12 Eylül 2015 Cumartesi

gökdelen tepesindeki finlandiyalı 10/12 eylül’15 #filgunlugu

Üç gümrük kapısı kapanmış.
Gümrük, devlet olduğunu gösteren işaretlerden biridir oysa…
…..

Devletin iki bakanı Cizre’ye sokulmamış.
Ya bu bakanları azledin ya da bakanlık yaptığı ülkenin toprağına girebilmesini sağlayın.
Ayıptır bu.
…..

Temel sorularımızdan biri belki de şudur; “cenneti mi istiyoruz, yoksa cehennemden mi korkuyoruz?”
…..

“Bu iş böyle olmaz. Her şehidimize karşılık bir HDP milletvekili indirilmeli”
Bu cümleyi sosyal medyada yazan bir profesör hakkında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” savıyla savcılığa yakınmada bulunulmuştu.
Savcılık takipsizlik kararı vermiş.
Gerekçe; “indirilmeli” sözcüğünün aynı zamanda, mevkiden düşürmek” anlamına gelmesi.

Geçmişte, örneğin; “minareler süngü, kubbeler miğfer” sözüne ceza yağdıran yargı, şimdi sözlük anlamının ardına sığınıyor.

Özcesi; “benim yargım, benim mahkemem…”
…..

Kurban Bayramı tatili dokuz güne uzatılıyor.
Uzun tatil konusu hep soru işareti oldu bende.

Geçmişte bir yazı yazmıştım; “Cumartesi… Cumartesi…”
“Şu “Cumartesi” günü, yarım gün çalışılması işi…
Yarım gün çalışma günü olarak uygulansa; ne kazanırız, maliyeti, ne olur?
Bir araştırılmalı, eğer yapılmadıysa…
Cumartesi günü yarım gün çalışma zamanı olarak uygulansa, Türkiye bundan kazançlı mı çıkar, yoksa atılan taş ürkütülen kurbağaya değmez mi?

Bu soruların yanıtını ülke olarak vermiş değiliz.
Çünkü yanıtı hiç aramadık!..
…..

ABD’de tüketici güven endeksi son bir yılın en düşük seviyesine gelmiş.
Dünyanın efendisi FED, anlaşılan faiz silahını bu ay da çekemeyecek…
…..

(Hawaii’de) “oteller deniz kıyısında olmasına rağmen, her isteyen otelin lobisinden geçerek kumsala ve denize girebiliyor. Zira deniz ve sahiller kamuya açık ve toplum rahatlıkla yararlanabiliyor.” (Zoraki Bankacı, Metin Berk, ABM., İstanbul, 2014, 2. Bası, s. 228)

Sahiller, deniz kıyısı, doğal plajlar bizde de kamu malı.
Ama kumun etrafına bir büfe kondurup, iki şezlong ve şemsiye koyan hasır şapkalı esmer adamlara uğramadan, sıkıysa denize girmeye kalk.
Babasının malıymış gibi önüne kurulduğu denizi dubalarla bölmeye çalışan otelin lobisinden şıpıdık terlikler ve elinde plaj havlusuyla geçerek, denize girmeyi dene.
Sıkıysa…
…..

Antti Tuuri.
Finlandiyalı bir yazar.
Bir romanı elimdeydi yeni bitti; Gökdelenler. (Gökdelenler, Antti Tuuri, Çev. Tulan Yanardağ, Apollon, İstanbul, 2011, 1. Bası)
1900’lü yılların başında, ABD’ye çalışmak için giden bir Finli gencin öyküsü.
Garip bir mizah gizlenmiş romana.
O yıllarda, ABD’ye giden Fin işçilerinin oluşturduğu topluluğunun, Çarlık Rusya’nın egemenliğinde bulunan Finlandiya’yı kurtarmaya çalışan Fin diasporasının öyküleri, küçük aşklar…
İlginç bir keşif oldu benim için.
Bu arada çevirenin de hatırını sormak gerek, ustaca bir çeviriydi.
Yayınevi aracılığı ile ona bir kutlama mesajı göndermeliyim.
…..

19 Haziran’da, Ermenistan’da elektriğe zam yapıldı.
O günden bu yana Ermenistan’da insanlar sokakta ve zammın geri alınması için eylem yapıyorlar.
Dün yine başkent Erivan’da işlek bir ana caddeyi trafiğe kapatmışlar.

Protesto edilen zam oranı yüzde 16.
Dikkat, sadece yüzde 16!

#filgunlugu
Bütünü için tıklayınız

Hiç yorum yok: