Tüketici Birliği Federasyonu,
https://www.tuketici.org.tr/sivil-toplumdan-umidi-kestik-mi/