Taşeron PTT
işçileri daha önce ilan ettikleri üzere bugün (26 Nisan 2013, Cuma) saat
11:00′de Topkapı’daki PTT Dağıtım Merkezi’nde toplanmaya başladılar. Saatler
12:00′yi gösterdiğinde İstanbul’un dört bir yanından gelen 300′e yakın taşeron
işçisi toplanmış, kendi aralarında ne yapacaklarına, haklarını nasıl
arayacaklarına dair sohbetler koyulaşmıştı. Çoğu genç ve hayli heyecanlı olan
işçilerin taşeron sistemiyle dertleri var ve bu konuda gayet haklılar. Ancak
acil dertleri, ücretlerini iki aydır almayışları. Ücretlerini almadıkları için
de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesine dayanarak bugün çalışamama haklarını
kullandılar. 34. madde gayet net:
“Ücretin
gününde ödenmemesi
“Madde 34 - Ücreti
ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen
işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel
kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak
toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen
ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
“Bu işçilerin
bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi
alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.”
Belli ki işçilerin hareketinin büyümesinden çekinen PTT Genel Müdürü işçilerin toplandığı Topkapı Dağıtım Merkezi’ne gelip işçilerle görüştü, ancak onları ikna eden hiçbir şey söylemedi. Bunun üzerine işçiler Sirkeci’deki Büyük Postane’nin önünde protesto kararı aldı. Topkapı’dan Sirkeci’ye gelen işçiler Cuma çıkışında o haşmetli bina önünde 14.00 itibariyle başlattıkları protestoda yoğunluklu olarak “Taşeron işçisi köle değildir” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarını attılar, haklarını aramayı sürdüreceklerini belirten işçiler, aşağıda alıntıladığımız oldukça değerli basın açıklamasını okudular.
Taşeron PTT işçilerine
Allah kolaylık ve sabır versin diyoruz. Her daim yanlarında olmaya çalışacağız.
Madem sözlerini bir hadis-i şerifle bitirmişler bize de haddimiz olmayarak
onlara bir ayeti hatırlatmak düşer: “Onlar, haklarına tecavüz edildiğinde,
yardımlaşır, onun öcünü alırlar.” (Şura/42: 39, Elmalılı meali)
Okunan basın
açıklaması:
Bizler PTT’de
taşeron olarak çalışan kargo dağıtıcılarıyız. Burada toplanmamızın sebebi,
devleti zarara uğratmak değil sadece alnımızın teri olan maaşlarımızı tam
olarak ve zamanında alabilmektir. Hiçbir kuruluş, oluşum ya da sivil toplum
örgütünün burada olmamızda bir etkisi ya da kışkırtması olmamıştır.
Bilindiği üzere
PTT 1 Şubat 2013 itibariyle ihale sisteminde değişik bir yönteme başvurmuş ve
bunu mütakip yıllardır adeta kanımızı emen ve bizleri para kazanabilecekleri
objeler olarak gören ASGÜN firmasına bu ihale verilmiştir. Abuk sabuk
fiyatlarla ve insan olarak yapabileceğimizin çok çok üzerinde çalışmaya
zorlandığımız, en az üç çalışanın yapabileceği işin tek kişiden istendiği bu
ihale, beklendiği üzere kısa süre sonra feshedilmiştir. Ancak işin tuhaf tarafı
sanki bu feshin sorumlusu biz dağıtıcılarmışız gibi bunun faturası biz, emek
harcayan çalışanlara kesilmiştir. Bu kadar düşük fiyatla ihaleyi kazanan firma
(ASGÜN) bu işin yürümeyeceğini maalesef öngörememiş ve kendi düştüğü ateşe
binlerce insanı da çekmiştir. Bizler haklarımızı talep ettiğimiz vakit, mağdur
eden taraf olarak görülmekteyiz. Halbuki mağdur olan taraf bizleriz. Yıllardır
çalışıyoruz ve yine yıllardır maaşlarımızın her ay geç ödenmesine,
paralarımızın sudan sebeplerle kesilmesine rağmen kurumun adını karalayıcı en
ufak bir eylemde bulunmadık. Hep sabrettik, düzelir dedik. Ancak artık ne
sabrımız ne de dayanacak maddi ve manevi gücümüz kalmamıştır.
Ancak bu
yaptığımız, bir başkaldırı değil, sadece ekmek ve alınteri mücadelesidir.
Yıllardır ezilmeye mahkum, bütün sosyal haklardan yoksun olarak çalışıyoruz.
Kurumda çalışan kadrolu personel tarafından her zaman ikinci sınıf insan
muamelesi gördük, servis araçları bomboş gittiği halde sırf taşeron olduğumuz
için servislerden indirildik. Hiçbir zaman önce insan olarak görülmedik.
Baskılar ve tehditlere maruz kaldık.
Artık yeter…
Artık tehdit etmeyin bizleri. Artık yarın işten atılır mıyım korkusu
yaşamayalım. Artık insan olarak görülelim. Bağırılmaktan, fırça yemekten, köle
gibi görülmekten artık kurtulalım. İnsani çerçevede birbirimize saygıyla
çalışalım. Hz. Muhammed’in buyurduğu gibi kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur,
üstünlük ancak takvadandır. Bunu bilmeli ve buna göre davranmalıyız.
Saygılarımızla.
26.04.2013