24 Şubat 2014 Pazartesi

Tüketiciyi KoruMA!


Tüketicilerin tek tek başvuru yoluyla da olsa kullandığı ‘kredi masraflarını geri alma’ hakkı için son tarih 28 Mayıs. Yeni tüketici kanunu bu hakkı kaldırıyor.
 
Banka kredisi kullanan tüketiciler, valiliğe bağlı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvurarak geçmişe dönük 10 yıllık kredi dosya masraflarının iadesi için başvuruda bulunabiliyordu. Ancak bu hak 28 Mayıs tarihindeki Tüketicinin Korunması Kanunu ile kaldırılacak. Tüketici koruma dernekleri, başvuran tüketicilerin dosya masrafı iadelerini aldıklarını ancak acele etmeleri gerektiğini söylerken, sadece Manisa’da bankalar, şikâyette bulunan 2 bin 540 tüketiciye 700 bin liralık dosya paralarını geri ödemek zorunda kaldı.
 
Bankaların 60’ın üzerinde kalemden ücret ve komisyon aldığını hatırlatan Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Bülent Deniz, iade edilebilen ücretlerin yasa ile birlikte geri alınamaz hale getirildiğini belirtti. 
 
Deniz şöyle konuştu: “Hükümet, daha önce bankaların 32 kalem faiz dışı gelirlerinin önüne geçileceğini söyledi. Yeni yasa bu aidatları, yasal olarak kaldıracağı yerde yasal hale getirdi. Dediğinin tam tersini yaptı. Şimdi de 28 Mayıs Tüketicinin Korunması Yasası’nı bekliyoruz. ‘Bundan sonra BDDK karar verecek ücretlere’ dediler. BDDK doğru karar veremeyecektir, çünkü bugüne kadar tüketiciyi koruyan bir karar almamıştır.”
 
Talep eden GERİ alıyor
Şu ana kadar net rakam sadece Manisa Ticaret İl Müdürlüğü’nden geldi. Müdür Vekili Salim Çelik, 2013’de Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na 2 bin 821 kişinin bankalardan dosya masrafı geri alma talebinde bulunduğunu ve 2 bin 540’ının olumlu karşılandığını ve 700 bin liralık dosya paralarının geri ödendiğini açıkladı. Sadece bu yılın ilk 45 gününde 2 bin 102 kişinin başvuruda bulunduğunu söyleyen Çelik, yılsonuna kadar 15 bini bulmasını beklediklerini söyledi. Türkiye geneli için ise, 2013’te tüketici şikâyeti sayısının 700 bin, bunun yüzde 80’inin bankalarla ilgili olması bekleniyor. 
 
Masraf geliri toplamı 2013’te 22,5 milyar lira 
BANKALARIN hizmet gelirleri ve komisyonları 2012 Aralık ayında 19 milyar 242 milyon lirayken, 2013’ün aynı döneminde 22 milyar 462 milyon liraya yükseldi. Böylece 2013’te bankaların bu kalemden elde ettiği gelir 3 milyar 220 milyon lira arttı. 2012’de yüzde 12,5 seviyelerinde artan ‘bankacılık hizmet gelirleri ve komisyonlar’ 2013’te yüzde 16,7 yükseldi. 
 
Kredi dosya masrafını geri almak için yapılması gerekenler: 
1-Bankaya kredi bilgilerini içeren bir mektup yazılır.
2-Eğer tüketicinin elinde kredi başvurusu ve dosya masrafına dair herhangi bir belge bulunmuyorsa bile başvuru yapılabilir. Banka evrakı temin etmek zorunda. 
3-Bu mektup bankanın internet sitesinden ya da iadeyi taahhütlü posta ile gönderilebilir.
4-7 gün içinde hesaba dosya masrafı ödenmemiş ise valiliğe bağlı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvuruda bulunulur.
5-Bu başvuru için valiliğe ücret ödenmez. 
6-Heyet 15 gün içinde kararını verir. Karar mahkeme kararı niteliğini taşıyacaktır. 
7-Bankanın ödememesi halinde icra yoluyla da para tahsili yapılabiliyor. 
 
Ayşegül Altın, Karşı Gazete 20.02.2014

21 Şubat 2014 Cuma

İnterneti En Pahalı Kullanan Üç Ülkeden Biri Türkiye



Türkiye Ekonomi Araştırmaları Vakfı’nın araştırması ekonomiye ciddi katkısı olan internetin Türkiye’de pahalı olduğunu gözler önüne serdi. Buna göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında internete erişim için ödenen ücretlerde Meksika ve Yunanistan’dan sonra en pahalı ülke.

Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde, 2003 yılında 20 bin olan genişbant abone sayısının 2013 yılında 34 milyona ulaştığını söylemişti. Fakat rakamlar milyona ulaşmasına rağmen kalitede bir düzelme yaşanmadı. Türkiye’de dünya genelinde en pahalı internet kullanıldığından yakınan Tüketiciler Derneği (TÜDER) Bilişim Uzmanı Murat Sevgi, “Şu an dünyada en pahalı internet bedelini biz ödüyoruz. Bu bir çelişki, internet ve sosyal medyayı destekliyorum diyorsan bu fiyatları düşürmek lazım.” dedi.

İnternet gün geçtikçe insan hayatında daha büyük önem kazanıyor. Birçok vatandaş faturalarını, vergilerini hatta hastane randevularını bile internet üzerinden halleder hale geldi. İnternetin hayatımızda bu kadar büyük önem taşıdığı bir ortamda yüksek ücretlendirmelerden rahatsız olan TÜDER Bilişim Uzmanı Murat Sevgi, “Birçok şeyden dolaylı vergi alınıyor. Bazı konular istisna sayılmalı. İnternet bu konuların başında geliyor.” şeklinde konuştu. Günümüzde internetin keyfi bir ağ değil bir ihtiyaç olduğu vurgusunu yapan Sevgi, “Türkiye artık internetin halkla halkında internetle yaşadığı bir ülke haline gelmiştir. Bu durumda internetin yüksek bedellerle ücretlendirilmesi bir zulümdür.” dedi.

Dünyanın birçok yerinde yaşayan gurbetçiler Türkiye’ye geldiklerinde karşılaştıkları düşük hizmet kalitesinden dolayı kendilerine şikâyetlerde bulunduklarını söyleyen Tüketici Derneği Başkanı Aydın Ağaoğlu, “Bize gelen şikâyetlerden de anlaşılıyor ki dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandığımız gibi en pahalı internet hizmetini en düşük kalitede kullanıyoruz.” dedi. Rekabet ortamı olmasına rağmen ülkemizde internet hizmetinin kötü olduğunu savunan Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz, “Türkiye’de internet kullanıcıları, bağlantısı en kötü, en yavaş fakat en pahalı internet bağlantısını kullanıyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye Ekonomi Araştırmaları Vakfı (TEPAV) tarafından yapılan araştırmaya göre, OECD’de internete en yüksek ücreti ödeyen üçüncü ülke Türkiye. Geniş bant internete erişim fiyatları satın alma gücü kıyaslandığında; Türkiye’deki en ucuz internet paketinin dahi OECD’deki neredeyse her ülkeden daha yüksek olduğu görülüyor. OECD içinde en pahalı interneti 1.69 dolarla Meksika kullanırken, onu 1.25 dolar ile Yunanistan, 1.12 dolar ile de Türkiye takip ediyor. Araştırmaya göre, Türkiye’de internet kullanıcısının çilesi yüksek ücret ödedikten sonra da bitmiyor. OECD Genişbant İstatistikleri’ne göre, Türkiye en pahalı internet kullanan ülkelerden biri oldu. Özellikle yüksek hızlı internet bağlantı maliyetlerinde başı çeken Türkiye’de ortalama bağlantı maliyeti 621 dolarken en yakın takipçisi Lüksemburg’da bu ücret 112 dolar civarında.

14 Şubat 2014 Cuma

Üç Milyon Kişi Battı, 10 Milyonu Sırada


Kredi ve kart borcu batık kişi sayısı 5 yılda üç milyona yaklaştı.Asgari tutarı ödeyerekyaşayan 10 milyon kişi var. Ekonomik durum Kötüleşiyor. Tüketici düzenleme bekliyor.
 
Kredi ve kredi kartı borcu batık kişi sayısı geçen yıl yüzde 60 artarak patlama gösterdi. Bir milyonu aşkın kişi bankalara olan borcunu ödeyemedi. Bu kişilerin 618 binini kredi kartı borçluları, 464 binini kredi borçluları oluşturdu. Son 5 yılın toplam rakamı ise 2,8 milyona ulaştı. Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz, 10 milyon insanın da kredi kartlarında asgari borç tutarını ödeyerek geçinmeye çalıştığını belirterek, "Ekonomik koşullar giderek kötüleşiyor. Bu insanlar batışın eşiğinde" dedi.
 
İKİ KATINA ÇIKTI
Türkiye Bankalar Birliği Rşisk Merkezi istatistiklerine göre, geçen yıl tüketici kredileri vr kredi kart borcunu ödememiş kişi sayısı 2012'ye göre yüzde 55 artarak 1 milyon 82 bin 684'e çıktı. Bu toplam içinde, tüketici kredisi borcunu ödeyememiş kişi sayısı ise yaklaşık iki kat artarak 389 bin 726'dan 618 bin 286'ya yükseldi.
 
Merkezin istatistiklerine göre, kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı, 5 yılda toplam 1 milyon 617 bin 122 kişiye yükseldi. ulaştı. Ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin toplamı ise 2 milyon 781 bin 389'u buldu.
 
Avukat Bülent Deniz, rakamlara bakıldığında onbinlerce kişinin icra takibiyle karşı karşıya bulunduğunu görmek gerektiğini ifade etti. Bülent Deniz, kötüleşen ekonomik koşullar ve yükselen işsizlik altında borcu batık kişi sayısının hızla artacağı uyarısında bulundu. Deniz, "Kredi kartı borcunun sadece asgari tutarını ödeyerek geçinmeye çalışan 10 milyon insan var. Bu insanlar kara listeye girmiyor ama sadece asgari tutarı ödedikleri için borçları giderek büyüyor. Bu kitle, batma riskiyle karşı karşıya" diye konuştu. Denizi gerek kredi kredi kartı borcunu ödeyememiş kişiler için, gerekse de asgari tutarı ödeyerek yaşayan insanlar için hükümetin mutlaka bir borç yapılandırma programı ortaya koyması gerektiğini ifade etti.
 
YASAL SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
 -3 ay üst üste kredi ödeme yapmayan tüketiciye, borcun 24 saat içinde ödenmesini belirten bir ihtarname gelir. Talep edilen miktar, vergi ve faiz yükü nedeniyle, ana borçtan çok daha yüksektir.
 
-24 saat içinde borç ödenmezse icra takibi başlar.
 
-İcra dairesinden bir hafta içinde borcu talep eden yazı gelir.
 
-Tüketici borca itiraz edebilirBanka da, itirazın iptali için dava açar.
 
-Dava sonunda, aradan geçen süre borcun üzerine eklenir. Tüketici haksız bulunursa borcun üzerine 'haksız itiraz tazminatı', avukatlık ve diğer masraflar eklenir.
 
-Tüm bu süreçlerin 5 ay gibi hızlı bir sürede işlediği düşünülse bile, 1.000 liralık borç 4 bin 500-5 bin liraya yükselir.
 
-Tüketicinin varlık ve mallarına haciz konulur.
 
-Tüketici icra dairesine borcunu hangi tarihte ödeyeceğine dair taahhütte bulunur.
 
-Taahhüt yerine getirilmezse,  2 aya kadar hapis cezası verilebilir.
 
KREDİ KARTI BORCUNU ÖDEMEKTE SIKINTI YAŞAYANLARA TAVSİYELER
-Kullanıcılar, fatura ve benzeri ödemelerini kredi kartından yapmamalı.
 
-Kredi kartı ödemelerinde zorluk yaşanmaya başladığında kullanıcılar, tüketici kredisi çekerek borcunu kapatma yoluna gitmeli. Kredi alamayanlar bir yakınları aracılığıyla borçlarını kapatmaya çalışmalı,. Kredi kartı gecikme faizi yüzde 2.39 düzeyinde, tüketici kredilerinde şise artan faiz düzeyine rağmen daha düşük. Bu şekilde tüketicilerin toplam borç ödemesi daha düşük olabilir.
 
-Krediyle borcu kapatılan kredi kartı kesinlikle kullanılmamalı. hatta kullanmamak için kart kapatılmalı. Tüketicinin en sık yaptığı hata, krediyle borç kapattıktan sonra kredi kartını kullanmaya devam etmek. Zaten ev bütçesi yetmediği için kullanılan borç, bu durumda ikiye çıkıyor.
 
Emel Soy, Karşı Gazete-12.02.2014

13 Şubat 2014 Perşembe

Taksit Sınırlaması Tüketiciyi Zorluyor


Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) şubat ayı itibariyle yürürlüğe giren düzenlemesi ile gıda, akaryakıt, cep telefonu, bilgisayar ve kuyumculuk ürünlerinde taksitlerin kaldırılması ve geri kalan sektörlere getirilen dokuz taksit sınırlaması, sektörleri olduğu kadar tüketiciyi de etkiliyor.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Bülent Deniz, iki taraf arasındaki ticari ilişkiyi belirlemenin devletin görevi olmadığını belirterek, “Bu uygulama, serbest liberal ekonomi taraftarı olduğunu söyleyen bir hükümet ile çelişiyor” diye konuştu. Bu düzenleme ile yurttaşın alım işlevinin ortadan kalktığını söyleyip alışverişlerin durma noktasına geleceği uyarısını yapan Deniz, hem sektörler hem de tüketici açısından çok zor günlerin yaklaştığını ifade etti.
‘KILIFI UYDURULACAKTIR’
Aralık ayı itibariyle kredi kartından yapılan alışverişin 409 milyar lira olduğuna dikkat çeken Deniz, “Yıllardır maaşını alan tüketici, kredi kartına ödeme yapıp harcamasını taksitle yapar. Yurttaşın kredi kartıyla olan ilişkisi bu saatten sonra kesilemez. Bu uygulamanın da kılıfı uydurulacaktır” dedi.
‘ŞİMDİ Mİ AKILLARA GELİYOR?’
Deniz, “Bugüne kadar faiz lobisinden şikayet eden devlet, 11 senedir tüketiciyi bankalardan medet umar hale getirmiştir. Bu duruma müdahale etmek şimdi mi akıllara geliyor? Bu hale getirilmiş bir ekonomide bu tarz uygulamalar tüketiciye, dolayısıyla Türkiye’ye zarar veriyor” dedi. Yurttaşın market harcamalarının yüzde 60’ını kredi kartıyla yaptığını ifade eden Deniz, “Bu olanağın yok edilmesi , zaten 17 Aralık operasyonu sonrasında mahvolmuş ekonomide tüketiciyi daha kötü bir duruma sokacaktır” şeklinde konuştu.

12 Şubat 2014 Çarşamba

Komisyon Ücretleri 3 Milyar TL. Arttı

Tüketicilerin yakındığı ‘Bankacılık Hizmet Gelirleri ve Komisyonlar 2013’te 3 milyar 220 milyon lira artış gösterdi. Yeni Tüketici Yasası’nda ücret ve komisyonların yasal hale getirildiğinin altını çizen tüketici dernek başkanları, “Daha önce iade edilen ücretler de artık geri alınamayacak. Tüketici yanıltıldı.” bilgisini verdi.
 
Uzun zamandan bu yana bankaların en çok eleştirildiği konuların başında yer alan ‘bankacılık hizmet gelirleri ve komisyonlar’ kaleminde bu yıl da büyük artış yaşandı. 2012’de 2011’e göre yüzde 12,5 seviyelerinde artış gerçekleşen ‘bankacılık hizmet gelirleri ve komisyonlar’ kalem 2013’te yüzde 16,7 yükselerek 3 milyar 220 milyon lira arttı. Kon uyu değerlendiren tüketici dernek başkanları, kamu otoritelerinin vatandaşı yanılttığını savundu. 60’ın üzerinde kalemden ücret ve komisyon alındığını belirten dernek temsilcileri, Kasım’ın 28’inde çıkan yeni Tüketici Yasası’nda ücret ve komisyonların yasal hale getirildiğinin altını çizdi.
 
Yetkililer, bunun yanında yasayla birlikte iade edilebilen ücretlerin de geri alınamayacağınısavundu. Bankaların ‘bankacılık hizmet gelirleri ve komisyonlar’ kalemi altında sağladığı gelirler 2013’te de artış gösterdi. 2012 Aralık ayı itibarıyla 19 milyar 242 milyon lira olan bankacılık hizmet gelirleri ve komisyonlar kalemi, 2013’ün aynı döneminde 22 milyar 462 milyon liraya yükseldi. Bankacılık hizmet gelirleri ve komisyonlar kaleminin toplam gelire oranı da rakamlardaki artışa paralel olarak yükseliş gösterdi. 2012’de yüzde 13,7 olan bankacılık hizmet gelirleri ve komisyonlar kaleminin toplam gelirler içindeki oranı 2013’te yüzde 14,8’e yükseldi. Diğer yandan bankaların toplam faiz gelirleri Aralık 2012’de 109 milyar 896 milyon lira olurken bu rakam Aralık 2013’te 747 milyon liralık artışla 110 milyar 643 milyon liraya ulaştı. Bu değişimle toplam gelir içerisindeki payı yüzde 78 olan toplam faiz gelirleri 5,3 puanlık gerileme sonrası 72,7’ye düştü.
 
Türkiye’deki bankaların faiz dışı gelirlerinin faiz gelirlerine oranının dünyaya kıyasla çok daha yüksek olduğunun altını çizen Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, “Bu faiz dışı gelirler son 5 yıl içerisinde, bazılarıkomik olan yeni kalemler ortaya çıkarılmasıyla artmaya başladı.” dedi. 60’ın üzerinde kalemin bulunduğunu ve bazıları gerekli olsa da büyük çoğunluğunun haksız ücretler olduğunu aktaran Çakar, “Faizler düşük diye faiz dışı gelirlere izin verildi. Ama bu da tam bir soygun halini aldı.” dedi.
Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Bülent Deniz, “Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, kamuoyunu yanıltmıştır. Bunun hafif tabiri bu. Çünkü 2012’de ortaya çıktı, ‘Bankaların 32 kalem faiz dışı gelirlerinin önüne geçeceğim. Deli Dumrul haracına son vereceğim.’ dedi. Ama Kasım’ın 28’inde çıkan yeni Tüketici Yasası’nda bu aidatları, yasal olarak kaldıracağı yerde yasal hale getirdi. Dediğinin tam tersini yaptı. Bundan sonra BDDK karar verecek hangilerinden ücret alınmayacağına dediler. İşi yasal hale getirdiler. Eskiden mahkemeye başvurup geri alabiliyorduk, 28 Mayıs’tan sonra yani bu yasa yürürlüğe girdikten sonra artık bu imkân da kalkıyor.” şeklinde aktardı.

4 Şubat 2014 Salı

Bir yılda 1.888 ürüne 629 bin lira ceza kesildi


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü 2013’te 73 bin 672 ürünü denetledi.
Çeşitli kategorilerde olan ürünlerin bin 888’inde aykırılık tespit edildi ve 629 bin 993 TL ceza verildi. Teşhirlerin ardından firmalar ‘güvensiz ürün’ ilanlarını daha sık yayınlamaya başladılar.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın birçok ürün için yaptığı denetim ve teşhirler firmalar üzerinde etkili oldu. Halk sağlığını tehdit eden ürünleri belirlemek amacıyla, yapılan testler sonucunda güvensiz bulunan ürünler ‘Bazı Tüketici Ürünlerinin Tehlikeli Kimyasal Madde İçeriğine Yönelik Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin Tebliğ’ kapsamında belli dönemlerde yayınlanıyor. Bakanlık tüketicilerin günlük hayatında tekstil, ayakkabı, mobilya, kırtasiye, çocuk bakım ürünleri, oyuncaklar, diş fırçaları, hijyenik kağıt ve deterjanlar gibi birçok ürünün güvenliği için denetimler yapıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan alınan verilere göre 2011 yılında 44 bin, 2012 yılında 27 bin, 2013 yılında ise 73 bin 672 adet ürün denetlendi. Yapılan denetimlerde, 2011 yılında kırtasiye ürünlerinde yüzde 53 olan güvensizlik oranı 2012 yılında yüzde 24’e düşmüş, tüm ürünlerdeki güvensizlik oranı ise 2011 yılında yüzde 38,64 iken 2012 yılında yüzde 8,73’lere gerilemiş. Gerçekleştirilen piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri sonucunda güvensiz bulunan ürünlere ilişkin olarak 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ve Bakanlığın Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği çerçevesinde ürünün toplatılması, iki ulusal gazete ve televizyon aracılığı ile kamuoyuna ilanı, bertaraf ve idari para cezası yaptırımları uygulanıyor. Yükümlülüğünü yerine getirmeyen firmalar adına Bakanlık bu ilanları yaptırarak masrafları üreticilerden tahsil ediyor. Bu zorunluluk 4703 sayılı Kanun 2002 yılından beri yürürlükte. Ancak son yıllarda firmalara yönelik markaların teşhir edilmesi firmaların kendi hatalarını gazeteye ilan veya etiketlerle açıkça duyurmasını artırdı. İlan sorumluluğunu yerine getirmeyen firmaların ilanları ise Bakanlık tarafından yaptırılarak sorumlulara rücu ettirildi.
Son yıllarda Bilim, Sanayi ve Ticaret ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yürütmüş olduğu denetimlerin arttığını belirten Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz, “Önceden sağlığa zararlı ürünler Türk Ceza Yasası’nda itibari zedeleme maddesi gereğince açıklanmıyordu suç olur diye. Fakat artık kamuoyu baskısı harekete geçti. Bu konuda çok sayıda talepte bulunduk, girişim yaptık. Artık bakanlıklar ellerine geçen sağlıksız ürünlerle ilgili açıklamayı kamuoyuyla paylaşıyor. Firma tüketici yasasına göre ürünüyle ilgili özellikleri paylaşmak zorunda, ürün sağlığa zararlı maddeler içeriyor ise tüketiciyle etiket, ilan, broşür veya reklamla paylaşması gerekiyor. Firma bunu yapmaya mecbur. Aksi halde ürün ayıplı mal olarak gözükür.” şeklinde ifade ediyor.