15 Aralık 2019 Pazar

Yılın son fırsatçı kampanyalarına kanmayın

Yılbaşı bahanesiyle yapılan indirim oyunlarına dikkati çeken Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, tüketicileri hilelere karşı dikkatli ve tedbirli olmaya çağırdı.

Yılbaşına doğru açıklanan “İki al bir öde” veya “Bir alana bir bedava” başlıklı indirim oyunları pek çok şikâyete konu oluyor. Bu oyunlara son verilmesini isteyen bilinçli tüketiciler; sosyal medyadan “Yine kandırılıyoruz”, “Dolandırıcılar devrede” ve “İndirimle değil, bindirimle karşı karşıyayız” paylaşımlarında bulunuyor.

Hilelerin ardı arkası kesilmiyor
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Yeni Akit’e yaptığı açıklamada indirim hilelerinin ardı arkasının kesilmediğini belirtti. Tüketicileri hilelere karşı dikkatli ve tedbirli olmaya çağıran Deniz, “Ne yazık ki, ‘Black Friday’ yahut ‘Efsane Cuma’ saçmalığını sözde yılbaşı indirimleri takip ediyor. Bu sanal indirimlerle depoda kalan, stokta olan ürünleri satmak hedefleniyor” dedi. Elektronik cihazlardan örnek veren Deniz, şu ifadeleri kullandı:

Kritik uyarı
“Bazı tekno marketlerde indirimli olarak lanse edilen ve 10 liradan satılan bir ürün 2020 başlarında 2 liradan fiyatlanacaktır. Çünkü raflara bu ürünün yenisi, bir üst modeli gelecektir. Onun için uyanık olmakta fayda var. Öbür taraftan indirimlerin sanal olabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda mağazalarda ve vitrinlerde yer alan ‘Yüzde 80 indirim’ ya da ‘İki al bir öde’ yazılarına kuşkuyla bakılmalı, kampanya öncesi fiyatlar araştırılmalıdır.” Bilinçli tüketimin önemini vurgulayan Deniz, “Mutlaka ve mutlaka ihtiyaç duyulan ürünler satın alınmalıdır. İsraftan kaçınılmalıdır. Sırf iskontolu ya da uygun fiyatlı diye bir ürünü almanın doğru bir tutum olmadığı bilinmelidir” diye ekledi.

Yalancı indirimlere dikkat
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ise ‘Şahane Cuma’ gibi yalancı indirimler ve ‘Muhteşem Yıl’ benzeri kampanyalarla tüketim çılgınlığının tetiklendiğini söyledi. Vatandaşlara “İndirimli pantolon, sweatshirt, ayakkabı, telefon ve tabletlerin fiyatlarını; muadillerinin bedellerini araştırın. Gerek duyacağınız, kullanacağınız ürünleri tercih edin” diye seslenen Ağaoğlu, şöyle devam etti: “Şu aşamada ilgili merciler tarafından da denetimlere, teftişlere büyük önem verilmelidir. Ürün ve fiyat kontrolleri artırılmalıdır. Art niyetlilerin ve vurguncuların ceplere el atmalarının; halkı yolmalarının önüne geçilmelidir. Ve tüketiciler müfettişler gibi davranmalı, fiyatlarıyla oynanan ürünlerin fotoğraflarını çekmeli, faturalarını ekleyip Ticaret Bakanlığı’na iletmelidir. Ya bakanlığa telefon açmalı veya mobil uygulama HFA-Bildirim’e şikâyette bulunmalıdır.”

15.12.2019, BUğra Kardan, Yeni Akit

Sahte kozmetik tehdidi

Bütün dünya sahte kozmetik ürünlerinin istilası altında. Merdiven altında, yasaklı maddelerle üretilen makyaj malzemeleri ve diğer bakım ürünleri karşımıza artık sadece semt pazarlarında değil, sosyal medya ve alışveriş sitelerinde de çıkıyor. Netflix’in yeni belgeseli ‘Broken’ da meseleyi yeniden gündeme getirdi. ‘Broken’ vesilesiyle, Türkiye’nin sahte kozmetik karnesini mercek altına aldık.

Katkıda bulunanlar
Kimyagerler Derneği Marmara Şube Başkanı Ahmet Aktaş
YouTuber Su Hakgüden (@londradabirturkkizi)
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz
Dermotoloji Uzmanı Figen Akın

Kozmetik ürünleri, artık bir sosyal statü simgesi mi?
- Evet ve kozmetik ‘lüks’ katagorisinde olduğu sürece böyle olmaya devam edecek. Bunda markaların reklam politikaları da pay sahibi. Ruju, parfümü veya ojeyi bir yaşam stili, bir sosyal statü satıyormuşçasına tanıtıyorlar. Ferrari mi sürüyorsun ruj mu belli değil! (Su Hakgüden)

Sahte ürünler Çin’den mi geliyor?
- Uzakdoğu’dan gelen ürünler de var ama Türkiye pazarına sürülen sahte ürünlerin önemli bir kısmı ülkemizde merdiven altında üretiliyor. Kozmetik ürünler için marka sadakati çok düşük olduğundan tüketici algısını etkileyebilen her marka sektörde kendine yer bulabiliyor. Pazara her gün yeni firmalar, yeni ürünler giriyor. (Ahmet Aktaş)

Bu ürünlerin içeriğinde hangi maddeler var, sağlığımızı nasıl etkiliyorlar?
- Yüksek oranda kullanıldığında kalp krizi riskini artıran Minoxidil, onarılması zor cilt yanmalarına neden olan TCA, arsenik ve kurşun gibi ağır metaller... Kozmetikte yasaklı olan bütün maddeler var ve bu maddeler nefes problemine de neden oluyor. Epilasyon öncesi ağrıyı gidermek için kullanılan bir krem, yüksek dozda kullanılırsa kalp hastalığı ve dolaşım bozukluğuna sebep olabiliyor. Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na kayıt yaptırmış firmaların üretim yerlerini denetliyor ama ithal edilen kozmetik ürünlerinin üretim yerleri denetlenemiyor. (Ahmet Aktaş)

- Örneğin bergamot yağı ve Peru balsamı ciltte iritasyona yol açar, ruj ve farları bu bölgelerin derisi ince olduğundan kolayca emilir ve egzamaya yol açar. Bu ürünlerin içinde sentetik kimyasallar ve petrol yan ürünleri var ve kandan emilerek sistemik dolaşıma karışır ve kanserlere yol açabilir. Bu ürünler vücutta yabancı protein gibi algılanarak romatizmal bir rahatsızlık olan Kelebek (Sistemik Lupus) hastalığını da tetikleyebilir. (Figen Akın)

Bu etkileri bilinmesine rağmen sahte kozmetik ürünlerine ilgi neden azalmıyor?
- Bu ürünler, insanların istediği statüde gözükmesine yardımcı olduğu için revaçta. Sen de onun kullandığı o pahalı ürünü kullanıyorsun, senin dudakların da aynı renk, sen de aynı kokuyorsun, aynı hayatı yaşaman için adım adım ilerliyorsun. Ambalajı, görüntüsü aynı, makyaj masanı zengin ve kaliteli gösteriyor. Bu ürünleri kullananlar, başlarına bir şey gelmeyeceğine inanmak istiyor. Orijinal olmuyorsa sahte olsun kim bilecek? İnsanlar sağlık sorunu olmadığı zaman hayatlarını riske atabiliyor. Ama er ya da geç bir şey oluyor, o ayrı. (Su Hakgüden)

Tüketici Birliği Federasyonu’na sahte kozmetik ürünleriyle ilgili çok şikayet geliyor mu?
- Evet, çok fazla. Kozmetik şu an ekonominin temel motorlarından biri. Markalı, tescilli kozmetik ürünlerinin fiyatı vatandaşların alım gücünün üzerinde olduğu için insanlar daha ucuz kozmetik arayışına giriyor. Türkiye’deki tüketiciler sahte bir üründen memnun kalmadıklarında, başka bir sahte ürün almaktan vazgeçmiyor. Sosyal medyada ve semt pazarlarında çok satılan bu ürünlerden korunmak için pahalı ama daha az sayıda ürün almaktan, araştırma yapmaktan ve etiket okumaktan başka çare yok. Bilim dünyası kelliğe bir çözüm bulabilmiş değil ama üzerinde ‘kelliğe çözüm’ yazan ürünler çok satılıyor, insanların sağlığı bozuluyor. Ambalajın arkasında ruhsat bilgisi var mı bakın; yoksa almayın. (Mehmet Bülent Deniz)

- Sahte ürünleri gerçeğinden ayırmak zor olabilir. Üretici firmanın güvenirliği oldukça önemli; güçlü araştırma laboratuvarları olan bilinen markalardan şaşmayın. (Figen Akın)

14.12.2019, İpek İzci, Hürriyet