11 Kasım 2013 Pazartesi

Tüketici Haklarına "Karşı Devrim" Yasası



Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Av. Bülent Deniz, 'devrim' diye sunulan yeni Tüketici Yasası'nın tüketiciler açısından birçok hak kaybına neden olduğunu belirtti.
 
AKP'nin yıllardır beklettiği yeni Tüketici Yasası geçen hafta TBMM'de kabul edilerek yasalaştı. Tüketici dernekleri tarafından birçok beklentinin karşılanmadığı gerekçesiyle eleştirilen yeni yasa, kamuoyuna 'devrim' diye sunuldu.
 
Yeni yasayı, hazırlık aşamasından bu yana yakından takip eden Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Av. Mehmet Bülent Deniz'le konuştuk. 
 
Hayatımız zorlaşacak
 YasanınTBMM gündemine 'devrim yaratacak, yapacak kanun' diye getirildiğini hatırlatan Deniz, ''Bundan sonra tüketici korunacak' dendi. Ama bu kanun devrim değil tüketici hakkına bir 'karşı devrimdir.' Ne yazık ki bu kanunla birlikte tüketici haklarında geriye gidilmiştir. Bugünden yarına bu kanunla birlikte hayatımıza hiç bir iyileşmenin olmadığı, aksine hayatımızı zorlaştırdığı ortaya çıkacak'' dedi.
 
Eski yasanın hemen hemen aynısı
Yeni yasanın 'iktidarın pazarlama tekniğini kullanarak sanki çok iyi bir iş yapıyormuş gibi ortaya koyduğu bir çalışma' olduğunu ifade eden Av. Deniz, şöyle devam etti: ''Neden bunları söylüyorum; bizim zaten 1995'ten beri bir tüketici yasamız vardı. Yani dün çıkmış değil. Yeni kabul edilen yasa halen yürürlükte olan eski yasanın maddelerinin aynısı. Hiçbir değişiklik yok.
 
'Sözleşmeler 12 punto olacak, tüketiciye verilecek, koyu renkle yazılacak' bunlar eski yasada da var. Eski yasadaki hükümlerin neredeyse tamamı yeni yasada var.
 
Tüketici için değil AB için...
Bunların yüzde 90'ı böyle. Geri kalan yüzde 10'u ise. Şu anda yaşanan Avrupa Birliği sürecinde her yıl mezuat değişiyor; işte elektronik bankacılık vs. gibi genelgelere uyum sağlamak için düzenleme yapılması gerekiyor. İşte teknik düzeyde tüketicinin günlük yaşamına pek etki yapmayacak düzenlemeler yapıldı. Yani ortada yeni tüketici yasası yaptık, onu yaptık, bunu yaptık diye avaz avaz bağıran siyasetçiler Türkiye'de tüketicinin hayatına olumlu anlamda hiçbir şey getirmediler.
 
'Faiz lobisi' dedi, ücretleri yasallaştırdı
Aksine bu yasadan beklentimiz vardı bizim. 2012'nin Temmuz ayında Gümrük Bakanı dedi ki; ben bu bankaların 32 tane sorma ver parasına karşı çıkacağım dedi. Biz de destek verdik. Hakikaten ilk taslakta bankaların faiz dışında hiçbir şeyden para alamayackları net bir şekilde vardı. Ne zaman ki Başbakan çıktı 'faiz lobisi' dedi, kredi kartı kullanmayın çağrısı yaptı. O günden sonra ne olduysa yeni bir taslak ortaya çıktı. Yeni taslakta bankaların aidatsız bir kart çıkartacakları ifade edildi. Çünkü Başbakan ne derse aksi çıkıyor. Bu ne demektir; sen aidatsız bir kart çıkartacaksın diğer kartlarından aidat alabilirsin demektir.
 
Ve bizim 2007'de başlattığımız, on binlerce tüketiciyle yürüttüğümüz 'kart aidatı yasal değildir' diye ortaya çıkan binlerce karar bir anlamsız hale geldi. Artık bu saatten sonra tüketiciler, aidatlarının iade edilmesi için hiçbir müracaat yapmasınlar. Çünkü yasa artık o aidatı serbest hale getirmiştir.''
 
Yüzde 2'lik erken ödeme cezası duruyor
Kredi erken ödemelerinde alınan ücretlere ilişkin yapılan haberlerin de yanıltıcı olduğunu ifade eden Av. Deniz, ''Bu ceza hala var. Mortgage kredilerinde yüzde 2 oranında, dünyanın her yerinde var. Diğer tüketici kredilerini erken ödediğinizde faiz düşüyor. O eski yasada da vardı. Kredini erken kapatmak istediğin zaman ödeyeceğin miktardan faiz düşüyordu. Eski yasadan aldılar onu. Çünkü çok uzun vadeli kredi olduğu için banka ona göre sendikasyon kullanıyor. Bu kanun tamamen iktidarın pazarlama taktiğiyle sanki Türkiye'de tüketici kurtuluyor, refaha erecek bir anda geliri artacakmış gibi bir çalışma oldu bu'' değerlendirmesinde bulundu.
 
BDDK tüketicinin gözünde sabıkalıdır
Diğer yandan kart aidatları dışında; dosya parası, yeniden yapılandırma parası, vs. gibi konularda bakanlık görüşüyle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yetkili kılındığını kaydeden Bülent Deniz, ''Bu da şu demektir; kuruluş yasasının ilk maddelerinden bir tanesinde BDDK'nın amaçları sayılmış. Bunlardan bir tanesi de 'tüketicinin çıkarlarını korumak.' Ben 1995'ten beri tüketici hareketinin içerisinde yer alan birisi olarak, BDDK'nın kurulduğundan beri tüketici lehine hiçbir şey yapmadığının şahidiyim. Tüketici açısından BDDK sabıkalıdır. Bu kadar sabıkalı bir kuruluşu; dosya masrafının miktarını belirlemek, kısa mesajla gecikme bildiriminden ücret alınıp alınmayacağı gibi tüketiciyi ilgilendiren konularda karar merci olarak tanımak, tüketiciyi BDDK'nın insafına terk etmek demektir. Ne yazık ki bu şekilde olmuştur'' diye konuştu.
 
Mevcut 55 milyon kart aidatlı mı aidatsız mı olacak?
Yeni yasaya yönelik beklentilerini de aktaran Deniz, şu bilgileri verdi: ''Bizim beklentimiz; 17 milyon kişinin kullandığı 55 milyon kartta 9 milyon kişinin asgari ödemeyle günü kurtarmasıyla oluşan bir borç stoku vardı. Genelde böyle yasalar çıkarken af düzenlemesi de beraberinde gelir. Biz dedik ki; bir geçici madde ekleyin. Kredi kartı borcu olan herkes istediği takdirde 36 ayda bu borcunu ödesin, borcu kapansın diye bir hüküm getirin. Ortalık bir temizlensin. Madem yeni bir dönem başlatıyorsunuz. Maalesef bu da gelmedi. Tüketici açısından son derece mahsurlu bir yasa çıktı.
 
Kaldı ki bu aidat meselesinde orada 5 milyar liralık bir para var. Bankaların sağladığı. 55 milyon kart var. Bizzat bankacılar diyor ki; 'kartta Türkiye piyasası doydu artık, yeni kart verilecek kişilerin 18 yaşını doldurmasını bekliyoruz' diyorlar. Şimdi yasa çıktı aidatsız kart çıkacak. Peki bu 55 milyon kart aidatlı mı, aidatsız mı olacak?
 
Benim kartım var zaten aidatsız kart istiyorum. Bendeki kartı ne yapacağım? İşim gücüm yok benim cebimdeki 4 kart için 4 ayrı banka dolaşacağım. Her biri için başvuru yapacağım sıraya gireceğim bilmem ne yapacağım. Bu sefer artık yasa da çıktı. Aynen devam edecekler.''
 
11.11.2013 Aydınlık, M. Recep Erçin

Hiç yorum yok: