25 Eylül 2014 Perşembe

Gelirler Azalınca Vatandaş, Açığı Borçla Kapattı

Enflasyon, çift hanenin eşiğine geldi. 2006’da 100 liraya doldurulabilen bir alışveriş sepetinin tutarı 2014 yılında 188 liranın üzerine çıktı. Tüketici, enflasyonun erozyon uğrattığı satın alma gücünü bankalara borçlanarak ayakta tutuyor. 2009’dan bu yana kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı 3 milyonu aştı.
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2006 yılı Ağustos ayında 129,15 lira olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), 2014 yılının aynı ayında 243,4’e yükseldi. Böylece 2006 yılında çeşitli ürünler doldurularak oluşturulan bir sepetin maliyeti yüzde 88,4 arttı. Diğer bir ifadeyle 2006 yılı Ağustos ayında 100 liraya sepetini doldurabilen vatandaşın bu yılın aynı ayında sepetini doldurabilmesi için ödemesi gereken ücret miktarı, 188,4 liraya yükseldi. Vatandaşın satın alma gücü, diğer bir ifadeyle reel geliri ve yatırıma dönüştürülmeden yastıkaltında bekletilen paraların değeri azaldı. Türkiye Bankalar Birliği’nin temmuz ayı verilerine bakıldığında ise bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişiler içerisinde halen borcu devam eden kişi sayısının 2009’dan bu yana 3 milyon 85 bin 125’e ulaştığı görüldü.
 
Bu durumun en çok sabit maaşla çalışanları etkilediğini belirten Süleyman Şah Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Macit, reel ücreti gerileyen vatandaşın yaşam standardını devam ettirebilmek için bireysel kredi veya kredi kartına başvurmak durumunda kaldığını anlattı. Macit, “Yani enflasyon nedeniyle ortaya çıkan reel gelir kaybı vatandaşa borçluluk olarak yansımış oldu.” dedi. Vatandaşın günlük yaşamın yürütülmesi için acil kaynağa ihtiyaç duyduğunu belirten Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Bülent Deniz, “Kullanılan kredilerdeki artışın yanında daha vahim olanı, ödenmeyen kredi ve kredi kart borçlarındaki artış bizi korkutuyor.” diyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin temmuz ayı verilerine bakıldığında ise bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişiler içerisinden halen borcu devam eden kişi sayısının 2009’dan bu yana 3 milyon 85 bin 125’e ulaştığı görülüyor.
 
Macit, enflasyonla ilgili değerlendirmeler yapılırken enflasyon hedeflemesinin başladığı 2006 yılını dikkate almak gerektiğini söylüyor. Macit, Merkez Bankası’nın son 8 yıldır açık enflasyon hedeflemesi yaptığını ve bu dönemde sadece 3 defa hedefi tutturabildiğini belirtiyor. Reel ücreti gerileyen vatandaşın da belli bir yaşam standardını devam ettirebilmek için bireysel kredilere veya kredi kartına başvurmak durumunda kaldığını belirten Macit, bu dönemde tüketici kredilerinde ve kredi kartlarındaki artışta bunun da payının büyük olduğunu düşünüyor. Yani enflasyon nedeniyle ortaya çıkan reel gelir kaybı, vatandaşa borçluluk olarak yansımış oluyor.
 
Bülent Deniz, yaptıkları çalışmalarda eylül ayından itibaren ekonomideki olumsuz tablonun artmaya başladığını, tüketicilerin artan enflasyon nedeniyle günlük hayatta sıkıntıya düştüğünü söylüyor.
 

20 Eylül 2014 Cumartesi

Büyükada'ya Konuk Oluyoruz...


Yumurtaya Bir Ayda Yüzde 20 Zam Geldi

Rusya’nın Avrupa Birliği’ne ambargo uygulamasıyla en yakınındaki Türkiye için önemli bir ihracat fırsatı ortaya çıktı.
 
Ancak ihracatçılar için fırsat olarak gösterilen bu gelişme, vatandaşa pek de olumlu yansımadı. Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (Yum-Bir), eylülün ilk günü itibarıyla ortaya çıkan yumurta fiyatlarını geçtiğimiz gün açıkladı. Buna göre peşin fiyatlarla gerçekleşen yumurta fiyatları bir aylık sürede yüzde 20’lik artış gösterdi. Okulların açılma döneminde meydana gelen bu artışın geçen yılın aynı döneminde yüzde 5’ler seviyesinde kalması ise Rusya etkisini ortaya çıkardı. Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Bülent Deniz, “İhracat yapacağız diye, iç pazardaki fiyatları, arz eksikliği nedeniyle yükseltmek kabul edilebilir değil.” yorumunda bulunurken, Yum-Bir Başkanı Hasan Konya, fiyat artışında Rusya’ya ihracat fırsatının ortaya çıkmasından ziyade okul dönemiyle yumurtaya artan talebin etkili olduğunu savundu.
   
Rusya, Avrupa Birliği ve Amerika’nın ekonomik yaptırımlarına karşı tarım ürünü ve ham madde alımını bir yıllığına yasakladı. Yaklaşık 43 milyar dolarlık gıda ithalatı yapan Rusya’nın ihtiyacını karşılayacağı ülkelerin başında Türkiye’nin yer alması ise fiyatların yukarı yönlü tırmanışa geçmesine neden oldu. Halihazırda kuraklık ve don nedeniyle gıdada yüzde 30’lara varan enflasyonla mücadele eden Türkiye’deki yumurta fiyatları bir ayda yüzde 20 arttı. Yum-Bir verilerine göre geçtiğimiz ağustos ayında 17 kuruş olan beyaz piliç yumurtasının fiyatı bir eylül itibarıyla yüzde 17’lik artışla 20 kuruşa yükseldi. En düşük artışın gözlendiği bu yumurta tipinde gözlenirken artış miktarı en yüksek olan yumurta tipi ise yüzde 22 ile beyaz yarka tipi yumurta oldu. Kahverengi ve beyaz yumurtaların fiyatlarında yaşanan fiyat değişimlerinin ortalaması ise yüzde 20’nin üzerinde gerçekleşti.
 
Ülkenin ihracat yapmasının, cari açığın kapatılması için gerekli olduğunun altını çizen Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Bülent Deniz, “Ancak gıda, enerji ve benzeri stratejik kalemlerde, öncelikle iç pazardaki ihtiyacın karşılanması ve bu sağlanırken de, fiyatların toplumun alım gücüne paralel şekilde olması beklenir.” dedi.