30 Ekim 2015 Cuma

Her vatandaşın dava açma hakkı var... HUKUKÇULAR UYARDI

Televizyonların TÜRKSAT'tan çıkarılması için 8 ay önce talimat verdiği ortaya çıkan Erdoğan'ın Başdanışmanı Mustafa Varank'ın skandal görüntülerine tepkiler dinmedi. Hukukçular ve akademisyenler, her Türkiye vatandaşının Varank ve TÜRKSAT hakkında dava açma hakkı olduğunu belirtti.

Bugün'ün haberine göre; Hukukçular ve akademisyenler Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa Varank’ın "Ulaştırma Bakanı’na, bunların kanallarını kapatalım dedim" şeklindeki sözünün ‘hukuksuz talimat ve görevi kötüye kullanma’ suçu olduğunu belirterek, "Savcılar harekete geçmeli" uyarısı yaptı. Hukukçular, haber alma ve ifade özgürlüğü hakkı Anayasa ile koruma altına alınan her Türkiye vatandaşının Varank ve TÜRKSAT hakkında dava açma hakkı olduğunu söyledi. Ayrıca TÜRKSAT’ın televizyon yayıncılığı için tekel olduğunu belirten hukukçular, siyasi ve politik gerekçeler ile sözleşmenin feshedilemeyeceğini vurguladı.

HUKUKA AYKIRI TALİMAT OLMAZ
İdare Hukuku Profesörü Ethem Atay: Demokratik ülkelerde muhalif basının susturulması suçtur. Bu husus ahlaki, demokratik, hukuki değildir. Ceza hukuku açısından suç teşkil eder. Yetkisi ve görevi olmadan yetkisinin sınırlarını aşmak suretiyle hukuka aykırı bir şekilde emir ve talimat verilmektedir. Bu emirle basın hürriyeti bertaraf edilmek isteniyor. Anayasa ve ceza hukukunda kendilerine tanınmış olan görev ve yetkiyi kötüye kullanmak yer alır. Her bir Türk vatandaşının tazminat hakkı vardır. Doğumdan itibaren Anayasal haklar vardır ve engellenemez. Bireyin maddi manevi gelişimi önündeki engeller devlet tarafından kaldırılması gerekir. Engel koymak suçtur. Bireyi sağlıklı bilgi ve haber alma hakları elinden alınmış ve bu hak çiğnenmiştir. Herkes emri veren ve uygulayanlar hakkında dava açabilme hakları vardır.

MANEVİ ZARAR VAR
Avukat Salim Özdemir: Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde bir kamu görevlisinin görevini kötüye kullanması durumunda, vatandaşların da başvurusuyla soruşturma açılabilir. Herkesin şikayet etme hakkı var. Direkt savcı görevi kullanmaktan dava açamıyor. İzin verildikten sonra asliye cezalardan birine dava açılır. Eğer kanunsuz emir ve görevi kötüye kullanma suçları işlenmiş ise cezası 6 aydan başlıyor 2 yıla kadar hapis öngörüyor. Bir savcı bu konuyu araştırdığı zaman, Mustafa Varank’ın yayınlanan bu videosunu delil olarak kullanabilir. Cezada her türlü şey delil sayılıyor. Yeter ki kanuna aykırı olmasın. Kendisi de bunu itiraf edip, savunuyor. Vatandaş maddi veya manevi zarar gördüğünü ispat ederse, zarara uğradığını söylerse, manevi tazminat davası açabilir. Vatandaşın üzülmesi bile manevi tazminat davasına yeterli olabilir. Psikolojik yaşamınızda bir kayıp olmuş ise üzülmüşseniz manevi zarara uğramış olursunuz.

MÜEBBET HAPİSLE YARGILANIR
Ceza Avukatı Melik Bayat: Hukuksuz talimatla Anayasa'daki, 'Basın özgürdür, sansür edilemez' hükmü açıkça çiğneniyor. Anayasal suçun karşılığı doğrudan müebbet hapis cezasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank’ın aynı zamanda TÜRKSAT’ta görevli olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçu da oluşuyor. Bunun karşılığı da TCK’nın 257. maddesine göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Varank’ın işlediği bir diğer suç ise TCK’nın 122. madde-sinde belirtilen nefret ve ayrımcılık suçudur. Çünkü kendisi açıkça, ‘görüş-lerimize ters yayınlar yapıyorlar kapatalım gitsin’ ifadesini kullanarak diğer görüşlere hayat hakkı tanımıyor. Bunun karşılığı da 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Burada Anayasa hükmü çiğnenerek basın ve düşünce soykırımı yapılıyor. En iyi örneği de Hitler'in propaganda bakanı Gobels’tir. Ayrıca aynı şeyleri yayın kuruluşlarına yönelik soruşturmayı yürüten savcı için de söyleyebiliriz. Zira savcı fonksiyon gaspı yaparak mahkeme yerine bu adımları gerçekleştirmiştir. Kimse anayasa ve yasalardan almadığı yetkiyi kullanamaz.

SÖZLERİ SUÇUN KANITIDIR
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz: Her vatandaş Mustafa Varank hakkında suç duyurusunda bulunabilir. Çünkü söylediği sözler suç işlediğinin açık kanıtıdır. Bunun cezası hukukta bellidir. Haberleşme özgürlüğü Anayasa’nın 22. maddesi ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden biridir. Yine Türk Ceza Yasası’nın 124. maddesi, haberleşmeyi engelleyenler için 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörmektedir.

BİRÇOK HUKUKA AYKIRI
Bilgi Üniversitesi Prof. Turgut Turhanlı: Haber alma özgürlüğü açısından, tüketiciyi koruma cephesi var. Hizmetten yararlanılıyor. Bu hizmet satın alınırken belli paket alınıyor. O pakete dahil kanallarının neler olduğu bilinerek alınıyor. Tüketici Koruma Hukuku bakımından bir hak meselesidir. Konunun bir de özgürlük cephesi var. Haber alma-verme kapsamında bir hizmet. Anayasa ve Türkiye’nin tarafı olduğu İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ile BM’nin Medeni Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19. ve 20. maddesi kapsamında haber alma-verme özgürlüğü vardır. Bu hak bu kapsama giriyor. Kamu hukuku ve özel hukuk bakımından ve tüketici koruma hukuku bakımından dava konuları düşünülebilir. Ayrıca politik bir tarafı da var. Her vatandaşın, haber alma ve Tüketici Koruma Hukuku bakımından dava açma hakkı vardır.

KAMU DAVASI AÇILMALIDIR
Ankara Barosu eski Başkanı Vedat Ahsen Coşar: Kamu yöneticileri hukuka ve kanuna aykırı talimat veremezler. Tevrat’ta ‘Kral yoktu, herkes her istediğini yapıyordu’ diye bir cümle var. Kraldan kasıt kanun yoktu denilmek isteniyor. Hukuk yoktu diye herkes istediğini yapıyordu. Türkiye’de de durum bu. Hiçbir kamu görevlisi böyle bir emri veremez. Bu emri veren de alan da görevi kötüye kullanma suçu işlemiştir. Savcıların harekete geçip yasaya ve hukuka aykırı iş ve işlem yaptırıldığı için kamu davası açması lazım. Bundan etkilenen kurumların da tazminat davası açma hakkı doğar. Vatandaşların da bu kararı alan kamu yöneticileri hakkında dava açma hakları vardır.

"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"
BUGÜN TV ve Kanaltürk’ü uydudan çıkarmaya hazırlanan TÜRKSAT hakkında suç duyurusunda bulunan avukat Murat Bakan, Mustafa Varank hakkında da 3 ayrı suçlamayla suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Avukat Murat Bakan, BUGÜN TV ve Kanaltürk’ün TÜRKSAT’tan çıkarılmasına yönelik sözleriyle skandala imza atan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve TÜRKSAT Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Varank hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Bakan, "Soruşturma sonucunda Varank hakkında, 'haberleşmenin engellenmesi', ‘yargı görevini yapan bilirkişi veya tanığı etkilemeye teşebbüs' ve ‘görevi kötüye kullanma' suçlarından 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılabilir" dedi.

SAVCI DA SUÇ İŞLEDİ
Geçtiğimiz günlerde aralarında BUGÜN TV ve Kanaltürk’ün de bulunduğu 7 kanalı platformdan çıkaran Digiturk, Tivibu ile uydudan çıkarmaya hazırlanan TÜRKSAT hakkında "haberleşmeyi engellemek", bu kanalların karartılmasını isteyen Ankara Cumhuriyet Savcısı hakkında da, "hakim yerine geçerek karar aldığı", "görevi kötüye kullanma" iddialarıyla suç duyurusunda bulunan Bakan şunları söyledi:

"Bunun kumpas olduğunu biliyorduk. Buna ilişkin Cumhuriyet savcısına şikayet dilekçemizi yazarken bunu iletmiştik. Bu talimatın bir yerden geldiğini, buna yönelik endişemiz olduğunu, birinin bir düğmeye bastığını, her şeyin bir anda harekete geçtiğini, savcının yazı gönderdiğini, dijital platformların bu yazıyı bekler gibi aniden 7 kanalı platformdan kaldırdığını ifade ettik. Ne ifade ettiysek bunların ne kadar doğru olduğu belgelenmiş oldu.”

PERVASIZ HUKUK TANIMAZ
Ne kadar pervasız, umursamaz, hukuk tanımaz olduklarının Varank’ın yayın öncesi söyledikleri sözlerle açık açık ortaya çıktığını ifade eden avukat Bakan, şöyle konuştu:

"Bunun hazırlığı yapılmış, planlanmış ve hayata geçirilmiş. Aslında savcılığa suç duyurusunda bulunulması gereken kişi savcı değil, Mustafa Varank’mış. Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı yapıyor bunu. Cumhurbaşkanı'nın da ne kadar tarafgir olduğunu gösteriyor bu." 

3 AYRI SUÇ UNSURU VAR
Bu işin peşini bırakmayacaklarını söyleyen Murat Bakan, Varank hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek şöyle devam etti: “TCK madde 124/3’e göre 'haberleşmenin engellenmesi' suçunun 5 yıla kadar, TCK madde 277’ye göre 'yargı görevi yapanı bilirkişi veya tanığı etkilemeye teşebbüs' suçunun 4 yıla kadar, TCK madde 257’ye göre 'görevi kötüye kullanma' suçunun 3 yıla kadar hapis cezası var. Ortaya çıksın, savcılık soruştursun. Nasıl olmuş bu süreç, nasıl talimat verilmiş, yapılan görüşmeler, telefon kayıtları incelensin.”

27.10.2015, Hukuki Haber http://www.hukukihaber.net/gundem/her-vatandasin-dava-acma-hakki-var-hukukcular-uyardi-h65565.html

"Etin Fiyatı Türkiye’deki Alım Gücünün Üzerinde"

Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Av. Bülent Deniz, et fiyatlarını frenlemek için uygulanan, sıfır gümrüklü ithalat gibi "geçici çözümler"in sonuç vermediğine dikkat çekerek, gelişmelerden üretici ve tüketicinin "mutsuz" olduğunu vurguladı.

Av. Deniz, et fiyatının geçtiğimiz yıla göre "yaklaşık yüzde 80"e varan bir artış gösterdiğine işaret ederek, "Bu da zaten temel besin için az olan et tüketimini daha da aşağı çekiyor. Etin mevcut fiyatı Türkiye’deki alım gücünün üzerinde" dedi. Deniz’e göre, tarım politikalarındaki geçici çözüm arayışları ve spekülasyonların durumda payı büyük:

“Geçmiş dönemlerde de hayvan ithalatından, işlenmiş et ithalatına birçok yöntem denendi. Oysa, temel sebepler Türkiye’deki tarım ve hayvancılık politikasının olmaması, hayvancılığa verilen teşviklerin yetersizliği ve hayvan üreticinin maliyet hesabı yaparak bu işte devam etmeme tercihleri oluşturuyor. Üreticinin zararı piyasaya da yansıyor.”

Geçici olarak piyasayı sakinleştirmek adına hükümetin yöneldiği canlı hayvan ithalatının da fiyatlardaki yükselişi engellenemediğini vurgulayan Deniz, “Geçtiğimiz aylarda Kurban Bayramı öncesinde kesilmiş karkas et ithalatına rağmen fiyatlar çok yüksek. Türkiye’de zaten düşük olan et tüketimi fiyatların da etkisiyle daha da azalıyor” dedi.

Uzmanların kırmızı etin protein içermesi ve temel besin maddesi olması nedeniyle “sağlıklı beslenme” konusunda uyardığını da anımsatan Av. Bülent Deniz, “Bu şartlarda gelecek kuşaklar için bu tüketim yetersizliği maalesef alarm anlamına geliyor. Tüketici fiyatı yüksek diyerek et tüketimiyle ilgili kısıtlamaya giderse, ülkenin uzun vadeli sağlık politikaları açısından sıkıntılar doğabilir. Evet, fiyatlar yüksek, ama özellikle gelişim aşamasındaki çocuğun günde 20 gr tüketmesi gerektiği de bir gerçek” dedi.

Et ve Süt Kurumu’nun 3.5 euroya ithal ettiği et, piyasada 25 lira civarlarında satılıyor. Hükümetin, canlı hayvan ithalatı gibi, yeniden politika üretmesi gerektiğini belirten Deniz, “Piyasayı sakinleştirici yönde çalışmaların acil olarak yapılması gerekiyor” çağrısı yaptı. Av. Deniz, Et ve Süt Kurumu’nun kilosu 3.5 euro fiyatla ithal ettiği karkas etin piyasada 25 liradan satıldığının anımsatılması üzerine de, ithal et fiyatı ve piyasadaki et fiyatı arasında uçurumun, etin tüketiciye ulaşıncaya kadar aradaki aracılar vasıtasıyla oluştuğunu vurguladı ve ekledi:

“Et konusunda nedenini anlamadığımız bir spekülasyon söz konusu. Et sektöründe bir elin parmağını geçmeyen bir takım sermaye grupları et fiyatlarını istedikleri gibi belirleme yönünde manüpülatif bir takım davranışlarda bulunuyor. Gıda konusunda hemen hemen her dönem farklı gıda ürünlerinde piyasaya hakim olan gruplar (mercimekse mercimek, pirinçse pirinç) manipülatif davranışları bilinen bir gerçek.”

“Tüketici güveninin azalması, kurun yükselmesi düzelirse, fiyat artışları da normale döner”

Av. Bülent Deniz, genel ekonomideki 12-13 aydır süren istikrarsız yönetim anlayışı dengesiz göstergeler, tüketici güveninin azalması, kurun yükselmesi gibi tüm verilerde bir düzelme yaşanırsa, et fiyatlarındaki artışın da normale döneceğini vurguladı ve şöyle devam etti:

“Et fiyatındaki artış, piyasadaki diğer gıda ürünleri ve tüketim kalemlerindeki artışlardan çok daha fazla. Evet, gıdada bizim tespit ettiğimiz tüketici birliği federasyon olarak tespit ettiğimiz mutfak enflasyonu yüzde 25 civarında, her ne kadar TÜİK yüzde 10- 11 civarında açıklasa da mutfaktaki yangın bize yüzde 25’lik bir enflasyonun olduğunu gösteriyor. Tüketici dernekleri olarak hükümetle iletişim kanallarımız son bir iki yıldır ne yazı ki tamamen kapandı. Ancak basın yoluyla onlara düşünce eleştiri ve çözüm önerilerimizi ifade etmek durumunda kalıyoruz.”

İstanbul'da karkas et fiyatları dana 25 lira, düve 24 lira, kuzu 23 lira ve inek 22 lira düzeyinde bulunuyor. Kasap ve marketlerde kıymanın fiyatı 34-36 lirayı, kuşbaşının fiyatı da 44-46 lirayı buluyor.

28.10.2015, DHA http://www.dha.com.tr/etin-fiyati-turkiyedeki-alim-gucunun-uzerinde_1058837.html

basın özgürlüğü, aslında kimin özgürlüğü 24/29 ekim'15 #filgunlugu

Ağrı’da, HDP’nin seçim bildirgesinin yer aldığı broşürlerin toplatılmasına karar vermiş mahkeme.
Seçime giren bir partinin kazanması durumunda yapacaklarının yer aldığı broşürün toplatılması ancak “ileri” demokraside olanaklı!
Yahu muhteremler, seçime giren partinin vaadlerini yargı marifetiyle değerlendirmek niye? Onu sandıkta halk yapar…
…..

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal CHP’ye üye oluyormuş.

Herkesin dilediği partiye üye olmak ve siyaset yapması en doğal hakkıdır.
Ancak onbinlerce üyesi bulunan bir meslek odasının başında olan bir kişi sadece parti üyesi olarak kalmayıp partiyi temsil makamında siyaset yapacaksa; bu doğal hakkını kullanmadan önce, temsil ettiği makamdan ayrılması da, en az onun kadar doğal bir zorunluluktur.
…..

Murat Belge ile röportaj; “Daha önce bizim desteklediğimiz, doğru işler yapan adam uydurma bir Tayyip Erdoğan’mış. … Ben de doğrusu kendimi kandırılmış hissediyorum.”

“Kandırıldım” demek bulaşıcı.
Bir kere de “kandırıldık” diyeceğimize, “yanılmışız” diyebilsek…
…..

Koza-İpek Holdinge kayyum rezaleti.
Kayyumların ilk işi medya kuruluşları; Kanaltürk, Bugün TV., Bugün ve Millet gazetelerine elkoymak oldu. Genel yayın müdürleri görevden alındı ve bir dizi saçmalık.

Anayasa’nın 28. maddesi ile başlayan “Basın Hürriyeti” bölümü.
Hele orada 30. madde var ki, medya kuruluşlarına suç aleti olduğu gerekçesiyle “zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz” diyor.
Bu madde anımsatıldığında gelen yanıt hazır; “mülkiyete elkoymadık, medyaları kapatmadık.”
Bu yanıta verilecek tek tepki, “hadi ordan” demekten öte değil.

Sosyal medya “kayyum olayı”na yoğun tepki verdi.
AKP tabanı, sevenleri, taraftarları hariç, geçmişte cemaat nedeniyle mağdur olduğunu düşünen kesimler de dahil hemen herkes, bu yapılanın diktatöryal bir uygulama olduğu konusunda mutabık.

Ve yurtdışı.
ABD’den AB’ye dışarısı bu konuda tepki verdi.
Yabancı basın bu rezaleti büyük gördü.
Verdiğimiz fotoğraf maalesef bu.
…..

Anayasal güvence altındaki medya özgürlüğü ilk bakışta basın kuruluşları ve çalışanlarının özgürlüğü gibi görünse de, aslında yurttaşın temel hak ve özgürlüğüdür.

#filgunlugu
Bütünü için tıklayınız

Gümrük Bakanlığı’ndan Bankalara Denetim

Şikayetlerin yüzde 95’i tüketici lehine sonuçlandı. Bakanlık, 30’a yakın bankada denetim başlattı. Bakan Aşçı, şu ana kadar 4 bankaya 110 milyon TL tutarında ceza kesildiğini açıkladı.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Cenap Aşçı, AA’ya yaptığı açıklamada, tüketici hakem heyetine yapılan ve tüketici bilgi sistemine kaydedilen şikayet sayısının 20 Ekim itibarıyla 1 milyon 426 bin olduğunu bildirdi.

“Geçen sene Tüketici Kanunu yürürlüğe girdiği için bankalar tam uyum sağlamamıştı, ondan kaynaklanan bir durum vardı” bilgisini veren Bakan Aşçı, söz konusu başvuruların 1 milyon 161 bininin (yüzde 95) tüketici kredileri, kredi kartları, konut finansman sözleşmeleri gibi bankacılık sektörüyle bağlantılı şikayetlerden oluştuğuna işaret etti. Bu başvuruların 927 bininin (yüzde 68) karara bağlandığını belirten Bakan Aşçı, 30’a yakın bankada tüketici kanunu ve yönetmeliklerine ilişkin denetimler yaptıklarını belirterek, “Bu denetimleri öncelikle rehberlik anlayışı ile yerine getiriyoruz” dedi. 

YIL SONUNA KADAR SÜRECEK
Karara bağlanan başvurulardan yüzde 95’nin tüketici lehine sonuçlandığını bildiren Bakan Aşçı, şunları söyledi: “Kredi kartı, tüketici kredisi, konut kredisi işlemlerinde Bakanlık olarak bir anlamda rehberlik hizmeti veriyoruz. Bunu yaparken de gördüğümüz aykırılıklara kanuni sınırlarımız çerçevesinde cezalarımız da var. 

Şu anda 4 bankamıza müfettişler tarafından kanuni sınır kapsamında 110 milyon lira ceza kesilmiş durumda, tebliğ edildi. Yıl sonuna kadar arkadaşlarımız bitirecek. 30’a yakın banka incelemeden geçiyor.” 

VATANDAŞ DİKKAT ETSİN
Tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurular konusunda kendilerine gelen şikayetlere ilişkin bilgi de veren Bakan Aşcı, bazı kişilerin şikayette bulunan insanlara ulaşarak, “Sizin şöyle bir şikayetiniz vardı, lehinize sonuçlandı, bize vekalet verin biz sizin işlemlerinizi takip edelim’’ dediklerini anlattı. 

“Vatandaşlar böyle şeylere itibar etmesin. Biz hakem heyetlerine yapılan müracaatları bizatihi kendileriyle takip ediyoruz ve sonuçlarını onlara resmi yoldan getiriyoruz’’ diyen Bakan Aşçı, herhangi bir aracı kullanılmasına gerek olmadığını belirtti.

‘GEÇ KALINMIŞ BİR ADIM’
Bankalara yönelik başlatılan denetimlere ilişkin konuştuğumuz Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, “Tüketiciler açısından doğru, yerinde ama geç kalınmış bir adım’’ değerlendirmesinde bulundu. 2007 yılından bu yana yargı organlarının aldıkları kararlarla tüketicileri haklı bulduğunu ifade eden Deniz, “Ancak siyasi iktidar 2007’den beri çıkardığı kanunlar ve yönetmeliklerde de görüldüğü gibi adeta bankaların sesi olmuştur. Nihayet 1 Kasım seçimleri öncesi, seçim yatırımı niyetiyle bu başladı. 2007’den beri sus pus olan iktidarın seçime günler kala yaptığı bu icraat samimi olmaktan uzaktır’’ dedi.

25.10.2015, Aydınlık http://www.aydinlikgazete.com/ekonomi/gumruk-bakanligindan-bankalara-denetim-h77707.html

TÜRKSAT Sansürlenen Kanalları Varmış Gibi Satıyor

BU­GÜN ve Ka­nal­türk’ü Kab­lo tv ve Te­le­dün­ya plat­for­mun­dan çı­ka­ran TÜRK­SAT, bu ka­nal­la­rın isim­le­riy­le sa­tı­şı sür­dü­rü­yor. Uz­man­la­ra gö­re bu ti­ca­ri do­lan­dı­rı­cı­lık su­çu.

San­sü­rü uza­ya çı­ka­ran ka­ra­ra im­za atan TÜRK­SA­T’­ın skan­dal bir uy­gu­la­ma­ya im­za at­tı­ğı or­ta­ya çık­tı. BU­GÜN TV, Ka­nal­türk, Sa­man­yo­lu ve Yu­mur­cak TV'nin aralarında bu­lun­du­ğu 7 kanalın, Kab­lo TV ve Te­le­dün­ya plat­form­la­rın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­na tep­ki­ler sü­rer­ken TÜRK­SAT'ın bu ka­nal­la­rı kul­la­na­rak rek­lam­la­rı­na de­vam et­ti­ği belirlendi. TÜRK­SA­T’­ın in­ter­net si­te­sin­de platformlardan çıkarılan kanallar, hem Kab­lo TV’­de hem de Te­le­dün­ya plat­for­mun­dan sa­tı­şı de­vam edi­yor gi­bi gös­te­ri­li­yor.

TİCARİ DO­LAN­DI­RI­CI­LIK
BU­GÜN TV ‘U­lu­sal Ha­be­r’, Ka­nal­türk ve Meh­tap gi­bi plat­form­dan çı­kar­tı­lan di­ğer ka­nal­lar da ‘U­lu­sa­l’ ka­nal pa­ket­le­ri ara­sın­da yer alıyor.Tü­ke­ti­ci Kon­fe­de­ras­yo­nu Baş­ka­nı hu­kuk­çu Bü­lent De­niz, bu du­ru­mun do­lan­dı­rı­cı­lık su­çu ol­du­ğu­nu kay­det­ti. De­niz, “TÜRK­SAT ol­ma­yan bir hiz­me­ti sa­tı­yor. Bu­ra­da tü­ke­ti­ci­le­re rek­lam­lar­da­ki ka­nal­la­rı iz­le­me hak­kı do­ğar. Bu iş ti­ca­ri ah­lak­sız­lık ve do­lan­dı­rı­cı­lık­tır. Rek­lam Ku­ru­lu pa­ra ce­za­sı ver­me­li­di­r” de­di.

CEZA KESİLMELİ
Tü­ke­ti­ci Der­ne­ği Baş­kan­ve­ki­li avu­kat Rıd­van Yıl­dız tü­ke­ti­ci­le­rin ya­nıl­tıl­dı­ğı­nı ak­tar­dı. Yıldız, “Va­ade­di­len hiz­met alı­na­mı­yor. Bu pa­ke­ti alan­lar ip­tal et­me hak­kı­na sa­hip. BTK, TÜR­SAT'a ce­za kes­me­li­ ay­rı­ca ki­şi­le­re ma­ne­vi taz­mi­nat hak­kı doğ­muş­tu­r” dedi.

Yunus Tiryaki, 23.10.2015 Bugün http://www.bugun.com.tr/gundem/turksat-sansurlenen-kanallari-varmis-gibi-1889931.html