26 Ağustos 2009 Çarşamba

Deniz: "Üniversite Harçları Bu Yıl Alınmamalı"


Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen), hükümetin geçtiğimiz haftalarda yaptığı yüzde 8’lik harç zamlarının iptali için Danıştay’a dava açtı.


Harç zamlarına karşı yaptığı eylemlerle velilerin ve kamuoyunun desteğini alan Genç-Sen'li öğrenciler, şimdi de zamlara karşı Danıştay'a dava açtı. TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenleyen öğrenciler, yüzde 8'lik zammı kabul etmeyeceklerini dile getirdiler.

Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Avukat Bülent Deniz ve çeşitli üniversitelerden öğrencilerin katıldığı toplantıda konuşan Genç-Sen yönetiminden Emre Öztürk, zamları müjde olarak duyuran hükümetin aksine harç artışını geri çektirmek için mücadele edeceklerini ifade etti.

Öğrencilere davada yardımcı olan Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Avukat Bülent Deniz de, harç zamlarının ilk defa yargıya gideceğini söyleyerek, mevcut yasalarda yer alan hükümlerin uygulanmayışı nediyle Anayasa ve uluslararası düzenlemelere aykırı olduğunu söyledi.

Deniz, ''Harç zamlarının ilk defa bu dönemde yargıya intikal edecek. TC. Anayasası'nın Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi başlıklı 42. maddesine göre, 'Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.' Ancak mevcut düzenleme kriz nedeniyle öğrencileri eğitim hakkından yoksun bırakılmasına neden olacaktır. 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanunu'nun 46.maddesi ile öngörülen Cari Hizmet Maliyeti düzenlemesi ile yükseköğretim kurumlarında eğitim görmek isteyen öğrencilere verilecek eğitim ve öğrenim hizmeti için öğrenci başına cari hizmet maliyetinin devletçe karşılanan kısmı dışındaki miktarın öğrenci tarafından karşılanması öngörülmektedir'. Yasanın bu düzenlemesi başta ülkemizinde taraf olduğu uluslararası düzenlemeler olmak üzere TC. Anayasası'na açıkca aykırıdır. Bu sebeplerden dolayı Danıştay'a zammın geri çekilmesi talebiyle dava açtık" diye konuştu.

Genç-Sen adına konuşma yapan Emre Öztürk de davanın takipçisi olacaklarını dile getirerek, ''Gerek Bakanlar Kurulu kararı gerekse bu karara dayanak olan kanun maddesinin anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa mahkemesine sunulması ve bu yolda parasız eğitim hakkımızın engellenmesine bir son verilmesini talep ediyoruz. Mücadelemiz bu yolda sürecektir. Yüzde 500'lük zammı geri çektireceğimiz gibi yüzde 8'lik zammı da geri çektirecek ve parasız eğitim hakkını alma yolunda ilerlemeye devam edeceğiz" dedi.

Toplantıya katılan öğrenci velisi 51 yaşındaki Cihan Öztürk de zamlara ilişkin görüşlerini açıkladı.
Öztürk, "Her sene aynı krizi yaşıyoruz. Veli olarak okul başlarında kabus yaşıyoruz, daha sonraki halk tepkileri ile birlikte sanki nimetmiş gibi geri adım atıyorlar. Bu duruma hem öğrencinin geçimi hem de bizim geçimimiz açısından maddi olarak bakıyoruz. Yurtlara ödenen paralarıda hesaba katarsak, sadece yüzde 8'lik biz zam olarak değil, yüzde 100'lük bir zam olarak değerlendirmekte yarar var. Zamlar geri çekilsin, öğrenciler ücretsiz okusunlar" diye konuştu.

Bakanlar Kurulu toplantısına kadarki süreçte hem sokakta eylemlerle, hem de konunun muhataplarıyla görüşmeler yaparak bu zamların yapılmamasını gerektiğini ifade ettiklerini söyleyen Genç-Sen, Bakanlar Kurulu’nda hiçbir kritere bağlı kalınmadan yapılmış olan bu zamlara karşı dava açtı. Davayı üstlenen Tüketiciler Birliği Derneği Onursal Başkanı Bülent Deniz, 2008’in eylül ayında ortaya çıkan kriz nedeniyle en azından bu yıl harçların alınmaması gerektiğini, zamların da bu durumda yapılmaması gerektiğini düşündüklerini, ayrıca Anayasa’nın Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi başlıklı 42. maddesine göre, “Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz.” maddesi ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslar arası anlaşmalar gereği yükseköğrenimin parasız olması gerektiği, ancak 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 46. maddesi ile öngörülen Cari Hizmet Maliyeti düzenlemesi ile “yükseköğretim kurumlarında eğitim ve öğrenim görmek isteyen öğrencilere verilecek eğitim ve öğrenim hizmeti için öğrenci başına cari hizmet maliyetinin devletçe karşılanan kısmı dışındaki miktarın öğrenci tarafından karşılanması” yönündeki yasanın Anayasa’ya aykırı olduğu ve bu nedenle iptali gerektiği için dava açıldığı belirtti.

Dava dosyasında üç talebin bulunduğu; ilk olarak harçlara enflasyon oranından fazla zam yapılamayacağı, yapılacaksa da bunun kanıtlanması gerektiği yönünde emsal davaların olmasından da yola çıkarak %8’lik zammın geri çekilmesi, en azından enflasyon oranı olan %5’e indirilmesi gerektiği, ikinci olarak, Yüksek Öğretim Kanunu’nun 46. Maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve bu nedenle iptali gerektiği, üçüncü olarak da davanın sonuçlanmasının zaman alacağı, ancak bu süreçte okulların kayıtlarının başlayacağı ve kayıt yaptırabilmek için harç ödenmesi zorunlu olduğu için yürütmenin durdurulması gerektiği belirtildi.

Basın toplantısına katılan köşe yazarları ve öğrenci velileri de Genç-Sen’in bu mücadelesine destek verdiklerini, bu açılan davanın çok haklı bir dava olduğunu, öğrencilerin hem haklarını kazanmak adına, hem de bu nasıl yapıldığı belirsiz zamlara son vermek adına çok olumlu bir adım olduğunu söylediler.
http://ogrenciajansi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=291&Itemid=27

"GECİKME FAİZ ORANLARI DÜŞÜRÜLMELİ"


Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Bülent Deniz, kamusal hizmet bedellerine uygulanan gecikme faiz oranlarının yeniden düzenlenmesini istedi.

ANKA

Ankara- Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Av. M. Bülent Deniz, yaptığı açıklamada, "Yıllık enflasyon oranının çok üzerindeki olan gecikme faiz oranları makul seviyeye çekilmelidir" dedi.

Deniz, Gerçekleşen yıllık enflasyon rakamları ile firmaların alacaklarına uyguladıkları aylık gecikme faiz oranları arasında büyük bir uçurum bulunduğunu ifade ederek, "Gerçekleşen yıllık enflasyona yakın bir oranda, aylık gecikme faizinin tüketiciden alınması, ekonominin gerçekleri ve insafla bağdaşmamaktadır."değerlendirmesinde bulundu.

Tüketiciye sunulan iletişim, ısıtma ve benzeri kamusal hizmet bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle firmaların gecikme faizi tahakkuk ettirmelerini haklı bulan Deniz, şunları kaydetti:
"Halen bankacılık sektöründe bir yıllık mevduat için ortalama olarak yüzde 8-10 faiz ödenmektedir. Firmaların tahakkuk ettirdikleri gecikme faiz oranları yıllık bazda değerlendirildiğinde, bankaların bir yıllık mevduata verdikleri faiz oranının çok üzerinde bir oran uyguladıkları görülmektedir.

2008 yılının son çeyreğinde başlayan küresel ekonomik kriz nedeniyle oluşan işsizlik süreci, tüketicilerin ödemelerindeki istikrarı bozmuş, fatura ödemelerinde önceki dönemlere göre ödemelerdeki gecikmelerde artış gözlenmiştir.

Küresel ekonomik kriz ile mücadelede siyasi iktidar tarafından uygulamaya konulan önlemlerin bir kısmı kamu alacaklarının çok düşük faizler ile taksitle ödenerek, tasfiyesi amacına yöneliktir. Nitekim bu kabil önlemler yurttaşların borçlarını tasfiye etmelerini kolaylaştırmıştır."

Ancak özel sektör firmalarının kendi alacaklarına uyguladıkları gecikme faiz oranlarını ekonominin diğer tüm parametreleri ile uyumsuz olarak tespit etmiş olmaları, küresel ekonomik kriz ile mücadelede doğru ve uygun bir yaklaşım değildir. Her biri kamusal nitelikte hizmet veren bu firmaların, makul seviyelerde ve ekonominin diğer parametreleri ile uyumlu oranların tespiti, 'aynı gemide olma' duygusunun yansıması olacaktır."
http://yhs.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=77876
26 Ağustos 2009