25 Ekim 2012 Perşembe

"Tüketici, Migros'u Hizaya Getirmeli..."

Başörtülü Nurdan Delibaş’ın çalışmasını engelleyerek depoya kapatan Migros’a boykot çağrısı geldi.
Başörtülü Nurdan Delibaş’ın çalışmasını engelleyerek depoya kapatan Migros’a boykot çağrısı geldi. Migros ve benzeri kuruluşların, başörtülüleri çalıştırmayıp İslami usullere göre kurban satışı ve kesimi yapabilecek kadar ikiyüzlü olduğunu vurgulayan Tüketiciler Birliği Federasyon Başkanı Bülent Deniz, “Tüketici kendi değerlerine saygı duymayan firmalarla ilgili olarak, tüketimden gelen gücünü kullanmalı ve boykot etmelidir” dedi.
Migros’un başörtülü Nurdan Delibaş’ı mağazasında çalıştırmayarak depoya kapatmasına tepkiler çığ gibi büyürken, Türkiye Tüketiciler Birliği Federasyonu’ndan boykot çağrısı geldi. Türkiye Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, tüketicilerin insanların inançlarına ve değerlerine saygı duymayan Migros ve Carrefour gibi firmaları boykot etmeleri gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin geldiği hukuk ve demokratik düzey noktasında firmaların başörtülü diye bir ayrım yapmaması gerektiğinin altını çizen Bülent Deniz, “Migros ve benzeri firmalar ne yazık ki satış yapabilmek için ateist, başörtülü, başörtüsüz ayrımı yapmıyor. Hatta onların en büyük müşterileri inancına saygı duymadığı başörtülü kesim. Fakat çalıştırmaya ve istihdama gelince veya şirket içerisinde yükselmeye gelince başörtülüler ikinci sınıf muamele görüyor. Tüketici, kendi değerlerine saygı duymayan firmalarla ilgili olarak tüketimden gelen gücünü kullanıp onları hizaya getirmelidir” dedi.
 
ALIN TERİNİZİ MİGROS’A KAPTIRMAYIN
Geçmişte bunun gibi birçok örnekle karşılaştığını vurgulayan Deniz, boykot ve tepkilerin gücünü şöyle anlattı: “Anadolu Grubu geçmişte Efes Pilsen markası için bardak altlığı yapmıştı. Orada ‘BirAllah’ diye bir slogan yazmıştı. Biz buna çok sert tepki göstererek Anadolu Grubu’na özür diletmiştik.”
Dini kimlik veya sembolleri ikinci sınıf muameleye tabi tutan firmaları eleştiren Deniz, “Bu tür firmalar, tüketicinin gücüyle karşı karşıya kaldığında çok kez geri adım atmaktadırlar. O marketlerden alışveriş yapmayacağını ilan etmek dahi onları hizaya getirir. Tüketici akıllı ve bilinçli olmalıdır. Helal mesaiyle kazandığı alın terinin karşılığı olarak aldığı parayı, kendisini ikinci sınıf olarak gören Migros’a kaptırmamalıdır” açıklamasında bulundu.
Deniz, başörtülüleri çalıştırmayan Migros ve Carrefour gibi marketlerin İslami usullere göre kurban satışı ve kesimi yapmasını da ikiyüzlülük olarak değerlendirdi.
Şuayip Albay-Yeni Akit, 25.10.2012

20 Ekim 2012 Cumartesi

Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Deniz: "Konut Krizi Kapıda"

Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, maket üzerinden yapılan konut satışlarının yakın bir gelecekte Türkiye'yi 1980'li yıllarda yaşanan banker krizi gibi bir durumla baş başa bırakacağını savundu.

Antalya, Gümüşhane, İstanbul, Erzurum, Kütahya ve Aksaray'da faaliyetlerini sürdüren 9 tüketici derneği, Tüketiciler Birliği Federasyonu altında bir araya geldi. Federasyonun kuruluşu Antalya'da düzenlenen törenle açıklandı.

TBF Genel Başkan Mehmet Bülent Deniz, düzenlediği basın toplantısında, proje üzerinden yapılan satışlarda ev sahibi olmak isteyenlerin evin tutarı kadar senet imzaladığına değinerek, "Eğer o senet ya da çek üçüncü kişilere ciro edilirse ve karşılığı firma tarafından yatırılmazsa ev sahibi olma hayali kuranlar o senedin tamamını ödemek zorunda kalır" dedi.

Deniz, proje üzerinden satışlarda firmanın kendisine sıfır faizli, ücretsiz bir finansman yarattığına dikkati çekti. Mehmet Bülent Deniz, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın konut sektörünü düzenleyici tedbirler alması gerektiğini belirterek, "Konut krizi kapıda" iddiasında bulundu.

KREDİ KARTI GİRDABI
TBF Genel Başkanı Deniz, bugün Türkiye'de 17 milyon tüketicinin cebinde 50 milyon civarında kredi kartı bulunduğunu söyledi. Kredi kartları için 'Cepte taşınan saatli bomba' benzetmesinde bulunan Deniz, "Bankacılık sektörünün kredi kartı aidatı, yıllık üyelik ücreti gibi akıl almaz uygulamalarıyla her yıl yaklaşık 2 milyar 500 milyon TL tüketicinin cebinden alınmakta. Öte yandan asgari ödeme tuzağıyla tüketiciler faiz girdabına yakalanmaktadır" diye konuştu.

Geçerli sözleşme faizi ve asgari ödeme tutarı üzerinden hesap yapıldığında kredi kartından 1000 TL harcayan ve başka hiçbir harcama yapmayan bir tüketicinin asgari tutarı ödeyerek borcunu kapatması için gerekli sürenin tam 54 ay olduğunu belirten Deniz, bu yılın Ocak-Ağustos aylarını kapsayan 8 aylık dönemde kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısının, geçen yılın tamamında borcunu ödeyemeyen tüketicilerin toplamını aştığını söyledi.

http://www.bugun.com.tr/son-dakika/tuketiciler-birligi-federasyonu-baskani-deniz-konut-krizi-kapida-haberi-89820

18 Ekim 2012 Perşembe

“Türkiye’nin Gücü Harekete Geçiyor, Tüketici Haklarında Yeni Bir Dönem Başlıyor..."



Türkiye’nin çeşitli kentlerinde bulunan dokuz tüketici örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF)’nun kuruluşunu açıklayan Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “ülkemizin en güçlü tüketici örgütlenmesi ile Türkiye’nin gerçek gücü harekete geçiyor” dedi.

Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:

Ülkemizde seksenli yıllarda başlayan tüketici hareketi, 1995 yılında Tüketici Yasasının yürürlüğe girmesi ile hız kazanmış, zaman içinde kurulan tüketici örgütlerinin özverili çalışmaları ile toplumda tüketici haklarına ilişkin duyarlılık oluşmaya başlamıştır.

2001 Krizi Dönüm Noktası Oldu
Özellikle 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yaşanan toplumsal buhran, kamu otoritesinin ekonomik krizden çıkabilmek adına kamusal hizmetlere birbiri ardına yaptığı insafsız zamlar, tüketici örgütlenmesindeki sürece olumlu katkı yapmıştır.

O dönemde, otoyol ve köprü geçişlerine yapılan zamlara karşı tüketici örgütlerinin açtığı davaların kazanılması ve zamların iptal edilmesi ile birlikte tüketici algısında büyük dönüşüm yaşanmış ve sadece “ayıplı, kusurlu, hatalı mal ve hizmetler”de tüketici hakkının var olduğuna ilişkin toplumsal kabul değişmiştir.

Yurttaş ve tüketici kimliği taşıyan bireyin, tüketici örgütlenmeleri eliyle siyasi iktidarların kararlarının da sorgulanabileceğine ilişkin olanağın farkına varması, “hak arayan toplum” olma sürecinde önemli bir kazanım olmuştur.

IMF/Derviş Programının Amacı: Tüketim Toplumu Oluşturmak…
Ancak küresel finans çevrelerinin IMF ve dönemin siyasi iktidar ve aktörleri eliyle ülkemize dayattığı ekonomik programın uygulanması sonucunda, toplum hızlı bir şekilde “tüketim toplumu”na dönüştürülmüştür.

Kuşkusuz bu süreç ile bankacılık sektörünün sermaye yapısının yabancılaştırılması ve ülkemiz insanının uygulanan her çeşit kampanya ve reklâmlar ile bankalara ve tüketime bağımlı insan modeli haline gelmesi amaçlanmış ve yazık ki, amaca ulaşılmıştır.

Onyedi Milyon Cepte, Elli Milyon Kredi Kartı
Şu anda onyedi milyon tüketicinin cebinde elli milyon civarında kredi kartı bulunmaktadır. Cepte taşınan bu saatli bomba ile bir yandan bankacılık sektörünün “kredi kart aidatı, yıllık üyelik ücreti …” gibi akıl almaz uygulamaları ile her yıl yaklaşık olarak iki milyar beşyüz milyon lira tüketicinin cebinden alınmakta, öte yandan “asgari ödeme” tuzağı ile tüketim insanı haline dönüşmüş olan tüketiciler, faiz girdabına yakalanmaktadır.

İnsafsız Matematik
Şu anda geçerli olan sözleşme faizi ve asgari ödeme tutarları üzerinden hesap yapıldığında;
Kredi kartından bin lira harcayan ve başkaca hiçbir harcama yapmayan tüketicinin, asgari tutarı ödeyerek borcunu kapatması için gerekli olan süre, elli dört aydır.

Ülkeyi Kredi Kartına Teslim Etmek
Kredi kartında uygulanan insafsız sözleşme ve gecikme faiz oranları, kredi kartlarından her yıl haksız olarak alınan kredi kart aidatları ve benzeri uygulamalar nedeniyle kredi kartını ödeyemeyen tüketicilerin sayısı her geçen gün hızla artmaktadır.

2012 yılının ilk sekiz ayında kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı, bir önceki yılın tamamında borcunu ödeyemeyen tüketicilerin toplamını aşmış bulunmaktadır.

Örgütümüz tarafından yapılan gözlem ve analizlere göre, Merkez Bankası kara listesine henüz girmemiş ve ancak sadece asgari tutarı ödeyerek günü kurtaran tüketici sayısı dokuz milyon civarındadır.

Ülkemiz hızla bankalara bağımlı hale getirilerek, kredi kartına teslim olma yolunda ilerlemekte, bu yolla hissizleştirilen yurttaşların; zamlara, adaletsiz uygulamalara tepki vermeleri dolaylı olarak sağlanmış olmaktadır.

Kasım Ayında Kapımızı İcra Memurları Çalacak
Yine örgütümüz tarafından yapılan değerlendirmelere göre; Kasım ayından itibaren bankalar tarafından yoğun şekilde icra takipleri başlatılacak ve yüzbinlerce evin kapısı icra memurları tarafından çalınacaktır.

Bu durumun toplumsal gerginliğe yol açacağı ve ekonomik sistem dışına itilen tüketicilerin, reel sektörü de olumsuz yönde etkileyeceği kuşkusuzdur.

Çözüm, Borç Yapılandırmasında
Önceki yıllarda, TBMM. eli ile üç kez gerçekleştirilen kredi kartı borç yapılandırılması operasyonu, yapılandırma şemsiyesinin olması gerektiği gibi geniş tutulmamış olması nedeniyle beklenen yararı sağlamamıştır.

Yapılandırmalar, o anda borcunu hiç ödemeyerek temerrüde düşen tüketicileri kapsamına almış, asgari ödeme tuzağına yakalanarak, günü kurtarmaya çalışan ve bu nedenle henüz kara listelere girmeyen tüketicilerin yapılandırmadan yararlanmaları mümkün olmamıştır.

Bu nedenle yeni yasama yılında TBMM. gündeminde bulunan yeni tüketici yasası görüşmelerinde; ayak sesleri iyice yaklaşan bu toplumsal sıkıntının giderilmesi için yasal düzenleme yapılması düşünülmeli, kredi kart borç stokunun adil, kuşatıcı ve beklenen yararı sağlayacak şekilde eritilmesi için yapılandırma seçeneği ciddiyetle ele alınmalıdır.

Tüketicinin Adı Var, Kendi Yok
Devlet aygıtı içinde yer alan Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK), Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurulu (TAPDK), Bilgi Teknolojileri İletişim Kurulu (BTİK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve benzeri onlarca üst kurulun çalışmaları, doğrudan doğruya tüketicileri etkilemesine, kurullarda tüketici temsilcilerinin bulunması ve kurulların temel misyonlarının tüketici haklarının korunması olarak tanımlanmış olmasına rağmen, üst kurullarda tüketici temsil edilmemektedir.

Bu nedenle üst kurullarda, Vergi Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi oluşumlarda; yürürlükteki mevzuata uygun olarak, tüketicilerin örgütleri eliyle gerçekten temsili ve sürece müdahil olabilmesi sağlanmalıdır.

Tüketici Güvenliği, Sağlığı Tehdit Altında
Son dönemin temel gündemi yaşanan gıda terörüdür.
Bir yandan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile somutlaşan tüketici sağlığını tehdit eden üretim uygulamaları, diğer yandan güvenli gıdaya erişimde toplumsal adaletin sağlanamamış olması nedeniyle tüketici zor zamanlar yaşamaktadır.

Yoksulluk ve açlık sınırına ilişkin rakamların, bir önceki aya göre tüketici aleyhine seyretmesi, örgütümüz tarafından temel sorunlardan biri olarak kabul edilmektedir.

Tüketici Örgütlenmesi Zayıflamakta, Zayıflatılmaktadır
Tüketicinin korunması ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerin teşvik edilmesi, Anayasanın 172. maddesi ile siyasi iktidarlara verilen bir görevdir.

Ancak geçmiş dönemde umut vaad eden tüketici örgütlenmesi sürecinin, yukarıda sadece bir bölümü sıralanan temel sorun ve gelişmeler nedeniyle zayıflamış, siyasi iktidarların bu konuda anayasanın emrini uygulamadıkları gözlenmektedir.

Sonuçta; tüketicinin, yaşam kalitesine yapılan müdahalelere tepki vermemeyi tercih etmesi gibi arzu edilmeyen sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Neden TBF?
Bu temel saptama ve değerlendirmelerde bulunan ve ülkenin çeşitli kentlerinde çalışmalarını yürüten:

Anadolu Telif ve Tüketici Hakları Derneği (Antalya)
Gümüşhane Tüketici ve Çevre Haklarını Koruma Derneği (Gümüşhane)
Sivil Toplum ve Diyalog Merkezi Derneği (Antalya)
Tüketici Başvuru Merkezi Derneği (Antalya)
Tüketici Güvenliği Derneği (İstanbul)
Tüketici Hak Arama Derneği (Erzurum)
Tüketici Hakları ve Gıda Güvenliği Derneği (Antalya/Serik)
Tüketici Hareketi Derneği (Kütahya)
Tüketici ve Çevre Hareketi Derneği (Aksaray)
bir araya gelerek, Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) ismi ile çatı örgüt oluşturmuş bulunmaktadırlar.

Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) ile Türkiye’nin gücü harekete geçmekte, tüketici haklarında yeni bir dönem başlamaktadır.

Tüketici haklarında, yaşam kalitesi mücadelesinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Genel Başkan Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan Vekili İbrahim Güllü
Genel Başkan Yardımcısı Murat Köse
Genel Başkan Yardımcısı Aydın Türkmenoğlu
Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Nazlı
Genel Sekreter Semih Tömen
Genel Koordinatör Sevim Murat
gibi uzun yıllardır tüketici hareketine katkı sağlamış, sivil toplum örgütlerinde çalışma yapmış, kamuoyunun yakından bildiği, tanıdığı tüketici hareketi önderlerinin yönetimde yer aldığı ve merkezi Antalya’da bulunan Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF), her bireyin insanca ve insana yakışır kalitede yaşam sürmesi için çalışmalarını gerçekleştirecektir.

İslâm coğrafyası, Türkî Cumhuriyetler ve Avrupa Birliği’ni de görüş alanında tutan ve sadece ulusal ölçekte değil uluslararası alanda da çalışma yaparak, küresel düzene tüketici adına ve yararına müdahil olmayı hedefleyen, ülkemizin en büyük tüketici örgütlenmesi Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF)’nun ülkemiz, insanımız ve insanlık için hayırlı olmasını diliyoruz.

mehmetbülentdeniz
Genel Başkan

9 Ekim 2012 Salı

Deniz'e, Üstün Hizmet Ödülü...


Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz'e, Üstün Hizmet Ödülü verildi....
 
Erzurum'da bulunan Tüketici Hak Arama Derneği tarafındanTüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz'e, tüketici hakları alanındaki çalışmaları ve katkıları nedeniyle Üstün Hizmet Ödülü verildi.
 
Tüketici Hak Arama Derneği'nin Erzurum'daki dernek merkezinde düzenlenen törende konuşan Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı Nihat Altay; "sayın Mehmet Bülent Deniz'in tüketici hakları ve sivil topluma ilişkin çalışmalarını, kamuoyu yakından tanımakta ve izlemektedir. Yaklaşık yirmi yıla yakın zamandır yapmış olduğu çalışmalar ile bir çok haksızlığın giderilmesini sağlayan, daha kaliteli bir yaşam için vermiş olduğu mücadelesi ile hepimize örnek olan sayın Deniz'in gayretlerini bizler de hayranlık ve ibretle izlemekteyiz.
 
Kendisini Örnek Aldık, Tüketici Hak Arama Derneği'ni Kurduk.
 Kendisi ile şahsen tanışmamış olmamıza rağmen, Mehmet Bülent Deniz'in yapmış olduğu çalışmalar, bizlerin de Erzurum'da tüketici örgütü oluşturmamızda yönlendirici ve cesaret verici bir güç olmuştur. Bu nedenle Yönetim Kurulumuz tarafından sayın Mehmet Bülent Deniz'e Üstün Hizmet Ödülü takdim edilmesine ve kendilerinin Tüketici Hak Arama Derneği Onur Üyesi olmaları için teklifte bulunulmasına karar verilmiştir" dedi.
 
Demokrasi, Tüketici Örgütlenmesinde Yeşerecektir
Çalışmalarının ödüle lâyık görülmesinden onur duyduğunu belirten Tüketici Hakları Uzmanı ve Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; "kuşkusuz tüketici hakları alanında gönüllü olarak hizmet veren çok sayıda insanın ortaya koyduğu bu kutsal çabanın en büyük ödülü; haksızlıkların giderilmesi, insan onuruna yakışır bir yaşamın herkes için olanaklı olmasıdır. Ben de, bu alanda üstün gayret gösteren tüketici hakları gönüllülerinin oluşturduğu büyük ordunun bir üyesi olarak, Tüketici Hak Arama Derneği'nin kuruluşuna hasbelkader vesile olmaktan, tüketici örgütlenmesine katkı yapmak için yola çıkan bu yeni oluşum tarafından ödüle lâyık görülmekten onur duymaktayım. Tüketici örgütlenmesinin yaygınlaşması; yurttaşın hak arama duygusunun gelişmesinde, haksızlıklara karşı direnmesinde, toplumsal sorgulamanın yoğunlaşmasında en önemli etkendir. Demokrasi, tüketici örgütlenmelerinde yeşerecektir. Bu duygularla lâyık görüldüğüm Üstün Hizmet Ödülü ve teklif edilen Tüketici Hak Arama Derneği Onur Üyeliğini bu alanda çalışma yapan bütün gönüllüler adına alıyor ve teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.