31 Ocak 2019 Perşembe

Boş yere kredi kart aidatı ödemeyin

Kredi kart ekstrenizi bu ay dikkatle okuyun.

Göreceksiniz ki, 180-250 lira arasında yıllık kart ücreti veya aidatı ismiyle sizden para isteniyor.
Oysa ki, kart ücreti ödemek zorunda değilsiniz.


Her yıl aynı terane HALKIN SAĞLIĞIYLA OYNANIYOR

Her yılın ocak ayında eczaneye giden vatandaş bazı ilaçları bulamıyor. Sebebi ise; ilaç üreticileri ve Ecza depolarının, halkın sağlığına malolsa da daha fazla kar etmek pahasına kur güncellemesini bekliyor olmaları. Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, "Bütün dünya piyasaları an be an takip edilebilirken kur güncellemesi yapılacak diye vatandaşı bir ay boyunca ilaçsız bırakmak doğru değildir" dedi.

Yılbaşıyla birlikte ilaç stoku haberleri rutin hale geliyor. Eczanelere giden vatandaşlar bazı ilaçları bulmakta sıkıntı çekiyor. Eczacılar konunun kendilerinden kaynaklanmadığını belirtirken ilaç üreticilerini ve ecza depolarını işaret ediyor. Sorunun kur güncellemesinden kaynaklı olduğunu ifade eden Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ise halk sağlığını tehdit eden durumun bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtiyor.

İLAÇ ÜRETİCİLERİ VE ECZA DEPOLARI KUR GÜNCELLEMESİNİ BEKLİYOR
Her yıl yaşanan ilaç bulamama sıkıntısı bu yıl da yaşanıyor. Vatandaşlar özellikle diyabet, kanser ve tansiyon ilaçlarının piyasada bulunmadığından şikayet ediyor. Eczacılar ise yaşanan sıkıntının kendilerinden kaynaklanmadığını belirtiyor. İlaç üreticilerini ve ecza depolarını adres gösteren eczacılar durumdan kendilerinin de mağdur olduklarını ifade ediyor. İlaç üreticileri ve Ecza depoları ise şubat ayında yeniden ele alınacak kur güncellemesini bekliyor. Gelecek zammı bekleyen üreticiler, daha fazla kar etmek pahasına halkın sağlığıyla oynuyorlar. Aynı şekilde ecza depoları da düşük fiyata aldıkları ilaçları zamlı fiyata satabilmek için ilaç stoku yapıyor.

“SAĞLIK BAKANLIĞININ BU KONUYU ACİLEN ÇÖZMESİ GEREKİYOR”
Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent DENİZ, “Her yıl ocak ayında vatandaşlardan talep ettikleri bazı ilaçları bulamadıklarına yönelik şikayetler geliyor. Bu yıl da aynı şikayetler geliyor. Bunun sebebi ise Şubat ayında kur güncellemesi yapılması. İlaç firmaları ve ecza depoları kur güncellemesi gelecek diye ilaç stoku yapıyor. Bu yıl kur güncellemesine ek olarak ülkemizin yaşadığı kur şoku da eklendi. Bazı ilaç firmalarının çekinik davrandıklarına dair bilgiler aldık. Bir taraftan kamu sağlığı söz konusu bir taraftan da ilaç firmalarının kendilerince ‘haklı sebepleri' söz konusu. Tabi burada vatandaş mağdur oluyor. Özellikle yüksek segmentli ilaçlarda sıkıntı yaşanıyor. Sağlık Bakanlığının bu konuyu acilen çözmesi gerekiyor. En azından bu yıl geçici bir çözüm için konunun taraflarıyla bir araya gelmesi gerekiyor. Bu ilaçların piyasaya yeniden sürülmesinin sağlanması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞI İLAÇSIZ BIRAKMAK DOĞRU DEĞİL”
Bazı ilaçlar için yurt dışından sipariş edildiğine dair bile haberler aldıklarını da ifade eden Deniz, “Sağlık konusu şakaya gelmez. Vatandaşın sağlığını korumakla yükümlü olan bir yönetim biçimimiz var. Bu konu kur farkı veya başka bir etken dinlemez. Bu sıkıntının her yıl tekrar etmesi aynı delikten birkaç kere ısırılmak demektir. Bütün dünya piyasaları an be an takip edilebilirken kur güncellemesi yapılacak diye vatandaşı bir ay boyunca ilaçsız bırakmak doğru değildir” ifadelerini kullandı.

30.01.2019, Muhsin Şenol Doğru Haber

Deniz'den Tüketicilere Boykot Çağrısı

Patlıcan, biber, domates gibi sebzelerin fiyatlarında görülen anormal artış üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, marketlerdeki fiyat artışlarının sıkı bir şekilde denetleneceğini açıkladı.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, marketlerdeki olası kriz fırsatçılığını değerlendirirken tüketicilere çağrıda bulundu: "Sebzeleri mevsiminde tüketelim. Talep düşerse, kriz fırsatçıları beklediklerini bulamayacaklar."

İşte Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz’in A Haber TV. canlı yayınındaki değerlendirmeleri.

 29 Ocak 2019, AHaber TV.

Kredi kart borcunuzu ödemekte zorlanıyor musunuz?

Ziraat Bankası'nın başlattığı ve Vakıfbank ve Halkbank'ın da katıldığı yapılandırma kredisinden yararlanmayı unutmayın.


Hem uygulanacak faiz, kredi kart borcunuz için ödediğiniz faize göre daha az, hem de vade 60 aya kadar...

25.01.2019, Tüketici Postası
https://www.tuketicipostasi.com/kredi-kart-borcunuzu-odemekte-zorlaniyor-musunuz/4178/https://www.tuketicipostasi.com/kredi-kart-borcunuzu-odemekte-zorlaniyor-musunuz/4178/

24 Ocak 2019 Perşembe

5816 defa kızdım…

Duymayan kalmadı, köşebaşını tutmuş bir yazar, Atatürk üzerine yazdığı kitap için yeni bir sömü.. pardon pazarlama yöntemi icat etmiş.

Kitap özel basılmış, elle ciltlenmiş, falan filan…
Bitmedi, 1881 adet basılacak bu özel kitap saat dokuzu beş geçe alıcısıyla buluşacak.
Dahası bu çok çok özel eser, tam ikibinbeşyüz törkiş liradan kapışılacak.

Yerel seçimlere bir nefes kala, iktidar muhalifi çevreyi konsolide etmek ve –kusura bakılmasın bir zahmet- sırtından para kazanmak isteyen bu müthiş, dahiyane pazarlama yöntemi kamuya yansır yansımaz, gürültü koptu tabi.
Atatürk’ü sevmeyenler tarafında kopan gürültünün, kahkaha atan dudaklardan dökülmesi normal.

Gürültüyü koparan diğerleri, Atatürk’ü sevenler grubu.
İşte bunların niye bağrış çağrış sosyal medyada ortalığı yıktıklarını anlamak mümkün değil…
Kitap Atatürk’ü anlatıyor, doğduğu yıla nazire 1881 adet basılıyor ve en önemlisi vefat saatinde satışa sunuluyor. Daha ne isterler ki?

Haa ikibinbeşyüz törkiş liralık fiyatın, Atatürk’ün yaşamında nereye denk geldiğiyse dert, “ey halkım, kağıt parası, el işçiliği, baskı parası, nakliye, yayınevi kârı, yazar payı, falan filan…” Olmadı, ikibinbeşyüz sayısını arar buluruz Atatürk’ün yaşamında bir yerlerde.

Dini duyguları sömürerek kazanç elde edilmesine tepkili bir çevreye, Atatürk sevgilerini sömürerek ikibinbeşyüz törkiş liradan, oradan buradan toplama bilgilerle bezeli bir Atatürk kitabı satmak için vahim bir hata yapıldığına da işaret etmek gerek.
Bu fiyat az. Etikete 5.816,00 TL. rakamı konmalıydı ki, işlem tamam olsun.

5816 ne mi?
Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun’un numarası…


Bu makale, 23.01.2019 tarihinde 

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz: Katma değer, tüketici hakkıyla mümkün!

Tüketicinin haklarını ve son dönemlerde buna yönelik geliştirilen teknolojileri konuştuğumuz bu bölümümüzde konuğumuz Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz oldu.

ST Endüstri Radyo’nun konuğu, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, tüketici haklarının kullanılmasının, Türkiye’yi, her alanda yüksek katma değerli ürünler üretmeye götüreceği tespitini yaparak, şöyle konuştu: “Mükemmeli aramak, eleştiri ve denetim mekanizması ile mümkündür.”

Deniz, yasa gereği marketlerin, plastik poşet yerine doğa dostu alternatif sunmakla mükellef olduğunu söyledi. Yasa koyucunun, doğaya zarar veren ve ithalatı ile ekonominin sırtında yük olan plastik yerine, tüketiciye, bez poşet, file, koli gibi taşıyıcıları vermek mecburiyetinde olduğunun altını çizen Deniz, şöyle konuştu:

“Marketler sanki konu ellerindeki plastiği parayla satmakmış gibi, müşteriye doğa dostu bir alternatif taşıma kabı vermekten imtina etmektedir.”

Haberin tamamı ve program kaydını dinlemek için

23 Ocak 2019 Çarşamba

X’, ‘Y’ derken Yeni Kral ‘Z’


2000 ve sonrasında doğanların oluşturduğu kuşak için kullanılıyor ‘Z Kuşağı’ nitelemesi.
Yani en yaşlıları bugün 16-17 yaşında.
Bir de bir önceki kuşak var;‘Y Kuşağı.’
Onlar da 1980-1999 arasında doğanlar, yani şimdinin 18-35 yaş arasındakiler…

Bu iki kuşağın insanları, insanlık nüfusunun en dinamik bir başka deyişle yeryüzünde satın alma işini en çok gerçekleştiren grubu oluşturuyor.
Dolayısıyla insana ulaşan her türlü ürünün potansiyel alıcısı durumundalar.
Böylelikle tüketici tercihinde ön sırada olmak isteyen tüm markaların da gözüne kestirdiği insanlar.

Bu iki kuşağın insanları bir garip.
Kendisinden önceki neslin yaşam düzeninin dışında, kendileri için ürettikleri bir ‘yeni yaşam’ oluşturmuş durumdalar:

Bilgiye ulaşmak onlar için sorun değil, en hızlı nasıl ulaşacaklarını dert ediyorlar.

Ana akım medya yerine tüm insanlıkla iletişim kurdukları, haber alıp verdikleri sosyal medyayı tercih ediyorlar.

‘Mağaza dolaşmak’ deyince, firmaların internet sitelerinde sörf yapmayı anlıyorlar.

Ve en önemlisi, kurdukları dünyayı tek bir boşluk bırakmadan sardıkları ağlarla sadece hangi markayı tercih ettikleri veya markalardan beklentilerini anlatmak için değil, önemsedikleri markaların pazarlama ve markalaşma süreçlerine etki etmek için de kullanıyorlar.

Önceki kuşaklara satış yapan markalar, yaşama dair hedefleri kendileri koyuyorlar, tüketiciye örneğin ‘bizi satın alırsan havalı olacaksın’ mesajlarıyla ne giyeceğimizi, ne yiyeceğimizi belirliyorlardı.
Yani tüketicinin tarzına, isteğine markalar karar veriyordu.

Oysa durum şimdi farklı.
Y ve Z kuşağı insanları, markaların bu rol model olma özelliklerini ellerinden alıverdiler.
Artık marka değil, Y ve Z kuşağının insanları markalara hükmediyor.
Kurdukları kesintisiz, yoğun ve anında iletişimle ne istediklerini markalara dayatıyorlar.

Markaların işi artık zor.
Tüketiciye yaşam hedefi ve tarzı koymak yerine, tüketicinin onlara biçtiği hedefin gereğini yapmak zorundalar.

Kennedy’den ‘Z’ Kuşağı’na, kralın tüketici olduğunda kuşkumuz var mı?



Bu makale, 13.01.2019 tarihinde
https://ekonomigundemi.com/yazarlar/mehmet-bulent-deniz/x-y-derken-yeni-kral-z/187/ linkinde yayınlanmıştır.

Tüketici Postası ile 1 Dakika: Karneyi Paylaşırken Dikkat

Çocuğunuz başarılı bir karne ile eve geldi.
Gururlandınız ve gururunuzu paylaşmak istiyorsunuz.

Sosyal medyada karneyi paylaşırken dikkat edin, dolandırıcıların hedefi olmayın...



18 Ocak 2019 Cuma

Poşette ezber bozacak bilgiler

Poşet konusunda bilmediğiniz haklarınız neler? 
Kanal Ekonomi'de yayınlanan,Tüketici Postası'nda gazeteci-yazar Çetin Ünsalan ve Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Başkanı Mehmet Bülent Deniz anlatıyor.

Özür dilememek, işten çıkarılma nedeni...

Yargıtay geçtiğimiz günlerde, işvereninden özür dilemeyen işçinin iş sözleşmesinin haklı olarak sonlandırılabileceğine karar verdi.
Bu karar ne anlama geliyor? İşçinin tazminat hakları ne olacak?

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı ve Avukat Mehmet Bülent Deniz, CNN Türk Ana Haber/Sema Akbulut'un haberinde değerlendiriyor.

14.01.2019, CNN Türk Ana Haber



12 Ocak 2019 Cumartesi

yan yana dizilmek...

2008/Ocak - 2019/Ocak...
Tam on yıl olmuş blogumu açalı...

Sanattan, insan haklarına, ekonomiye, politikaya; özcesi insan için, ışığı kısık da olsa bir “deniz feneri” olabilmek için yazılan 623 yazı...

325.000 kişi ziyaret etmiş, sayamadığım yüzlercesi zahmet edip yorumlarını bırakıvermişler yazılarımın altına.
Okunduğumu hissettirmişler, emek vereni mutlu etmişler...

Blogumu, sosyal medyadaki sayfalarımı izleyerek "yan yana dizilmeyi" öğretenlere, öğrenenlere; üretmenin güzelliğini gösterenlere selam olsun.

Yüreğimiz terler, sonu mutluluk olur...

mehmetbülentdeniz

11 Ocak 2019 Cuma

Kredi Kart Borçlularına Müjde

Kredi kart borcunu ödemekte zorluk yaşayan milyonlarca tüketiciye müjde geldi. Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, kredi kart borç yapılandırmasının ayrıntılarını TRT Haber, Ekonomi 7/24'de anlatıyor.

Kennedy Benimle Aynı Görüşte


Kapıyı tıklatan görevli; ‘it’s time to go Mr. President (Sayın Başkan, gitme zamanı)’ diye uyardığında, Başkan saatine baktı. ‘Evet, vakit gelmiş’ diye düşündü. Önündeki kağıt tomarını güzelce katlayıp ayağa kalktı ve Oval Ofis’in kapısında bekleyen görevliye ‘gidelim’ dedi.

Güneşin yüzünü az gösterdiği bir Perşembe sabahıydı. Beyaz Saray’dan ayrılan Başkanlık konvoyu hızla Temsilciler Meclisi’ne doğru yol alıyordu. Limuzinin içindeki Başkan, birazdan yapacağı konuşmanın ekonominin varolan düzeninde yeni bir açılıma neden olup olamayacağını hesaplıyordu.

Alkışlar arasına kürsüye gelen ABD. Başkanı John F. Kennedy; ‘tüketiciler en büyük topluluktur, ekonomiyi ve ekonomiyi yönetenlerin kararlarını etkileyecek güce sahiptirler’ diyerek başladığı tarihi konuşmasını bitirdiğinde, salonda bulunan Temsilciler Meclisi üyeleri önemli bir olaya tanıklık ettiklerini hissediyorlardı.

Gelişen ekonomik düzende, Kennedy’nin dediği gibi ekonomiye yön verecek kadar güçlü müyüz, tüketici olarak?

Gerçekten kral biz miyiz?

Bu makale, 04.01.2019 tarihinde https://ekonomigundemi.com/yazarlar/mehmet-bulent-deniz/kennedy-benimle-ayni-goruste/175/ linkinde yayınlanmıştır.


Borcu borçla çevirene seçim ayarlı kampanya

İktidar seçim ekonomisinde gaza bastı. Cumhurbaşkanı kart borçlularına yapılandırma müjdesi verdi. Oysa asgari ödeme ile borçlarını döndüren milyonlar yıllardır geçim derdinde...

Seçim yaklaşırken iktidar seçim ekonomisi politikalarına gaz verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kart borcunu ödemekte güçlük çekenlere Ziraat Bankası’ndan kredi kullandırılarak kart borçlarının kapatılacağını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Kredi kartı borcunu ödemekte güçlük çeken vatandaşlarımıza mevcut borçlarını daha kolay ödeyebilmesi için bir imkan sağlıyoruz. Ziraat Bankası aracılığıyla ödeme güçlüğü çeken vatandaşların borcu tek bir çatı altında toplanacak, Ziraat’ten alacağı kredi ile bu borcu kapatacak, aylık gelirine uygun bir şekilde bu borcu ödeyecek. Bu borç ister 24 ay ister 60 ay vade ile Ziraat Bankası’na ödenecek” dedi.

BEŞ BİN TL AZ ÖDEYİN!
Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının ardından Ziraat Bankası’ndan yapılan açıklamada “Birleştiren İhtiyaç Kredisi; kredi kartlarına uygulanan aylık faiz oranlarından çok daha uygun şartlar ile 24 aya kadar aylık yüzde 1.10 ve 60 aya kadar aylık yüzde 1.20 faiz oranlarıyla müşterilerimize sunulmaktadır” denildi. Buna göre halihazırda diğer bankalardan 24 ay taksitle çekilecek 10 bin TL’lik bir kredi için geri ödeme tutarı 16-17 bin TL’yi buluyor. Vatandaş aynı tutarda krediyi aynı vadede Ziraat Bankası’ndan çektiği zaman ise 11-12 bin TL geri ödeme yapacak.

KART BORCU 133 MİLYAR
Merkez Bankası, Türkiye Bankalar Birliği ve Bankalararası Kart Merkezi verileriyle yaptığımız derlemeye göre ülke çapında 65 milyondan fazla kart bulunuyor. Kredi kartı kullanan kişi sayısı 25 milyon. Toplam bireysel kredi kartı borcu tutarı 133 milyar TL. Kredi kartı borçlarında batık oranı yüzde 6. Batık kredi kartı borç tutarı 7.5 milyar TL. Kredi kartı borcundan dolayı takibe düşen ve halen borcu olanların sayısı (Ekim 2018 itibarıyla) 2.5 milyonu buluyor. Kartların limitlerindeki ortalama doluluk oranı yüzde 40. Sonbir yılda kart borcunun en hızlı arttığı iller Ağrı, Şırnak, Vav ve Hakkari. Kişi başı en yüksek kredi kartı borcu bulunan iller Adana, Ankara ve İstanbul.

‘DOKUZ MİLYONA ÇARE OLUR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kart borçlularına yönelik açıklamaları sonrası Ziraat Bankası’ndan yapılan açıklamayı değerlendiren Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, “Yıllardır dile getiriyoruz. Dokuz milyon kart borçlusu asgari ödemesini yaparak borçlarını döndürüyor” dedi. Seçim öncesi açıklanan yapılandırmanın asgari ile dönen milyonlar için bir ödeme kolaylığı ve rahatlama sağlayacağını belirten Bülent Deniz, “Daha önceki düzenlemeler takibe düşmüş olanları kapsıyordu. İlk kez kart borcu olan ve bunu döndürerek geçimini sağlayan tüketiciler kapsama alındı. Bizim istediğimiz de buydu. Borçların ödenmesine fayda sağlayacağını düşünüyorum” diye konuştu. Yüksek enflasyon nedeniyle refah seviyesi düşen vatandaş çözümü kartta buluyor. Son yıllarda kredi kartı faizlerinin yükselmesi nedeniyle kart borcunu ödeyemeyen bankadan tüketici kredisi çekip, kartını kapatıyor. Ancak ücretler reel anlamda gerilediğinden tüketici kredisi borcu bitmeden yine karta sarılan vatandaş bir borç sarmalı içine düşmüş durumda.

09.01.2019, M. Recep Erçin, Aydınlık,

4 Ocak 2019 Cuma

Consumerland’a Kral Aranıyor!..

Vit Jedlicka
Bir hayalperest, sevimlisinden.
Birkaç yıl önce tren yolculuğunda etrafı seyrederken; ‘ne çok kullanılmayan alan var’ diye düşünmüş.
‘Bu kadar çok arazi varken, neden sıfırdan bir devlet kurmayayım?’
Sonra bir arkadaşıyla oturup kuracakları ülkenin bayrak, arma, motto ve ideolojisini şekillendirmiş.

İnternete girip Liberland diye aradığınızda, Sırbistan ve Hırvatistan arasında bulunan yedi kilometrekarelik, kimsenin sahiplenmediği bir arazide kurulu bu küçük ülke hakkında her türlü bilgiye ulaşabiliyorsunuz.

Liberland Yurttaşı Olmak Kolay
Irk, etnik köken, yönelim ve din farkı gözetmeksizin başkalarına ve başkalarının fikirlerine saygılı olan, özel mülkiyete saygı gösteren, komünist, Nazi ya da başka aşırı uç geçmişi olmayan, suç işlememiş biri iseniz, bu ülkenin yurttaşı olmak için başvurabilirsiniz. Sorun şu ki, yedi kilometrekarelik bu ülkede ancak beşbin kişilik boş yer var. Yüksek olasılıkla Liberland yurttaşı olmak için yapacağınız başvuruya olumlu yanıt alamayacaksınız.

Ama size daha iyi bir teklifim var; bir ülkede, hele yeni kurulmuş küçücük bir ülkede, sıradan yurttaş olmak yerine, başka bir ülkede, hem de kral olabilirsiniz; Consumerland… Yaklaşık sekiz milyar insanın olduğu, bütün dünya topraklarının üzerinde kurulu Tüketici Ülkesi’nde krallık daha cazip değil mi?

Bu makale 31.12.2018 tarihinde, https://ekonomigundemi.com/yazarlar/bulent-deniz/consemerland-a-kral-araniyor/166/ linkinde yayınlanmıştır.

3 Ocak 2019 Perşembe

Zam yaparak indirime gidenlere dikkat

Dolar kurunun yükselişini bahane ederek fiyat artışına giden ve vergi muafiyetine rağmen ‘Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı’na katkı sağlamayan firmaların sözde kampanyalar ve cüzi indirimlerle yetinmeleri tüketicilerin tepkisini çekiyor.

Hükümetin beyaz eşyada Özel Tüketim Vergisi’ni (ÖTV) sıfırlama kararının 31 Mart’a kadar uzatması, indirim oyunlarını gündeme taşıdı. Dolar kurunun yükselişini bahane ederek beyaz eşya fiyatlarını arttıran spekülatör firmaların, vergi muafiyetine rağmen ‘Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı’na katkı sağlamamaları eleştirilerin odağında. Söz konusu firmaların sözde kampanyalar ve cüzi indirimlerle yetinmeleri tüketicilerin tepkisini çekiyor.

Fedakârlıklara kayıtsız kalınmamalı
Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Başkanı Bülent Deniz, enflasyonla mücadelenin samimiyet gerektirdiğini belirtti. Bu anlamda üreticilerin ve perakendecilerin önemli bir sınavdan geçtiğini kaydeden Deniz, “Şu anda her şey görülüyor ve not ediliyor. Kur artışının ardından koşar adım ürünlere zam yapanların dolar düşerken emekleyerek fiyatlara indirim uyguladıkları bir yere yazılıyor” dedi.

Devletin vergi indirimleri ve muafiyetleriyle fedakârlık yaptığını vurgulayan Deniz, şöyle devam etti: “Buna karşılık saygısız firmaların fiyatları aşağı çekmemeleri; kurun düşüşüne ve ÖTV ile KDV indirimlerine kayıtsız kalmaları anlaşılır gibi değil. Bu istismarcılar ufak tefek indirimler ve sözde kampanyalarla kimseyi kandıramaz. Kuşkusuz burada sorumluluk yine hükümete ve vatandaşlara düşüyor. Herkes görevini ve ödevini iyi biliyor. Vatandaşlar, haksız fiyat artışlarını ihbar hattına ya da mobil şikâyet sistemine girerek bildirmekle; Ticaret Bakanlığı da denetimleri sıklaştırmakla mükellef olduğunun farkında.”

03.01.2019, Yeni Akit 
https://www.yeniakit.com.tr/haber/zam-yaparak-indirime-gidenlere-dikkat-579727.html