27 Aralık 2010 Pazartesi

"Renkli Anlar"da Final Haftası


Bir yıl geride kaldı...
TRT Radyo1 de yayınlanan "Renkli Anlar"ın tüketici köşesinde final haftası.

Serpil Erim, Gülname Kurtgöz, Ali Kızan ve Nigari Erdem tarafından hazırlanan, Tülin Öztürk Ekici ve Saadet Baykal tarafından sunulan "Renkli Anlar" programının tüketici köşesi Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz'in program danışmanlığı ve sunumu ile; kredi kart borçlarından, kapıdan satışlara; engelli tüketicinin haklarından, kredilerdeki KKDF oranlarındaki artışa; trafik kazazedesinin haklarından, güvenli gıda tüketimine; hasta haklarından, enerji tasarrufuna onlarca konu dinleyicilere ulaştı.

Halkın Ekonomisi'nde, yılın son programı.
2010 yılı tüketici için nasıl geçti?

TRT Radyo1, 27 Aralık 2010 Pazartesi, Saat: 13:30

26 Aralık 2010 Pazar

Türkiye'nin Benzinle İmtihanı



Akaryakıta peşpeşe gelen zamlar, ülkenin ve medyanın gündeminde.

Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz konu ile ilgili olarak katıldığı programlarda, benzin fiyatlarındaki anormal yükselişin arka planını anlattı:

Akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin ülke ekonomisi için büyük tehlike oluşturduğunu dile getiren Deniz; "sorun hem akaryakıt dağıtım şirketlerinin fiyat politikalarından, hem de iyasi iktidarın benzin istasyonlarını vergi dairesi gibi görmesinden kaynaklanmaktadır" dedi.

1 Ocak 2005 den bu yana akaryakıt dağıtım şirketlerine fiyatları serbestçe belirleme olanağının tanınarak, sektörde rekabet ortamının sağlanmasının amaçlandığını belirten Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz; "ne yazık ki arzu edilen rekabet ortamının önü, akaryakıt dağıtım şirketlerinin aralarında adeta anlaşmış gibi fiyatları brbirine yakın belirlemeleri nedeniyle kesilmektedir. Şirketlerin fiyatları arasında çok cüz'i fiyat farklılıkları var. Bu durum şirketlerin birleşerek kartel gibi davrandıklarını göstermektedir. Oysa ki, tam rekabet ortamı sağlanabilmiş olsa idi, tüketici ucuz fiyatlı akaryakıtı tercih edebilecek ve bu da şirketlerin fiyat politikasını, tüketici lehine etkileyecekti" dedi.

Akaryakıt fiyatlarındaki yüksek fiyat seviyesinin diğer temel nedeninin, siyasi iktidarın akaryakıt satışından aldığı yüksek oranlı vergi olduğunu vurgulayan Deniz, bu konuda şu saptamalarda bulundu:

"Bir litre benzinden 2.2 TL. vergi alınmaktadır. Siyasi iktidar kolay gelir elde etmenin çaresi olarak gördüğü benzin fiyatı üzerine ÖİV. ve KDV. ekleyerek tüketiciye pahalı ulaşmasına neden olmaktadır. benzinin vergilendirilmesinde Anayasa ve temel vergi hukuku ilkeleri çiğnenerek, verginin vergisi dahi alınmaktadır. Ülkemiz, enerji, iletişim ve benzeri yaygın ve temel tüketim kalemlerinde alınan yüksek oranlı dolaylı vergilerde ilk sıralarda yer almaktadır. Dolaylı vergilerdeki yüksek oran, hazinenin kasasını doldurmakta, ama öte yandanülkedeki gelir dağılımı adaletini de yerle bir etmektedir. Cep telefonunu çeviren, benzin pompasına yanaşan işadamı ile daha düşük gelirli yurttaşın aynı vergiyi vermesi kabul edilemez. Bu durum, verginin gelire göre alınmasına ilişkn Anayasa ve vergi hukuku ilkelerine açıkça aykırıdır."

14 Aralık 2010 Salı

"ne olacak bu benzinin fiyatı..."


Akaryakıta gelen zamlar tüketici için kötü günlerin habercisi...
1 litre benzin için ne kadar vergi veriyoruz?
Akaryakıta gelen zamlar günlük yaşamımızı nasıl etkileyecek?

Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz, 5N 1K'da...

CNN Türk, Cüneyt Özdemir ile 5N 1K, 14.12.2010, saat 19:30

4 Aralık 2010 Cumartesi

Tüketiciler, AVM'lerdeki İbadet Yerlerine Tepkili


Sayıları giderek artan alışveriş merkezleri (AVM), büyük şehirler için aynı zamanda en önemli sosyal mekanlar haline gelmiş durumda.

Ailelerin ev ve mutfak ihtiyaçlarını karşılamak kadar gezmek ve eğlenmek için de uğrak yeri haline gelen devasa yapıların bir kaçı hariç önemli bir eksiği bulunuyor; ibadet yeri. Tatil günlerinin önemli bir bölümünü AVM'lerde geçirenler, ibadetlerini yerine getirmek istediğinde ya yerini bulamıyor, ya da bulduğunda büyük bir şaşkınlık geçiriyor. Kendilerine alışveriş merkezleri ile ilgili gelen şikayetlerde 'ibadet yeri'nin üst sıralarda yer aldığını belirten Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, "Tüketim bir yaşam biçimidir, AVM'ler de bu anlamda yaşam merkezleridir. Müşterilerine sabahtan akşama kadar ihtiyaçlarını karşılamayı taahhüt etmektedirler. Dolayısıyla hangi dinden olursa olsun insanlar için iyi bir ibadethane yeri yapılmalıdır. Bu olmadığı takdirde tüketicinin tüm ihtiyaçlarının karşılandığı iddia edilemez." dedi.

Tüketiciler Birliği, bu konuda 2008 yılında yaptığı araştırmayı yakın bir zamanda yenilemeyi düşünüyor. 2008'deki araştırmada 99 mekânı mercek altına alan birlik, bunlardan 44'ünde ibadethane olmadığını belirledi. Ayrıca, İstanbul'da faaliyetlerini yürüten 65 AVM'nin 30'unda tüketicinin dini vecibelerini yerine getirebileceği bir yerin almadığını ortaya koydu. Araştırmayı 2011'de yenileyeceklerini ifade eden birlik başkanı Nazım Kaya, "Yaptığımız bir diğer tespit de AVM'lerin maalesef dini vecibelerin yerine getirildiği yerleri önemli görmedikleri idi. İbadethaneler genelde bodrum katlarına ya da otoparklara konuluyor. Buraları arayıp bulmak da bir hayli zor. AVM'ler tüketici memnuniyetini tam anlamıyla karşılamalı. AVM yönetimleri bu duruma kayıtsız kalmamalı." ifadelerini kullandı. Kaya, bu konudaki araştırmayı 2011 yılında yenileyeceklerini ve bu kez tüketicilerin yer konusundaki görüşlerini de alacaklarını vurguladı.

Tüketici Hakları Uzmanı Bülent Deniz ise AVM'lerin bu konudaki tavırlarının tüketicilerden gelecek taleplere göre şekilleneceğini düşünüyor. Deniz, "Müşteri taleplerine ibadethane noktasında kulak veriliyor. Ben sayıca bir yetersizlik gözlemlemiyorum. Tüketici yeter ki ibadethane talebinde bulunsun, bu istemleri AVM'ler tarafından karşılanacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Bununla birlikte ibadethanelerin 'bulunamayacak yerlerde' olmaması gerektiğine işaret eden Deniz, "Kanımca ibadethane noktasında talepler bir nebze olsun karşılanıyor ama ayrılan yerler otoparklar, yani egzoz gazının olduğu yerler. Bu uygun ve doğru değil." diye konuştu.

KİRACILAR DA DERTLİ

Tüketicilerin AVM'lere yönelik ibadethane yeri şikâyetleri buralarda mağazası bulunan şirketler tarafından da destek görüyor. Colin's & Loft firmasının Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Eroğlu, insanların sosyal ve kültürel tarafına ağırlık veren alışveriş merkezlerinin daha çok müşteri çekeceğine işaret etti. Eroğlu, "Bu kapsamda ibadethanelerin açılması ve sayılarının artması önemlidir. İbadethanelerin yeri de aynı şekilde. Otoparklarda ya da bodrum katlarında yer tahsis edilmesi sıhhatli değil." tespitini aktardı.

Büyüklük bakımından AVM'ler arasında ön sıralarda yer alan İstinye Park'ın Genel Müdürü Hakan Kurt da ibadethanelerin, bodrum ya da garajlarda değil de alışveriş katlarında olmasının önemli olduğunu vurguladı. Kurt, "Dini vecibelerin yerine getirildiği alanların otopark ya da bodrum katlarında olmasını uygun bulmuyoruz. Müşterilerin ibadet ihtiyacı da diğer tüm hizmetlerde olduğu alışveriş katlarında karşılanmalı." şeklinde konuştu.

"İBADET YERİ ÖNCE POJELERE GİRMELİ"

Bünyesinde İstanbul Torium, Bursa Korupark ve Antalya Deepo'nun yer aldığı Torun AVM'nin genel koordinatörü İlham İnan Dündar, araştırmaların AVM'lerde alışveriş için harcanan saati; birey için ortalama 2 saat 36 dakika, aileler için 3 saat 19 dakika olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Bu noktaya dikkat çeken Dündar, "Tüketici olarak ibadetinizi dilediğiniz yerde yapar, kaldığı yerden alışverişinize devam edebilirsiniz. Önemli olan AVM yönetimlerinin müşterisinin ibadet zamanı sebebi ile alışverişini yarıda kesip dışarı çıkmasını kendi kârı ve kaybı noktasında değerlendirmesidir. Ülkemizde çok azı dışında AVM'ler projelerinde ibadethaneler için yer tahsisi yapmaktadır." dedi. İbadethanelerin kolay bulunabilir yerlerde olmasının önemli olduğuna dikkat çeken Dündar, diğer yandan müşterinin ibadetini yerine getirebilecek bir yer aradığını belirterek şöyle konuştu:

"İbadethane yeri kolay bulunabilir, ulaşılabilir ve güvenli alanlarda olmalıdır. İbadet görevini yerine getirecek çocuklar, gençler, yaşlılar, engelliler veya bayanlar için aydınlık bir ortamda iç huzuru ile kaygısız bir biçimde ibadete gidip gelebileceği ve ibadet edebileceği noktalarda yer tahsis edilebilir. Bu şartlar hangi katlarda minimum yerine getirilebiliyorsa o katlardan herhangi biri ibadethane yerleşimi için uygundur. Otoparkta veya bodrumda olması ibadet eden için önemli bir unsur değildir. Çünkü ibadet eden bir işi arasında dini bir görevini yerine getireceği mekân aramaktadır."

Airport AVM Genel Müdürü Burçin Bendegül de insanların dini vecibelerini istediği yer ve zamanda yerine getirmesinin önemine işaret etti. AVM'lerin yüzde 73'ünde ibadethane bulunduğunu belirten Bendegül, AVM'lerin önemli bir bölümü yabancı sermaye yatırımı olduğunu da vurguladı ve "Bunların bir bölümü üzülerek itiraf etmeliyim ki, mekânlarında ibadethanelere yer vermiyorlar." dedi. Bendegül, ibadethanelerin atıl yerlere konulmasına da itiraz ederek, "Buralara yaşam merkezi diyorsak insan anahtarını da yaptıracak, kuru temizlemeye de gidecek ibadethaneye de gidecek. İbadethaneler daha gözle görülür yerlerde olmalı." diye konuştu.

1 Aralık 2010 Çarşamba

"Telekomünikasyon Sektöründe Rekabeti, Siyasi İrade Engelliyor"


Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER)'nin 6. Genel Kurulunda konuşan Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz; "sektördeki tam rekabeti, siyasi irade engellemektedir" dedi.


Ankara ODTÜ Mezunları Derneği'nin Vişnelik tesislerinde gerçekleştirilen TELKODER Genel Kurulu'nda gerçekleştirilen, moderatörlüğünü turk.internet.com genel yayın yönetmeni Füsun Nebil'in yaptığı ve konuşmacı olarak BTK Eski Kurul Üyesi A. Reşit Gülhan, Ulaştırma Bakanlığı Eski Müsteşarı Tahir Dengiz, TELKODER Üyesi Ç. Hakan Kural'ın katıldığı "Telekomünikasyon Sektöründe Serbestleşme ve TELKODER Çalışmaları" başlıklı panelde konuşan Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz, geçmişten bugüne telekomünkasyon sektöründe yaşanan serbestleşme sürecinin tüketiciye sağladığı yararları ve beklentileri açıkladı.

2000'li yılların başına başlayan serbestleşme sürecinin ilk aşamalarında siyasi iktidarın süreci olumlu olarak geliştirdiğine değinen Deniz, son yıllarda siyasi iktidarın bu sürecin önünü kesen uygulamalarının arttığına ve tam serbestleşmenin bir türlü gerçekleştirilemediğini, bu nedenle ülkemiz tüketicisinin hala en pahalı ve yavaş iletişimi satın almak zorunda kaldığına dikkat çekti.

Bilgi Teknolojileri Kurulu (BTK)'nun da yanlı ve eksik kararlara imza atması nedeniyle tüketicinin mağdur olduğuna değinen Deniz; "tüketicinin iletişim firmaları ile yaşadığı sorunlara gereken duyarlılığı göstermeyen BTK., tüketicinin hak arama isteğini köreltmektedir" dedi.