Bir tartışma başlatılması dileği ile “Cumartesi… Cumartesi…” ile ülkemizdeki “tatil” olayını dile getirmiştim. Yazıma çok sayıda olumlu/olumsuz tepki geldi ve gelmeye devam ediyor. Önümüzdeki günlerde gelen tepkileri de içerecek yeni açılımlar için tartışmanın derinleşmesine katkı yapmaya çalışacağım.
Bu konuyu gündeme taşırken, İzmir’de Stajyer Avukatlık yapan Tolga Küçük isimli bir yurttaşımız, dokuz günlük Ramazan Bayramı tatilinin iptali için dava açtı.
Bu konuyu gündeme taşırken, İzmir’de Stajyer Avukatlık yapan Tolga Küçük isimli bir yurttaşımız, dokuz günlük Ramazan Bayramı tatilinin iptali için dava açtı.
Önemli bulduğum bu girişime ait haber metnini ileriki günlerde alıntı yaptığım haber linkinin kaldırılma olasılığı nedeniyle http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Bayram_tatiline_iptal_davasi_199816_1&tarih=20.09.2008&Newsid=199816&Categoryid=1 adresinden aynen alıntılıyorum:
Bayram tatiline iptal davası
İzmir Barosu'nun stajyer avukatlarından Tolga Küçük, Bakanlar Kurulu tarafından ‘idari izin' adı altında Ramazan Bayramı tatilinin 9 güne çıkartılmasına tepki gösterdi. Danıştay'a gönderilmek üzere Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı'na dava dilekçesini veren vuran Küçük, Türk hukuk sisteminde kamu görevlilerine ülke çapında idari izin verilmesine olanak sağlayacak yasal düzenleme olmadığını savundu. Gelişmekte olan bir ülke olarak tatilleri uzatma yerine kısaltma, tüketici değil üretici toplum yaşantısına geçmek gerektiğini anlatan Tolga Küçük, ekonomik anlamda sanayici ve diğer işverenlerin işçisine ücret ödeyip, karşılığında hiçbir üretim elde edemeyeceğini belirtti.
9 GÜN TATİL BİZİM İÇİN LÜKS"
Tolga Küçük dava dilekçesinde, her yıl Türkiye'de 125- 140 gün tatil ortalaması olduğunun gerçek olduğunu, idari izin kararının, telafisi imkansız zararlar ortaya çıkarmadan, bir an önce yürütmesinin durdurulmasını ve bu idari işlemin iptal edilmesini istedi. Gelişmiş ülkelerde hiç rastlanmayan bu tip uygulamaların, henüz gelişmekte olan ülkemiz için çok lüks olduğunu dile getiren Küçük, sosyal yönden bakıldığında, geçiken adaletin adalet olmayacağı ilkesi doğrultusunda, ihtiyati tedbir ve tespitler bir yana, heyet oluşturulamayacağı için tutuklu bulunan mahkumların tutukluluk hallerinin bile incelenemeyeceğini belirtti.
"UZUN TATİL SOSYAL ÇÖKÜNTÜ NEDENİ"
Tolga Küçük, geleneklere göre bayramların büyük ve küçükler arasında iletişim yoğunluğu beklentisi yarattığını ancak, uzun izinlerin tatil havasına sokup, uzak yerlere giden insanların bayramın beklentisi içinde olan toplumda büyük sosyal çöküntü yarattığını da söyledi. Bu uygulamalar yüzünden zamanla törelerin bile yok olacağını öne süren stajyer avukat Tolga Küçük, bugünkü hükümetin bayram tatilini, daha önce piyasa ve iş düzenini kötü etkileyeceği düşüncesiyle uzatmadığına, aynı gerekçelerin halen var olmasına rağmen bu sefer uzatıldığına dikkat çekti.
"KANUNEN BÖYLE BİR HAK YOK"
Tatillerin uzun sürmesi nedeniyle uzak yerlere gitmeyi düşünen insanların, trafik terörüne kurban gittiğine dikkat çeken Avukat Tolga Küçük, en son 9 güne uzatılmış tatilde, ülke genelinde trafik kazasında 153 kişinin öldüğünü, 383 kişinin yaralandığını, günümüzdeki savaşlarda bile bu kadar kısa sürede böyle kayıplar verilmediğini dile getirdi. Bu uygulamanın aynı zamanda Anayasa’nın eşitlik ilkesine de ters düştüğünü iddia eden Küçük, onbinlerce polis, doktor ve sağlık personelinin kanunen zaten böyle bir hakları bulunmadığına da değindi.