30 Mart 2008 Pazar

"KREDİ KARTINDA FAİZ SORUNU ARTIK ÇÖZÜMLENMELİDİR"


TBMM. gündemindeki Türk Ticaret Yasa Tasarısı çalışmalarını değerlendiren Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz; "kredi kartı faizinde, sorunu köklü biçimde çözecek yaklaşımlar desteklenmelidir” dedi.
Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

Kredi kartında 2001 yılından bu yana yaşanan toplumsal ölçekteki sorunun ana kaynağı, bankalarca uygulanan yüksek oranlı gecikme ve temerrüt faizidir. Ekonominin diğer parametreleri ile uyumsuz, yüksek oranlı faiz uygulamaları nedeniyle 2003 ve 2006 yıllarında olmak üzere, iki kez kredi kart borçlarının yeniden yapılandırılarak ödenmesini sağlayacak yasa çalışması yapılmış, nihayet 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Yasası çalışmalarında, kredi kartında uygulanacak gecikme ve temerrüt faizi konusu ayrıntılı bir şekilde tartışılmıştı.

O süreçte, kredi kartlarına uygulanacak gecikme ve temerrüt faiz oranının, ekonominin diğer parametreleri ile koşut olarak belirlenmesine ilişkin toplumsal talepler yasakoyucuya iletilmiş; örneğin faiz oranının “mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının iki katı, tüketici kredisi oranı” gibi çok çeşitli önerilerde bulunulmuştu.

Ne yazık ki, 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Yasası bu taleplerin uzağında bir düzenleme ile çıkarılmış, kredi kartına uygulanacak azami faiz oranının, her üç ayda bir Merkez Bankası tarafından belirlenmesi hükmü getirilmişti. Bu düzenleme kredi kartındaki faiz sorununu çözememiştir. Çünkü Merkez Bankası tarafından açıklanan oranlar, yüksek bulunarak, eleştiri konusu olmuştur. Örneğin; Merkez Bankası tarafından ilan edilen son rakamlar gereğince, gecikme faiz oranı % 4.93, temerrüt faiz oranı ise % 5.68 olarak belirlenmiştir. Yıllık enflasyon oranı, diğer kredilerde uygulanan faiz oranları gibi ekonominin diğer bütün parametreleri dikkate alındığında, yapılan bu belirlemenin gerçeklerden uzak ve fahiş olduğu görülmektedir.

2006 yılında çıkarılan yasa gereğince yeniden yapılandırılarak tasfiye edilen kredi kart borçları ve borçlu sayısında kısmi bir rahatlama sağlanmasına rağmen, yüksek faiz oranları nedeniyle çok kısa süre sonra kredi kart borçlularının ve borçlarının sayısında ciddi artışlar meydana gelmeye başlamıştır.

Yüksek faiz sarmalında sıkışan ve sayısı yüzbinlerle ifade edilen kredi kart hamili icra takiplerine maruz kalmıştır. Tahminlere göre bir milyon civarındaki kredi kart hamilinin de, icra takibi aşamasına geldiği düşünülmektedir.

Geçtiğimiz günlerde TBMM. gündeminde bulunan Türk Ticaret Yasa Tasarısı’na eklenecek bir hüküm ile kredi kartlarında faiz oranlarının, tüketici kredisi faiz oranlarına endekslenmesinin düşünüldüğü konusu basına yansımıştır.

Bu gelişmeyi olumlu olarak nitelendiriyor ve destekliyoruz. Bankaların uyguladıkları yüksek kredi kartı faiz oranları nedeniyle toplumsal huzuru zedeleyen gelişmenin köklü şekilde engellenmesini sağlayacak bir yasal düzenleme mutlaka yapılmalıdır.

Ancak Türk Ticaret Yasası çalışması bünyesinde yapılması düşünülen bu çalışmanın;

-Türk Ticaret Yasası’nın temel yasa niteliğinde olması ve hacmi nedeniyle tasarının görüşülmesi, kabulü ve yürürlüğe girmesinin uzun zaman alabileceği,
-Halen yürürlükte bulunan 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Yasası’nın konuyu düzenleyen özel yasa olması,

nedeniyle öncelikle mevcut 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Yasası’nda bir değişiklik yapılarak, bankaların kredi kartlarına uygulayabilecekleri azami gecikme ve temerrüt faizi oranlarının belirlenmesi yetkisi Merkez Bankası’ndan alınarak, ekonominin herhangi bir temel parametresine bağlanmalıdır.

“Tüketici kredisi faiz oranı, mevduata uygulanan en yüksek faizin iki katı, gerçekleşen enflasyon oranının iki katı, vb.” kurumların ve kişilerin keyfi değerlendirmelerine kapalı bir belirleme yöntemi ile kredi kartında yaşanan faiz kabusunun sona ereceği açıktır.

Mehmet Bülent Deniz