Yaklaşan yeni yılla birlikte firmaların da yeni yıl kampanyaları başladı. Peki, tüketiciler alışveriş yaparken nelere dikkat etmeli? Tüketici Hakem Heyetleri’ne ve Tüketici Mahkemeleri’ne yapılacak başvurularda parasal sınırlar 1 Ocak 2016 itibariyle değişiyor. Tüketici Mahkemelerine başvuru yapılırken neleri göz önünde bulundurmalıyız? Bu konularda merak edilenleri, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat M. Bülent Deniz Hukuk Ajansı'na değerlendirdi.
- Tüketici Mahkemelerine başvuracaklar nelere dikkat etmeli?
Mehmet Bülent Deniz (TBF Gen. Bşk.): Ülkemizde tüketici mahkemeleri ve tüketici hakem heyetlerine başvuru süresi her geçen gün artıyor. Tüketici hukukuna ve Tüketici Yasasına göre tüketici, hakkını aramak için öncelikle Tüketici Hakem Heyetine, ardından Tüketici Mahkemesine gitmelidir. Bunun bir parasal sınırı dahilinde; tüketicinin probleminin miktarı önem taşıyor.
2015 yılı için 3 bin 3 yüz TL’ye kadar olan problemlerde tüketici önce kaymakamlıkta veya illerdeki Gümrük ve Ticaret Bakanlığı evresindeki Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapıyor. 3 bin 2 yüz TL’ye kadar olan problemler için hakem heyetinin verdiği kararlar kesin ve mahkeme kararı niteliğindedir. Sadece satıcı veya üretici firma bu konuda tüketici mahkemesine itiraz yolunu kullanabiliyor.
"Tüketici için önemli bir ‘kanıt’ niteliğinde"
3 bin 3 yüz on TL üzerindeki problemlerde ise hakem heyeti tüketicinin talebini kabul etmişse, bu bir mahkeme kararı değil ama tüketici için önemli bir ‘kanıt’ niteliğinde. Tüketici, bu hakem heyeti kararından yola çıkarak tüketici mahkemesine dava açıp hakkını arayabilir. Bütün bu işlemlerden daha önce, mutlaka tüketicinin talebini ‘yazılı’ bir şekilde ya da ilettiğini kanıtlayabilecek şekilde üretici firmaya, bankaya mutlaka iletmesi gerekiyor.
- "Yılbaşına özel indirim" adı altında müşteri çekip mevcut fiyat üzerinden satış yapanlara karşı vatandaşları nasıl uyarırsınız? Tüketiciler alışveriş yapmadan önce neleri göz önünde bulundurmalı?
Mehmet Bülent Deniz (TBF Gen. Bşk.): Yılbaşı, bayram gibi toplum için önemli günlerde, bir taraftan bankalar bir taraftan da satıcılar yoğun kampanyalara başlıyorlar. Özellikle bankalar; geleneksel bayram kredisi gibi bize ters sloganlarla tüketici kredisi pazarlıyorlar. Satıcılar da o tarihe özel indirim yapmış gibi kampanya başlattıklarını ilan ediyorlar.
Halbuki dikkatli bir tüketici, kampanya başlamadan evvel fiyatları hatırlıyorsa, kampanyada ilan edilen fiyatların artı ‘indirim’ değil, hatta çoğu kez karşımıza çıkıyor, kampanyadan önceki fiyattan daha ‘yüksek’ olduğunu görebilir.
"Ucuza alabileceği ürünü pahalıya almamalı"
Dolayısıyla bu tür reklamlar, duyurular ve ilanlarla ilgili tüketicinin dikkatli olması gerekir. Örneğin; firmalar vitrinin camına "%60 yılbaşı indirimi" diyor ama altına küçük harflerle "%60’a varan" ibaresini ekliyor tüketiciyi o yazıyı görmüyor veya bütün ürünlerde %80 indirim diye giriyor sadece %80 indirim yapılan şey; tüketicinin belki hiç tercih etmeyeceği, çok az sayıda sergilenen ürün olabiliyor. Burada amaç tüketiciyi, mağazanın içerisine çekmek biz buna "ortalama" diyoruz.
Tüketici bu kampanya ilanlarına kanarak, aslında kampanya dışında ucuza alabileceği ürünü pahalıya almamalı. Öte yandan firmalar, bankalar gibi kuruluşların ilk tarihlere göre kampanyaları, tüketiciyi tüketime sevk eden, aslında hiç hesapta olmayan ürünleri satın almasına, krediler çekmesine neden olan bir uygulama haline de dönüşüyor. Bu tarihler gelip geçici, seneye tekrar bayram ve yılbaşı gelecek dolayısıyla tüketici, planladığı şeyler dahilinde alışverişini gerçekleştirmelidir.
- Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, kart aidatları ve dosya masrafı konusunda tüketicileri rahatlatacak yeni bir düzenleme için ocak ayında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliğiyle görüşeceklerini belirterek, "Tüketici hakem heyetlerinin üzerindeki yükü almanın bir yolu da bu kart aidatlarının bir kurala bağlanması" dedi. Size göre hakem heyetlerinin üzerindeki yükü nasıl azalır, bakanın bu düzenlemesi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mehmet Bülent Deniz (TBF Gen. Bşk.): Tüketici Hakem Heyetinin önünde on binlerce, yüz binlerce dosya var bu dosyaların birçoğu bankalarla ilgili. Birkaç yıldır tüketici ve banka ilişkisinin son derece bozuk olduğunu, toplumu gerdiğini ve tüketici moralinde negatif etki oluşturduğunu ifade ediyoruz. Bankaların bankacılık faaliyetleri dışındaki gelirlerine baktığımız zaman, parayı alıp-satma nedeni ile elde ettikleri kardan daha çoğunu komisyon, kart aidatı ve dosya masrafı gibi ürünlerden aldığını görmekteyiz. Bunlar tüketiciyi çok rahatsız ediyor, bu paraların alınması ile ilgili birtakım yargısal başvurular yapıldı, yüz binlerce tüketici yargı yoluna gitti.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararlara kadar yansıyan süreçlerde, tüketicinin kart aidatı, dosya masrafı gibi bankaların adeta haraç niteliğinde tüketiciden aldığı paraların, tüketiciye iadesine karar verildi. Bütün bunlar yaşanırken 2014 yılında yürürlüğe giren “Tüketici Yasası” ile bu problemin çözüleceği, bankaların bu tip masraf kalemlerinin azaltılacağı veya adil hale getirileceği zamanın Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’ya ifade edilmiş, bir taslak hazırlanmış ve gerçekten de bankaların aidat başlığı olmak üzere, tüketiciyi rahatsız eden bu haraçların önüne geçeceği ümidi uyanmıştı. 2013 Kasım ayında TBMM’de kabul edilen ve 2014 Mayıs ayında yürürlüğe giren “Tüketici Yasası”na baktığımızda tam tersi bir sonuçla karşı karşıya kaldık.
"Bankalar tüketiciye aidatsız kredi kartı teklif etmek zorunda ancak..."
Bankaların aldığı bu paraların hangi kalemden ne kadar alınacağı kararının BDDK’ya verildiğini, dolayısıyla yasal hale getirildiğini görüyoruz. Ufak bir düzenleme yapıldı, bankalar kredi kartlarıyla beraber bir tane ‘aidatsız kredi kartı’ vermek zorunda bu da aynı yasa ile gündeme gelen yasalaştırılan bir konu. Bankalar tüketiciye aidatsız kredi kartı teklif etmek zorunda ancak aidatsız kredi kartının taksit imkanı, puan, bonus gibi imkanları olmuyor, yalın kart dediğimiz bir kart tipi. Bu durum 2014’ten beri yürürlükte. Yeni bakanımızı görevinden dolayı tebrik ediyoruz, kendisinin Gümrük ve Ticaretin Bakanı olduğu kadar, tüketicin de bakanı olduğuna inanıyoruz.
Bakan Bey’in dile getirdiği aidatın tek kaldırılmaya çalışıldığı, aidatsız bir kartın piyasaya sürüleceği için bankalarla görüşme yapıldığına ilişkin demecini, kendisinin yanlış bilgilendirilmiş olmasına bağlıyoruz. 2014’ten beri bu yasal olarak gerçekleştirilmesi gereken bir durum, bu durum aidatlarla ilgili başvuru sayısını azaltmayacaktır çünkü piyasada 60 milyona yakın kredi kartı var ve çoğu yalın kart dediğimiz bir kart tipinde değil yani eskiden almış olduğumuz kartlar. Tüketici de yalın kartı taksit ve benzeri imkanlar olmamasından dolayı tercih etmiyor.
Meryem Karadağ, 24.12.2015 Hukuk Ajansı http://www.hukukajansi.com/ozel-haber/indirim-tuzagina-dusmeyin-h27326.html