Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Av. Bülent Deniz, 'devrim' diye sunulan yeni Tüketici Yasası'nın tüketiciler açısından birçok hak kaybına neden olduğunu belirtti.
AKP'nin yıllardır beklettiği
yeni Tüketici Yasası geçen hafta TBMM'de kabul edilerek yasalaştı. Tüketici
dernekleri tarafından birçok beklentinin karşılanmadığı gerekçesiyle
eleştirilen yeni yasa, kamuoyuna 'devrim' diye sunuldu.
Yeni yasayı, hazırlık
aşamasından bu yana yakından takip eden Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF)
Genel Başkanı Av. Mehmet Bülent Deniz'le konuştuk.
Hayatımız zorlaşacak
Eski yasanın hemen hemen
aynısı
Yeni yasanın 'iktidarın
pazarlama tekniğini kullanarak sanki çok iyi bir iş yapıyormuş gibi ortaya
koyduğu bir çalışma' olduğunu ifade eden Av. Deniz, şöyle devam etti: ''Neden
bunları söylüyorum; bizim zaten 1995'ten beri bir tüketici yasamız vardı. Yani
dün çıkmış değil. Yeni kabul edilen yasa halen yürürlükte olan eski yasanın
maddelerinin aynısı. Hiçbir değişiklik yok.
'Sözleşmeler 12 punto
olacak, tüketiciye verilecek, koyu renkle yazılacak' bunlar eski yasada da var.
Eski yasadaki hükümlerin neredeyse tamamı yeni yasada var.
Tüketici için değil AB
için...
Bunların yüzde 90'ı böyle.
Geri kalan yüzde 10'u ise. Şu anda yaşanan Avrupa Birliği sürecinde her yıl
mezuat değişiyor; işte elektronik bankacılık vs. gibi genelgelere uyum sağlamak
için düzenleme yapılması gerekiyor. İşte teknik düzeyde tüketicinin günlük
yaşamına pek etki yapmayacak düzenlemeler yapıldı. Yani ortada yeni tüketici
yasası yaptık, onu yaptık, bunu yaptık diye avaz avaz bağıran siyasetçiler
Türkiye'de tüketicinin hayatına olumlu anlamda hiçbir şey getirmediler.
'Faiz lobisi' dedi, ücretleri yasallaştırdı
Aksine bu yasadan
beklentimiz vardı bizim. 2012'nin Temmuz ayında Gümrük Bakanı dedi ki; ben bu
bankaların 32 tane sorma ver parasına karşı çıkacağım dedi. Biz de destek
verdik. Hakikaten ilk taslakta bankaların faiz dışında hiçbir şeyden para
alamayackları net bir şekilde vardı. Ne zaman ki Başbakan çıktı 'faiz lobisi'
dedi, kredi kartı kullanmayın çağrısı yaptı. O günden sonra ne olduysa yeni bir
taslak ortaya çıktı. Yeni taslakta bankaların aidatsız bir kart çıkartacakları
ifade edildi. Çünkü Başbakan ne derse aksi çıkıyor. Bu ne demektir; sen
aidatsız bir kart çıkartacaksın diğer kartlarından aidat alabilirsin demektir.
Ve bizim 2007'de
başlattığımız, on binlerce tüketiciyle yürüttüğümüz 'kart aidatı yasal
değildir' diye ortaya çıkan binlerce karar bir anlamsız hale geldi. Artık bu saatten
sonra tüketiciler, aidatlarının iade edilmesi için hiçbir müracaat yapmasınlar.
Çünkü yasa artık o aidatı serbest hale getirmiştir.''
Yüzde 2'lik erken ödeme
cezası duruyor
Kredi erken ödemelerinde
alınan ücretlere ilişkin yapılan haberlerin de yanıltıcı olduğunu ifade eden
Av. Deniz, ''Bu ceza hala var. Mortgage kredilerinde yüzde 2 oranında, dünyanın
her yerinde var. Diğer tüketici kredilerini erken ödediğinizde faiz düşüyor. O
eski yasada da vardı. Kredini erken kapatmak istediğin zaman ödeyeceğin
miktardan faiz düşüyordu. Eski yasadan aldılar onu. Çünkü çok uzun vadeli kredi
olduğu için banka ona göre sendikasyon kullanıyor. Bu kanun tamamen iktidarın
pazarlama taktiğiyle sanki Türkiye'de tüketici kurtuluyor, refaha erecek bir
anda geliri artacakmış gibi bir çalışma oldu bu'' değerlendirmesinde bulundu.
BDDK tüketicinin gözünde
sabıkalıdır
Diğer yandan kart aidatları
dışında; dosya parası, yeniden yapılandırma parası, vs. gibi konularda bakanlık
görüşüyle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yetkili
kılındığını kaydeden Bülent Deniz, ''Bu da şu demektir; kuruluş yasasının ilk
maddelerinden bir tanesinde BDDK'nın amaçları sayılmış. Bunlardan bir tanesi de
'tüketicinin çıkarlarını korumak.' Ben 1995'ten beri tüketici hareketinin
içerisinde yer alan birisi olarak, BDDK'nın kurulduğundan beri tüketici lehine
hiçbir şey yapmadığının şahidiyim. Tüketici açısından BDDK sabıkalıdır. Bu
kadar sabıkalı bir kuruluşu; dosya masrafının miktarını belirlemek, kısa
mesajla gecikme bildiriminden ücret alınıp alınmayacağı gibi tüketiciyi
ilgilendiren konularda karar merci olarak tanımak, tüketiciyi BDDK'nın insafına
terk etmek demektir. Ne yazık ki bu şekilde olmuştur'' diye konuştu.
Mevcut 55 milyon kart
aidatlı mı aidatsız mı olacak?
Yeni yasaya yönelik
beklentilerini de aktaran Deniz, şu bilgileri verdi: ''Bizim beklentimiz; 17
milyon kişinin kullandığı 55 milyon kartta 9 milyon kişinin asgari ödemeyle
günü kurtarmasıyla oluşan bir borç stoku vardı. Genelde böyle yasalar çıkarken
af düzenlemesi de beraberinde gelir. Biz dedik ki; bir geçici madde ekleyin.
Kredi kartı borcu olan herkes istediği takdirde 36 ayda bu borcunu ödesin,
borcu kapansın diye bir hüküm getirin. Ortalık bir temizlensin. Madem yeni bir
dönem başlatıyorsunuz. Maalesef bu da gelmedi. Tüketici açısından son derece
mahsurlu bir yasa çıktı.
Kaldı ki bu aidat
meselesinde orada 5 milyar liralık bir para var. Bankaların sağladığı. 55
milyon kart var. Bizzat bankacılar diyor ki; 'kartta Türkiye piyasası doydu
artık, yeni kart verilecek kişilerin 18 yaşını doldurmasını bekliyoruz'
diyorlar. Şimdi yasa çıktı aidatsız kart çıkacak. Peki bu 55 milyon kart
aidatlı mı, aidatsız mı olacak?
Benim kartım var zaten
aidatsız kart istiyorum. Bendeki kartı ne yapacağım? İşim gücüm yok benim
cebimdeki 4 kart için 4 ayrı banka dolaşacağım. Her biri için başvuru yapacağım
sıraya gireceğim bilmem ne yapacağım. Bu sefer artık yasa da çıktı. Aynen devam
edecekler.''
11.11.2013 Aydınlık, M. Recep Erçin