31 Ocak 2015 Cumartesi

Vatandaş, TÜİK’in Alışveriş Yaptığı Marketi Arıyor!

TÜİK’in gıda sepetindeki ürünlerin fiyatlarıyla farklı kurumların gıda fiyatları arasındaki uçurum dikkat çekiyor. TZOB’un listesinde pek çok ürünün fiyatı TÜİK’inkinden yüksek. Liste karşılaştırıldığında TÜİK’te kabağın yüzde 28, ıspanağın yüzde 25, havucun yüzde 17, portakalın yüzde 27, elmanın yüzde 36 daha ucuz olduğu görülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 432 gıda maddesinden oluşan sepetteki enflasyon oranlarını geçtiğimiz gün yayımladı. Buna göre listedeki ürünlerin enflasyon ortalaması yüzde 12,73 oldu. Ancak başka listeler ile TÜİK listesi arasındaki fark dikkat çekiyor. Listede yer alan Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) listesiyle karşılatırıldığında TÜİK’in listesinde yer alan 35 üründen 26’sının fiyatının TÜİK’te daha ucuz olduğu görülüyor. Örneğin elmanın fiyatı TÜİK sepetinde 2,24 lira iken TZOB’un listesinde 3,52 lira olarak yer aldı. Belli ürünlerde yüzde 30’un üzerine çıkan fiyat farkı “TÜİK hangi marketten alışveriş yaptığını da yazsın, vatandaş da ürünü ucuza alsın!” yorumlarına neden oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon rakamlarını geçtiğimiz gün açıkladı. 2014 Aralık ayında enflasyon bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,17 arttı. 12 aylık ortalama olan yüzde 8,85’in çok altında gelen bu rakamlar içinde dikkat çeken bir diğer konu ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yaşanan enflasyon oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre gıda ve alkolsüz içeceklerdeki enflasyon artışı yüzde 12,73 ile en yüksek artışın yaşandığı ikinci ana harcama grubu oldu. Ancak TÜİK’in sepetinde yer alan ürünlerin fiyatlarının benzer şekilde ürün fiyatlarını takip eden kuruluşların fiyatlarıyla örtüşmemesi kafalarda soru işaretlerine neden oldu. Örneğin geçtiğimiz günlerde 39 gıda maddesinin aralık fiyatını açıklayan TZOB’un listesindeki fiyatlar, TÜİK’in fiyatlarının çok üstünde geldi. İki liste karşılaştırıldığında TÜİK listesindeki kabağın yüzde 28, ıspanağın yüzde 25, havucun yüzde 17, portakalın yüzde 27, elmanın yüzde 36 daha pahalı olduğu görüldü. TÜİK’in listesindeki ürünlerden TZOB’a göre pahalı olanlardan bazılarıysa yeşil soğan ve kuru üzüm.

Tüik enflasyonu yansıtmıyor
Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, sokağın fiyatlarının daha farklı olduğunu ve yaşanan enflasyonun TÜİK’in rakamlarına yansımadığını belirtti. Deniz, “İktidar birçok ekonomik parametreyi, örneğin; memura-işçiye zam, asgari ücretin belirlenmesi ve benzeri rakamları hesaplarken, TÜİK verilerini esas alıyor ve bu noktada ücretli kesim sosyal refah bakımından ileriye değil, sürekli geriye doğru gidiyor. Bu durum, gerçek-resmî enflasyon rakamlarının tüketicinin ekonomisinde büyük kayba yol açmaktadır.” eleştirisinde bulundu. TÜİK verilerine olan güvenin uzun süredir tartışıldığını belirten Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Bu tablo, bu tartışmanın ne denli haklı olduğunu gösteriyor. Federasyonumuzun değişik illerdeki üye derneklerinin gözlemleri, TZOB’un verileri ile teyit edilmiş bulunuyor. Örgütümüzün, ‘sokağın enflasyonu’ diye nitelendirdiği veriler, TÜİK verileri ile tamamen çelişiyor ve aradaki makas çok fazla. Yüzde 20-25 aralığında bulunan ‘sokağın enflasyonu’na ilişkin rakamları, TÜİK verilerinde ne yazık ki göremiyoruz.” dedi. TÜİK verilerinin, ekonomi yönetiminin hedef olarak ilan ettiği enflasyon rakamlarına yakın durmak bakımından hesaplanıyor olabileceği iddiasında bulunan Deniz, “Bizce bu veriler güvenli değil, çünkü yaşadığımız enflasyon, devletin resmî kurumunun açıkladığı rakamla büyük oranda çelişmektedir.” diye konuştu.
TÜİK sepetindeki ürünler gereksiz
TÜİK’in açıkladığı bu rakamlar, siyasilerin eleştirilerine hedef oldu. Siyasiler, TÜİK’in, toplumun her kesimini ilgilendiren gıdanın enflasyona yeterince etki etmemesini eleştirdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, gıda ürünlerinde enflasyonun yüksekliğine dikkat çekerek, “İşlenmemiş gıdada yıllık enflasyon yüzde 12,37 oldukça yüksek. Geçen yıl yüzde 12,9 idi. İşlenmiş gıda ve içecekteki enflasyon 2013 yılında yüzde 7,7 idi. 2014 yılında ise 14,3’e fırladı. Sorun kuraklık, don, zamansız yağış değil bunlara sığınılıyor, bunlar bahane gösteriliyor. Halkın enflasyonu yüksek. Fakir fukaranın harcaması TÜİK’in TÜFE sepetine uymuyor. Bu sepette sinema, tiyatro, otel konaklaması var. Halkın yüzde kaçı bunları yapıyor? Halkı gıda ilgilendiriyor. TÜİK gıdanın payını yüzde 24,45 olarak alıyor. Oysa gıda fakirin aylık giderinde yüzde 50 oranında yer tutuyor. Enflasyonu gerçekten ölçmek istiyorsak buna ağırlık vermek lazım.” dedi. Tanrıkulu’nun bu açıklamaları, sepetteki ürünleri de tartışmaya açtı. Sepette 432 ürün var. Viski gibi alkollü içeceklerden halıya, perdeye, gündelikçi ücretine, kontakt lense, emar ücretine, telefon kart ücretine, DVD oynatıcı fiyatına, müzik CD’sine kadar pek çok ürün yer alıyor. En dikkat çeken maddeler arasında ise boş DVD, dantel ipliği, film tabetme, at yarışı, iddaa ücretleri geliyor. Hacca gidiş ücretlerinin de yer aldığı sepette, mücevher diye bir kalem de yer alıyor.

Dünyada gıda fiyatları geriliyor

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) dünya genelinde gıda fiyatlarının aralıkta düştüğünü açıkladı. Süt ürünleri ve et fiyatlarında gerilemeye işaret eden FAO, bitkisel yağ ve şeker fiyatlarının da azalan talepten olumsuz etkilendiğini, tahılda ise önemli bir değişim görülmediğini belirtti. FAO’nun dünya gıda fiyatları endeksi kasıma göre yüzde 1,7 düşüşle aralıkta 188,6 puan seviyesine geriledi. FAO’nun gıda fiyatları endeksi tahıllar, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki aylık değişimleri izliyor.
Koray Tekin, 09.01.2015 Zaman http://www.zaman.com.tr/ekonomi_vatandas-tuikin-alisveris-yaptigi-marketi-ariyor_2269664.html

30 Ocak 2015 Cuma

Elektrik Abonesi, Kayıp-Kaçak Tutarını İnternet Üzerinden de Öğrenebilir

Elektrik hizmetinden alınan kayıp-kaçak bedeli aylardır Türkiye gündeminde.
Zaman Gazetesi enerji muhabiri ve Enerji Gazetecileri Derneği Başkanı sayın İsmail Altunsoy, yaptığı haberler ve yayınladığı belgelerle konuyu ülke gündemine taşıdı.
Teşekkürler İsmail Altunsoy...

Yargıtay’ın, elektrik abonesinden alınan kayıp-kaçak parasının iadesi yönündeki kararı aboneleri sevindirdi. Kayıp-kaçak tutarlarını öğrenmek isteyen aboneler, dağıtım şirketlerinde uzun kuyruklar oluşturuyor. Ancak aboneler, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında internet üzerinden de kayıp-kaçak tutarlarını öğrenebilir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, elektrik abonelerinden kayıp-kaçak parası alınamayacağını karara bağladı. Yargıtay ayrıca aboneden alınan geçmiş 10 yıllık tutarın da iadesine hükmetti. Yargıtay’ın nihai kararı 36,8 milyon elektrik abonesi için emsal teşkil ediyor. Abonelerin faturalarındaki kayıp-kaçak bedelini geri alabilmesi için öncelikle ilgili dağıtım şirketinden geçmiş 10 yıllık tutarı öğrenmeleri gerekiyor. Bunun için aboneler, şirketlerin kapılarında uzun kuyruklar oluşturuyor.

Enerji Yönetimi’nden bir kaynak, elektrik abonelerinin gereksiz yere kuyrukta beklememeleri için Bilgi Edinme Kanunu’ndan yaralanabilecekleri bilgisini verdi. Nedeni, kısa bir süre öncesine kadar elektrik dağıtım şirketleri kamu kuruluşu olan Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ’ye (TEDAŞ) bağlı hizmet veriyordu. Şirketlerin bütün fatura bilgileri de TEDAŞ sisteminde mevcut. Ancak TEDAŞ’a göre, dağıtım şirketleri özelleştirme kapsamında devredildiğinden başvurular ilgili şirket veya EPDK’ya yapılacak. Bu da gösteriyor ki kamu kuruluşları kayıp-kaçak konusuna girmek istemiyor. Enerji Yönetimi, ivedi olarak yasal bir düzenleme yaparak bu karmaşaya son vermeli ve vatandaşın işini kolaylaştırmalı.

Elektrik faturalarındaki kayıp-kaçak parası tartışmaları Yargıtay’ın kararıyla sona erdi. Zaman, kararı basında ilk kez 23 Aralık 2014’te “Yargıtay elektrikte son noktayı koydu: Kayıp-kaçak bedeli aboneye geri ödenecek” başlığı ile kamuoyuna duyurdu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 17 Aralık 2014 tarihli nihai kararıyla, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukukî süreçte tarihî karara imza attı. Daha önce abone lehine verdiği karara dağıtım şirketinin itirazını görüşmek için 17 Aralık’ta toplanan Genel Kurul, “Hırsızın kullandığı kaçak enerji, dürüst vatandaştan tahsil edilemez.” diyerek aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Bu nihai karar uyarınca dağıtım şirketi, geçmiş 10 yıllık dönem için aldığı kayıp-kaçak bedelini de aboneye iade edecek. 36,8 milyon abone için emsal niteliğini taşıyan karar doğrultusunda sadece 2014 için 5-6 milyar liralık bedelin iadesi talep edilebilecek. Yargıtay’ın kayıp-kaçak bedelinin aboneye iade edilmesi kararına rağmen Enerji Bakanı Taner Yıldız, kayıp-kaçak bedelini kalıcı hale getirmek için kanun çıkarılacağı açıklaması yaptı. Ancak tüketicilere göre bu haksızlık. Tüketiciler Birliği Başkanı Avukat Bülent Deniz’e göre aboneler, faturada ödediği tutarı belgeledikten sonra 2 bin lira altı alacaklar için Tüketici Hakları Hakem Heyeti’ne başvuracak. Üstü tutar için mahkemelere gidilecek. Yeni bir kanun çıksa bile geçmiş 10 yıllık alacakları ortadan kaldırmıyor. Burada Enerji Yönetimi’nin yapması gereken iş, 36,8 milyon abonenin kayıp-kaçak bedelinin iadesini kolaylaştırmak olmalı.

İNTERNETTEN BAŞVURU YAPILABİLİR
Elektrik aboneleri, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında www.tedas.gov.tr internet adresi üzerinden ad, soyad, TC kimlik No ve abone No’ları ile başvuru yaparak geçmiş döneme ilişkin kayıp-kaçak bedellerini öğrenebilir. Yasa gereği Bilgi Edinme başvurularının 15 gün içinde cevaplanması gerekiyor.
Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Bülent Deniz, başvurularda yasal süreye dikkat çekiyor. Avukat Deniz, abonelerin cevap verilmemesi veya yeterli cevap verilmemesi durumunda Bilgi Edinme Üst Kurulu’na başvuru hakkı olduğuna vurgu yapıyor. Ancak yasa gereği abonelerin kayıp-kaçak tutarlarını öğrenmeleri için elektrik faturalarının kendi adına olması gerekiyor. TEDAŞ ise konuyla ilgili olarak, “20 dağıtım şirketinin özelleştirilmesi tamamlanarak, dağıtım şirketlerinin özel sektöre devri gerçekleştiğinden, ilgili dağıtım şirketine ve/veya elektrik piyasasında düzenleyici kurum olan EPDK’ya başvurulması gerekmektedir.” bilgisini verdi. Kamu kurumları, vatandaşların Bilgi Edinme Kanunu kapsamındaki başvurularına cevap vermek zorunda. “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik”e göre kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi 15 iş günü içinde sağlamaları gerekiyor.
Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim 30 iş günü içinde sağlanıyor.
Vatandaşların cevap alamama veya yetersiz cevap almaları durumunda buna itiraz hakkı bulunuyor. Yönetmelik bu konuya da açıklık getiriyor (Madde 24): “Bilgi edinme istemi kanunun 16 ve 17’nci maddelerinde öngörülen sebeplerle reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz edebilir. İtiraz yazılı olarak yapılır. Kurul, bu konudaki kararını 30 iş günü içinde verir.”
İsmail Altunsoy, 07.01.2015 Zaman http://www.zaman.com.tr/ekonomi_elektrik-abonesi-kayip-kacak-tutarini-internet-uzerinden-de-ogrenebilir_2269174.html

Kayıp Kaçak Bedelini Geri Almak İçin Ne Yapmalı?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, elektrik dağıtım şirketlerinin tahsil ettiği kayıp kaçak bedelinin hukuka uygun olmadığına hükmetti. Karar ile birlikte, 30 milyondan fazla abonenin eline ödedikleri paraları geri alma fırsatı geçti. Peki yurttaşların bunun için ne yapması gerekiyor?

Yargıtay kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili önemli bir karara imza attı.
Hukuk Genel Kurulu'nda alınan kararda elektrik dağıtım şirketlerinin yurttaşlardan tahsil ettiği kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedelinin hukuka uygun olmadığına hükmedildi.

Karar sonrası 30 milyondan fazla elektirik abonesine 2011 yılından bu yana ödedikleri paraları geri alma fırsatı doğdu. Peki ödenen bu bedelleri geri alabilmek için ne yapmak gerekiyor ? 

Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, 3 bin 300 liradan az alacağı olanların  Kaymakamlık'larda bulunan tüketici hakem heyetlerine başvurması gerektiğini söyledi. 

Alacağınız 3300 liradan fazla ise Tüketici mahkemelerinde dava açmanız gerekiyor. 

Üstelik açacağınız davalar için ücret de ödemiyorsunuz. 

Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı, yurttaşlara kritik bir uyarı da yaptı. Telefon ile arayarak size yardım edeceğeni söyleyen şirketlere güvenmeyin. 
6 Ocak 2015, Ulusal Kanal, Ana Haber

Elektrik Faturasından TRT’ye Para aktarılması, Tüketici Haklarına Aykırı

TRT’nin elektrik faturalarından 2013’te 800 milyon lira pay almasına tüketici derneklerinden tepki geldi. Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, kesintinin tüketici haklarına ve sosyal devlete aykırı olduğunu belirtirken, Tüketiciler Derneği Onursal Başkanı Engin Başaran, “TRT israfın bir numaralı yeridir.” dedi

Elektrik faturalarından 2013 yılında 800 milyon lira TRT payı kesilmesine tüketici derneklerinden tepki yağdı. Zaman’ın dün manşetten duyurduğu kesintiyi değerlendiren Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, bu durumun tüketici haklarına, kamu yararına, sosyal devlet anlayışına aykırı olduğunu söyledi. Çakar, TRT’nin giderlerinin elektrik faturası yerine genel bütçeden karşılanması gerektiğini söyledi.

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Türkiye’de vergilerin büyük bölümünün dolaylı alındığına işaret ederek, “TRT’nin giderlerinin genel bütçeden karşılanması lazım. Türkiye’de vergiler yeterince toplanmıyor. Özel sektörden hakkaniyet ölçüsünde vergi alınsa vatandaştan alınan dolaylı vergiler düşecektir ama sonuçta hep vatandaşa yükleniliyor.” dedi. Yalnız TRT değil, belediyelerin de elektrik faturasından pay aldığını vurgulayan Çakar, yüzde 18 gibi yüksek oranda KDV alındığını kaydetti. Elektriğin en temel tüketici hakkı olduğunu belirten Çakar, “Başta yüzde 18 KDV olmak üzere belediyeye, TRT’ye ödenen payın faturaya yansıtılması tüketici haklarına, kamu yararına, sosyal devlet anlayışına aykırıdır. Vergiler toplansın, TRT’ye de buradan pay verilsin. Kolay yola gidilerek, elektrik faturalarından kesinti yapılıyor.” diye konuştu. CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray ise TRT’nin eğitim kanallarının dışındaki bütün kanallarının kapatılması gerektiğini ifade etti. Çıray, “TRT’nin, milletten aldığı paralarla bir partinin borazanlığını yapma hakkı yoktur. Kapatılması gerekir.” dedi.

Elektrik hizmetlerinin özelleştirildikten sonra özellikle tüketicinin aleyhine olduğuna dikkat çeken Tüketiciler Derneği (TÜDER) Onursal Başkanı Engin Başaran, Türkiye’nin her yerinden binlerce şikayet aldıklarını söyledi. Başaran, “Bir defa şunu sormalıyız, niçin TRT payı alınır elektrikten? Kuruma baktığımızda bugün inanılmaz derecede bir arpalık haline geldiğini görüyoruz. Yani yandaşların doldurulduğu ve boşu boşuna maaş alan insanlar. TRT adına alınan otomobillerin şoförleriyle birlikte bütün bu masraflar TRT’ye ödetiliyor. Bütün bunların masrafları tüketiciden çıkıyor. İsrafın bir numaralı olduğu yerdir TRT.” ifadelerini kullandı.

Sosyal hukuk devleti kâğıt üzerinde
TRT’deki uygulamaların sosyal hukuk devletinde olmaması gerektiğini kaydeden TÜDER Onursal Başkanı Engin Başaran, “Elektrik hizmetleri hangi noktadaysa, bugün hükümet başarısı da aynı noktadadır. Elektriğin eli tüketicinin cebinden hiç çıkmıyor. Kayıp kaçak parası dürüst tüketiciden alınamaz. Vatandaş hakem heyetlerine gitmekten yoruldu. Türkiye’nin Anayasa’da yazan ‘sosyal hukuk devleti’ artık sadece kâğıt üzerinde.” dedi. Vatandaşların hakem heyetlerine döküldüğünü belirten Başaran, Yargıtay kararları karşısında acil bir önlem alınması gerektiğini söyledi. Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu da milyonlarca tüketicinin TRT payını ödeme konusunda tepkili olduğunu belirtti.
Medyada haksız rekabet yaşanıyor
Elektrik faturalarında hangi kalemden para alındığına dair vatandaşın kafasının karıştığını belirten Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz,Tüketici artık, ödediği faturayla ilgili bilgi almak istiyor. Ama bizde tam tersi. TRT, kayıp kaçak, KDV, vergi alınması gibi matematikçilerin bile işin içinden çıkamayacağı formüllerle faturalar hesaplanıyor.” dedi. Medyanın, televizyon kanallarının serbest olduğu bir ortamda devletin televizyonuna birilerinin cebinden para aktarılmasının sektör için haksız rekabet olduğunu söyleyen Deniz, “Gazetede yer alan habere göre bakanlığın yayınlayacağı tasarıda kayıp kaçak bedelinin yasallaştırılmasına yönelik tüketici aleyhine adım atılacak. Bütün bunlar 38 milyon aboneyi ilgilendiriyor. Bu şekilde çözümlenmesi mümkün değil. 12 sene geçti, verilen sözler tutulmadı. Haksızlığı önleyen bir düzenleme olmalı.” şeklinde konuştu.
Şaban Gündüz-Merve Kantarcı, 05.01.2015 http://www.zaman.com.tr/ekonomi_elektrik-faturasindan-trtye-para-aktarilmasi-tuketici-haklarina-aykiri_2268646.html 

Elektrikte Kayıp Kaçak Bedeli Geri Ödenecek Ama Fırsatçılar Pusuya Yattı Bile

Kayıp kaçak paralarını geri alacağım diye birçok kişi dolandırıcıların eline düşüyor. Neredeyse herkesin mağdur olduğu fazladan elektrik faturası ödeme şikayetini fırsat bilen gruplar ''Kayıp-kaçak bedelini geri alıyoruz” diye reklam yapıyor ve bu meyanda firmalar kuruyorlar. Sonuç ise dolandırıcılık olabiliyor. Yargıtay bu gerekçelerle alınan paraların haksız yere tahsil edildiğine hükmetti.

Kayıp kaçak bedelinin abonelerinin alınamayacağı yönündeki Yargıtay hükmü ortaya çıkınca gözler bu fazladan ödenen paraların geri alınmasına çevrildi. Ancak bu durumu fırsat bilen birçok firmanın tüketicileri dolandırmasından endişe ediliyor.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, fazla ödeme yaptığını düşünerek bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak ücretini dağıtım şirketinden talep etmesi ile başlayan hukuki süreçte, aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmünü verdi. Açılacak yeni davalar sonucu, dağıtım şirketlerinin abonelere milyarlarca lirayı bulan kayıp-kaçak bedeli ödemesi söz konusu olabilir. Aboneler için ortaya çıkan bu fırsat kapısı, bazı firmalar bu durumdaki vatandaşların mağduriyetini fırsata çevirmeye çalışmak maksadı ile harekete geçiti. Tüketicilere kayıp-kaçak bedelinin geri alınacağına dair kısa mesaj (SMS) ile ulaşan bazı firmalar, yanlış vaatlerde bulunarak para talep ediyor. Tüketici dernekleri ise tüketicilerin bizzat gidip başvurmaları gerektiğini veya avukat aracılığıyla bu işi yapmaları gerektiğini söylüyorlar.

BEDAVA EVRAĞA PARA
Emsal niteliğini taşıyan karar sonucu, aboneler dağıtım şirketlerinden kayıp-kaçak bedelini tahsil edebilecek. Ancak bu durum, haksız kazanç peşinde koşan dolandırıcıların da iştahını kabartıyor. SMS veya reklam yoluyla tüketicilere “Kayıp-kaçak bedelini geri alıyoruz” vaadinde bulunan bazı firmalar, tüketicilerden para istiyor, karşılığında da aslında bedavaya ulaşabilecekleri evrakları gönderiyor.

BU TUZAĞA DÜŞMEYİN
Konu ile alakalı bilgilendirmelerde bulunan Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, abonelerin, kayıp-kaçak bedeli olarak haksız yere ödedikleri paraları alabilmek için Yargıtay’ın son kararını emsal gösterip dağıtım şirketi hakkında dava açmaları gerektiğinin önemine vurgu yaparak,: “Son 20 gündür bazı firmalar, internet üzerinden veya SMS yoluyla ‘Kayıp-kaçak bedellerini geri alıyoruz’ diye reklam yapıyorlar. Tüketicilerin kendilerine başvurmasını istiyor ve kargo bedeli karşılığında içi boş dilekçe gönderiyorlar. Gelen dilekçeleri tüketicinin yine kendisinin doldurup başvurması gerekiyor. Ayrıca gönderilen dilekçe taslakları zaten internetten ücretsiz indirilebiliyor ya da tüketici derneklerinden bedelsiz elde edilebiliyor. Bedava dilekçeye 200-300 lira istiyorlar. Tüketici aldanmasın.'' dedi.
25.12.2014-
http://www.internetajans.com/turkiye/elektrikte-kayip-kacak-bedeli-geri-odenecek-ama-firsatcilar-pusuya-yatti-bile-h145979.html

14 Ocak 2015 Çarşamba

Elektrik Şirketlerinden Vergi Baskısı

Yargıtay’ın 37 milyon elektrik abonesinin 10 yıl geriye dönük kayıp kaçak bedelini talep etmesinin önünü açan kararıyla elektrik dağıtım şirketlerinin yaklaşık 6 milyar lira geri ödemesi gerekiyor. Ancak elektrik şirketleri hükümete bu bedeli öderlerse batacaklarını savunup, bedelin vergi olarak yasalaşması için baskı yapıyor.

Bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan süreç, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu bedelin tüketicilerden alınamayacağı kararı vermesiyle netleşti. Ancak aynı zamanda yeni tartışmalara da neden oldu. Tüketiciler ile firmalar arasında kayıp-kaçak uyuşmazlığından kaynaklı 2 milyon civarında yeni davanın Yargıtay’a gelmesi bekleniyor.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Yargıtay kararının emsal teşkil etmediği, konunun idari bir dava olması nedeniyle Yargıtay’ın değil Danıştay’ın karar vermesi gerektiğini savunuyor. Tüketici Hakları Derneği ise aboneleri, kesintileri geri almak için Tüketici Hakem Heyetleri’ne başvurmaya çağırıyor. Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı avukat Bülent Deniz, tüketicilerin 50 lira için 450 lira avukat parası ödeyip karşılığını alamamalarından çekindikleri için abonelere henüz çağrı yapamadıklarını belirtti.

Ancak enerji piyasasındaki kulislere göre enerji şirketleri özelleştirme sırasında ihalelerde yüksek bedeller ödediklerini, kayıp-kaçak bedellerini de 10 yıl geriye dönük ödemeleri halinde borçlanacakları, hatta batacakları gerekçesiyle hükümete baskı yapıyor. Şirketler hükümetten, kayıp-kaçak bedelini de vergi kalemlerinden biri haline getirerek hem bu bedeli almaya devam etmek hem de geçmişe dönük taleplerin önünü kesmek istiyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ocakta düzenleme yapılacağını belirtti. Kayıp-kaçak bedeli, konutlarda elektrik faturasının yüzde10’unu oluşturuyor. Tüketici Hakları Derneği’nin hesabına göre bu miktar yıllık 85 lira, 10 yıl hesaplandığında da bin liraya denk geliyor. Deniz, “Ocakta bu konuda toplantı yapacağız ve TBMM’ye çağrıda bulunacağız. cahgne.org’da imza kampanyası başlatıldı” dedi.

Üç aşamada kayıp-kaçak bedeli
- İldeki elektrik dağıtım şirketine gidip, ne kadar kayıp-kaçak bedeli ödendiğine dair kâğıt alınması gerekiyor.
- Aylık fatura 2 bin liranın altında ise Tüketici Hakem Heyeti’ne gidip, Yargıtay kararını emsal göstererek paranın iadesi talep edilebilecek. Heyetin aboneyi haklı bulması durumunda, eğer dağıtım şirketi karara itiraz ederse konu Tüketici Mahkemesi’ne taşınacak. Tüketici Mahkemesi’nin Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin verdiği karara yapılan itirazı reddetmesi durumunda dava temyiz için Yargıtay’a gelecek.
- 2 bin liranın üzerindeki kayıp kaçak bedellerini almak için ise dava açılması gerekiyor.

Ayşegül Altın, 30.12.2014 Cumhuriyet http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/176095/Elektrik_sirketlerinden_vergi_baskisi.html

11 Ocak 2015 Pazar

Kanun Çıksa Bile 10 Yıllık Kayıp Kaçak Parası Alınacak

Yargıtay’ın aboneden kayıp-kaçak parası alınamayacağı kararının ardından hükümet milyarlarca lirayı bulan paraları ödememek için kanun çıkarmaya hazırlanıyor. Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, kanunla hükümetin kayıp-kaçağı aboneden tahsil etmek için kılıf hazırlamayı amaçladığını söyledi. Çakar’a göre, kanun geriye doğru uygulanamayacağı için abonenin 10 yıllık parayı tahsil etme hakkı saklı kalacak.

Yargıtay’ın, abonelerden kayıp-kaçak parası alınamayacağına ve geçen 10 yılda bu kapsamda tahsil edilen paranın iade edilmesine yönelik kararının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın “Ocak ayında yeni kanun çıkaracağız.” açıklaması yapmasına tüketicilerden tepki geldi. Açıklamanın, kayıp-kaçak bedellerinin tahsil edilmesi için yasal dayanak hazırlandığını belirten Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar, kanunun bu yönde çıkması halinde bile vatandaşın hakkını aramayı sürdürmesi gerektiğini kaydetti. Çakar, kanunun geriye uygulanamayacağını ve vatandaşın 10 yıllık kayıp-kaçak bedelini tahsil etmesi gerektiğini söyledi.

Ülke genelinde tüketiciden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin yüzde 15 olduğunu ifade eden Çakar, “4 kişilik bir ailenin ortalama 100 lira elektrik faturası kullandığını biliyoruz. Buna göre her 100 liralık elektrik faturasından 15 lira kayıp-kaçak bedeli alınıyor. Zamanaşımından dolayı vatandaşlarımızın 10 yıl geriye dönük haklarını talep edeceğini düşünürsek 100 lira fatura ödeyen bir tüketici 10 yıllık alacağı bedel ortalama 1.800 lira olacak.” dedi. Tüketicinin sorumlu olmadığı kayıp bedelini ödediğini ifade eden Çakar, “Bu Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’a baştan sona aykırı bir durum. Tüketici kullanmadığı bir hizmetin parasını neden ödesin? Kanunun bu şekilde çıkması durumunda, hırsızların önüne geçmeye çalışmayan şirketler korunmuş olacak ve hırsızlar ödüllendirilmiş olacak. Bu, hırsızın ve elektrik dağıtım şirketlerinin yanında olup tüketiciyi cezalandırmaktır.” şeklinde konuştu.

‘KREDİ KARTINDAKİ UYGULAMANIN BENZERİ’
Kayıp-kaçak bedeli konusunda vatandaşın rahatsızlığının iyice su yüzüne çıktığını belirten Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz de, “İnsanlar kayıp-kaçak bedellerini alabilmek için elektrik dağıtım firmalarının önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Türkiye’nin 4 bir tarafında insanlar saatlerce sıra beklemeyi göze alarak bu haksız paranın iadesi için firmaların kapısında bekliyor.” dedi. Yargıtay’ın kararı sonrası Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) sessiz kalmayı tercih ettiğini ve yerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın ortaya çıktığını anlatan Deniz, şöyle konuştu: “Ocak ayında bir düzenleme yapılacağını ifade etti. Bizim birkaç gündür kulağımıza gelen bazı bilgiler vardı. Elektrik dağıtım firmalarının iktidara çok ciddi şekilde baskı yaptığını öğrendik. Bunu vahim bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Bu kayıp-kaçak bedeli nedeniyle milyonlarca liranın geriye dönmesinin söz konusu olacağı, bunun da kendilerini zor duruma düşüreceğini ifade ederek yasal düzenleme yapılmasını istiyorlar.” Tüketicinin hırsızın çaldığı elektriğin parasını ödemek istemediğine vurgu yapan Deniz, Enerji Bakanı Yıldız’ın detay vermediği yasal düzenlemenin tüketicinin lehine bir düzenleme olmayacağı görüşünde. Deniz, “Kredi kart aidatı yasal hale getirildi ve yargı kararlarının hepsi havaya uçtu gitti. Aynı senaryo burada da uygulanabilir.” ifadelerini kullandı.
Dürüst tüketiciye kayıp-kaçak bedelinin dünyanın hiçbir yerinde ödetilemeyeceğini ifade eden Bursa Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz ise uygulamanın hukuk devleti ve adalet düşüncesiyle bağdaşmadığını söyledi. Yılmaz, “EPDK’ya fiyat belirlemesi için sınırsız yetki verilmemiştir. EPDK’nın görevi elektrik kaybını engellemek, hırsızı engellemek ve hırsızı yakalayıp bedeli tahsil etmektir. Bu uygulama hukuka aykırıdır.” dedi. Sadece 2013’te hakem heyetlerine 833 bin başvuru olduğuna işaret eden Yılmaz, “Bir de bu kayıp-kaçak bedelleri hakem heyetlerine verilirse bunların altından kalkamaz ve sistem çöker. EPDK nasıl bu bedelin alınmasına karar vermişse, tüketicinin tek tek müracaat etmesi yerine bu paraları iade etmeli ya da doğacak borçlardan mahsur etmeli.” dedi
Üsame Ünal, 01.01.2015 Zaman http://www.zaman.com.tr/ekonomi_kanun-ciksa-bile-10-yillik-kayip-kacak-parasi-alinacak_2267866.html

10 Ocak 2015 Cumartesi

"Kayıp Kaçak Çarpmasın"

Yargıtay’ın 17 Aralık 2014 tarihinde elektrik abonesinden kayıp-kaçak parası alınamayacağına yönelik verdiği karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, haksız kazanç peşinde koşanları da harekete geçirdi. Tüketici dernekleri, “Kayıp-kaçak bedelini geri alıyoruz” diye reklam yapan firmalara karşı uyarıyor.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukuki süreçte, aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Açılacak yeni davalar sonucu, dağıtım şirketlerinin abonelere milyarlarca lirayı bulan kayıp-kaçak bedeli ödemesi söz konusu olabilir. Aboneler için ortaya çıkan bu fırsat kapısı, bazı uyanık firmaları da harekete geçirdi. Tüketicilere kayıp-kaçak bedelinin geri alınacağına dair kısa mesaj (SMS) ile ulaşan bazı firmalar, yanlış vaatlerde bulunarak para talep ediyor. Tüketici dernekleri ise tüketicilerin şahsen gidip başvurmaları gerektiğini veya avukat aracılığıyla bu işi yapmaları gerektiğini vurguluyor.
BEDAVA EVRAĞA PARA
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “karar düzeltme” talebi üzerine 17 Aralık’ta yaptığı toplantıda “Hırsızın kullandığı kaçak enerji dürüst vatandaştan tahsil edilemez” diyerek, aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Emsal niteliğini taşıyan karar sonucu, aboneler dağıtım şirketlerinden kayıp-kaçak bedelini tahsil edebilecek. Ancak bu durum, haksız kazanç peşinde koşan dolandırıcıların da iştahını kabartıyor. SMS veya reklam yoluyla tüketicilere “Kayıp-kaçak bedelini geri alıyoruz” vaadinde bulunan bazı firmalar, tüketicilerden para istiyor, karşılığında da aslında bedavaya ulaşabilecekleri evrakları gönderiyor.
BU TUZAĞA DÜŞMEYİN
Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, abonelerin, kayıp-kaçak parasını alabilmek için Yargıtay’ın son kararını emsal gösterip dağıtım şirketi aleyhine dava açmaları gerektiğini vurgulayarak, şu uyarıları yapıyor: “Son 20 gündür bazı firmalar, internet üzerinden veya SMS yoluyla ‘Kayıp-kaçak bedellerini geri alıyoruz’ diye reklam yapıyorlar. Tüketicilerin kendilerine başvurmasını istiyor ve kargo bedeli karşılığında içi boş dilekçe gönderiyorlar. Gelen dilekçeleri tüketicinin yine kendisinin doldurup başvurması gerekiyor. Ayrıca gönderilen dilekçe taslakları zaten internetten ücretsiz indirilebiliyor ya da tüketici derneklerinden bedelsiz elde edilebiliyor. Bedava dilekçeye 200-300 lira istiyorlar. Tüketici aldanmasın.”
Sahte numarayı arayıp sorduk: 20 gün içinde paranız iade
“KAÇAK iade” başlığıyla “Tüm elektrik kurumlarının abonelerinden aldığı, kayıp kaçak bedellerini ve haksız kazançlarını geri almak için hemen arayın” şeklinde SMS gönderen bir firmaya, SMS’te belirttiği numara üzerinden dün ulaştık. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun aldığı kararı örnek gösteren firma, kayıp-kaçak bedelinin yanısıra sayaç okuma, TRT payı, personel hizmet ve dağıtım bedeli olmak üzere beş kalem için geri ödeme alınabileceğini ileri sürdü. Ne yapmamız gerektiğini sorduğumuz telefondaki kişi, “Örnek Yargıtay kararları var. Tüm evrakları size göndereceğiz. Emsal kararlar ve evraklar size teslim edilecek. Bunlar davanızı kazanacağınız evraklarınızı teşkil edecek. 20-30 gün içinde paranızı iade alacaksınız. Karşılığında 79 TL’lik bir hizmet bedelini kargoya ödeyeceksiniz” şeklinde konuştu.
BEKLEMEYE GEREK YOK

 “Kaç para geri alabilirim” diye sorduğumuzda, kaç yıldır elektrik abonesi olduğumuzu ve ortalama ne kadar elektrik faturası ödediğimizi soran söz konusu kişi, dokuz yıllık abonelik ve ortalama 100 lira fatura için 1920 TL alabileceğimizi iddia etti. Aynı numarayı tekrar aradığımızda bu sefer telefona çıkan başka bir kişi, 10 yıla dönük bütün haksız ödemeleri alabileceğimizi iddia ederek, “10 yıllık abonelik için 2 bin liranın üzerinde ödemeniz olacak. Bunun için bir mahkeme sürecine gerek yok. 20 gün bekledikten sonra ödemenizi alacaksınız. Yapmanız gereken bize başvurmanız. Size 10 nüshalık bir dosya yollayacağız, karşılığında 79 liralık ödemeniz olacak ve işleminiz gerçekleşecek” şeklinde sahte vaatlerde bulundu.
Merve Erdil, 25.12.2014 Hürriyet http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27837223.asp

7 Ocak 2015 Çarşamba

Kayıp-Kaçak Bedelini Geri Alabilirsiniz


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukuki süreçte, aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Açılacak yeni davalar sonucu, dağıtım şirketlerinin abonelere milyarlarca lirayı bulan kayıp-kaçak bedeli ödemesi söz konusu olabilir.


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukuki süreçte önemli bir karara imza attı. Kurul, “karar düzeltme” talebi üzerine 17 Aralık’ta yaptığı toplantıda “Hırsızın kullandığı kaçak enerji dürüst vatandaştan tahsil edilemez” diyerek, aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Elektrik dağıtım şirketleri, abone grubuna göre değişmekle birlikte (konut, sanayi, ticarethane, resmi daire gibi) faturanın yaklaşık yüzde 11’ini ‘kayıp-kaçak bedeli’ olarak tahsil ediyor.

2014 İÇİN 5-6 MİLYAR

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, elektrik dağıtım şirketlerinin abonelerden aldığı kayıp-kaçak parasının iadesiyle ilgili verdiği karar (2014-7-11884 esas ve 2014-1045 sayılı karar) dağıtım sektörünü derinden etkileyecek. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal teşkil edecek kararı sonucu aboneler dağıtım şirketlerinden sadece 2014 yılı için 5-6 milyar lira kayıp kaçak bedelinin iadesini talep edebilecek. Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü Başkanı Süleyman Boşça, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun tüketici lehine verdiği söz konusu kararın, bundan sonra davaların daha çok tüketici lehine sonuçlanacağı yönünde bir gösterge olduğuna işaret ederek, “Yargıtay, ilk olarak Mayıs’ta ‘Tüketicilerden kayıp kaçak bedeli adı altında bir bedelin alınmayacağına’ karar verdi. Ancak tarafların karar düzeltme için bir hakları daha olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, karar düzeltme talebi üzerine bu kararı verdiği için, bu karar bu anlamda nihai bir karar sayılıyor. Artık bu tür konularda emsal teşkil ediyor ve mahkemeler de bu tür talepleri Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı doğrultusunda değerlendirecektir.  Zaten 2014 mayıs ayından itibaren mahkemelerden çıkan kararlar hep bu yönde, yani tüketici lehine” diyor.

FAALİYET DURABİLİR

Diğer yandan, kararın elektrik sektöründe ciddi bir karışıklığa yol açması da bekleniyor. Nedeniyse, dağıtım şirketlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) yayınlamış olduğu bir karara göre kayıp-kaçak bedellerini faturaya yansıtmak zorunda olmaları. Bir yanda Yargıtay’ın verdiği karar, diğer yanda ise EPDK’nın kurul kararı bulunuyor. Elektrik dağıtım şirketleri de bu konuda enerji yönetimine yeni düzenlemeler yapılması konusunda baskı yapıyor. Kayıp-kaçak bedellerinin iadesinin yaygınlaşması halinde, enerji piyasasının genel olarak olumsuz etkileneceğine işaret eden sektör temsilcileri, geri ödemeyi yapacak muhatabın dağıtım şirketleri olacağını ve bu durumun dağıtım şirketlerinin faaliyetlerini durdurmasına kadar gidebilecek bir etki yaratacağını savunuyor. Kayıp-kaçak bedelinin dağıtım şirketleri için bir kâr kalemi olmadığı, sıfıra inmediği sürece bu maliyetin bir şekilde dağıtım şirketleri tarafından yüklenilmiş olacağını ifade eden sektör temsilcileri, “Bu durum yine nihai tüketicilere daha büyük bir yük olarak dönmesine neden olabilir. Elektrik piyasasında tarife yapısı, maliyet unsurlarının bundan yararlanan tüm tüketicilere yansıtılması anlayışına dayanıyor. Dolayısıyla bu bedelin talep edilen tüketicilere iade edilmesi, sadece bedeli geri alan tüketicilerin ilgili tutar kadar zenginleşmesine yol açar, bu maliyet de diğer tüm tüketicilere tarife yoluyla yine yansıtılır” diyor.

KAOSA YOL AÇACAK

Süleyman Bosça, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun elektrik sektöründe ciddi bir kaosa yol açacağına dikkat çekerek, şunları söylüyor: “Dağıtım şirketleri EPDK’nın yayınlamış olduğu kurul kararına bağlı olarak kayıp kaçak bedellerini faturaya yansıtmak zorundalar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, EPDK kararı olmasına rağmen bunu hukuka aykırı bularak reddetti. Tüketicilerin kayıp-kaçak bedellerini dağıtım şirketlerinden talep etmeleri durumunda, çok ciddi miktarlarda kayıp-kaçak bedelinin iadesi söz konusu olacak. Yargıtay’ın kararı hakkaniyetli olsa dahi, öncelikli olarak EPDK kurul kararı iptal edilmeden, bunun tüketicilerden tahsil edilmesi, dağıtım şirketleri açısından olumsuz sonuçlar doğurur. Bu nasıl çözülür? Yeni bir kanunla böyle bir düzenleme getirilmesi halinde çözülebilir. Bunun çözülmesi başka türlü biraz zor.”

37 milyon abone sistemi kilitler

Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarının çok uzun yargısal süreçlerin sonucunda ortaya çıktığını ve uyulması zorunlu olmayan ama dikkate alınması ve örnek olarak kullanılması zorunlu olan kararlar olduğunu dile getirerek, şöyle konuşuyor: “Faturalarda gerek ayrı bir kalem olarak tahsil edilen, gerekse 2012’den sonra diğer kalemlerin içinde gizlenerek tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin haksız olduğu ve tüketiciye iadesinin gerektiği yargı kararıyla kesinleşmiş oldu. 37 milyon civarında elektrik abonesi var. Tüketici ‘Faturamdaki kayıp-kaçak bedelinin iadesi’ni istiyorum diyerek, Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilir. Abonelerin faturaları 2 bin TL altı ise Tüketici Hakem Heyeti’ne, 2 bin TL üstü için ise mahkemeye başvurmaları gerekiyor. Tüketici hakem heyetleri ve tüketici mahkemeleri şu an en çabuk kararlarını 7-8 ayda veriyor. Büyük bir yığılma var. Varsayım olarak 37 milyon abone başvurursa, sistem kilitlenecektir. EPDK veya TBMM acilen bu konuda bir çalışma yapmalı. 37 milyon kişinin başvurması beklenmemeli. Diğer yandan, dağıtım şirketlerinin kayıp-kaçak bedellerinin faturalara yansıtılmasının yasada açıkça düzenlenmesine yönelik Ankara’ya baskı yaptığını duyuyoruz. Yani yeni bir düzenleme ile bunun yasallaştırılması yönünde çabaları var. Umarız ki Meclis, tüketici vicdanında rahatsızlığa yol açan bu uygulamayı yasallaştırmaz.”

Kayıp ve kaçağı ayırın

Elektrik şirketlerinin enerji yönetiminden bir talebi de yeni tarife yapısında “kayıp” ve “kaçak”ın ayrıştırılması. Sektör temsilcileri bu konuda şunu söylüyor: “Anayasa Mahkemesi değerlendirmesine tabi olması halinde gündeme gelecek hukuk normlarıyla çatışma algısının ortadan kaldırılması için açıkça ‘kayıp-kaçak bedeli’ ifadesine bağlı kalınmadan, hem tüketicilerde adalet algısını zedelemeyecek hem de elektrik piyasasında faaliyet gösteren şirketlerin maliyetlerini hakkaniyetli şekilde karşılayacak bir düzenleme yapılması uygun olacaktır. Yeni tarife yapısında ‘kayıp’ ve ‘kaçak’tan kaynaklanan maliyetlerin ayrı değerlendirilerek, kayıptan kaynaklı maliyetlerin aktif enerji bedeli hesaplama metodolojisine, kaçak maliyetlerinin ise dağıtım hizmet bedeli hesaplama metodolojisine dahil edilmesi düşünülebilir.”

24.12.2014 Posta http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/Dagiticiya-kabus-aboneye-mujde.htm?ArticleID=260142

Tüketici Dernekleri Uyardı: Hakem Heyetleri Kilitlenir, EPDK Harekete Geçmeli

YARGITAY’IN ELEKTRİKTEKİ KAYIP-KAÇAK BEDELİ HAKKINDAKİ NİHAİ KARARINI HEM DAĞITIM ŞİRKETLERİ HEM DE 36 MİLYON KİŞİLİK ELEKTRİK ABONESİ HEYECANLA BEKLİYORDU. YARGITAY'IN KARARINI DÜN ZAMAN KAMUOYUNA DUYURDU.

Yargıtay, nihai kararında, elektrik faturasındaki kayıp-kaçak bedeline itiraz eden aboneyi haklı buldu. Karar bütün aboneler için emsal niteliğinde. Tüketici mahkemelerinin iş yükünün fazlalığına dikkat çeken tüketici dernekleri, EPDK’dan bir düzenleme yaparak faturadan kayıp-kaçak bedelini kaldırmasını, geriye doğru 10 yıllık bedel için de mahsuplaşma istedi.

Yargıtay’ın 17 Aralık 2014 tarihinde elektrik abonesinden kayıp-kaçak parası alınamayacağına dair verdiği karar kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Yargıtay’ın kararını değerlendiren tüketici dernekleri, kayıp-kaçak bedelindeki emsal karar sonrası tüketicinin geriye dönük 10 yıllık hak alacağı bulunduğunu, abonelerin hepsinin birden tüketici hakem heyetleri ve mahkemelerine başvurması halinde iş yükünün bu kurumları kilitleyeceğini açıkladı. Dernek başkanları, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu EPDK’nın bu konuda harekete geçerek faturadaki kayıp-kaçak bedelini kaldırmasını, ayrıca her bir abonenin geriye doğru 10 yıllık hakkını almasına sağlayacak ‘mahsuplaşma’ türü bir düzenlemeye gitmesi gerektiğini ifade etti.

Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Başkanı Aydın Ağaoğlu, tüketici hakem heyetleri ve tüketici mahkemelerinin halihazırda mevcut iş yükünü kaldıramadığını, Türkiye genelinde 36 milyon elektrik abonesinin de başvurması halinde hakem heyetleri ve mahkemelerin felç olacağını ifade etti. Aydın Ağaoğlu, “Kayıp-kaçak bedelleri hakem heyetlerine giderse 5 yıl sonrasına gün verirler.” dedi. EPDK’nın 2 yıl önce aldığı kararla kayıp-kaçak bedelinin faturalarda gizlendiğini hatırlatan Ağaoğlu, bu davaların bilirkişiye gideceğini ve sürenin daha da uzayabileceğini, bunun da ülke için hem emek hem de vakit ve malzeme kaybı olacağını aktardı.

Gelinen noktada, Yargıtay kararının ardından üst kurum olan EPDK’nın bu konuda harekete geçmesi gerektiğine vurgu yapan Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz, EPDK’nın kayıp-kaçak bedellerinin bundan sonra alınmaması yönünde bir düzenlemeye gitmesi gerektiğini ve geriye doğru alınmış paraların da tüketiciye geri iadesini sağlaması gerektiğini kaydetti.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukukî süreçte 17 Aralık’ta nihai kararını tüketici lehine verdi. Bülent Deniz, “Tüketiciler elektrik dağıtım şirketlerinden başvuru yaparak ödemiş oldukları geriye doğru 10 yılık dönem içerisinde ödemiş olduğu kayıp kaçak bedelinin kendilerine iadesini talep etmeli. Bu talebe elektrik dağıtım şirketi ret cevabı verecektir muhtemelen. Bunun üzerine elektrik dağıtım şirketinin parayı ödememesi üzerine 2 bin liraya kadar olan ödemeler için tüketiciler bulundukları ilçenin kaymakamlığındaki tüketici hakem heyetlerine başvuru yapmalı.” dedi.

Bugüne kadar yapılan uygulamalarda EPDK’nın ve hükümetin ‘kayıp-kaçak parasının dürüst aboneden alınmasının devamı’ şeklinde görüş bildirdiğini aktaran Deniz, “Yargıtay’ın kararından sonra vatandaşı teker teker hakem heyetlerinin karşısında kuyruğa sokmanın, mahkemelerde duruşma gününü bekletmenin gereği yok. EPDK, Yargıtay kararı doğrultusunda bir düzenleme yapmalı.” diye konuştu.

Tüketicilere kayıp-kaçak bedelinin geri alınacağına dair bazı şirketlerden kısa mesaj (SMS) veya reklam ulaştığını söyleyen Bülent Deniz, tüketicinin şahsen kendinin gidip başvurması gerektiğini veya avukatı aracılığıyla bu işi yapması gerektiğini söyledi. Deniz, bu şirketlerin 200-300 lira karşılığı verdikleri dilekçe taslaklarının internet ortamında bedelsiz bulunabileceğini kaydetti.

Tüketiciler Derneği (TÜDER) Başkanı Levent Küçük ise fatura üzerinde kayıp-kaçak ücret bilgisinin olmadığını, bu yüzden tüketicinin kayıp-kaçak bedelini geri isterken sorun yaşayabileceğini kaydetti. Elektrik dağıtım firmalarının özelleştirmesiyle daha iyi bir hizmet alacaklarını zannettiklerini ancak bu konuda yanıldıklarını bildiren Küçük, tüketicilerin bu ücreti geri almak için hukuki haklarını kullanmaları gerektiğini dile getirdi.

Üsame Ünal, 24.12.2014 Zaman http://www.zaman.com.tr/ekonomi_tuketici-dernekleri-uyardi-hakem-heyetleri-kilitlenir-epdk-harekete-gecmeli_2266323.html

4 Ocak 2015 Pazar

Dağıtıcıya Kâbus Aboneye Müjde

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukuki süreçte, aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Açılacak yeni davalar sonucu, dağıtım şirketlerinin abonelere milyarlarca lirayı bulan kayıp-kaçak bedeli ödemesi söz konusu olabilir.
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu, bir elektrik abonesinin faturadaki kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketinden istemesiyle başlayan hukuki süreçte önemli bir karara imza attı. Kurul, “karar düzeltme” talebi üzerine 17 Aralık’ta yaptığı toplantıda “Hırsızın kullandığı kaçak enerji dürüst vatandaştan tahsil edilemez” diyerek, aboneden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağına hükmetti. Elektrik dağıtım şirketleri, abone grubuna göre değişmekle birlikte (konut, sanayi, ticarethane, resmi daire gibi) faturanın yaklaşık yüzde 11’ini ‘kayıp-kaçak bedeli’ olarak tahsil ediyor.
2014 İÇİN 5-6 MİLYAR
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, elektrik dağıtım şirketlerinin abonelerden aldığı kayıp-kaçak parasının iadesiyle ilgili verdiği karar (2014-7-11884 esas ve 2014-1045 sayılı karar) dağıtım sektörünü derinden etkileyecek. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal teşkil edecek kararı sonucu aboneler dağıtım şirketlerinden sadece 2014 yılı için 5-6 milyar lira kayıp kaçak bedelinin iadesini talep edebilecek. Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü Başkanı Süleyman Boşça, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun tüketici lehine verdiği söz konusu kararın, bundan sonra davaların daha çok tüketici lehine sonuçlanacağı yönünde bir gösterge olduğuna işaret ederek, “Yargıtay, ilk olarak Mayıs’ta ‘Tüketicilerden kayıp kaçak bedeli adı altında bir bedelin alınmayacağına’ karar verdi. Ancak tarafların karar düzeltme için bir hakları daha olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, karar düzeltme talebi üzerine bu kararı verdiği için, bu karar bu anlamda nihai bir karar sayılıyor. Artık bu tür konularda emsal teşkil ediyor ve mahkemeler de bu tür talepleri Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı doğrultusunda değerlendirecektir.  Zaten 2014 mayıs ayından itibaren mahkemelerden çıkan kararlar hep bu yönde, yani tüketici lehine” diyor.


FAALİYET DURABİLİR
Diğer yandan, kararın elektrik sektöründe ciddi bir karışıklığa yol açması da bekleniyor. Nedeniyse, dağıtım şirketlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) yayınlamış olduğu bir karara göre kayıp-kaçak bedellerini faturaya yansıtmak zorunda olmaları. Bir yanda Yargıtay’ın verdiği karar, diğer yanda ise EPDK’nın kurul kararı bulunuyor. Elektrik dağıtım şirketleri de bu konuda enerji yönetimine yeni düzenlemeler yapılması konusunda baskı yapıyor. Kayıp-kaçak bedellerinin iadesinin yaygınlaşması halinde, enerji piyasasının genel olarak olumsuz etkileneceğine işaret eden sektör temsilcileri, geri ödemeyi yapacak muhatabın dağıtım şirketleri olacağını ve bu durumun dağıtım şirketlerinin faaliyetlerini durdurmasına kadar gidebilecek bir etki yaratacağını savunuyor. Kayıp-kaçak bedelinin dağıtım şirketleri için bir kâr kalemi olmadığı, sıfıra inmediği sürece bu maliyetin bir şekilde dağıtım şirketleri tarafından yüklenilmiş olacağını ifade eden sektör temsilcileri, “Bu durum yine nihai tüketicilere daha büyük bir yük olarak dönmesine neden olabilir. Elektrik piyasasında tarife yapısı, maliyet unsurlarının bundan yararlanan tüm tüketicilere yansıtılması anlayışına dayanıyor. Dolayısıyla bu bedelin talep edilen tüketicilere iade edilmesi, sadece bedeli geri alan tüketicilerin ilgili tutar kadar zenginleşmesine yol açar, bu maliyet de diğer tüm tüketicilere tarife yoluyla yine yansıtılır” diyor.


Kaosa Yol Açacak
SÜLEYMAN Bosça, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun elektrik sektöründe ciddi bir kaosa yol açacağına dikkat çekerek, şunları söylüyor: “Dağıtım şirketleri EPDK’nın yayınlamış olduğu kurul kararına bağlı olarak kayıp kaçak bedellerini faturaya yansıtmak zorundalar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, EPDK kararı olmasına rağmen bunu hukuka aykırı bularak reddetti. Tüketicilerin kayıp-kaçak bedellerini dağıtım şirketlerinden talep etmeleri durumunda, çok ciddi miktarlarda kayıp-kaçak bedelinin iadesi söz konusu olacak. Yargıtay’ın kararı hakkaniyetli olsa dahi, öncelikli olarak EPDK kurul kararı iptal edilmeden, bunun tüketicilerden tahsil edilmesi, dağıtım şirketleri açısından olumsuz sonuçlar doğurur. Bu nasıl çözülür? Yeni bir kanunla böyle bir düzenleme getirilmesi halinde çözülebilir. Bunun çözülmesi başka türlü biraz zor.”

37 Milyon Abone Sistemi Kilitler
TÜKETİCİLER Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz ise Yargıtay Hukuk Genel Kururu kararlarının çok uzun yargısal süreçlerin sonucunda ortaya çıktığını ve uyulması zorunlu olmayan ama dikkate alınması ve örnek olarak kullanılması zorunlu olan kararlar olduğunu dile getirerek, şöyle konuşuyor: “Faturalarda gerek ayrı bir kalem olarak tahsil edilen, gerekse 2012’den sonra diğer kalemlerin içinde gizlenerek tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin haksız olduğu ve tüketiciye iadesinin gerektiği yargı kararıyla kesinleşmiş oldu. 37 milyon civarında elektrik abonesi var. Tüketici ‘Faturamdaki kayıp-kaçak bedelinin iadesi’ni istiyorum diyerek, Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilir. Abonelerin faturaları 2 bin TL altı ise Tüketici Hakem Heyeti’ne, 2 bin TL üstü için ise mahkemeye başvurmaları gerekiyor. Tüketici hakem heyetlerive tüketici mahkemeleri şu an en çabuk kararlarını 7-8 ayda veriyor. Büyük bir yığılma var. Varsayım olarak 37 milyon abone başvurursa, sistem kilitlenecektir. EPDK veya TBMM acilen bu konuda bir çalışma yapmalı. 37 milyon kişinin başvurması beklenmemeli. Diğer yandan, dağıtım şirketlerinin kayıp-kaçak bedellerinin faturalara yansıtılmasının yasada açıkça düzenlenmesine yönelik Ankara’ya baskı yaptığını duyuyoruz. Yani yeni bir düzenleme ile bunun yasallaştırılması yönünde çabaları var. Umarız ki Meclis, tüketici vicdanında rahatsızlığa yol açan bu uygulamayı yasallaştırmaz.”
Kayıp ve Kaçağı Ayırın
ELEKTRİK şirketlerinin enerji yönetiminden bir talebi de yeni tarife yapısında “kayıp” ve “kaçak”ın ayrıştırılması. Sektör temsilcileri bu konuda şunu söylüyor: “Anayasa Mahkemesi değerlendirmesine tabi olması halinde gündeme gelecek hukuk normlarıyla çatışma algısının ortadan kaldırılması için açıkça ‘kayıp-kaçak bedeli’ ifadesine bağlı kalınmadan, hem tüketicilerde adalet algısını zedelemeyecek hem de elektrik piyasasında faaliyet gösteren şirketlerin maliyetlerini hakkaniyetli şekilde karşılayacak bir düzenleme yapılması uygun olacaktır. Yeni tarife yapısında ‘kayıp’ ve ‘kaçak’tan kaynaklanan maliyetlerin ayrı değerlendirilerek, kayıptan kaynaklı maliyetlerin aktif enerji bedeli hesaplama metodolojisine, kaçak maliyetlerinin ise dağıtım hizmet bedeli hesaplama metodolojisine dahil edilmesi düşünülebilir.”
Merve Erdil, 24.12.2014 Hürriyet http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27831204.asp

3 Ocak 2015 Cumartesi

2,8 Milyon Kişi Bankaya Borcunu Ödeyemiyor

Türkiye’de 5 milyon kişi 891 TL asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Bankalar Birliği verilerine göre 2 milyon 815 kişi, bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemedi. Hükümetin halkın çektiği sıkıntıları görmezden geldiğine dikkat çeken Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, işsizlik ve enflasyon rakamlarını endişe verici buluyor. Deniz, “Gerçek enflasyon yüzde 25.” dedi.

İşsizlik çift haneyi aştı enflasyon artmaya devam ederken vatandaşlar borç batağında. Bireysel kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyen kişi sayısı artıyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre son beş yıla göre 2 milyon 815 kişi, bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemedi. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin aynı yıl içinde ancak farklı aylarda yasal takibe intikal etmiş kişiler için bir tekilleştirme işlemi yapılmadan yayımladığı verilere göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe girmiş toplam kişi sayısı geçen yılın ilk on ayında 1,5 milyon iken 2014 yılının ilk on ayında 1,6 milyon kişi arttı.

Öte yandan, aynı yıl içinde birden fazla kaydı bulunan kişilerin bir kez sayılmasıyla elde edilen veriler dikkate alındığında; 2014 yılının ilk on ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artışla 1,1 milyon kişi oldu. 2009 Ocak-2014 Eylül döneminde bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe girip hâlâ yasal takipte olan kişi sayısı 2,8 milyon iken, 2009 Ocak–2014 Ekim döneminde yaklaşık aynı seviyede kaldı.

Rakamlardaki bu değişimi değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, ekim ayından bu yana başlayan olumsuz göstergenin artarak devam ettiğinin altını çizdi. Ekonomideki bozulmaya işaret ettikleri temmuz ayında, iktidarın acil olarak yapısal önlemler alması gerektiği ve hanehalkının yaşam seviyesini en azından koruyabileceği girişimlerde bulunması çağrısı yaptıklarını kaydeden Deniz, “Ancak iktidar ayak sesleri duyulan bu olumsuz süreci önlemek için bir şeyler yapmak yerine, maalesef enerjisini başka alanlarda kullanmayı tercih etti. Cumhurbaşkanlığı seçimi, yeni başbakanın kim olacağı, paralel yapı sendromu ve benzeri gündemlerle “cambaza bak” stratejisi uygulayarak, halkın yaşadığı sıkıntıyı görmezden gelerek sorunun derinleşmesine yol açtı.” ifadelerini kullandı. “Bugün gelinen noktada işsizlik ve enflasyon rakamları tedirginlik verecek seviyeyi geçti.” diyen Deniz; “Temmuz ayında işaret ettiğimiz ‘bu kışın kara bir kış olacağı’ yönündeki öngörümüzü somutlaştırdı. Devletin resmi rakamlarını ihtiyatla karşılayan Tüketici Birliği Federasyonu olarak gerçek enflasyonun yüzde 20-25 aralığında, işsizlik rakamlarının da açıklananın çok üzerinde olduğunu gözlemliyoruz. Halkın yaşadığı sıkıntının derinleşerek artması, tüketiciyi günü kurtarmak için bankalara borçlanmak zorunda bırakıyor. Bu da kullanılan kredi ve kredi kart harcamalarının bir yandan sayısını artırıyor, diğer yandan da tüketicinin borcunu ödeme kabiliyetini azaltıyor. Tüketici bugün bankalara teslim edilmiş durumdadır. Bu işin sonu felakettir.” diye konuştu. Bu felaketi önceden öngörüp gerekli önlemleri almayan iktidarın her geçen gün sorunun daha da artmasına sebep olduğuna dikkat çeken Deniz, “İktidar toplumu kutuplaştıran ve demokrasinin ayarları ile oynayan politika yerine halkın gerçek gündemine dönmeli ve az bir zaman sonra karaya çarpacak olan ekonomiyi toparlayacak çözümler için enerjisini harcamalıdır.” dedi.
Koray Tekin-Üsame Ünal, 18.12.2014 Zaman http://www.zaman.com.tr/ekonomi_28-milyon-kisi-bankaya-borcunu-odeyemiyor_2265023.html

2 Ocak 2015 Cuma

Araç Sahiplerinin Çekicilerle İmtihanı Devam Ediyor

Nüfusun hızla arttığı İstanbul’da trafiğe çıkmak kadar araç park etmek de sorun. İstanbul Trafik Vakfı tarafından göz açıp kapayıncaya kadar çekilen araçlar, vatandaşa sıkıntılı anlar yaşatıyor. Eğer araç sahibi itiraz etmeden parayı öderse sadece çekici ve otopark ücreti ödüyor. Vatandaş karşı çıkarsa bir de yanlış park cezası yazılıyor.

3,5 milyona yakın kayıtlı aracın bulunduğu İstanbul’da, araç sahibi vatandaşlar park sorunu ve aracının çekilmesi korkusu nedeniyle birçok yere toplu taşıma araçlarını kullanarak gitmeye başladı. Vatandaşlara göre, trafik polisi ile birlikte çalışan Trafik Vakfı, adeta çekilecek araç avcılığı yapıyor. “Duraklamanın” ve “park etmenin” yasak olduğu yerlerden araç çekilmesine karşı olmayan vatandaşlar, büyük bir dikkatle araçlarını park etmeye uygun bir yer arıyor. Ancak bir süre sonra park ettikleri yere geldiklerinde araçlarını bulamıyorlar. Araç sahiplerinin İstanbul’da çekici hizmeti veren İstanbul Trafik Vakfı ile tanışmaları böylece başlamış oluyor. Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Av. M. Bülent Deniz, İstanbul Trafik Vakfı’nın çekici faaliyetlerini ve uyguladığı çekici ücretlerinin orantısızlığına vurgu yaparak  “Sivil vatandaşların oluşturduğu bir vakıf, neden Valilik’e bağlı bir Emniyet Müdürlüğü’nün hizmetini üstlenir?” diye tepki gösteriyor.
Vakfın sitesinde yayınladığı araç çekme ücretleri ise dudak uçuklatıyor. Listede “Araç çekme ücreti (park yasağı) 70,00 TL, özel taşıma (5 km kadar) 100,00 TL, km başına 5,00 TL alındığı belirtiliyor. Bu rakamlar toplanınca ortaya 175 TL gibi bir ücret çıkıyor. Vatandaşlar ancak bu ücreti ödedikten sonra araçlarını geri alabiliyor.
İstanbul Trafik Vakfı’nın estirdiği çekici teröründen nasibini aldığını söyleyen inşaat mühendisi Yunus Erkılıç şöyle konuştu: “İstanbul’da nerede banka, mağaza ve alışveriş merkezi varsa oraya park yasağı koyuluyor. Önce insanların park ettiği yerleri tespit edip sonrasında park yasağı uygulayan başka bir ülke olduğunu sanmıyorum. Ayrıca orada park eden araçların trafiği aksattığını varsayalım. Kaç tanesini çekebileceksiniz? Hepsini çekmelisiniz ki oraya bir şerit daha eklensin. Ama niyet yolu açmak değil, para kapmak olduğu için uygulama aradan bir aracı alıp gitme şeklinde yapılıyor. Trafik rantı da işte bu oluyor.”
İstanbul trafiğindeki çekici terörünün yıllardan beri devam ettiğini söyleyen Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Av. M. Bülent Deniz “‘Park Yapılmaz’ tabelasının olmadığı sokaklarda bile çekici marifetiyle araçların çekildiğini görüyoruz. Yasaya göre, vatandaş aracını “Park Yapılmaz” tabelasının olduğu yere park ederse ve bundan dolayı trafiği engellemesi söz konusuysa aracı çekilebilir. Trafiği engellenmediği sürece aracı çekilemez. Karayolları Trafik Yasası’na göre yapılması gereken budur. Fakat uygulamada görüyoruz ki, sadece ceza yazılması gereken durumlarda bile, trafiği engellemediği halde araçlar çekiliyor. Üstelik  araçlar hasar verilerek çekiliyor.” dedi. Çekici ücretlerinin çok fahiş miktarda olduğunu ifade eden Deniz, “Normal bir çekme hizmetini, herhangi bir çekici firmasıyla aldığınızda ödediğiniz para ile Trafik Vakfı eliyle yapılan çekme hizmetine ödediğiniz para arasında ciddi bir uçurum var. Sivil vatandaşların oluşturduğu bir vakıf, neden Valilik’e bağlı bir Emniyet Müdürlüğü’nün hizmetini üstlenir? Neden bir başka çekici firması bu işi üstlenmez?” diyerek İstanbul trafiğinde yaşanan çekici terörüne vurgu yaptı.
Mesut Demir, 16.12.2014 Zaman http://www.zaman.com.tr/bolge-haberleri_arac-sahiplerinin-cekicilerle-imtihani-devam-ediyor_2264587.html