Hepimizin dikkati ekonomide; rakamlar, dolar kuru, altın fiyatları…
Kurdaki çılgın yükseliş, başlayan durgunluk derken, hepimiz bir şeyler söylemeye, anlatmaya, anlamaya çalışıyoruz.
Ekonomik gerçeklikler, devlet aygıtını yönetenlerin politikalarının sonucu.
Ama sosyal ve siyasi sonuçlarına göre, sadece rakamların olduğu, gelişmeleri değerlendirirken tarafı olduğumuz yerin değil, rakamların ortaya koyduğu sonuçlara ulaşmayı zorunlu kılıyor.
Geçtiğimiz gün yayınladığımız Yastığın Üstünde Ne Var? yazısı ile ekonomideki derin ve güçlü dolarizayon iklimini, rakamlarla anlatmaya çalışmıştık.
Bugün de sokaktaki vatandaşın, yani hane halkının borçlarına bakalım;
Ekonomi kurumlarının verilerine göre 2018/Mart sonu itibariyle sokaktaki vatandaşın bankalara borcu 574,6 Milyar liraya ulaşmış durumda.
Bu rakama, ekonomik dalgalanmanın başladığı Nisan-Ağustos ayları verisi dahil değil üstelik.
Tüketici en çok borcu, nakit ihtiyacını karşılamak için almış.
222,5 Milyar TL. lık ihtiyaç ve diğer kredi borcunu, “dünyada mekan, ahirette iman” diyerek konut almak isteyen tüketicinin aldığı 215,2 Milyar TL. lık konut kredisi izliyor.
Taşıt kredisi, kredi kartı derken, tüketicinin bankalara toplam 574,6 Milyar TL. borcu bulunuyor.
574.6 Milyar TL. ne anlama geliyor?
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 2018 yılı bütçe büyüklüğü 762,8 Milyar TL.
Yani devletin bütün bir yıl boyunca güvenlik, sağlık, ulaşım, eğitim, yatırım aklınıza ne gelirse, harcamak için öngördüğü rakamın yüzde 75’i kadar tutarı, tüketici olarak sadece bankalara borçlu durumdayız.
Rakam yeteri kadar çarpıcı mı?
PS/Yazıya başlarken 1 Amerikan Doları 5.38 TL. idi. Şimdi 5.50 TL.
Yukarıdaki değilse, bu çarpıcı mı?...