26 Temmuz 2014 Cumartesi

Invito a tutti i popoli del mondo: "Le munizioni non provengano da noi!"

Il terrore che Israele semina a Gaza è stato trasformato in un  genocidio. I bambini, le donne, gli uomini di Gaza sono le vittime del genocidio di massa. Quelli che non hanno ancora perso la vita cercano di sopravvivere senza elettricità, acqua, cibo nè una casa.
 
Tutti i popoli del mondo da giorni scendono in piazza per manifestare contro i rispettivi governi che rimangono in silenzio e favoriscono questo genocidio. E piangono per Gaza.
 
Contro il genocidio condotto dai governi egemoni e dai loro complici, noi, la gente di tutto il mondo, dichiariamo che non saremo lo sponsor di questo genocidio.
 
Invitiamo tutti coloro che sostengono di non voler finanziare le bombe e i proiettili che piovono su Gaza e dicono che "LE MUNIZIONI NON PROVENGONO DA NOI!" , a boicottare come consumatori.
 
Noi, i consumatori da tutto il mondo, non compriamo da questi marchi, Coca Cola, Pepsi Cola, Mc Donalds, Kentucky Fried Chicken, Burger King, Marlboro, Camel, Winston, Parliament, finché Israele e gli egemoni conniventi con esso non cesseranno il genocidio.
 
Mehmet Bülent Deniz
Federazione di Unione Consumatori
Istanbul Turchia
 
 

Una llamada para todas las naciones del mundo : "La munición de la masacre no debe ser nuestra".

El terrorismo que el estado de Israel ha mantenido desde hace mucho tiempo se ha convertido ahora en un negocio, un exterminio sistemático, una destrucción total contra los niños, las mujeres y todos los palestinos de Gazza. Aquellos que aún no han perdido la vida están tratando de vivir sin las necesidades bàsicas como la electiricidad, el agua o la comida, y sin la asistencia médica necesaria ni sin medicamentos; muchos de ellos también sin un hogar ni una família. 

A causa de esta masacre, todas las naciones del mundo están llorando y lamentando lo que está pasando a los palestinos, estan unidas para mostrar su reacción contra el silencio de los gobiernos, que siguen callados e incluso apoyan el estado terrorista de Israel.

Y nosotros, los habitantes del mundo,comenzamos a tomar iniciativa para no dejarlo todo a manos de los goviernos que se mueven por intereses. Queremos anunciar que no patrocionaremos ni colaboraremos en esta operación que se ha convertido en un genocidio contra personas inocentes y contra los derechos humanos básicos.

Todos los que no quieren ayudar a este bombardeo y los que dicen "La munición, las balas y las bombas, que caye encima de los palestinos en Gazza NO DEBE SER NUESTRA" les invitamos a un boicot mundial contra los productos de Israel y de los que conspiran y apoyan a este país.
Por este motivo, y hasta que termine esta masacre en Gazza, no compraremos más: Coca cola, Pepsi cola, Mc Donalds, Kentucky Fried Chiken, Burger King, Marlboro, Camel, Winston, Parliament, y otras muchas marcas.

Mehmet Bülent Deniz
La unión de Federación de Consumidores
İstanbul Türkiye

25 Temmuz 2014 Cuma

"cep telefonunda uyarı tonuna son"


Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun Numara Taşınabilirliği Yönetmeliği’nde değişiklik öngören taslağını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “uyarı tonu,  sadece tercih eden tüketici için olmalı ve ancak uyarı tonu yerine aranan GSM. operatörünün ismi belirtilmelidir.” dedi.
 
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
 
Bilindiği gibi 2008 yılından bu yana, numara değiştirilmeksizin hizmet alınan GSM. operatörü değişikliği yapılabilmektedir.
 
Bu uygulama sonucunda GSM. operatörleri arasında oluşan rekabet ortamından tüketici yararlanmış ve iletişim hizmet bedelleri düşmüştür.
 
Bu uygulama başladığında, tüketicinin serbestçe hizmet aldığı GSM. operatörünü belirleyebilmesi için numara taşınabilirliği yanında, numaranın taşındığını kullanıcıya bildiren uyarı tonu (NTS) uygulaması da, sürecin o anki koşulları gereği devreye sokulmuş olup halen uygulanmaktadır.
 
Şimdi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından, Numara Taşınabilirliği Yönetmeliği’nin; farklı GSM. operatörlerine ait numaralar arasında iletişim kurulduğunda, arayan tüketiciye “farklı GSM. operatöründen hizmet alan numarayı aradığına” ilişkin ayrıt edici uyarı tonu zorunluluğunu düzenleyen 18. maddesinde değişiklik çalışması yapılarak; uyarı tonunun, arzu eden tüketici için uygulanmasına ilişkin düzenleme kamuoyu görüşüne sunulmuştur.
 
Numara taşınabilirliği uygulamasının başladığı dönemde tam rekabet ortamının oluşmasında büyük yarar sağlayan uyarı tonu uygulamasının, ilerleyen süreçte ve günümüzde, bu ortamın oluşmasını olumsuz yönde etkilemektedir.
 
Şu anda tüketiciye hizmet veren her üç GSM. operatörünün tarifeleri incelendiğinde; “her yöne” uygulamasının oldukça yaygın olduğu, oluşan rekabet ortamı nedeniyle bu durumun daha da yaygınlaşmakta olduğu ve tüketicilerin tarife seçiminde “her yöne” paketlerini tercih ettikleri gözlemlenmektedir. Dolayısıyla uyarı tonu uygulamasının işlevi, gerekliliği ve özelliği, amaca uygun olmaktan uzaklaşmaya başlamıştır.
 
Öte yandan tüketicilerden ulaşan isteklerde, uyarı tonu uygulamasının rahatsız edici olduğu ve kimi zaman da GSM. operatörü değişikliğinin yanlış izlenimlere yol açacağı belirtilmektedir.
 
Yine yapılan kamuoyu araştırmaları;
-Her üç abonenin ikisinin uyarı tonu uygulamasını istemediği,
-Her üç aboneden birinin, operatör değişikliği yaptığının anlaşılmasını istemediği,
-Numarasını hiç taşımamış abonelerin yüzde 41’nin, uyarı tonu uygulaması nedeniyle numarasını taşımadığı,
-En önemlisi uyarı tonunu duyan abonelerin yüzde 40’nın, uyarı tonunun ne anlama geldiğini bilmedikleri sonucunu göstermektedir.
 
Ancak farklı GSM. operatöründen hizmet alan bir aboneyi arayan “her yöne” paketinin dışında tarifeye tabi tüketicinin, uyarılmasının, tüketicinin evrensel haklarından olan “bilgilenme hakkı”nın gereği olduğu da, kuşkusuzdur.
 
Tüketici Birliği Federasyonu olarak bu saptamalar ışığında;
-Numara Taşınabilirliği Yönetmeliği’nin 18. maddesinde öngörülen değişikliği desteklediğimizi, arayan abonelerden tercih edenler dışındaki aboneler için uyarı tonu uygulamasının sona erdirilmesi,
-Uyarı tonu almayı tercih eden tüketiciler için de, uyarı tonu (NTS) yerine aranan GSM. operatörünün isminin söylendiği uyarı sesi uygulamasının başlatılmasının tüketici yararına olacağı görüşündeyiz.
 
Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

"CEPHANE BİZDEN DEĞİL" Boykotu, Tüm Ayrıntıları ile Moral FM. de...

İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırıma karşı Tüketici Birliği Federasyonu'nun başlattığı CEPHANE BİZDEN DEĞİL boykotu, tüm dünyada dalga dalga yayılıyor.
 
Moral FM. de her sabah, saat 07:00 de yayınlanan Sabah Gündemi'nin 24 Temmuz 2014 tarihindeki konuğu, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz oldu.
 
CEPHANE BİZDEN DEĞİL boykotunun güncel tüm detaylarının konuşulduğu Sabah Gündemi'ni Fethi Çağıl hazırlayıp sunuyor.
 
http://www.moralfm.com.tr/#programlar/sabah-gundemi
 

„მსოფლიოს ყველა ხალხს მოვუწოდებთ

ისრაელი ბაზაში სახელმწიფო ტერორს გენოციდს ანხორციელებენ,კლავენ ყველას ბავშვები, ქალები და ვაჟები მთლიანად გენოციდის შედეგად გარდაიცვლებენ.
ვინც ცოცხლები არიან ,,ბავშვები,, უშუქოთ, უწყლოთ, უსაკვებათ, უწამლოთ და უსახლოთ ცხოვრობენ.
მსოფლიო გაჩუმებულლია ამ ყველაფრის მიუხედავად, თითქოს და მხარს უჭერენ, რომელიც დღეებია აპროტესტებენ და სამძიმარს გამოთქვამენ.
 
გაზაში ომია, მსოფლიოს ხელმძღვანელები და მინისტრები მხოლოდ სამძიმარს გამოხატავენ,სხვას არაფერს აკეთებენ ამ ოპერაციის წინააღმდეგ, ჩვენ მსოფლიოს სხვადასხვა რეგიონებში მცხოვრები ადამიანები; გენოციდის სპონსორი არ ვიქნებით და ამისკენ მოუწოდებთ მთელ მსოფლიოს. მსოფლიოს მოუწოდებთ ბოიკოტი გამოუცხადებთ გენოციდს.
 
ჩვენ ისრაელს მხარს უჭერს გლობალური გაბატონებულ ძალებს გაზაში გენოციდების დამთარვამდე კოკა კოლა, პეპსი კოლა, მაკდონალდს, კენთუჯკ ფრიედ ჯიჰჯკენ, ბურგერ კინგ, მარლბორო, ჯამელ, ვინცტონ, პარლიამენთ მარკებს არ ვიყიდით„.
მეჰმეთ ბულენთ დენიზი
კავშირის ფედერაცია (TBF)
სტამბული-თურქეთი

24 Temmuz 2014 Perşembe

Un Appel À Tous Les Peuples Du Monde: “NE FOURNISSONS PAS DE MUNITIONS!”

La terreur d’état appliquée par Israël à Gaza, est devenue un génocide.
Les enfants, les femmes et les hommes de Gaza subissent à un génocide massif.
Les uns qui ne sont pas encore morts; survivent sans électricité, sans eau, sans aliment, sans médicament, et sans habitation.
Tous les peuples du monde manifestent contre leur gouvernements, se taisant devant ce génocide et parfois le supportant, et ils pleurent pour Gaza.

 
Contre cette opération des souverains du monde, nous commençons à parler en la langue quils va comprendre et nous, les peuples du monde, déclarons que nous nallons pas être le sponsor de ce génocide.

 
Nous invitons tous les gens qui disent Ne fournissons pas de munitions qui tuent les innocents à Gaza à une boycotte universelle.

 
Nous, les consommateurs de partout, nous nachetons pas de Coca Cola, Pepsi Cola, Mc Donalds, Kentucky Fried Chicken, Burger King, Marlboro, Camel, Winston, Parliament jusquau génocide sera terminé.

 
Mehmet Bülent Deniz
La Fédération de Consommateurs
Istanbul TURQUIE
 

Call for All the Peoples of the World: "WE WON'T PAY FOR THE AMMUNITION!"

The terrorism of Israel has turned into genocide.
All the children, women and men in Gaza are being massacred.
Ones who have not been killed yet are trying to survive without water, food, electricity, medicine and a shelter.
 
All the people in the world are reacting and protesting in streets against Israel, crying and wailing for Gaza, regardless of the fact that their governors keep silence about the genocide or even support it.
 
Against the rulers of the world and their collaborators’ operation, which is turning into genocide, we are now beginning to speak their own language by declaring the world that we are not going to be sponsors for this massacre.
 
We are calling all the people declaring that “WE WON’T PAY FOR THE AMMUNITION, the bombs, the bullets raining on the people of Gaza” to join and support the consumers’ boycott in the world scale.
 
“We, as all consumers around the world; are not buying Coca Cola, Pepsi Cola, Mc Donalds, Kentucky Fried Chicken, Burger King, Marlboro, Camel, Winston, Parliament brands until Israel and their global supporters stop the massacre against Gaza.”
 
Mehmet Bülent Deniz
Federation of Consumers Union
İstanbul, Turkey
 

22 Temmuz 2014 Salı

Poziv Svijetskim Narodima: “NE PLAČAMO MUNICIJU"

İzrailov Državni terror  se pretvorio u “genocide” nad palestincima.Djeca  žene i muškarci u Gazi doživljavaju  genocid. A oni  koji  jož nisu  izgubili  živote pokušavaju  nastaviti  život koji se čini nemoguć:  bez  vode, bez  hrane, bez lijekova, bez  struje i  bez utočišta.

Svi  svjetski  narodi bez obzira  na  šutnju  političara i  rukovoditelja, reaguju tako da niko ne šuti, i pokušavaju  dati  podršku koliko god i kako god je moguće. Svjetski  narodi  plaču i jadikuju  za Palestinu.
Mi  kao čovječanstvo trebamo  pokazati  svima  da  nećemo  biti sponzor ovom podlom  zločincu i  trebamo se obraćati svjetskim hegemonjima i kolaboratorima onako kako oni razumiju.
Zovemo  sve  vas  na  bojkotiranje izraelskih proizvoda sa sloganom  “NE PLAĆAMO MUNICIJU” koji će  vraćati Palestincima kao bomba, geler ili metak”
 
“Mi  smo  potrošači  iz  čitavog  svijeta; dok Izrael i  njegovi  kolaboratori i globalna hegomonja dozvoljavaju ovaj  zločin. Dok ne budemo zaustavili zločin nad Palestincima   bojkotujemo i ne kupujemo  slijedeći marke: Coca Cola, Pepsi Cola, Mc Donalds, Kentucky Fried Chicken, Burger King, Marlboro, Camel, Winston, Parliament.”
 
Mehmet Bülent Deniz
Savez Potrošača (TBF)
İstanbul Türkiye
 
 

Ein Aufruf an die Menschheit: „Die Munition soll nicht von uns kommen“


Israels Terrorisierung in Gaza hat sich zu einem Völkermord entwickelt.
Kinder, Frauen und Männer werden in Gaza vernichtet und die, die bisher überleben konnten, versuchen ohne Strom, Wasser, Nahrung, Medikamente und ein Zuhause weiter zu leben.
Die Bevölkerung auf der ganzen Welt streikt gegenüber der eigenen Regierung, die gegen diese Terrorisierung nichts unternimmt, diese sogar unterstützt. Die Menschheit trauert voll und ganz mit Gaza.
Gegenüber dem Völkermord, hinter welchem ein bewusstes Machtspiel der Weltmächte steckt, werden wir nun mit denselben Mitteln antworten und rufen daher der ganzen Welt auf, dass wir kein Sponsor des Völkermordes sein werden.
Wir wollen an keiner Rakete festhalten und laden alle zur Verbraucherboykottierung ein, die sagen „Munition soll nicht von uns kommen“!
„Wir, die Verbraucher auf der ganzen Welt, werden bis Israel und dessen „Anhängerstaaten“ den Völkermord in Gaza beenden, folgende Marken nicht konsumieren: Coca Cola, Pepsi, Mc Donalds, Kentucky Fried Chicken, Burger King, Marlboro, Camel, Winston und Parlament.
Mehmet Bülent Deniz
Föderation Verbraucherbund (TBF)
Istanbul Türkei
 

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Dünyanın Tüm Halklarına Çağrı: "CEPHANE BİZDEN OLMASIN"

İsrail’in, Gazze’de uyguladığı devlet terörü, soykırıma dönüştü.
Gazze’li çocuklar, kadınlar, erkekler toplu halde soykırıma uğruyor.
Yaşamını henüz kaybetmemiş olanlar ise, elektriksiz, susuz, gıdasız, ilaçsız ve barınaksız durumda, yaşamaya çalışıyorlar.
 
Dünyanın tüm halkları; kendisini yönetenlerin, uygulanan bu soykırıma sessiz kalmaları ve hatta desteklemelerine karşın günlerdir alanlarda tepkilerini dile getiriyor, Gazze için ağlıyor, ağıt yakıyor.
 
Dünyayı yöneten egemenlerin ve işbirlikçilerinin soykırıma dönüşen bu operasyonuna karşı, artık onların anlayacağı dilden konuşmaya başlıyoruz ve biz dünyanın her yerindeki insanlar; soykırımın sponsoru olmayacağımızı tüm dünyaya ilan ediyoruz.
 
Gazze’ye, Gazze’liye yağan bombanın, merminin, CEPHANESİ BİZDEN OLMASIN diyen herkesi, dünya ölçeğinde uygulanan tüketici boykotuna katılmaya çağırıyoruz.
 
“Bizler, dünyanın her yerindeki tüketiciler; İsrail ve ona göz yuman, destekleyen küresel egemenler Gazze’de uyguladıkları soykırımı sonlandırana dek Coca Cola, Pepsi Cola, Mc Donalds, Kentucky Fried Chicken, Burger King, Marlboro, Camel, Winston, Parliament markalarını satın almıyoruz.”
 
Mehmet Bülent Deniz
Tüketici Birliği Federasyonu (TBF)
İstanbul Türkiye

20 Temmuz 2014 Pazar

#israiliçinboykotvakti

İsrail Gazze'ye ölüm yağdırmaya devam ediyor.
Bebekler, kadınlar, erkekler ölmeye devam ediyor.
Şehit sayısı üç haneli rakama doğru hızla ilerliyor.
 
Basiretsiz, duyarsız yöneticilerine inat, dünya halkları ayakta.
Alanlarda Gazze için ağıtlar yakılıyor.
 
Şimdi, bu vahşet için bir şeyler yapma zamanı..
Ağıtlarımıza, alanlardaki çığlıklarımıza bir şeyler ekleme zamanı..
Gelin kapitalizmin anladığı dilden konuşalım.
Kapitalizmin imanının yöneldiği nesneyi, parayı konuşalım.
 
Biliyoruz ki; kapitalizm, emperyalizm halkların cebinden aldıkları ile  hükümranlığını devam ettiriyor.
Biliyoruz ki; "saadet zinciri" örneği, sömürmeye devam etmesi için cebimizdeki paraya gereksinimi var.
Tüketim artmalı, kapitalizmin cepleri dolmalı, yeni sömürüler için pazarlar oluşturulmalı, tüketim daha da artmalı, haklar daha çok tüketmeli..
 
Ve şimdi Gazze soykırımı ile gerçek yüzüne bir kez daha tanık olduğumuz kapitalist, emperyalist sömürüye "DUR" diyor ve bu sömürünün sembollerini artık satın almıyoruz.
 
Biz, dünyanın tüm halkları; biliyoruz ki, kolasını, hamburgerini, sigarasını almadığımızda sömürenin beslendiği kaynak kesilecek.
Atardamarı olan tüketicinin cebinden kendisine akan para kesildiğinde, ölüm olup Gazze'ye yağamayacak.
 
Şimdi bazı sorulara yanıtlar:
1-Neden boykot listesi kola, hamburger ve sigara ile sınırlı?
Boykot listesindeki bu üç tüketim kanalının temel özelliği, bu kanlı savaşın asıl sahibi kapitalizmin sembolleri olmasıdır. Bu nedenle boykot bunlarla başlıyor.

Diğer yandan, boykotun toplum tarafından sahiplenilmesi için uygulanabilir olması gözetilmelidir. Kola, hamburger ve sigaranın yerine geçebilecek onlarca marka ve cins ürün bulunuyor. Dolayısıyla boykot listesindeki ürünleri satın almayan tüketicinin yaşamında herhangi bir eksiklik, değişiklik olmayacak, ama ölüm tacirleri için bir şeyler değişecektir.
 
2-Sosyal medyada dolaşan boykot listeleri ne kadar güvenli?
Boykot çağrıları yapıldığında elden ele, ekrandan ekrana bir sürü markanın yer aldığı listeler dolaşıyor.
Deneyimlerimiz; bu listelerde yer alan markaların çoğunun boykot edilen ülke ile ilgisinin olmadığı, bazı markaların rakipleri tarafından listeye dahil edildiğini bize söylüyor.

Kurunun yanında yaşın yanmaması, gözetilmesi gereken önemli bir noktadır. Milliyetinden emin olmadığımız bir markayı boykot ederken, ilgisi olmayan bir ticari kuruluşa zarar veriyor olabiliriz.

3-Boykot listesinde yer alan ürünlerin sayısı artacak mı?
Tüketici Birliği Federasyonu (TBF), bu aşamada kola, hamburger ve sigaradan oluşan boykot listesinin etkili bir şekilde yaşama geçirilmesi durumunda, arzu edilen sonuca ulaşılabileceğini öngörmektedir. Bu nedenle boykot ile tepkisini göstermek isteyen herkes için basit, yalın ve uygulanması kolay bu listede ısrarlı olunması düşüncesindeyiz.

4-Boykot süreci ile ilgili güncel bilgilere nasıl ulaşacağız?
Boykot ile ilgili güncel bilgiler ve olası listedeki değişiklikler için Twitter'da; #israiliçinboykotvakti tagı, @tuketicigundemi ve @mbulentdeniz hesapları ile Facebook'da Tüketiciler Birliği Federasyonu sayfalarının izlenmesini öneriyoruz.
 

"Coca Cola Diye Müslüman Kanı İçme"

Kardeşlerinin mübarek Ramazan’da katledilmesi karşısında gözyaşı döken vatandaşlar, İsrail menşeli ürünleri ve katillere para aktaran firmaları boykot ediyor. Anadolu halkı, Coca Cola şişelerine “Filistinli kardeşinin kanını içme! Coca Cola’yla iftarını açarak, oruç ibadetine zarar verme!” notunu iliştirirken, Tüketici Birliği Federasyonu da İsrail’in Gazze’ye saldırısını ‘’kola, sigara ve hamburger’’ satın almayarak başlatacakları tüketici boykotuyla protesto etmeye hazırlanıyor.
 
Ev ve işyerlerine Filistin bayrakları asan vatandaşlar, bir yandan da çöp konteynırı kenarlarına bıraktıkları Coca Cola şişelerine “Filistinli kardeşinin kanını içme! Coca Cola’yla iftarını açarak, oruç ibadetine zarar verme!” notunu yapıştırıp, Siyonist İsrail destekçisi firmaların ürünlerine yönelik boykot çağrısı yapıyor.
 
ABD beslemesi terörist devlet İsrail’in Gazze’de katliama başlaması, Müslüman Anadolu halkını ayağa kaldırdı. Mübarek Ramazan ayında kardeşlerinin katledilmesine rıza göstermeyen vatandaşlar, Siyonist İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu ve Büyükelçilik binasının önüne akın ediyor. Bununla da yetinmeyen sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, birçok ilde protesto gösterisi düzenleyip zulmü telin ediyor. “Safımız belli olsun. Zalime karşı mazlumun yanında yer aldığımız bilinsin diye elimizden ne gelirse yapacağız” diyen vatandaşlar, ev ve işyerlerini Filistin bayraklarıyla donatıyor. İsrail menşeli ürünler ve korkak katil sürüsüne para aktaran firmaların boykot edilmesinin önemine dikkat çeken Anadolu halkı, Coca Cola şişelerine “Filistinli kardeşinin kanını içme! Coca Cola’yla iftarını açarak, oruç ibadetine zarar verme!” notunu iliştirerek, çöp konteynırı kenarlarına bırakıyor.
 
“ORUÇLARI TEHLİKEDE” DİYE İSYAN EDİYORLAR"
Bazı bilinçsiz tutum ve davranışlara da işaret eden vatandaşlar, “Coca Cola’nın sahipleri gelirlerinin bir miktarını İsrail’e aktarıyor. O bağışlarla kardeşlerimiz katlediliyor. Coca Cola’yla iftar açmak büyük bir basiretsizliktir. Oruçları tehlikede. Maalesef bazıları oruç ibadetini sabahtan akşama kadar aç kalmak olarak telakki ediyor” şeklinde tepkilerini dile getiriyor.
 
TBF’den tüketici boykotu
Öte yandan; Tüketici Birliği Federasyonu (TBF), İsrail’in Gazze’ye saldırısını ‘’kola, sigara ve hamburger’’ satın almayarak başlatacakları tüketici boykotuyla protesto edecek.
 
TBF Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, yaptığı yazılı açıklamada İsrail’in Filistin üzerinde uyguladığı terör politikasını, Gazze’ye gerçekleştirdiği son saldırılarla soykırıma dönüştürdüğünü ifade etti.
 
Federasyon olarak ‘’Cephane Bizden Değil’’ kampanyası başlattıklarını bildiren Deniz, şunları kaydetti:
Geçmiş yıllarda çeşitli sivil toplum örgütlerinde yapılan çalışmalarla gerçekleştirdiğimiz ve başarıya ulaşan tüketici boykotlarıyla edinilen deneyimlerimiz ışığında, yaşanan zulme finanse eden küresel sermayenin en önemli sembolleri kola, sigara ve hamburger satın almayarak, masum Filistin halkına yönelen silahlara giden paraya ortak olmayacağız.’’
Sosyal medyada yaygınlaşan boykot çağrılarında yer alan kimi markaların seçiminde yapılan yanlışlıklara dikkat çeken Deniz, ‘’Cephane Bizden Değil’’ boykotunun sadece ‘’kola, sigara ve hamburger’’ ile sınırlı olduğunu belirtti.
 

18 Temmuz 2014 Cuma

Cephane Bizden Değil


İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırıları değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “soykırımın cephanesi bizden olmayacak” dedi.
 
Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
 
İsrail, Filistin üzerinde uyguladığı terör politikasını, Gazze’ye gerçekleştirdiği son saldırılar ile soykırıma dönüştürmüştür. Bu trajedinin mimarı siyonist İsrail yönetimi, bu yönetimin en büyük destekçisi Amerika Birleşik Devletleri ve masum Filistin halkına yönelen silahların finansörleridir.
 
Bu nedenle Türkiye tüketicileri adına,Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) üyesi on tüketici örgütü, tüketimden gelen gücü ortaya koymak için Cephane Bizden Değil kampanyasını başlatmıştır.
 
Geçmiş yıllarda çeşitli sivil toplum örgütlerinde yapılan çalışmalarla gerçekleştirdiğimiz ve başarıya ulaşan tüketici boykotları ile edinilen deneyimlerimiz ışığında, yaşanan zulmü finanse eden küresel sermayenin en önemli sembolleri; kola, sigara ve hamburger satın almayarak, masum Filistin halkına yönelen silahlara giden paraya ortak olmayacağız.
 
Özellikle sosyal medyada yaygınlaşan boykot çağrılarında yer alan kimi markaların seçiminde yapılan yanlışlıklara dikkat çekiyor ve Cephane Bizden Değil boykotunun sadece kola, sigara ve hamburger ile sınırlı olduğunu kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
 
Türkiye tüketicisi geçmiş yıllardaki boykot kampanyalarında olduğu gibi bu kez de başarılı olacak tüketici boykotunu kararlılıkla uygulayacaktır.
Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Kredi Kartı Borcu Patladı


Bankaya olan kredi borcu taksitini zamanında ödeyemeyenlerin sayısında 2014 yılı itibarıyla kaydadeğer bir artış görüldü. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne göre 2013 yılında 344 bin kişi olan borcunu ödeyemeyen kişi sayısına, bu yılın ilk beş ayında yaklaşıldı. Ocak-mayıs döneminde 306 bin 914 kişi taksitini zamanında yatıramadığı için bankaların riskli listesine girdi.
 
Banka kredisi kullananlardan borcu ödeyemeyenlerin sayısında artış yaşanıyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre kredi kartının borcunu ödememiş kişi sayısı 2014 Mayıs ayında 82 bin 989 kişiye yükseldi. 2014’ün ilk 5 ayındaki kredi kartları borcunu ödememiş kişilerin toplam sayısı 306 bin 914 kişiye ulaştı. Borcunu ödeyemeyenlerin sayısındaki artışın bu hızla devam etmesi halinde 344 bin 945 kişi olan 2012 yılına ait toplam rakam, bu yılın 6 aylık döneminde aşılmış olacak.
   
2014’ün ilk 5 ayında bireysel kredi borcunu ödememiş kişi sayısı ise 225 bin 167’ye, bireysel kredi veya kredi kartları borçlarını ödememiş gerçek kişi sayısı ise 532 bin 81’e ulaştı.
 
2014 yılı Nisan ayında bireysel kredi borcunu ödememiş kişi sayısı 55 bin 942 kişi iken, bu rakam mayıs ayında 59 bin 450 kişiye yükseldi. Nisanda 77 bin 369 kişi olan kredi kartları borcunu ödememiş kişi sayısı mayısta 82 bin 989’a çıktı.
 
Tüketiciyi Koruma Derneği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz, ödenemeyen kredilerdeki artışı şöyle değerlendirdi: "Halkın borçluluğu kırmızı alarm seviyesinde. Bunu kontrol eden de yok. Türkiye, bankalara borçlandırarak büyüme politikasının sonucu olarak bu noktaya geldi. 'Türkiye büyüyor' diyorlar, evet büyüyor ama borçlanarak büyüyor. Hane halkı borçlandı, tüketici kredileri arttı, 2013'te hükümet bu işe uyandı. İç talebi kısmak için taksit sınırlaması getirdi. Kredi kartı alımını zorlaştırdı ama atı alan Üsküdar'ı geçti. Bankalara, kredi kartına teslim olan bir ülke Türkiye. Tüm küresel ekonomistler Türkiye'yi değerlendirirken cari açıkla beraber hane halkı borçluluğunu da dikkate alır. Borçlanarak büyümenin sonu iflastır. Türkiye bunu yaşayacak diye korkuyoruz. 2-3 yıldır bu borçların yapılandırılması için iktidara çağrı yapıyoruz. Fakat iktidar bankacılık lobisine karşı direnemediği için yapılandırma konusunda adım atamıyor. Atamadığı için de borcunu ödeyemeyenlerin sayısı artıyor. İcraya verilen sayısı patlıyor. Veriler ödenemeyen borcun artacağını gösteriyor.
 
Süleyman Şah Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Macit ise ödenemeyen borçlarla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Özel kesimin tasarrufları son otuz yılın en düşük seviyesine geriledi. Ekonomi büyüdü fakat vatandaşın kazandığından daha fazla harcaması ile büyümüş oldu. Ekonominin hızlı büyüdüğü dönemlerde bu borçlanma sıkıntı oluşturmazken son birkaç yıldır ekonomik büyümenin yavaşlaması ile birlikte borcunu ödemeyenlerin sayısı artmış oldu. Enflasyonun hedefin üstünde kalması özellikle özel sektör çalışanlarının reel ücretlerinin gerilemesine neden oldu. Bu da bireysel kredilerde ve kredi kartlarında geri dönüşleri azaltmış oldu. Ailelerin karşılaştığı bu durum doğal olarak ailelerin dağılması gibi başka sosyal problemlere de neden oluyor.”
 

Bu "Kare" İçin 100 Bin Lira Tazminat İsteniyor


Antalya'nın Finike İlçesi Alacadağ Köyü'ndeki Kızılcık Yaylası'nda faaliyet gösteren mermer ocağı firmasının, bölgedeki mermer ocaklarının kızılçam ve ardıç ormanlarını yok ettiği yönünde mücadele veren Antalya Kent Konseyi Tüketici Koruma Grubu Başkanı Ali Ulvi Büyüknohutçu hakkında açtığı 100 bin liralık tazminat davası, ertelendi.
 
Antalya 9'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki davada Ali Ulvi Büyüknohutçu'yu, avukatı İsmail Doğan Tunçbilek'in yanısıra 6 gönüllü avukat ve köylüler yalnız bırakmadı. Bölgede mermer ocaklarına karşı yürütülen mücadele kapsamında kurulan Finike Taş Ocakları ile Mücadele Platformu'nu da oluşturarak sözcülüğünü üstlenen Ali Ulvi Büyükhnohutçu hakkındaki tazminat davasının ikinci duruşması, Antalya 9'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldü. Bartu Mermer Ocağı firmasının 'ticari faaliyetlerini engellediği' iddiasıyla açtığı dava ve suç duyurusunda, bölgedeki mermer ocaklarına ilişkin Facebook ve Youtube'da paylaşılan fotoğraf ve görüntüler de delil olarak sunuldu. Ayrıca, mermer ocaklarının kapatılması için açılan ruhsat iptal davaları da gerekçeler arasında bulunuyor.
 
ANAYASA'NIN VERDİĞİ ÖDEV
Mahkemedeki savunmasında Anayasa'nın 56'ncı maddesinin kendisine verdiği ödevi yerine getirdiğini belirten Büyüknohutçu, "Bu madde 'Çevreyi korumak her vatandaşın ödevidir' der. Ben Anayasa'nın bana verdiği bu ödevi yapıyorum" dedi. Büyüknohutçu, iddia edildiği gibi hiçbir şekilde firmanın faaliyetlerini engelleyecek fiili bir davranışta bulunmadığını ve davanın reddini talep etti.
Tüketiciler Birliği Federasyonu, Tüketici ve Çevre Derneği gibi STÖ'lerin de katıldığı 100 bin liralık tazminat davası, 30 Ekim 2014 tarihine ertelendi.
 
DOĞANIN KATLİAMINI ENGELLEDİK
Mahkeme çıkışında açıklama yapan Büyüknohutçu, "Yaptığımız açıklamalar veya sosyal paylaşım sitelerinde kullandığımız video ve fotoğraflarla hiç kimsenin ticaretini engellemedik. Tam tersine biz doğanın katliamını, sedir ormanlarının katledilmesini, yok edilmesini engelledik. Bundan böyle de bu çalışmalarımız devam edecek. Biz kamu olarak daha dikkatli davranılması, toplumsal çevre bilincinin geliştirilmesi ve daha da yükseltilmesi adına toplumu bilgilendirmeye devam edeceğiz. Taş ocaklarının sedir ormanları ve diğer doğal hayata verdiği zararları yine kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Ta ki taş ocaklarının doğaya bir zarar vermemesini sağlayıncaya kadar" diye konuştu.
 
GÖNÜLLÜ DESTEĞİ
Büyüknohutçu'ya destek amaçlı İstanbul'dan davaya müdahil avukat olarak katılan Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz, "Bu yurttaşımızın doğaya ilişkin endişesini ortaya koyarak tepki vermesi karşısında kamuoyu vicdanındaki huzursuzluğu gündeme getirmesi nedeniyle taş ocağı firmasının 100 bin lira gibi yüksek bir rakamla sindirmeye çalışmasını skandal olarak görüyoruz. Yurttaşların kamuoyu vicdanını oluşturan duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri, doğaya sahip çıkmaları, anayasanın yurttaşlara verdiği bir ödev ve haktır. Bu hakkını kullanan her vatandaşa ticari firmaların dava açmalarına alıştık" dedi.
http://www.antalyaajans.net/gundem/tas-ocaginin-100-bin-liralik-davasi-ertelendi-h2938.html
 
10.07.2014