20 Kasım 2014 Perşembe

Kuzu Kurda Teslim

Tüketiciler Birliği Federasyonu M. Bülent Deniz, vatandaşların kendileri lehine bugüne kadar hiçbir olumlu karar almayan BDDK ve EPDK gibi kurumların önüne atıldığını öne sürerek, “Hükümet kuzuyu kurda teslim etti” şeklinde benzetme yaptı.
 
BANKALAR KORUNUYOR MU?
Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı M. Bülent Deniz, hem Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) hem de Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) tüketiciler lehine bugüne kadar hiçbir karar almadığını vurgulayarak, Türkiye’de son 7-8 yıldır tüketicilerin bankalar ve özelleştirilen elektrik kurumları tarafından mağdur edilmesine göz yumulduğunu öne sürdü. 61 kalemde tüketiciyi soyan bankaların BDDK tarafından düzenlenecek yönetmelikler ile korunduğunu öne süren Deniz, “Biz bunu kuzunun kurda teslim edilmesi olarak algılıyoruz” dedi.
 
GÜVEN ENDEKSİ DÜŞTÜ
Bankaların son günlerde tüketicileri icraya vermekte ya da alacaklarını varlık yönetim şirketlerine devrettiğini belirten Başkan Deniz, Türkiye ekonomisi için bu kışın karanlık geçeceği endişesi taşıdıklarını vurguladı. Tüketici Güven Endeksinin de yaşanan tüm olumsuzluklarla beraber Ekim ayında yüzde 4 oranında düştüğünü hatırlatan M. Bülent Deniz, Türk insanının savaş ihtimali, yeni hükümete olan güvensizlik ve ekonomide tüketici lehine ciddi düzenlemelerin hayata geçirilmemesi nedeniyle harcamalarını kontrol altına almaya başladığını da kaydetti.
 
Tüketiciler Birliği Federasyonu üyeleri bankaların tüketiciyi mağdur ettiği noktasında ortak görüş bildirerek, hükümetin tüketici lehine düzenlemeleri gerçekleştirmesini talep etti. 16 Derneğin bağlı bulunduğu Tüketiciler Birliği Federasyonu kanalıyla yapılan basın açıklamasında özellikle tüketici hakem heyetlerinden yüksek yüzdeyle tüketici lehine çıkan kararların hiçe sayılmaması ve yeni yasal düzenlemeye gidilmesi gerektiği vurgulandı. Federasyon Başkanı M. Bülent Deniz yaptığı açıklamada, Türkiye’de 7-8 yıldır tüketici ve banka ilişkisinin düzenli yürümediğini ve tüketicinin mağdur edildiğini vurguladıklarını ancak Tüketici hakem heyetlerine yapılan itirazların büyük çoğunluğunun bankalarla ilgili olmasına karşın yeni tüketici yasasında tüketici hakkını koruyan düzenlemelerin bulunmadığına dikkat çekti.
 
Deniz, “Bankalar işi o kadar azıttılar ki şubemizin camına baktın saçını düzelttin para ver diyecek hale geldiler. 61 kalemde aldıkları masraflarla ilgili hükümet yetkililerine itirazda bulunduk. Bankalar biz bu sayıyı düşürdük diyerek göz göre göre yalan söylüyorlar. Yargıtay 13.Dairesinden ve binlerce tüketici hakem heyetinden kararlar aldık. Faiz ve komisyonlar ile ilgili tüketici yasasında bankalar lehine düzenleme yapıldı. BDDK tarafından düzenlenecek yönetmelikler artık hukuki nitelik kazandı. Biz bunu kuzunun kurda teslim edilmesi olarak algılıyoruz. BDDK’nın görevlerinden bir tanesi tüketicinin hak ve çıkarlarını korumak olduğu halde kurulduğundan bu yana tüketici lehine hiçbir karar almıştır” dedi.
 
Tüketici aleyhine faaliyetleri kabul gören ve bu konuda sabıkalı olan bir kurumun bankalardan alacağı ücret ve komisyonlarla ilgili tüketici lehine düzenleme yapmasını zaten beklemediklerini ileri süren Başkan Deniz sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dişimizle tırnağımızla yargı kanalıyla aldığımız kararların hiçbir hükmü kalmadı. Tüketiciler arasında bankalarla ilgili patlama yaşanabilir. Kredi kartı borçlarının ödenmemesi ile ilgili çok ciddi rakamlar var. Bugün bir bankaya 1000 lira olan kredi kartı borcunuz sadece asgari bedeli ödeyerek 54 ayda kapatılabiliyor. Federasyon olarak bunu Haziran ayında dile getirmiştik. Kasım ayından itibaren bankaların alacak takibine başladıklarını gördük.
 
“Hiç olmazsa hane halkı borçluluğunda rekor seviyeye ulaşan tüketici borçlarını yeniden düzenleyebilecek bir düzenleme yapılsın ki ödenmeyen borçların bankalara dönmesi sağlansın. Bankaların tüketicilerden tahsil etmeye çalıştığı paralarla ilgili ne yazık ki düzenleme yapılmadı. Bir banka 90 gün geciken bir alacak söz konusu ise borçlu hakkında icra takibi yapmak zorundadır. Bankalar tüketicileri icraya vermekte ya da alacaklarını varlık yönetim şirketlerine devretmektedir. Türkiye ekonomisi için bu kışın karanlık geçeceği endişesini taşıyoruz”
 
Enerji dağıtım şirketleri ile tüketiciler arasındaki ilişkilerin de tıpkı bankalarla olduğu gibi kaygı verici düzeyde olduğunu savunan M. Bülent Deniz, Özelleşen elektrik dağıtım işinin elektrik kesintileri ve yüksek gelen fatura bedelleri ile kaliteli verilmemekte olduğunu ve tüketicinin haksız sözleşmelerle mağdur edildiğini öne sürdü. Deniz, “EPDK bu anlamda tıpkı BDDK gibi tüketici lehine kararlara imza atmamaktadır. Elektrik, su, ulaşım, iletişim gibi tüketicinin olmazsa olmaz yararlanmak durumunda olduğu kamusal hizmetlerin sağlıklı yönetilmediği görülüyor. 2015 yılından itibaren tüketicileri bilgilendirecek ve hukuki mücadelelere hız verecek bir çalışma yapacağız. 2015 yılından itibaren tüm tüketiciler elektrik hizmetini istedikleri şirketten alabilecekler. EDPK bu konuda da engelleyici tutum sergiliyor. Enerjide arz daralması olduğunu düşünüyoruz. Elektrik kesintisi bu yıl bundan dolayı gerçekleşiyor olabilir” dedi.
 
Deniz ayrıca Türkiye’deki enflasyon rakamlarının ise yanıltıcı olduğunu gerçek enflasyon oranının iki basamaklı rakamlara bilinçli olarak çıkartılmadığını öne sürdü. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamının yüzde 9 olduğunu ancak sokağa bakıldığında bunun yüzde 25 düzeyinde göründüğünü savunan Deniz, Gıda fiyatlarında kış aylarında ortaya çıkacak rakamların bunun bir sağlaması olacağını vurguladı. Tüketici Güven Endeksinin de yaşanan tüm olumsuzluklarla beraber Ekim ayında yüzde 4 oranında düştüğünü örnekleyen M. Bülent Deniz, Türk insanının savaş ihtimali, yeni hükümete olan güvensizlik ve ekonomide tüketici lehine ciddi düzenlemelerin hayata geçirilmemesi nedeniyle harcamalarını kontrol altına almaya başladığını kaydetti. Deniz sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Tüketicilerin yaşadığı ve yargıya yansıyan rakamların yanında bir de hukuki mücadeleye girmek istemeyenlerin sayısını göz ardı etmemek lazım. Mahkemelere başvurmayan insanlar da azımsanmayacak düzeydedir. Burada asıl sorun tüketicinin 2007’den bu yana kazandığı tüm hukuksal kazanımların bir kalemde yok sayılmasıdır. 60 milyon kredi kartı var kart başına 50 lira alsalar 3 katrilyon para yapıyor. Kartın bankaya maliyeti 70 cent düzeyindedir. Ortaya korkunç rakamlar çıkıyor”
 
Federasyonun bünyesinde toplamda 16 derneğin bulunduğu bildirilirken basın toplantısına şu isimler katıldı: “ Tüketici Başvuru Merkezi Genel Başkanı Av. İbrahim Güllü, Sivil Toplum Diyalog Merkezi Başkanı Av.Aydın Türkmenoğlu, Kaza Mağdurları Sosyal Güvenlik Tüketici Hakları Derneği Ali Körükçü, Tüketici ve Çevre Derneği Genel Başkanı Sıtkı Altan, Tüketici Hakları Derneği Şafak Toker Kıvrak, Anadolu Telif ve Tüketici Hakları Derneği Başkanı Mehmet Çınar, Antalya Tüketici Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ballıer. Murat ŞENTÜRK
 

18 Kasım 2014 Salı

Yatırım Yapmak İçin En Az 3 Ay Bekleyin!

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, tüketicilere uyarıda bulundu. Deniz, "Yatırım yapmak için en az 3 ay bekleyin" dedi.
 
Antalya’daki tüketici derneklerini ziyaret eden Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, ekonomiyle ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Tüketicilere 3 aylık dönem için çeşitli önerilerde bulanan Deniz, hane halkı borçluluğunun yüksek olduğu bir ülkede tüketicilerin yeni borçlanmalara girmemesi gerektiğini belirtti. Değerlendirmelerine devam eden Deniz, “Bin liralık kredi kartı borcunun asgari tutarda ödemelerle ancak 54 ayda kapatabilirsiniz. Bin liralık bir borç için bankalara 54 ay çalışmak zorunda kalındığı bir ülkede yaşıyoruz. Bankalara satılan bir ülke konumuna düşmüşüz. Kredi kartlarına teslim edilen bir ülkede yaşayan biz tüketiciler, banka borçlarını mümkün mertebede artırmamak için gayret etmeliyiz. Tüketiciler, zorunlu harcamalar dışında araba, ev, elektronik eşya gibi yatırım kararlarını tekrardan gözden geçirmelidir” diye konuştu.
 
Tüketici yoksullaşıyor
Hükümetin maaşlara enflasyon oranı kadar zam yaptığını ve bunun da tüketicilerin her geçen gün yoksullaşmasına neden olduğunu söyleyen Deniz, “Merkez Bankası başkanı dahil olmak üzere ekonominin bütün aktörleri enflasyon hedeflerinin yukarı yönde seyrettiğini açıkladılar. Gıda üretiminde büyük sıkıntılar yaşanacağı ve dolayısıyla gıda fiyatlarında artışın yaşanabileceği endişesini taşımaktayız. Öte yandan Eylül ayında elektriğe yapılan zam da etkisini bu aylarda göstermeye başladı” dedi. Tüketici güven endeksinin Ekim ayında yüzde 4.9 oranında düştüğünü hatırlatan Deniz, bunun sebeplerini ise şöyle değerlendirdi: “Bu düşüşün sebepleri ülkemizin Güney sınırında yaşanan sıcak gelişmeler, ülkemizin bir sıcak savaş içerisine düşme ihtimali, yeni hükümetin güven oluşturmaması ve tüketiciler adına atılması gereken adımların atılmamasıdır.”
 

15 Kasım 2014 Cumartesi

Tüketici Birliği Federasyonu'ndan 'Tüketici Yasası'na Eleştiri

TÜKETİCİ Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, bir devrim gibi gösterilen tüketici yasasıyla tüketicinin kazanılmış haklarını kaybettiğini öne sürdü.

Mehmet Bülent Deniz, Antalya'da federasyona üye derneklerin başkanlarıyla bir araya gelip basın toplantısı yaptı. Geçen 28 Mayıs'ta yürürlüğe giren yeni tüketici yasasını değerlendiren Deniz, siyasi iktidarın çok üzerinde durduğu bu yasanın bir devrim yasası olmadığını iddia etti. Deniz, bu yasayla tüketicilerle bankalar arasında kaos haline gelen problemlerin tüketici aleyhine çözümlendiğini savundu.

HAKSIZ KAZANÇLAR MEŞRULAŞTIRILDI
Türkiye'de yaklaşık 7- 8 yıldır tüketicilerle banka ilişkisinin sağlıklı yürümediğini, sistemin sürekli olarak banka lehine birtakım düzenlemeler getirdiğini, tüketicinin mağdur olduğunu aktaran Deniz, bu konuda açılan davaların ve başvuruların ise çoğunlukla tüketici lehine sonuçlandığını söyledi. Buna karşılık bankaların haksız aldığı, yargı kararıyla tespit edilmiş faiz ve komisyonların BDDK tarafından yapılan düzenlemeyle hukuki meşruiyet kazandığını ileri süren Deniz, şöyle devam etti:

"Biz bunu 'kuzunun kurda teslim edilmesi' olarak görüyoruz. Çünkü BDDK; bankacılık sektörünü regüle etmekle, düzenlemekle görevlidir. Kuruluş yasasındaki görevleri arasında tüketicinin haklarını korumak olduğu halde, BDDK kurulduğu 2002'den bu yana tüketici lehine hiçbir karar almış değildir. Bu kurumun bankaların hizmet ve komisyonlardan alacağı ücret ve komisyonlarla ilgili tüketici lehine düzenleme yapmasını beklemiyorduk zaten. Nitekim BDDK tarafından hazırlanıp yürürlüğe giren yönetmelikle artık bizim mücadele ederek dişimizle, tırnağımızla yargıdan aldığımız haklılık kararlarının anlamı kalmadı. 28 Mayıs'tan sonra tüketici bankaların kucağına bir kez daha, bu kez BDDK eliyle, ne yazık ki tüketici yasası eliyle itilmiş oldu."

SADECE KARTTAN MİLYARLAR KAZANIYORLAR
Yasanın tüketicileri rahatsız ettiğini savunan Deniz, bankaların sadece kredi kartı aidetlarından 60 milyon kart için her birinden 50 TL alındığı varsayılırsa yılda ortalama 3 milyar TL kazandığına dikkat çekti. "Taş atıp elleri yorulmuyor" diyen Deniz, kartın gerçek maliyetinin 1 dolar bile olmadığını söyledi.

ÖDENEMEYEN BORÇLAR ARTIYOR
Deniz, yakın bir süreçte ödenemeyen borçlarla ilgili tüketiciler arasında bankalarla ilgili çok ciddi patlama olmasından endişe ettiklerini de söyledi. Kamu alacaklarını yeniden yapılandıran torba yasa çıkartılırken, bankalara borçların da yapılandırılmasını talep ettiklerini, ancak dikkate alınmadıklarını söyleyen Deniz, kredi kartları ile tüketici borçlarında rekor seviyeye doğru gidildiğini söyledi.

ZORUNLU OLMADIKÇA BORÇLANMAYIN
Tüketicilerin fakirleştiğini savunan Deniz, "Bankaya 1000 liralık kredi kartı borcu asgari tutar ödenerek ancak 54 ayda kapanabiliyor. 1000 lira için 54 ay bankaya çalışan tüketicinin yaşamak zorunda kaldığı Türkiye'de tüketicilere tavsiyemiz, banka borçlarını mümkün mertebe artırmamaları yolunda hareket etmeleridir" dedi.

SOKAĞIN ENFLASYONU YÜZDE 25
Konuşmasında enerji dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesiyle mağduriyetlerin arttığını da savunan Mehmet Bülent Deniz, TÜİK'in açıkladığı enflasyonla sokaktaki enflasyonun farklı olduğunu ileri sürdü. "Türkiye'deki enflasyon TÜİK'in açıkladığı gibi yüzde 9'lar seviyesinde değil, sokağın enflasyonu yüzde 25-26 seviyesinde" diyen Deniz, eylül ayında elektriğe yapılan yüzde 9'luk zammın etkisini göstermeye başladığını söyledi.
 

13 Kasım 2014 Perşembe

2.8 mln Turks in default on credit card debt

The number of customers who failed to pay their credit card debt reached 2.8 million in the third quarter of this year, while the amount of credit card debt that Turks defaulted on increased by TL 465 million compared to the last quarter and totaled TL 5.76 billion, recent reports from the Banking Regulation and Supervision Agency (BDDK) and the Turkish Banks Association (TBB) have shown.

A prolonged drought this summer led to an increase in the prices of almost all food products and triggered a hike in inflation rates for three consecutive months. Even though a slight decrease in the consumer price index (CPI) was observed in September, it rose again in October. In parallel with these developments and consumers' reduced purchasing power, the volume of unpaid credit cards continued to rise in the third quarter. While the amount of credit card debt was TL 5.29 billion by the second quarter, it surged by TL 465 million and reached TL 5.76 billion in the third quarter. In addition, the total number of people who failed to their pay credit card debt reached 2.8 million in the same period.

Speaking to Today's Zaman, Mehmet Bülent Deniz, the chair of the Federation of Consumers Unions (TBF), stated that the federation has been warning consumers and the authorities about an explosion of bad loans and unpaid credit card debt in the country since June. Mentioning the banking law on bad loans, Deniz said banks are obliged to launch legal proceedings if consumers do not pay their balances within 90 days, adding that the recent figures are a result of the latest hikes in the price of electricity and gas and increasing inflation rates 

According to Fatih Macit, a professor of economics at İstanbul's Süleyman Şah University, the inflation rate that surpassed government expectations in recent months also played a crucial role in the upward trend in the volume of unpaid credit card debts. Macit said the government had estimated the inflation rate to be around 5 percent at the beginning of this year, adding that it recently revised the rate to 8.9 percent.

Underlining that the annual increase in the price of food products was 12.6 percent in October, Macit argued that these developments in the inflation rate yielded a considerable decrease in the purchasing power of consumers.

Takibe Düşen Kredi Kartı Borçları Patladı

Gıda ve enerji zamlarıyla artan enflasyon, vatandaşı borcunu ödeyemez hale getirdi. BDDK verilerine göre 2014’ün üçüncü çeyreğinde takibe düşen kredi kartı borç tutarı 5 milyar 760 milyon TL’yi aştı. Kredi kartı borcu olan kişi sa-yısı ise 2 milyon 800 bin kişiye ulaştı.
 
Ermenek maden faciasından sonra Ermenek Sanayici ve İşadamları Derneği’nin çalışanların yüzde 99’unun esnafa ve bankalara borcu olduğunu açıklamasının ardından gözler, Türkiye’deki kredi kartı borçlularının durumuna çevrildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yeni verilerine göre ödenmeyerek takibe düşen kredi kartı borçlarında patlama yaşandığı ortaya çıktı. Takibe düşen borçlar, 2014’ün üçüncü çeyreğinde, bir önceki çeyreğe kıyasla 465 milyon TL birden arttı. 2013 yılını 5 milyar seviyesinde tamamlayan takibe düşen kredi kartı borç tutarı, 2014’ün ikinci çeyreğinde 5,29 milyar TL’ye, 2014’ün üçüncü çeyreğinde ise 5,76 milyar TL’ye yükseldi. Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, başta kredi kartları olmak üzere krediler için sıkıntı yaşanacağı yönünde haziran ayından itibaren uyarılarda bulunduklarını, ekim-kasımdan itibaren takibe düşen alacak miktarında patlama olacağı uyarısı yaptıklarını belirtti.
 
Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre “Bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişiler içerisinden halen borcu devam eden kişi sayısı” bu yılın 8. ayı itibarıyla 2 milyon 800 bin kişinin üzerine çıktı. Yeni açıklanan üçüncü çeyrek verilerine göre takibe düşen kredi kartı borç tutarı 5 milyar 760 milyon lirayı aştı. İkinci çeyreğe kıyasla 465 milyon lira birden artan kredi kartlarına bağlı takipteki alacak tutarları, yıl sonları itibarıyla 2011’den bu yana sürekli olarak artış gösterdi. Konuyu Zaman’a değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “Borcunu ödeyemeyen tüketici, 90 gün boyunca ödeme yapmaz ise bankacılık düzenlemeleri gereği banka, yasal takip başlatmak zorunda. Bunun nedeni ise giderek artan yaşam koşulları, enerji ve gıda zamlarıyla artan enflasyondur.” dedi.
 
Süleyman Şah Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Macit takibe düşen kredi kartı borçlarıyla ekonomik büyüme arasında çok güçlü bir ilişki olduğunu belirtiyor. Bu yıl kredi kartı borçlarında görülen artışta hedefin çok üstünde seyreden enflasyon rakamlarının da etkili olduğunun altını çizen Doç. Dr. Macit, “Merkez Bankası yıla yüzde 5 gibi bir enflasyon hedefi ile başlamışken bu rakamı artık en son revizyonda yüzde 8,9’a kadar yükseltti. Bu yılın ekim ayı itibarıyla gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 12,6 olarak gerçekleşti. Enflasyondaki bu gelişmeler vatandaşın satın alma gücünde ciddi bir düşüş yaşanmasına neden oldu.” ifadelerini kullandı.
 

9 Kasım 2014 Pazar

İstenmeyen SMS'lerden, Epostalardan Nasıl Kurtulacağız?

 
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 5 Kasım 2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
 
Çoğumuzun yaşamını kabusa çeviren SMS'lere, posta kutumuzu dolduran epostalara artık yasak geliyor.
Yine aynı yasa ile TC. Kimlik numarası, cep telefon numarası ve benzeri kişisel bilgilerimizin elden ele dolaşması büyük cezaları gerektiriyor.
 
Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; yasanın getirdiği haklarımızı ve bu haklarımızı nasıl kullanacağımızı, TRT Radyo 1 de yayınlanan, "Tüketmek mi, Tükenmek mi" programında ayrıntılarıyla değerlendirdi.
 
TRT Radyo 1, Tüketmek mi Tükenmek mi programının 6 Kasım 2014 tarihli yayınını
http://www.youtube.com/watch?v=fKVAWD-0u5I&feature=youtu.be

Saraylar Vergi Artışı Olarak Halka Dönüyor



Devlet harcamalardaki israfla boşalan kasasını, vatandaşın ödediği vergilere zam yaparak dolduruyor.
 
2015 yılında uygulanacak idari para cezaları, vergi cezaları, harçlar ve Motorlu Taşıt Vergisi’ndeki artış oranı geçen yılların çok üzerine çıkarak yüzde 10,11 olarak belirlendi. Vergilere gelen yüksek zam ekonomistlerin ve tüketici temsilcilerinin tepkisini çekti.
 
Turgut Özal Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ramazan Taş, memur maaşlarının birinci ve ikinci altı ayda 3+3 olmak üzere yüzde 6 artmışken, vergilerin 1 Ocak’tan itibaren otomatik olarak yüzde 10,1 zamlanacak olmasının yanlış olduğunu söyledi. Personel giderlerinin de bütçedeki en büyük gider kalemi olduğunu belirten Ramazan Taş, “Devlet personel giderlerini yüzde 6 artırıyor. Vergileri ise yüzde 10,1 artırıyor. Bu bir adaletsizlik. Bakanlar Kurulu’nun vergi zammını yüzde 6’ya düşürmesi gerekir ki Bakanlar Kurulu’nun böyle bir yetkisi var.” dedi. Taş, yüksek vergi artışının halihazırda durgunluk yaşayan iç talebi daha da düşüreceğini söyledi.
 
Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Cumhurbaşkanlığı için alınan uçağın finansman masrafları için devlet vergi gelirini artırmaya ihtiyaç duyuyor. Ramazan Taş’ın bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle: “Diyorlardı ki: ‘Tasarruf dönemi başladı, israf ekonomisini bitireceğiz.’ Bu tam tersine dönüş. Yani hem tasarruf dönemi diyeceksin hem bu kadar israf olacak. Bu kadar lüks, gereksiz tüketim harcaması olacak. Devletin onca uçağı, sarayları var. Ne gerek vardı yeni bir saraya, yeni bir uçağa? Dolayısıyla bu Osmanlı’nın aldığı dış borçları saray yapımında kullandıktan sonra çökmesine benziyor. Bu da israf ekonomisinin yeniden ivme kazandığını, kamuda tasarrufun önemsenmediğini gösteriyor.” 185 milyon dolara mal olan Cumhurbaşkanı’nın kullandığı uçağın THY tarafından alınmasının da bütçe açığını gizleme çabasından kaynaklandığını belirten Taş, “Normalde uçağın bütçeden alınması lazım. Bu da bütçe açığının 400 milyon lira (185 milyon dolar) daha artması anlamına geliyor.” dedi.
 
Vergi zamlarına bir tepki de Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz’den geldi. Bülent Deniz, şu açıklamada bulundu: “Tüketici güven endeksi de ekim ayında şok bir şekilde yüzde 4,9 düştü. Hükümet yüzde 10,11’lik enflasyonu öngördü. Bütün bunlar tüketicinin zor bir döneme girdiğine işaret ediyor. Artan vergiler hayatı pahalandıracak. Zaten borçlarını ödemekte zorlanan tüketici, bu sefer bırakın borç ödemeyi zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilecek potansiyelini de kaybediyor. Halk tüketirken artık bir değil beş defa düşünmeye başlayacak.”