14 Nisan 2018 Cumartesi

Kriz geçici, hasarı kalıcı olacak

ABD ve Rusya’nın savaşın eşiğine gelmesi ile patlak veren krizin sonuçları Türkiye’de doların 4 liranın üstüne Euro’nun ise 5 liranın üzerine çıkması ve akaryakıta gelen zamlarla etkisini göstermeye başladı. Yaşanan gelişmeleri ve tüketicileri nelerin beklediğini konunun uzmanlarına sorduk.

Suriye’nin Doğu Guta’da kimyasal silah kullandığı iddiaları ve bu iddiaları Rusya’nın yalanlaması ile ABD Başkanı’nın Twitter hesabından füze atma tehditleriyle bölgede sıcak saatler yaşanmaya devam ediyor. Bölgemizde yaşanan krizin etkileri ülkemizde etkilerini göstermeye başladı bile. Dolar dört liranın üzerine çıkarken, Euro da 5 lirayı geçti. Kurdaki yükseliş akaryakıta yapılan zamlar, tüketicileri zor günlerin beklediğinin habercisi oldu. Tüketici postası okurları için yaşanan gelişmeleri uzmanlarla değerlendirdik.

“Bir ülkenin parasının değerini o ülkenin üretim gücü belirler”
Ekonomi Profesörü Osman Altuğ, kurdaki yükselişin yaşanan son gelişmelerle doğrudan bağlantılı olmadığını belirterek, “Bir ülkenin parasının değerini o ülkenin üretim gücü belirler. Bu nedenle kim kime ne demiş, kim kime bağırmış bunlar topu taca atmaktır” dedi. Bütçeler açık, ödemeler dengesi açık diyen Altuğ, “Bu kriz olsa olsa onbinde bir etkiler. Zaten ekonomik kriz vardı Türkiye’de. Ekonominin yolunda gittiği gibi bir algı yönetiliyor bu doğru değil. Her yıl ortalama yüzde 15 devalüasyon yaptı bu iktidar” diye konuştu.

“Tüketici bol bol yutkunacak”
İşsizlik, çekler senetler ödenmiyor, esnaf siftah yapmıyor, krizin belirtileri zaten ortada diyen Altuğ, bunun yüksek faiz modelinde soygun olduğunu vurguladı. Vatandaşın Kadıköy’den vadeli telefon alıp Gaziosmanpaşa’da peşin paraya sattığını ve nakit ihtiyacını bu şekilde giderdiğini aktaran Altuğ, önümüzdeki günlerde tüketicileri bol bol yutkunmanın beklediğini belirterek şunları söyledi:

“Geçecek vitrinin önüne yutkunacak, sanki yedik, sanki içtik, sanki giyindik diyecek. Sağlık sorunları artacak çünkü insanların morali bozulacak ve strese dayalı sağlık sorunlarında artış olacak.”

“Herkesin özeleştiri yapması gerekiyor”
Herkesin özeleştiri yapması gerektiğine vurgu yapan Altuğ, “Vatandaş apartmanının yönetim toplantısına gitmiyor. Üye olduğu kooperatifin, derneğin toplantısına gitmiyor. Sonra da yönetimi eleştiriyor. Önce toplantıya git, aidatını öde, sonra da hesap sorarsın. Seçim sandığına gitmeyenler var, aynı şey” dedi.

“Siyasetin finansmanını halk yapmalı”
Siyasetin finansmanını halk yapmıyor, parası olanlar yapıyor diyen Altuğ, “Siyasetin finansmanında halk yok, siyasi partilerin finansmanında halk yok. Gerçekten demokrasiyle yönetilen ülkelerde siyasi partilerin finansmanı en önemli konu, bizde ise hikâye” şeklinde konuştu. Siyasi partilerin finansmanıyla ilgili bizim dışımızda konuşan yok diyen Altuğ, “Halkın olmadığı bir demokrasi. Halk üyesi olduğu partiye para öderse, hesap da sorar. Para vermediği için hesap sormuyor. Bu konuda yeniden yapılanma gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye’deki kur artışının dünyayla paralel mi olduğu sorumuza ekonomist Atilla Yeşilada, “Dünya ile paralel olmadı. Dolar karşısında en fazla değer kaybeden Arjantin para birimi, son günlerde Rusya ve de Türkiye, bize mahsus nedenlerden dolayı. Çünkü enflasyon çok yüksek” dedi. Yeşilada, ekonomide yılbaşından beri sorun olduğunu ancak son gelişmeler ve Suriye’nin Türkiye’ye yakın olması, Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonu nedeniyle Türkiye’deki etkilerinin yüksek olduğunu söyledi.

“Ülke ekonomisi açısından kaldırılamaz bir yük haline gelebilir”
Böyle devam ederse ülke ekonomisi açısından kaldırılamaz bir yük haline gelebilir diyen Yeşilada, “Bizim şirketlerimizin çok döviz borcu var, 225 milyar dolar. Kaba bir hesapla Türk lirasının her yüzde on değer kaybı bu insanlara 80-85 milyar lira bilanço zararı yazıyor. Şirket kar edemeyince istihdam ve yatırım yapamıyor” dedi. Enflasyonun artacağını kaydeden Yeşilada, “Türk lirasında yüzde on değer kaybı tüketici enflasyonunu yüzde 2 arttırır. Bu yıllardır ispatlanmış bir ilişki. Her şey daha pahalı olacak. Bunun üzerine bir de petrol fiyatlarının arttığını göz önüne alırsak, benzin ve sonrasında kışın da doğalgaz zamlanacak. Dar gelirli hatta orta gelirli çok ciddi sıkıntıya düşecek” diye konuştu.

“Ekonomiyi yönetenleri Allah’a havale ediyorum”
Ekonomiyi yönetenleri Allah’a havale ediyorum diyen Yeşilada, “Bir an önce seçime gidip arkasından kemer sıkma programı uygulamamız lazım başka çaremiz yok bu ortamda” dedi. Tüketicilere zaruri olmayan tüketimi kesmeleri tavsiyesinde bulunan Yeşilada, “Ben prensip olarak bütçemin yüzde 20’sinden fazlasını faiz ödemem. Dolayısıyla öyle bir kredi borcum varsa kapatmaya çalışırım. Tüketiciler elden geldiği kadar kredi kartı harcamasından feragat etmeliler” diye uyardı.

“Kriz geçici ama hasarı kalıcı olacak”
Küba krizinden bu yana Amerika ve Rusya arasında yaşanan en önemli krizlerden birini yaşadığımızı ifade eden Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz, “Krizin sınırımızda, Suriye de olması da bizim için önem taşıyor. Buna bağlı olarak bu krizin ortaya çıkmasıyla birlikte ülkemizde her şey tepetaklak oldu” dedi. Krizin etkilerini hemen hissetmeye başladığımızı vurgulayan Deniz, “Akaryakıta zam geldi, zaten ülkemizde akaryakıt ürünlerine zam olduğunda bu tüketiciye ulaşan bütün mal ve hizmetlerin otomatik olarak zamlanacağı anlamına gelir” diye konuştu. İktidarın “Türkiye ekonomisi güçleniyor” söylemleriyle aynı fikirde olmadığını vurgulayan Deniz şöyle devam etti:

“Bu krizin etkileri çok derin ve büyük olacaktır. Kriz geçici ama hasarı kalıcı olacak. Kişisel görüşüm, bu krizin sıcak savaşa dönmeden biteceği yönünde. Ancak krizin bitmiş olması Türkiye’deki ekonomik göstergelerin kriz öncesi zamana geriye dönüşü ne yazık ki sağlamayacak. Doları 3.80’ler seviyesinde göremeyeceğiz. Aynı şekilde akaryakıt fiyatları bakımından da öyle, yani kriz bittiğinde dolar 4.18, 4.20’lerden dönmüş olacak ancak 3.80 seviyesine değil 4.05 seviyesine gelecek diye tahmin ediyorum. Bu noktada Türkiye ekonomisinde yeni bir durum oluşmuştur. Bu yeni durumun ekonomi yönetimi bakımından çok dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Bir taraftan Afrin harekatı ve benzeri dış gelişmeler bir taraftan Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu mevcut sorunlar nedeniyle her zamankinden çok daha dikkatli bir bakış açısı, ekonomi yönetimi tarafından edinilmek zorunda.”

“Zorunlu olmayan hiçbir harcamayı yapmayın”
Deniz, “Tüketicinin borçluluğu, hane halkı borçluluğundaki rekor seviyeler, gayrisafi milli hasıladaki artışın yeterli olmaması ve benzeri nedenlerle her ne kadar Türkiye ekonomisi geçtiğimiz çeyrekte yüzde 7 büyümüş gibi ilan edilse de, gıda ürünlerindeki enflasyon yüzde 20’ler seviyesinde” dedi. Bu krizle birlikte özellikle gıda, iletişim ve enerji harcamalarına çok ciddi artışlar gelecek diyen Deniz, sözlerini şöyle bitirdi:

“Yine hane halkı borçlanması göz önüne alındığında ödememe ve temerrüde düşme söz konusu olacak. Bu da finans kurumlarıyla tüketiciyi karşı karşıya getiren toplumsal bir probleme yol açacak kanaatindeyim. Bunları giderici önlemlerin çok hızlı ve çok radikal bir şekilde alınması gerekiyor. Tüketicilerin zorunlu olmayan hiçbir harcamayı yapmamasını öneriyorum. Eğer yeni bir otomobil ya da yeni bir telefon almak ya da buna benzer düşünceleri varsa bu düşüncelerini gözden geçirsinler. Zorunlu harcamalar ekseninde önümüzdeki altı ayı geçirmelerini tavsiye ediyoruz. Aksi takdirde yoksullaşmanın etkisi, toplumun birçok kesimini maalesef saracaktır.”

13.04.2018, Nejla Sakınmaz Tüketici Postası https://www.tuketicipostasi.com/kriz-gecici-hasari-kalici-olacak/829/

Hiç yorum yok: