29 Ağustos 2015 Cumartesi

Gayrimenkulde ‘Bol Keseden Satış' Tartışması

Türkiye'de daralan ekonomi sektörleri etkilerken önceki gün Folkart Yapı'nın İzmir'deki 830 dairelik projesinin yüzde 70'ini 2 ayda sattığını açıklaması ‘bol keseden' tartışmasını başlattı. Reklamcılık ve İletişim Uzmanı Prof. Ali Atıf Bir, “Folkart gibi herkes bol keseden atıyor. 2 ayda % 70'ini sattılarsa Maliye'de bir kaydı vardır. Başka nasıl kanıtlayacağız?” diye tepki gösterdi.

Folkart Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, önceki gün yaptığı açıklamada Folkart Bornova Life projesiyle rekora imza attıklarını, 2 ayda 830 dairenin yüzde 70'ini sattıklarını açıkladı. Folkart Yapı, 2001'de inşa edilen Folkart Towers için de benzer bir açıklama yapmıştı. Gayrimenkul sektöründe birçok şirketin 1 ya da 2 ayda projenin önemli kısmını sattığını açıkladığına işaret eden Reklamcılık ve İletişim Uzmanı Prof. Ali Atıf Bir, twitter hesabından, “Folkart gibi herkes bol keseden atıyor. 2 ayda % 70'ini sattılarsa Maliye'de bir kaydı vardır. Başka nasıl kanıtlayacağız?” şeklinde tepki gösterdi. Benzer açıklamayı sektörde birçok firmanın yaptığına işaret eden Aki Atıf Bir'e, Balance Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban da katılıyor. 18 ayda İkitelli'de inşa ettikleri Balance Güneşli'nin yüzde 42'sini ancak satabildiklerini belirten Çoban, “15-20 şantiyesi olanların işi daha da zor. Çünkü Türkiye'de ekonomi daraldı, siyasi belirsizlik insanları temkinli davranmaya itiyor.” açıklamasında bulundu. Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz de özellikle konut alanlara aldatılmamaları için konut satın alırken ‘bina tamamlama sigortası' yaptırılıp yaptırılmadığını kontrol etmelerini istedi. Gayrimenkulcülerin projelerinin çok önemli kısmını kısa sürede sattıklarını duyurmasıyla ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı Reklam Kurulu'ndan doğruluğu için destek isteyebileceklerini kaydeden Deniz, “Reklam Kurulu yayınlanan reklamların doğruluğunu denetleyebilir. Ancak firmalar elektrik dağıtım şirketlerinin yaptığı gibi haber içinde gömme reklam uyguluyorsa ki bunların içinde dünya yalan bilgi olabiliyor konut alırken projede bina tamamlama sigortası olup olmadığını kontrol etsinler.” tavsiyesinde bulundu.

MAKROM YAPI'YA OPERASYON
Üç gün önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Mali Şube ekipleri olmayan proje için maketten konut satışı yaptıkları iddiası ile Makrom Yapı'nın 17 yöneticisini gözaltına aldı. Esenyurt ve Tuzla'da teslim etmeleri gereken yüzlerce konut olan Makron Yapı'nın ortada proje olmamasına rağmen maket üzerinden konut satışı yaptığı şikayetleri üzerine operasyon düzenleyen Mali Şube ekipleri, şirketin 24 yöneticisi için gözaltı kararı çıkardı. Maket üzerinden 700 daire sattığı iddia edilen Makron Yapı'nın gözaltına alınan yöneticileri arasında Makrom Yapı'nın sahibi Lütfü Bakırcı'nın da olduğu öğrenildi. Operasyonun sebebi ise Makrom Yapı'dan ev alan kişilerin geçtiğimiz aylarda savcılıklara suç duyurusunda bulunması.

Torunlar'ın yeşil alanı otopark çıktı
10 işçiye mezar olan Torunlar Center Projesi tüm hızıyla sürerken büyük bir bölümü “yeşil alan” olacağı söylenen kısımda tek katlı yapıların inşaatına başlandı. Projede tek yeşil alan olarak görünen rekreasyon ve park alanının altına zeminaltı otopark yapılıyor. Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı, “Suyunun suyunu çıkardılar. Projede aslında yeşil alan yok. Böyle yeşil alan olmaz. Yeşil alan dedikleri otopark çatısı.” diye yorumladı. Projenin lansmanında ‘Üç futbol sahası' büyüklüğünde yeşil alanın olacağı ve bu alanın da yola bakan kısımda başladığı belirtiliyordu.

29.08.2015, Zaman http://www.zaman.com.tr/ekonomi_gayrimenkulde-bol-keseden-satis-tartismasi_2313401.html

ayrıntıya gizlenip saklambaç oynamak 25/29 ağustos’15 #filgunlugu

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın bir açıklaması. Cumhuriyet’te, Çiğdem Toker’e…

Kendisi ile ilgili yapılan haberlere olan tepkisini anlatıyor. Özetle, “yemedim, çalmadım, çırpmadım” diyor.
Tüm servetini helâl yoldan kazanarak yapmış. Örneğin; oğlum, yapı denetim şirketiyle vergi rekortmenleri listesine girdi” diyor.

Ülkedeki tüm şehirleşme işlerinin başında olan bir bakanın oğlunun yapı denetim şirketinin olması.
Şeytan ayrıntıda gizli…
…..

İstanbul Müftüsü şehit ailelerine; “bağırmayın, yoksa şehidiniz cennete girmez” demiş diye sosyal medyada veryansın edildi birkaç gün önce.
Bugün bir açıklama; “hiç kullanmadığım ve kullanmayacağım bir ifade bana nispet edilerek şehit ailelerini üzdüler.”

Sosyal medya, dezenformasyon girişimine çok açık.
Hele ki sıcak çatışma, yaklaşan seçim, ekonomik kriz ikliminde…
…..

Maketten konut satan bir firmanın yöneticileri adliyede.
Yine yüzlerce mağdur, uçup giden milyonlarca lira.

Bu coğrafyada yaşana hemen herkesin tutkusu, ev sahibi olmak.
Son on yıldır, siyasi iktidarın konut politikası da, bu tutkuyu alevlendirdi. Teşvikler, kentsel dönüşüm, yasal kolaylıklar…
Üç-beş kuruşu bir araya getirenler, örnek daireyi veya maketi görüp hiçbir resmi belge olmaksızın milyonlarını verip, evlerine taşınacaklarının hayalini kuruyor.
Kazın ayağı öyle değil, maketi gösterip olmayan evi satanın insafıyla koşut hayallerin gerçekleşmesi.
Ev alacaklar, Allah aşkına tüketici yasasındaki lehinize olan düzenlemeleri bir kez olsun okuyup ev almaya niyet edin.

Bu arada son olayın öznesi Makrom Yapı’zedelere ne mi olacak?
Paralar gitti. Vuslat başka düşlere…
…..

Göçmen dramı bitmiyor.
Kamyon kasasında havasızlıktan boğulan 71 insan, batan gemide boğulan 200 insan.
Aylardır canını kurtarmak için bir yerlere ulaşmaya çalışan binlerce insan nefes alamadığı için ölüyor.
İnsanlık sulara gömülüyor.
Ve dünya kör, sağır.
…..

#filgunlugu’nde 2 ağustos;
“Akil Adamlar”a takıldım.
Onca insan, haftalarca, ülkenin dört bir yanında çalışma yaptılar.
Yol paraları, konaklama, toplantı… Bunların hepsi masraf.
Sonra bu insanların bu çalışmaya ayırdıkları zaman.
Bunlar nasıl finanse edildi?

Bugün BİMER denen yere sordum.
Bakalım ne zaman ve nasıl bir yanıt gelecek?

Aslında ödenen bir para varsa, onu bulup çıkarmaya çalışmıyorum.
Sadece Çözüm Süreci konusunda toplumun ne denli bilgisiz bırakıldığı ile yüzleşmek istiyorum. Ulusal birlik ve bütünlük adına bir süreçte görevlendirilen kimi yurttaşlara para ödenip ödenmediğinden bile habersiziz.”

Ve yanıt geldi;
“Müsteşarlığımız 5952 sayılı Kanunla, terörle mücadeleye ilişkin politika ve stratejileri geliştirmek ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere kurulmuş olup, sözü edilen Kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler dahilinde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bu bağlamda, Akil İnsanlar Heyetinin destek ve sekretarya hizmetleri Müsteşarlığımız tarafından yürütülmüştür. Öte yandan, söz konusu heyet üyelerinin görev sürelerinin tayini, heyet üyelerince yürütülecek faaliyetlerin biçimi, içeriği ve faaliyet takviminin belirlenmesi ile heyet üyelerince gerçekleştirilen ziyaretlerde ve diğer etkinliklerde gündeme getirilecek konuların belirlenmesi gibi hususlar Müsteşarlığımızın görev alanına girmemektedir. Ayrıca, Akil İnsanlar Heyeti çalışmalarını gönüllülük esasına dayalı olarak yürütmüş olup, üyelere çalışmaları karşılığında Müsteşarlığımızca bir ücret ödenmemiştir.”

Gelen yanıt, sorularımın karşılığı değil.
“Çalışmaların masrafları nasıl karşılandı” sorusuna yanıt yok.
“Heyet üyelerine harcırah, ücret ödendi mi” sorusuna da, diplomatik yanıt; “çalışmalar gönüllü ve Müsteşarlıkça ödeme yapılmamış…”
“Müsteşarlıkça” demek…
Şeytan yine ayrıntıya gizlenip saklambaç oynuyor.

Ssoyal medyada gelen yanıtı paylaştım.
Gelen tepkiler, kimsenin verilen bilgiye inanmadığı yönünde. 
Sanırım karanlıkta kalan bu konuyu en doğru şekilde, heyette yer alan yürekli bir kişi açıklarsa, gerçeğe ulaşacağız.

#filgunlugu
Bütünü için tıklayınız

Sanal Alışverişte Yeni Dönem


İnternetten yapılacak alışverişlerde kredi kartı bilgilerinin korunması için firmalara “sırları saklama şartı” getirildi. Düzenlemeyle müşterinin hatalı verdiği sipariş için “geri al” ve “değiştir” seçeneğinin bulunması zorunlu olacak. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye’de 15 milyar liraya dayanan elektronik ticarette sözleşme ve siparişlerle ilgili yönetmeliği Resmi Gazete’de yayınladı. Yönetmeliğe göre tüketici, internetten yaptığı alışverişte vergi ve teslimat masrafları dahil ödeyeceği parayı görecek. Konuyu Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz’le konuştuk.

"Tüketiciler teknolojik yöntemleri daha pratik buluyor"
İnternet üzerinden alışveriş son dönemde gittikçe artıyor. Yapılan araştırmalarda, mağazaya giderek yapılan alışverişlerden çok daha yüksek miktarda internet üzerinden alışveriş yapıldığı sonucu ortaya çıkıyor. Bu şu demek; özellikle büyük şehirlerde yaşayan tüketiciler, alışveriş için mağaza mağaza dolaşmak yerine, internet üzerinden bu ihtiyaçlarını gidermeyi tercih ediyor. İnternet üzerinden alışveriş yapmak yerine, mağazaya giderek, dokunarak, görerek, muayene ederek alışveriş yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Ancak tüketiciler teknolojik yöntemleri daha pratik buluyor ve gelişen şartlar tüketiciyi ister istemez internet üzerinden alışveriş yapmaya yönlendiriyor. 

"Tüketiciyi koruyan bir takım düzenlemeler var"


İnternet üzerinden alışveriş yapılamaz mı, yapılabilir ancak çok ciddi güvenlik önlemlerinin alınması gerekir. Biz internet üzerinden alışverişi yasamızda mesafeli satış olarak değerlendiriliyor. İnternet üzerinden alışveriş yapan tüketiciyi koruyan bir takım ilave düzenlemeler var. 

Konuya ilişkin düzenlemeler, koşulsuz malı iade hakkından başlayıp, internet üzerinden alışveriş yapan firmanın birtakım yükümlülükleri yerine getirmesine kadar uzuyor. Burada karşımıza çıkan iki tane temel problem var:

1. Sık sık karşılaştığımız sorunlardan ilki, internet üzerinden alışveriş yapıldığında kargoyla gelen ürün gerçekten sipariş edilen, satın alınan ürün olup olmadığı. Bu sorunu engellemek için tüketicilere bildikleri, marka haline gelmiş sitelerden alışveriş yapmaları gerektiğini ısrarla söylüyoruz.

2. Tüketiciler, internet üzerinden alışveriş yaparken kredi kartları yerine, kredi kartlarına ek olarak oluşturacakları bir "sanal kart" üzerinden alışveriş yapmalılar. Bu öneriyi de sanal kartta daha düşük bir limit oluşturulacağı için herhangi bir güvenlik açığı söz konusu olduğunda tüketicinin kaybının minimuma indirilmesi için yapıyoruz.

Hukuk düzenlemelerinde, elektronik ticaretin düzenlemesine ilişkin mevzuatlarda birtakım yükümlülükler var. Firmaların elde etmiş olduğu kredi kart bilgilerini belli bir sürede saklaması, başkalarıyla paylaşmaması gibi. İnternetten yapılacak alışverişlerde müşterinin hatalı verdiği sipariş için “geri al” ve "değiştir"seçeneğinin bulunması tüketici lehine olan bir uygulamadır. Tüketici, internet üzerinden alışveriş süreçlerini tamamlarken herhangi bir anda geriye dönebilme imkanına sahip oldu, bu da sitelerde artık mecburi hale getirildi. Burada amaç, tüketicinin alışveriş işlemini yürütürken her aşamada geriye dönebilme ihtimalinin var olduğunu kabul etmek. Eskiden bazı siteler bunu tanımlıyordu, bazıları tuşa bastığınız anda geriye dönme şansı vermiyordu. Bu uygulamayla birlikte tüketici, internet üzerinden yaptığı alışveriş işlemlerini son ana kadar geriye alabilecek hatta son tuşa bastıktan yani alışverişi onayladıktan sonra geriye dönme imkanına sahip olacak.

Meryem Karadağ, 27.08.2015 http://www.hukukajansi.com/guncel/sanal-alisveriste-yeni-donem-h20140.html