Beklenen oldu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday
gösterildi.
Şimdi soru şu; Başbakan sıfatı taşıyan bir
kimse Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday olursa, Başbakanlık görevi sona erecek
mi?
Bu sorunun yanıtını bulursak, arkasından daha zor bir soruyu sormamız gerekecek.
Önce Kolay Soru
6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’na
bakıyoruz.
Yasanın 11. maddesi, seçim için aday
gösterilenlerin uğraştıkları iş ve/veya taşıdıkları sıfat nedeniyle
görevlerinden ayrılmış sayılacaklarına ilişkin.
Yasaya göre; yargı mensupları, üniversite
öğretim elemanları, YÖK., RTÜK. üyeleri, ordu mensupları, kamu kurumlarının memur sıfatı taşıyan çalışanları, belediye başkanları, yerel yönetimlerdeki meclis
üyeleri, siyasi partilerin il ve ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu, sendika, kamu bankalarının yönetim
ve denetleme kurulu üyeleri, aday gösterilmiş olmaları durumunda görevlerinden
ayrılmış sayılacaklar.
Yasanın metni, Başbakan sıfatı taşıyan
kişinin aday gösterilmiş olması halinde görevinden ayrılmış sayılıp
sayılmayacağı konusunda herhangi bir düzenleme içermiyor.
Bu durumda öncelikle kıyas yoluyla yasal düzenlemeye
yorum getirmek ve gerek kalırsa, ayrıca siyasi etik çerçevesinde düşünmek gerekiyor.
Başbakan
Yasada belediye başkanları, belediye ve il genel meclis üyeleri, siyasi
partilerin il ve ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerinden
ayrılmış sayılacakları açıkça belirtilmiş olduğuna göre, yereldeki siyasetçiler ve kamu
otoritesine mensup kişiler için getirilen bu düzenlemenin, merkezi yönetim
aygıtının başındaki Başbakan için de kıyas yoluyla uygulanması gerektiği
sonucuna ulaşmak, pekâla olanaklı görünüyor.
Devlet aygıtının yereldeki otoritesi ve uzantısı konumundaki Belediye Başkanı, belediye meclis üyesinin görevden ayrılmış sayılacağına ilişkin bu düzenlemenin, kuşkusuz Başbakan'ı da içine alması gerektiği açıktır.
AKP Genel Başkanı
Başbakanlık görevini yürüten kişinin aynı
zamanda bir siyasi partinin genel başkanı olması durumunda, partideki görevinden
ayrılması gerekeceği de, aynı yöntemle ve üstelik hiçbir zorlamaya gerek
olmaksızın ulaşılabilecek bir sonuç.
Zaten Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
ardından, genel başkan vekili olarak Mehmet Ali Şahin’in, partiyi sevk ve idare
edeceği kamuyona yansımış durumda.
Yani burada herhangi bir sorun görünmüyor.
Sonuç
Ancak henüz netlik kazanmayan durum,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonuçlanıncaya kadar Başbakanlık
görevinde kalıp kalmayacağıdır. Parti genel başkanlığı için yapılan bu uygulamanın, 6271 sayılı yasanın 11. maddesindeki düzenleme karşısında Başbakanlık koltuğu için de yapılması gerekeceği açıktır.
Belirttiğimiz gibi, 6271 sayılı yasanın 11. maddesini
kıyas yoluyla yorumladığımızda, Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık görevinden
ayrılmış sayılması gerekiyor.
Bu sonuca hukuka hiç başvurmadan da ulaşmak olanaklı aslında.
Siyasi, etik, âdil bir seçim yarışının sağlanması, Cumhurbaşkanı kimliğinin siyaset üstü olmasına ilişkin kamuoyu beklentisi nedeniyle de, Recep Tayyip Erdoğan'ın görevinden ayrılmış sayılmasını kabullenmesi, dahası adaylığının kesinleşmesi ile bu görevinden istifa etmesi gerekmektedir.
Şimdi Zor Soru
Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday gösterilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu görevinden ayrılmış sayılması veya istifa etmesi durumunda, acaba kendisi ve Bakanların oluşturduğu Bakanlar Kurulu'nun da görevi sona ermiş olacak mı?
Şimdi Anayasa'ya bakmamız gerekiyor.
109. madde; "Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur" diyor.
Görev ve Siyasi Sorumluluk başlığını taşıyan 112. madde; Başbakan'ın, Bakanlar kurulunun başkanı olduğunu, Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlayacağını, hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözeteceğini bize söylüyor.
Aynı maddenin üçüncü fıkrası, sorduğumuz zor sorunun yanıtını ararken işimizi kolaylaştıracak bir anahtar sunuyor bize: "Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür."
Yine aynı maddede devam edelim, ikinci fıkra ile; her bakanın, emri altındaki kişilerin eylem ve işlerini de kapsayacak şekilde, Başbakan'a karşı sorumlu olduğunu belirtiyor.
Buraya kadar sözünü ettiğimiz Anayasanın bu düzenlemeleri ile Başbakan'a yüklenen misyon ve Başbakan'ın siyaset ve devlet yönetiminde oynaması beklenen rol karşısında, Başbakan'ın görevinden ayrılmış sayılması, istifa etmiş olması gibi durumlarda Bakanlar Kurulunun da görevden ayrılmış sayılması gerekeceği sonucuna ulaşıyoruz.
Yapılan eylemler nedeniyle sorumlu olunan, kurulun başkanının, kurulun çalışmasını yönlendirecek, denetleyecek olan kişinin görevden ayrılmış olmasından sonra, örneğin Başbakan Vekilinin başkanlığında hükümet etmenin de, Anayasaya göre olanaklı olmadığı düşüncesindeyiz.
61. Hükümet mi, Erdoğan Kabinesi mi?
Elbette şu anda bakanların oluşturduğu hükümeti işaretlerken, "Erdoğan Kabinesi" diyoruz.
Tıpkı "Menderes Kabinesi", "Özal Hükümeti" ... dediğimiz gibi.
Yani Başbakan'ın kim olduğu, hükümetlerin belirleyici ve ayırıcı unsuru.
Bu durumda, Başbakanın ismiyle özdeşleşmiş, âdeta kişinin üzerine yapışmış bir mekanizmadan o kişiyi ayırdığımızda, durumun değişmesi kaçınılmazdır; yani Başbakan'ın ayrıldığı bir Bakanlar Kurulu, artık güvenoyu aldığı andaki Bakanlar Kurulu değildir.
Zor Sorunun Sonucu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görevden ayrılmış sayılması veya istifa etmiş olması ile 61. Hükümet'in de görevi sona ermiş olacaktır.
Bu durumda Anayasanın 109. maddesinin ikinci fıkrası gereği; "Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından ..." atanacaktır.
Yani yeni bir Başbakan, yeni bir bakanlar kurulu...
Sözün özü;
-Cumhurbaşkanlığına aday olan kişilerin kesin aday listesi 11 Temmuz 2014 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklanacak ve Resmi Gazetede yayınlanacaktır.
-Bu ilânın yapıldığı an itibariyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı görevlerinden ayrılmış sayılacaktır.
-Başbakanın görevinnden ayrılmış sayılması ile birlikte mevcut Bakanlar Kurulu üyeleri de görevden ayrılmış sayılacaklardır.
-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yenisini atayıncaya kadar Başbakan Vekili başkanlığında, mevcut Bakanlar Kurulunun görevde kalması isteyecektir.
-Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından bir kişiyi yeni hükümeti kurmakla görevlendirecek, görevlendirilen kişinin Bakanlar Kurulu listesini Cumhurbaşkanı Gül'e sunması ve onun da onaylaması halinde yeni Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri göreve gelmiş olacaklardır.
Sözün özünün özü; Hukuk Devleti ve demokrasinin içselleştirilmesi sınavında, turnusol kağıdının ne renk alacağını bir kaç güne kadar hep birlikte göreceğiz.