Marmara depremi için getirilen geçici vergilerin toplanmasına, 15 yıl geçmesine rağmen son verilmedi. Bugüne kadar bu yolla 60 milyar lira vergi tahsil edildi. Gelirlerin yol yapımı ve farklı alanlarda kullanıldığını söyleyen yetkililer, ‘devlet bütçesinde birlik’ ilkesi nedeniyle toplanan vergilerin özel bir harcamaya tahsis edilemeyeceğinin altını çizdi.
Marmara depreminde zarar görenlerin yaralarını sarmak için getirilen geçici vergiler, aradan 15 yıl geçmesine rağmen devam ediyor. Alınan vergilerin vaat edildiği şekilde kullanılmamasına rağmen toplanmaya devam ediyor olması tepki çekiyor. Bu konuda ahlaki olarak da vicdani olarak da yanlış yapıldığının altını çizen Akdeniz Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Ulutürk, deprem yaralarının sarılması adına toplanan vergilerin “duble yol” yapımı gibi yatırımlar için kullanılmaması gerektiğini belirtti. Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ise geçici olarak getirilen bu vergilerin zenginlerin ve düşük gelirliler tarafından aynı oranda ödenmesinin gelir dağılımı adaletsizliğini de olumsuz etkilediğini kaydetti. 17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara depreminden sonra bir kereliğine getirilen ve halk tepki göstermeden toplanan deprem vergisinin 60 milyar lirayı aştığı Maliye bürokratları tarafından da ifade edildi. Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, depremle ilgili çalışmalar ve yardımlar sona ermesine rağmen bu vergilerin günümüzde dahi alınmaya devam ettiğini aktardı. Deniz, “Dönemin yetkililerinden Mesut Yılmaz, bu konuda alınan vergilerle IMF’ye olan borcun ödenmeye başlandığını ifade etmişti. Bu açık ikrar depremde elde edilen paranın depremzedeler için harcanması gerekirken başka kaynaklara aktarılmış olması nedeniyle ortada bir suç söz konusuydu.” dedi. Öte yandan tahsilatının kolay olması nedeniyle, her gelen iktidarın bu deprem vergisini devam ettirdiğini belirten Deniz, “İlk yapıldığı 30 Haziran 2000’e kadar bu verginin alınacağı belirtilmişken daha sonra her defasında görülen lüzum üzerine uzatıldıkça uzatılmış.” dedi. Deniz, zenginlerin ve düşük gelirlilerin getirilen bu vergi kalemlerinde aynı oranda vergi ödediğini belirterek, “Halbuki vergide mali güce göre almak esastır. Dolayısıyla herkesin aynı vergiyi verdiği bir toplumda gelir dağılımı adaletsizliği çok ciddi bir şekilde artıyor.” dedi.
Kamu harcamalarını finanse edebilmek için iktidarın ek gelire ihtiyaç duyduğunu söyleyen Akdeniz Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Ulutürk, “Başka bir vergi koymaktansa insanların ödemeye alıştığı vergiyi sürekli hale getirmek kamuoyunda çok fazla fark edilmezdi ve ses getirmezdi. AKP iktidarı da bunu tercih etti.” dedi. Ulutürk, ‘devlet bütçesinde birlik’ ilkesi nedeniyle toplanan vergilerin özel bir harcamaya tahsis edilemeyeceğinin altını çizerek, “O nedenle toplanan vergilerin deprem için harcanacağını söylemek teknik olarak mümkün değil.” dedi. Yollar için de bir finansmana ihtiyacı olduğunu dolayısıyla bütçeden bunun için kaynak ayrıldığını söyleyen Ulutürk, aslında depreme ayrılması gereken kaynağın yol yapımına ayrıldığını söyledi.
Deprem Vergileri Nereye Gitti?
Bugüne kadar toplanan deprem vergisinin 60 milyar lirayı aştığı hesaplanıyor. 1999 yılında getirilen ve geçici olduğu ilan edilen vergilerden bazıları, 2003 yılından sonra sürekli hale getirildi. İktidara aday olduğu günden itibaren vergi yükünü azaltacağı vaadini veren AKP, Özel İletişim Vergisi, Özel İşlem Vergisi gibi vergileri sürekli hale getirerek vaadinin tam tersini yaptı. Kişi başı vergi yükü bu vergilerle artırılmış oldu. Cep telefonu, ev telefonu, internet, televizyon hizmetleri gibi alanlarda alınan ÖİV abone başına ortalama 50 TL ek yük getiriyor. Cep telefonlarında yüzde 25, sabit hatlarda yüzde 15, internette yüzde 5, uydu ve TV yayınlarında yüzde 15 oranında Özel İletişim Vergisi var. İletişimde konuşma ücreti üzerinden ÖİV kesiliyor. 100 TL’lik bir cep faturasında ÖİV’nin payı 15 TL’yi buluyor. Üstelik diğer deprem vergileri gibi bu vergilerden elde edilen gelirler de farklı alanlarda kullanılıyor. Devletin depreme karşı alınan tedbirler için ne kadar harcama yaptığı ve bu harcamaların bütçeye etkisini sürekli şekilde paylaşması gerekir. Yönetimlerin bu harcamaları sadece bugünü değil geleceği de etkiler. Kısa vadeli getiriler yerine uzun vadeye odaklanıp öncelik sırasını (deprem gibi) en hayati olanlara vermek gerekir. Aksi takdirde muhtemel bir deprem hizmet olarak sunulan tüm yapıları yok etme riskini taşımaktadır.
Koray Tekin, Zaman 21.08.2014 http://www.zaman.com.tr/ekonomi_deprem-vergileri-geciciydi-kalici-oldu_2238869.html