24 Haziran için genel beklenti ve açıkçası muhalefetin umudu, Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedilse dahi TBMM’nde çoğunluğu ele geçirmek yönünde...
Böylelikle Cumhurbaşkanlığı/TBMM arasındaki uyumsuzluğun yakalanıp tarafların çalışamaz duruma gelmesi ve sistemin kilitlenmesi ile bir erken seçimin Türkiye’nin önüne gelmesi sonucunun üretilebileceği düşünülüyor.
"Erken/baskın", adı ne olursa olsun, yerel yönetim seçimlerine kadar Türkiye’nin önünde herhangi bir seçim olasılığı yok.
Anayasa gereği, erken seçim kararını Cumhurbaşkanı ve TBMM’den hangisi alırsa alsın, her iki taraf da seçime gidiyor.
Henüz milletvekillerine tanınan özel emeklilik için gerekli süre geçmeden, milletvekili koltuğu henüz ısıtılmadan ve açıkçası “gidip de gelmemek” olasılığı karşısında, TBMM tarafından erken seçim kararının alınması olanaksız. Bu nedenle Cumhurbaşkanı açısından “erken seçime giderim” kozu, TBMM’ye karşı kullanabileceği bir siyaset silahı olarak elinde bulunuyor.
Deneyimi, koşulları gerçekçi değerlendirip kendi siyaseti için en gerçekçi kararı alma konusunda tartışılmaz üstünlüğü bilinen Recep Tayyip Erdoğan’ın elindeki bu kozu, TBMM’nin kendisi ile uyumlu çalışması yönünde kullanacağı son derece açık.
Kimi zaman muhalefetin istediği tavizlerin küçük küçük verilmesi, ama çoğu zaman da, kendisi ile birlikte TBMM’ni erken seçime götürme olasılığını ucundan göstermesi ile uyumsuzluk yerine aksine müthiş bir uyumun yakalanması dahi olası.
Cumhurbaşkanlığı kaybedilse dahi TBMM’nde çoğunluğu ele geçirip sistemi kilitleyerek yeni bir sandığın erkenden önümüze geleceğini hayal edenler için notumu düşmek adına…