7 Nisan 2018 Cumartesi

Şimdi reklamları (mı) izledik?

“Reklamları izlediniz”, “Şimdi kısa bir reklam arası…” Bu satırları okuyan kaç kişi, acaba bu anonsları hatırlıyor? İnternet ve sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte birçok değişiklik ve yenilik geldi hayatımıza. Reklamlar da bu değişimden nasibini aldı elbette. Artık neyin reklam, neyin reklam olmadığını ayırt etmek eskisi kadar kolay olmuyor. Çünkü kimse “Şimdi Reklamlar” diye anons etmiyor.

Geçtiğimiz hafta üniversite öğrencisi olduğunu söyleyen Kadir Yalman isimli genç Twitter’da bir paylaşımda bulundu. Yemeksepeti’nden lahmacun sipariş etmiş ve “Paramız yok, 2 lahmacun fazla yollar mısınız?” demiş. Lahmacuncu da 7 tane lahmacun ve tatlı göndermiş bir de not yazmıştı, notta şöyle yazıyordu:

“Benim oğlumda başka şehirde okuyor. Allah hepinizin yardımcısı olsun. Siz bu memleketin geleceğisiniz. Tatlılarınızı da yiyin benden. Zihin açar”.

Kadir Yalman’ın bu paylaşımı 122 bin beğeni aldı. 21 bin retveet edildi ve bin 111 yorum yapıldı. Olay çok duygusaldı. Tüketici Postası olarak bizde bu duygulandıran hareketi takdir etmek için paylaşımda bulunan gençten lahmacuncunun ismini öğrenmeye çalıştık, ancak gençten bir cevap alamadık. Yemeksepeti’nden lahmacunu gönderen firmanın ismini rica ettik ancak bilgi paylaşamayacakları yanıtı aldık. Özelde Kadir Yalman’ın paylaşımını, genelde ise viral reklamları farklı isimlerle irdeledik.

Viral Reklam nedir?
İnternet üzerinde çoğunlukla video olarak, e-posta veya video paylaşım sitelerinde kullanıcıların kendi kendine yaydıkları bir reklam türüdür. En çok kullanıldığı alan video paylaşım siteleridir. Youtube ve Twitter viral reklam için en uygun mecralar olarak göze çarpıyor. Viral reklamda amaç ürünü tanıtmak değil, olayı anlatmaktır. Viral reklamlar kullanıcıların kendilerinin çektiği ve sonradan markanın satın aldığı ya da doğrudan markanın sipariş vererek çektirdiği reklamlar olarak ikiye ayrılır. Kullanıcıların çektiği reklama örnek olarak sevgilisi tarafından aldatılan genç kızın sevgilisinin eşyalarını GittiGidyor’da satmak istemesi olarak gösterilebilir. Bu reklam çekildiğinde çokça paylaşılmış ve başarılı olmuştu.

Yoksa her şey bir reklam mıydı?
Başta herkes gibi olaya duygusal yaklaşmıştık, ancak paylaşımda bulunan gençten cevap alamamak ve Yemeksepeti’nin olumsuz cevabı üzerine bunun bir viral reklam olduğu fikri ağır bastı ve sorgulamaya başladık. Belki de, ortada ne lahmacun ne de lahmacuncu vardı her şey bir kurgudan ibaretti. Gerçekte durum buysa, reklam uğruna insanların duygularının istismar edilmesi etik miydi?

Pazarlamasyon’un CEO ve kurucu ortağı Necip Murat insanların artık reklamları direk görmek istemediklerini bu nedenle de markaların bu tutum ve davranışlara göre çeşitli projeler geliştirdiklerini söyledi. Viral reklamların da bu nedenle tercih edildiğini belirten Murat, ürünün gerçeğini yansıtmayan ifadeler kullanılmadığı, rakiplere zarar verilmediği ve insanların duygularının sömürülmediği sürece bu tür reklamların etik olarak değerlendirilebileceğini belirtti. Necip Murat, lahmacun siparişiyle ilgili atılan tweetin reklam olup olmadığı yönündeki soruma ise “Bunun viral bir reklam olma ihtimali çok yüksek, ama bunu kesin olarak bilmemiz de mümkün değil” diye cevapladı.

Deniz: “Yemeksepeti’ni Reklam Kurulu’na şikayet edeceğiz”
Konuyu tüketiciler açısından nasıl değerlendirdiklerini Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz’e sorduk. Fazladan lahmacun ve tatlı gönderen firmanın adının açıklanmamış olmasının viral bir reklam olma ihtimalini güçlendirdiğini aktaran Deniz, viral reklamların bütün dünyada özellikle sosyal medya aracılığı ile çok yoğun bir şekilde kullanılan reklam ve pazarlama yöntemi olduğunu belirtti. İki konunun önem taşıdığına dikkat çeken Deniz şöyle konuştu: “İlk olarak, viral reklamın yapılabilir olduğunu kabul etsek bile, eğer böyle bir firma yok, bu sosyal medya paylaşımı gerçeğe dayanmıyorsa, yani olmayan bir iyilik hareketinin tüketicilerin ve sosyal medya kullanıcılarının vicdanlarını harekete geçirecek şekilde kullanılarak, firma lehine bir algı oluşturulmuşsa; bu çok yanlış, eleştiriye açık ve etik olmayan bir durumdur. Kamuoyunun merhamet duyguları, vicdanları harekete geçirilerek, olmayan bir olayı varmış gibi göstererek, reklam yapmak hem etik değil hem de aldatıcı bir reklam olarak nitelendirilmeli.”

Diğer konunun ise, viral reklamlara karşı Türk reklam mevzuatının etkin denetim ve yaptırım gücüne sahip olup olmadığının sorgulanmasında yattığını söyleyen Deniz, “Bizim reklam mevzuatımızda viral reklamlarla ilgili bir düzenleme bildiğim kadarıyla yok. Reklam Kurulu, esas itibariyle şikayet üzerine harekete geçen ve yaptırım uygulayan bir müessese. Bu konu bizi çok rahatsız etti. Hem bu konun açığa çıkması hem de mevzuatın ve düzenlemelerin geliştirilebilmesi için bu sosyal medya paylaşımını reklam kuruluna şikayet yoluyla ileteceğiz. Ümit ediyorum ki, biz bu başvuruyu yapmadan önce Yemeksepeti firması olayın gerçek olup olmadığı yönünde kamuoyuna bir açıklama yapar. Eğer yapmazsa bizim şikayetimiz doğrultusunda Reklam Kurulu olay hakkında bir soruşturma başlatıp ilgili firmaya soracaktır” diye konuştu.

“Eğer Yemeksepeti yaptıysa sinsi ve çirkin bir çalışma olmuş”
Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf ve Video Bölümünde Öğretim Görevlisi ve reklamcı Barbaros Gürçay, Yemeksepeti’nden lahmacun sipariş edilmesiyle gelişen olayın iki farklı duruma göre değerlendirilebileceğini ifade etti. “Birinci durumda lahmacuncunun adı geçmediği için bunu viral reklam olarak göremeyiz. İkinci durum ise evet, bu bir viral reklam olabilir. Lahmacuncunun değil, doğrudan Yemeksepeti’nin hazırladığı bir viral reklam olabilir ki, burada etikten söz etmek mümkün değil” diye konuştu. Lahmacuncu yapsaydı bir dereceye kadar kabul edilebilir olduğunu dile getiren Gürçay, “Eğer Yemeksepeti yapmışsa, oldukça sinsi ve çirkin bir çalışma olmuş. Hiçbir şekilde etik değil” dedi. Viral reklamların tüketiciler ya da firmaların önceden planlayarak hazırladığı genellikle video formatında ve internete yüklenerek sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile yayılmasını sağladıkları bir reklam türü olduğunu hatırlatan Gürçay şöyle devam etti:

“Viral reklamlarda ürün ya da hizmet hakkında doğru bilgiler verilir, reklamı yaptıran belli olur ise etik çerçeve içinde kabul edilir. İzleyenler bunun reklam olduğunu hissedebiliyorsa sorun yok. Ancak aktarılan bilgiler yanlış yani üründe olmayan özellikler aktarılıyorsa yine ‘tüketiciyi aldatmaya’ girer. Hem etik değildir hem de cezai yaptırımı vardır”. Gürçay kendisinin reklam sektöründe viral reklamlardan uzak durduğunu, geleneksel reklamcılığın kendisine daha yakın geldiğini sözlerine ekledi.

“İçerik olarak inceleriz. Mevzuata aykırı bir durum varsa idari işlem uygularız”
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Reklam Dairesi Başkanı Oğuz Şahin, reklamları yönetmelik kapsamında denetlediklerini aktardı. Viral reklamlarla ilgili bir düzenleme olmadığını belirten Şahin, “Ancak tüketicileri yanıltan, aldatan ya da rakipleri kötüleyen, mevzuata aykırı bir şey varsa bu açıdan viral reklamları da içerik olarak inceleriz” dedi. Şahin şöyle devam etti:

“Eğer bahsettiğiniz olayda reklamı Yemeksepeti hazırladıysa ve tüketicileri aldatan, rakipleri kötüleyen bir şey varsa bunu da içerik olarak inceleyebiliriz. Burada önemli olan bu reklamı Yemeksepet’inin hazırlamış olmasıdır.”

Reklam Kurulu’nun şikayete dayalı olarak harekete geçtiğini hatırlatan Şahin, “Kurulumuza başvuru yapılırsa Yemeksepeti’ne bu reklamı hazırlayanın kendileri mi olduğunu resmi olarak sorarız. Eğer reklamı kendileri hazırlamışsa içerik olarak inceleniz” dedi.

Yemeksepeti bir açıklama yapacak mı? Reklam Kurulu’na şikayet edilecek mi? Sonuç ne olacak? Tüketici Postası olarak konun takipçisi olup gelişmelerden okuyucularımızı haberdar edeceğiz.

03.04.2018, Nejla Sakınmaz Tüketici Postası https://www.tuketicipostasi.com/simdi-reklamlari-mi-izledik/699/