Tüketici
Güven Endeksi rakamı açıklandı.
Ağustos’ta,
geçen aya göre yüzde 3,6 oranında düşüş var.
Endeks,
tarihinin en düşük seviyelerinde dolaşıyor.
Bu
endeksi çok önemserim.
Tüketicinin
en az üç aylık dönemde, satın alma kararının neresinde durduğuna işaret eder.
Yine ülkenin içinde bulunduğu sosyal, politik ve sosyolojik durumuna ilişkin
toplumsal algı ortalamasına…
Gözden
kaçan bir ayrıntı da; tüketici borçluluğunun tüketiciyi hangi ölçüde rahatsız
ettiğidir. Bu rahatsızlığın arttığı dönemlerde, satın alma iradesi zayıflamaya
başlıyor. Bu ayrıntıyı, ödenmeyen banka borçları rakamları ile rahatlıkla test
etmek olanaklı.
Sahipsiz
ekonomide başka sonucu hayal etmek de olanaksız.
…..
Kamu
çalışanıyla zam pazarlığında anlaşma sağlanmış.
Aynı
anda, başka bir haber; okul servis ücretlerine yüzde 5 zam.
“Dön baba,
dönelim.”
…..
“1 Kasım’da seçim” diyorlar.
Neredeyse
kesin gibi.
Ama
hala zihnimin bir yerlerinde, tekrar seçim olmayacak öngörüsü var.
Bir
şeyler engel, bir şeyler eksik;
Şu
anda silahlı çatışmanın yaşandığı bölgede, partiler seçim çalışmasını
yapabilecekler mi?
Tekrar
seçimin sonunda, HDP’nin oyunu arttıracağı konusundaki kamuoyu araştırmaları
bir tek benim mi dikkatimi çekiyor?
AKP-CHP-Kemal
Derviş koalisyonuna ilişkin küresel beklenti aşıldı mı?
…..
Bundan
bir süre önce kredi kartı alışverişlerinde taksit sınırı getirildi.
Amaç
cari açığı tetikleyen tüketici borçlanmasını engellemekti.
“Bu denli keskin
karar tüketiciye zarar verir, sistemde kaçak oluşturur” demiştim.
Nitekim
bir çok konuda olduğu gibi burada da –belki “U” değil ama bir viraja giriliyor-
geri adım atılacak.
BDDK
Başkanı bu kararı yeniden gözden geçireceklerini ve esnetebileceklerini söylemiş.
Bir
“dön baba, dönelim” olayı daha…
…..
“Hem partilerinin düzenli olarak
kapatıldığı hem de üyelerinin zulüm gördüğü, hukukiliğin tartışmaya açık olduğu
koşullarda siyasal partileri kurmak ve seçim süreçlerine katılmak aktivistler için
ne anlama geliyor? Partide çalışan aktivistler, gerilla güçleriyle olan
ilişkilerini nasıl müzakere ediyorlar? Kapalı kapılar ardında seçilerek
gelmemiş kişiler asıl kararları verirken, mecliste oturmanın ne anlamı var?” (Sandıkla
Meydan Okumak Türkiye’de Kürtlerin Siyasi Yolculuğu, Nicloe F. Watts, Çev.
Bilgesu Sümer, İletişim, İstanbul, 2014, 1. Basım, s. 31)
#filgunlugu