3 Ağustos 2014 Pazar

Türk Firmaları Hatalı Ürünlerini Geri Çağırmaya ‘Gönüllü’ Olmadı

Dünyada sanayi devlerinin sıklıkla başvurduğu hatalı ürünlerini geri çağırma yöntemi Türkiye’de uygulanamıyor. Ülkenin tüketici hakları konusunda Batı’yı çok geriden takip ettiğine işaret eden Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz, firmaların can ve mal kaybı tehlikesini büyük bir risk olarak algılamadığını söyledi.
 
Dünyada birçok kurumsal ve büyük firmanın kullandığı hatalı ürünlerini geri çağırma uygulaması Türkiye’de karşılık bulmadı. Tüketici Kanunu’nda da yer almasına rağmen şimdiye kadar Türkiye’de hatalı ürününü geri çağıran firma olmadı. Konuyu araştıran Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sanayi ve teknoloji uzman yardımcısı Gülbanu Gökçe, üreticiler tarafından gönüllü geri çağrılan ürünlerin ‘ayıplı mal’ tanımında değerlendirilmemesi ve üreticilerin gönüllü geri çağırmaya teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de temel sorunun denetimsizlik olduğu vurgusunu yapan eski Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Sıtkı Yılmaz, Türkiye’de haklı ve haksızın güce göre belirlendiğini ve güçlü olanın kanunlara uymadığını söyledi. Gönüllü çağırma faaliyetinin bir anlayış ve uygarlık meselesi olduğuna vurgu yapan Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz ise Türkiye’de can ve mal kaybının tehlikeye girmesinin firmalar tarafından büyük bir risk olarak algılanmadığını söyledi.
   
Tüketiciye güvenli bir piyasanın sağlanması için yıllardır çalışmalar sürüyor. Birçok bakanlık Türkiye genelinde piyasa gözetimi ve denetimi yapıyor. Bunun yanında ürünün piyasadan geri toplanması sağlanıyor ve üreticinin sorumluluklarını gerektirdiği gibi yerine getirmemesi nedeniyle idari yaptırım uygulanıyor. Gönüllü geri çağırma sistemi üreticilere bu idari süreci yaşamadan düzeltici faaliyette bulunma imkânı sağlıyor. Tüketiciye güvenli bir piyasanın sağlanmasında etkin olarak kullanılması gereken bu sistem yıllardır var fakat şimdiye kadar hayata geçirilen ciddi bir uygulama bulunmuyor. Gönüllü geri çağırma, piyasaya sunulan bir ürünün tüketicilere karşı bir risk oluşturması halinde tüketicilerin en kısa sürede bilgilendirilmesi ve ürünün piyasadan toplanmasına deniyor. Geri çağrılan ürünler uygun hale getirilmeden tekrar piyasaya sürülemez ve uygun hale getirilemeyen ürünlerin imha edilmesi gerekiyor. Fakat uluslararası markaların geri çağırmaya karar verdiği ve Türkiye’yi de ilgilendiren ürünler dışında ülkemizde yerli firmalardan kamuoyuna yansıyan geri çağırma faaliyeti hiç yok.
   
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde her ay yayınlanan Kalkınmada Anahtar Verimlilik dergisinde geçtiğimiz aylarda gönüllü geri çağırma faaliyetleri üzerine ilginç bir makale yayınlandı. Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı Gülbanu Gökçe, makalesinde Türkiye’de gönüllü geri çağırma faaliyetlerinin ülkemizde hâlâ çok fazla kullanılmayan bir sistem olduğuna dikkat çekti. Üreticilere mevzuat ve uygulamalar hakkında düzenli olarak bilgilendirme yapması gerektiğini söyleyen Soylu, bu şekilde üreticilerin gönüllü geri çağırmaya teşvik edilmesi gerektiğini anlattı. Üreticilerin gönüllü geri çağırma faaliyetlerine katılmak için geri çağrılan malların ‘ayıplı mal’ kapsamından çıkarılmasını istediklerini söyleyen Soylu, üreticiler tarafından gönüllü geri çağrılan ürünlerin yeni bir düzenlemeyle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yer alan ‘ayıplı mal’ tanımında değerlendirilmemesinin bir teşvik unsuru olacağını ifade etti.
   
Devletin farklı konularda kararlar aldığını fakat uygulama noktasında eksiklikler yaşandığını vurgulayan eski Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Sıtkı Yılmaz, “Devlet, kararı almasının sonrasında da denetlemekle yükümlüdür. Denetim sonucunda uygun olmayan ürünler toplanmalıdır.” dedi. Yılmaz ayrıca, tüketicinin bilinçlendirilmesinde de devletin sorumlu olduğunu söyledi.
   
Türkiye’de ayıplı mal yaptırımının etkili ve yeterli seviyede olmadığının altını çizen Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz, “Türkiye’de can ve mal kaybının tehlikeye girmesi büyük bir risk olarak algılanmıyor.” şeklinde konuştu. Tüketicilerin haklarını tam manasıyla bilmediklerini ileri süren Deniz, “Türkiye, tüketici hakları konusunda Batı’yı çok geriden takip ediyor.” diye konuştu.