Türkiye'de 2019 yılı itibariyle 148 milyonu banka kartı ve 66 milyonu da kredi kartı olmak üzere 214 milyon kart var. Ülkemiz kart sayısı bakımından son 5 yıldır Avrupa'da birinci sırada bulunuyor. Uzmanlar ise kartların bilinçli kullanılması ve dolandırıcılığa karşı dikkatli olunması noktasında uyarılarda bulundu.
Türkiye'de 2019 yılı itibariyle 148 milyonu banka kartı ve 66 milyonu da kredi kartı olmak üzere 214 milyon kart var. Ülkemiz kart sayısı bakımından son 5 yıldır Avrupa'da birinci sırada bulunuyor. Avukat Baran Usanmaz, “Kredi kartı kopyalama hileleri ile internet üzerinden yapılan alışverişler neticesinde meydana gelen kredi kartı dolandırıcılığına maruz kalanların sayısı da her geçen gün artmaktadır” derken Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ise kart kullanıcılarına bilinçli olmaları konusunda uyarılarda bulundu.
“HER ZAMANKİNDEN DAHA DİKKATLİ OLUNMALI”
Türkiye'de tüketim harcamalarının yaklaşık yüzde 38’inin kartlı işlemlerden yapıldığını belirten Avukat Baran Usanmaz “Günlük ATM para çekim işlemlerinde, ödeme anında POS cihazlarındaki kredi kartı kopyalama hileleri ile internet üzerinden yapılan alışverişler neticesinde meydana gelen kredi kartı dolandırıcılığına maruz kalanların sayısı da her geçen gün artmaktadır.” dedi. Türkiye'de her yıl yaklaşık 5,5 milyar kartlı işlem yapılıyor. Bundan 10 yıl önce kartla yapılan tüketim harcamaları yüzde 15 oranlarındayken günümüzde yüzde 38 civarına yükseldi. En fazla kartlı ödeme yapılan sektör 148 milyar lira ile market ve AVM'ler; bu iki sektörü 78 milyar lira ile akaryakıt, 68 milyar lira ile giyim, 57 milyar lira ile küçük gıda perakendesi, 45 milyar lira ile elektronik eşya sektörleri takip ediyor. Usanmaz, “Banka kartları ve kredi kartlarıyla ilgili ATM’lerde, telefon yoluyla, şahısların haberi olmadan cebindeki kartla temassız ödemede ve bunun gibi birçok farklı dolandırıcılık türleri ortaya çıktı. Vatandaşlarımızın kart kullanımında her zamankinden daha dikkatli olması gerekiyor. Başka birisine ait banka veya kredi kartını, her ne sebeple olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kişi, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi hususunda gereken kişinin rızası olmaksızın kartı kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına fayda sağlar ise, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılacaktır. Ancak kredi kartı dolandırıcılığının, sahte oluşturularak veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle işlenmesi halinde, bu suçu işleyerek kendisine veya bir başkasına yarar sağlayan kişi, dört yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır” dedi.
“KARTINIZ ÇALINDIĞINDA 24 SAAT İÇERİSİNDE BANKAYA BİLDİRİN”
Avukat Baran Usanmaz sözlerine şöyle devam etti: “Banka sitelerinin kopyalanması yoluyla kart bilgilerinin elde edilmesi durumunda da bankalar sorumlu oluyor. Yargıtay’a ve tüketici hukukuna göre, bankaların gerekli tüm güvenlik tedbirlerini alması gerekiyor. Bankamatik veya kredi kartı çalındığı takdirde kart sahibi 24 saat içinde bankaya bu durumu bildirirse çekilen paranın bankaca sahibine iade edilmesi gerekiyor. Yüksek mahkeme, bu tür vakalarda kart sahibinin haksız çekilen miktarın sadece 150 lirasından sorumlu olduğunu belirtiyor. Teknolojik gelişmeler ile alışverişlerde yaygın hale gelen kredi kartı kullanımı sırasında yaşanabilecek dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarına karşı dikkatli olmak gerekmektedir. Özellikle internetten alışveriş sırasında kredi kartlarının kopyalanması gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır.”
“CEBİNDE PLASTİK PARALARLA DOLAŞAN TÜKETİCİYE DÖNÜŞTÜK”
Ekonominin kayıt altına alınması için atılan adımlardan dolayı kart sayısının arttığına dikkat çeken Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Çalışanların maaşlarının bankalara yatırılması kart sayısını arttıran en büyük etkenlerden bir tanesi. Şirketler belli aralıklarla başka bankalarla anlaştıkları için ise eski kartlar kullanıcıların cüzdanında kalıyor. Ayrıca bankalar da hesabı bulunan herkese kendi ürünlerini satma gayretinde olduğu için banka kartı olan işçiye de kredi kartı vermek istiyor. Bu durum da kartların sayısını arttırıyor. Bu artışı bir körükleyen bir diğer sebep ise tüketicinin farklı bankların kampanyalarından faydalanmak istemesi oluyor. Örneğin bir kredi kartı uçak bileti promosyonu verirken bir diğeri taksit sayısında avantaj sağlıyor, bir diğer banka ise kart ücreti almıyor. Dolayısıyla bir tüketici tüm bu avantajlardan faydalanabilmek için birden çok kredi kartı taşıyabiliyor. Bu da insanları cebinde plastik paralarla dolaşan tüketiciye dönüştürüyor” şeklinde konuştu.
“KARTLAR DOĞRU KULLANILMADIĞI ZAMAN BÜYÜK BİR BORÇ KAPANI OLUYOR”
Bunun doğru bir yöntem olmadığını ifade eden Deniz, “Normal olan sayı nüfusun en fazla bir buçuk katı banka katı ve yarısından daha azında ise kredi kartı olmasıdır. Türkiye’de maalesef işin ucu kaçmış durumda. Alışverişin artması ekonomilerde istenen bir şeydir. Ama Türkiye’de maalesef insanlar kredi kartıyla veya banka kredisiyle borçlanarak alışveriş yapıyor. Kredi kartı borcunun asgari tutarını öderim borcu çeviririm düşüncesi çok yaygın olduğu için borçlanma da giderek artıyor. Kart borçları patlamış durumda. Tüketici kredisi alanların sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Hane halkı borç oranında rekor seviyelere ulaştık. Kartlar doğru kullanılmadığı zaman büyük bir borç kapanı halini alıyor” dedi.