SEKTÖR DE SICAK BAKIYOR
Hükümetin, obeziteyle mücadele kapsamında okul
kantinlerinde fast-food ve gazlı içecek yasağının ardından Sağlık Bakanlığı,
çocukların tükettiği abur-cubur ürünlerin ebatlarını ve gramajlarını
küçültecek. Gıda ve Tarım Bakanlığı ile ortak yürütülen çalışmalarda, gazlı ve
şekerli içeceklerin şeker oranlarının düşürülmesi planlanıyor. Sektör
temsilcileri de bu düşünceye sıcak bakıyor. Obeziteye yol açan gıdaların
gramajlarının düşürülmesi ve küçük paketlerde satılması da sektör
temsilcilerinin kabul ettiği bir başka karar.
PAKETE UYARI KONACAK
İki bakanlığın çalışmasına göre, piyasadaki ürünlerin
sağlıklı-sağlıksız ayrımının yapılabilmesi için paketler üzerine uyarılar
asacak. Bakanlığın orta vadeli planında yer alan gıdalarda renk uygulaması,
piyasalarda satılan tüm ürünlere uygulanacak. Sağlık için risk grubunda
bulunan, aşırı tüketimlerinde obeziteye ve hastalıklara neden olan gıdalar
kırmızı şerit, orta riskli grupta bulunanlar sarı, sağlıklı gıdalar da yeşil
şeritle satılacak. Kırmızı şeritli ürünlerin altında ürünün sağlığa zararına
ilişkin uyarılar büyük puntolarla ve anlaşılır şekilde yazılacak. Hükümet,
Dünya Sağlık Örgütü'nün önerileri doğrultusunda sektörle ilgili caydırıcı ve
teşvik edici önlemler de alacak. Sağlıklı beslenmeyi teşvik için gıda vergileri
ve yardımlar ile düşük maliyetli müdahaleler gündeme gelecek.
YÜZDE 20 ETKİLER
Sağlık Bakanlığı'nın fast food
kararına bilim adamlarından destek...
Prof. Dr. Ziya Mocan (İç Hastalıkları
Uzmanı): Fast-food
reklamlarının kısıtlanması veya yasaklanması obeziteyi yüzde 20 oranında etkiler.
Çünkü günümüzde reklamlar çok önemli. Bir de bu yönde tıpkı sigarada olduğu
gibi fast-food'un da zararlarını anlatan kamu spotları yapılabilir. Bunlar da
obezite oranlarının azalmasında faydalı olacaktır.
REKLAM ETKİLİYOR
Prof. Dr. Hilal Mocan (Çocuk Sağlığı
ve Hastalıkları Uzmanı): Reklamlara
kısıtlama getirilmesi çok yararlı olur çünkü çocuk görsel olarak görüntüyü
beynine ve aklına kaydediyor. Çocuk bunlardan etkilenir. Cazip görüntülerle
reklamlardan yeni çıkan abur cubur ve fast-food çeşitlerinden haberdar olur,
ailesinden bunları ister. Okullarda da öğretmenlerin çocukları bilgilendirmesi
lazım ve okul çevresindeki satışlar denetlenmeli.
DOĞRU BİR KARAR, DESTEKLERİZ
Bülent Deniz (Türkiye Tüketiciler
Birliği Federasyonu Başkanı): Fast food ile ilgili tıbbi sonuçlar bilindiği gibi hiç iç açıcı
değil. Fast food'un sigara gibi algılandığını göstermesi bakımından önemli bir
adım. Sağlığa zararlı bir ürünün hiçbir şekilde radyo ve televizyon
reklamlarına konu olmaması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim
Bakanlığı'nın okullarda fast food satılmaması uygulamasını çok doğru buluyoruz.
Türkiye'de de böyle bir kampanya başlatılırsa Tüketiciler Birliği Federasyonu
olarak destek veririz.
EN ÇOK ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR
Prof. Dr. Peyami Cinaz (Çocuk Endokrinolojisi
ve Obezite Derneği Başkanı): Türkiye'de de bu tip reklamların yasaklanması taraftarıyız. Çünkü
fast food sağlıklı bir beslenme tipi değil ve bunun reklamları da tamamen
yanlış yönlendirmedir. Bu tip reklamlardan en çok çocuklar etkileniyor ve beslenme
düzenleri daha o yaşlarda bu tip besinlerle bozuluyor. Bir oturuşta bütün gün
almaları gereken kalori miktarını alıyorlar. Bu anlamda reklamlara yasak
gelmesi faydalı olabilir.
ÖZENDİRİCİLİK AZALIR
Uzm. Dr. Ayça Kaya (İç Hastalıkları
Uzmanı): Reklamların
kısıtlanması obeziteyi yüzde 25-30 oranında olumlu etkiler. Özendiricilik
azalır. Göz görmezse gönül de istemez durumu söz konusu. Çocuk görmeyince onu
bilmez de. Oğlum iki yaşında daha okuma yazma bilmezken markete gittiğimiz
zaman reklamlarda gördüğü abur cuburlara koşuyordu. Okuma yazma bilmelerine
bile gerek yok, reklamlarda gördüklerini zaten hemen tanıyorlar. Bunların
olmaması için reklamların kısıtlanması veya yasaklanması lazım.
Safure
Cantürk-Sabah, 19.12.2012