Ekmeğimize, yumurtamıza, sebze ve meyvemize göz dikenlerle etkin mücadele devam ediyor. Vatandaş ile devletin işbirliği etkisini göstermeye başladı. Türkiye’nin dört bir yanında yüksek kuru bahane edenlere karşı dayanışma devam ediyor.
İstanbul Valisi Vasip Şahin’in ekmek fiyatında artışa gidilmeyeceğini belirterek, 250 gram ekmeğin 1,25 liradan satışa sunulacağını açıklaması dar ve orta gelirli aileleri mutlu etti. Açıklamayı yerinde bulan tüketici dernekleri, halkı gramaj oyunlarına karşı dikkatli olmaya davet etti.
Olumlu bir adım atıldı
Tüketiciler Birliği Federasyonu Bülent Deniz, ekmeğin fiyatının arttırılmamasının çok olumlu bir adım olduğuna işaret etti. Deniz, “Her eve giren temel tüketim ürünü ekmeğin temini güçleşmemeli. Bu çerçevede İstanbul Valiliği tarafından alınan karar önemli ve anlamlı” dedi.
Gramaj şikâyetleri arttı
Deniz, ekmekte gramaj hileleri ile ilgili şikâyetlerin arttığını vurgulayarak, “Taahhüt edilen gramajların altında üretim ve satış yapanlar toplumu aldatıyor. Şu aşamada ekmek ile ilgili ‘fırından aldım 250 gram, eve geldim 200 gram’ gibi yakınmalar var. Bu yakınmalara kulak verilmeli. Ekmeğin kimyevi maddelerle gramajının şişirildiği iddiaları da önemle ele alınmalı. Kontroller fırıncı odaları, yerel yönetimler ve tarım müdürlükleri tarafından yapılmalı” diye konuştu.
Deniz, tüketicilere de “Kuşkulandığınız takdirde fırında ekmeğin tarttırılmasını talep edin. Bir oyun döndüğünü anladığınızda mutlaka ve mutlaka ilgili birimleri arayın, ihbarda bulunun” diye seslendi.
Denetimler yoğunlaşmalı
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ise tüketicilere “Oyuna gelmeyin, ürünleri tek tek tarttırın” tembihinde bulundu. Kamu kurumlarını da gramaj hilelerine imkân tanınmaya, denetimleri arttırmaya çağıran Ağaoğlu, “Gramajı indirenler, halkın ekmeği ile oynayanlar bir bir belirlenmeli, en ağır müeyyideler ile karşı karşıya kalmalıdır” ifadesini kullandı.
Kantar önerisi
Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) Genel Başkanı Mahmut Çelikus da “Müşterilerin önüne kantar konulmalı. Gramaj ile ilgili kuşkuları olanlar ekmeği tartmalı, alıp almayacağına karar vermeli” önerisini sundu. Çelikus, gramaj eksilten fırıncılara tepkisini şöyle dile getirdi: “Bunun adı soygundur, Ahilik kültürüne ihanettir. İlan edilen gramajın altında ekmek üretenler günaha girmekte, hak yemektedir. Bunlar tek tek saptanmalı, yaptırıma tabi tutulmalıdır. Kimyevi ürünler ile dikkat edilmelidir. Burada yerel yönetimler kontrollere önem vermeli, usulsüzlük yapanlara karşı önlem almalıdır. Bu önlemlerin tüketicilerin yararına, ekonominin lehine olacağı unutulmamalıdır.”
İBB’den konumlu ihbar çağrısı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Beyaz Masa, vatandaşlardan ekmek fiyatının 1- 1.25 liranın üzerinde satıldığı yerleri konum atarak ihbar etmesini istedi.
Meyve ve sebze fiyatları düşecek
Kur dalgalanmaları sonrasında zamlanan meyve ve sebze fiyatları ile ilgili tüketicileri sevindirecek bir haber geldi. Toptancılar, üretimin artacağını; seralardan yeni ürünlerin geleceğini ve fiyatların gerileyeceği müjdesini verdi.
Dolar ve Euro’daki inişli çıkışlı eğilimin girdileri arttırmasının ardından fiyatı fırlayan meye ve sebze ile ilgili tüketicileri rahatlatacak açıklamalar yapılıyor. Toptancılar, fiyatların yakında normale döneceğini kaydediyor. Türkiye Halciler Federasyonu (TÜRKHAL) Başkanı Yüksel Tavşan, tarlalarda ve seralarda üretimin artması; yeni ürünlerin gelmesinin ürün bedellerini aşağı çekeceğini belirtti. Tavşan, “Antalya’da seralar üretime başlamadı. Üretime start verilmesi ve ürünlerin bolluğu fiyat atışlarını durduracaktır. Örneğin şu anda 7 liradan satılan salkım domatesin kilogram bedeli gerileyecektir” dedi.
Tavşan, rekolte artışına bağlı olarak patates ve soğan fiyatının aynı kalacağını, ıspanak ve karnabahar gibi kış sebzelerine indirim geleceğini dile getirdi.
Kur maliyetleri arttırdı
Sebze ve meyve fiyatlarını arz-talep dengesinin belirlediğine işaret eden Tavşan, “Elbette kurların oynaklığı üretim, enerji ve nakliye giderlerini arttırdı. Örneğin seralarda tohum, naylon ve demir gibi maliyetler katlandı. Ne var ki toptancılarımız ve perakendecilerimiz bu gider artışlarını sübvanse etmek için ellerinden geleni yaptı, yapıyor” ifadelerini kullandı.
Arz-talep dengesi belirleyici
Fiyat tartışmalarına değinen Tavşan, şöyle konuştu: “Böyle dönemlerde fiyat artışları ile ilgili tartışmalar bol olur. Suni fiyat artışlarının olup olmadığı, ürünlerin stoklanıp stoklanmadığı araştırılır. Araştırılmalıdır da. Ama bilinmeli ki meyve ve sebzelerin önemli bölümü depolarda durmaya tahammülü yok. Ürünler pahalandığında hemen toptancılar ve perakendecilerden kuşkulanılıyor. Ama onların da ürünleri hangi fiyatlardan alıp sattığı belli, kâr oranları ortada. Şu da unutulmamalı, fiyatları arz-talep dengesi belirliyor. Şu anda arz yani üretim daraldığı için fiyat artışları ile karşı karşıyayız. Denetimlerin yoğunlaştığı, ürünlerin fiyatlarının takip edildiği bir ortamda toptancının ve perakendecinin bedelleri yüzde 300-400 arttırması mümkün değil.”
Telefondan fiyat takibi mümkün
Tavşan, tüketicileri ürün ve fiyat denetimlerine duyarlı olmaya davet ederek, “Marketlerde meyve ve sebzelerde bulunan karekodlardan ürünün nereden, kimden geldiği, kaç elden geçtiği görülebilir. Toptan ve perakende fiyatı, alış ve satış bedelini takip edebilirsiniz. Takip için Ticaret Bakanlığı’nın Hal Kayıt Sistemi’ni cep telefonuna indirmeniz yeterli. Kuşkusuz bu en iyi denetim yöntemi” uyarısını yaptı.
“Maliyet artışlarını tüketiciye yansıtmadık”
İndirim marketler, kur artışlarının rafları vurmaması adına gerekli her adımı atıyor. Bu marketlerden A101’in CEO’su Erhan Bostan, üretim maliyetlerini tüketicilere yansımamasında önemli rollerinin bulunduğunu ifade etti.
Petrol fiyatları ve kurda yukarı yönlü oynamaların ürün bedellerin arttırdığına işaret eden Bostan, şu mesajları verdi:
Dolar ve Euro’nun dalgalı eğiliminden ötürü tedarikçilerimizin maliyetler arttı. Tedarikçilerimiz son bir kaç aydır zorlanıyor. Üretici fiyat enflasyonu 46 çıktı, tüketici fiyat enflasyonu 24,5 çıktı. Üreticiler, maliyetlerindeki artışı tüketicilere yansıtamadı. Bunun bir nedeni de biziz. Biz burada tüketici adına fiyatları savunabildiğimiz kadar savunuyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) daha düşük enflasyona sahibiz.
Ağustos ayında fiyatlarda artışlar olunca tüketiciler bize yüklendi ve neden fiyatları arttırdığımızı sordu. Ekip arkadaşlarım buna üzüldüler, “Biz en ucuzuz” dediler. Ben de onlara “Bizim tüketiciye vaadimiz ucuzluk, dolayısıyla tüketicinin söylenmesi normal. Rakiplerimizin başka vaatleri var, çeşitlilik, deneyim farklı şeyler teklif ediyorlar. Bizim vaadimiz ucuzluk” cevabını verdim.
A101’in dolar ve Euro ile işi yoktur, 8 bin mağazamızın bir tanesi dışında hepsinin kirası TL’dir. Tüm satın almalarımız TL üzerindendir.
2018’i 20.1 milyar TL’yi aşkın bir ciro ile tamamlayacağız, bu da yüzde 41’lik büyüme demek.
Buğra Kardan, 07.10.2018 Yeni Akit,