"ÖTV zamları fakiri mi zengini mi ilgilendirir?" polemiği sürerken uzmanlara göre, bütçe tutturma kaygısına düşen hükümet gelirlerini artırmak için yeni zamlara hazırlanıyor.
"ÖTV zamları zengini değil asıl dar ve sabit gelirli vatandaşı vurdu" diyerek tartışmalara katılan uzmanlar, yeni vergi artışı ve zamların hükümet gündeminde yer aldığını belirterek, "OVP'de zamların sinyali verildi. Bunlar iyi günlerimiz, yeni zamlar geliyor, vatandaşı zor bir kış bekliyor" uyarısında bulundular.
Elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yapılan şok zamların hemen ardından otomobil, sigara, alkol ve cep telefonuna yapılan ÖTV zammı polemikleri de beraberinde getirdi. Piyasalar ve vatandaş yapılan zamları sindirmeye çalışırken hükümet kanadından zamma yönelik yapılan açıklamalar ise tartışmaları iyice alevlendirdi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "ÖTV zamları fakirleri ilgilendirmez" sözleri ise tartışmaları bambaşka bir boyuta çekti.
Arınç'ın sözlerine katılmadıklarını, ÖTV zamlarının doğrudan dar ve sabit gelirliyi ilgilendirdiğini kaydeden vergi uzmanları, bu zamlardan en çok bu kesimin zarar göreceği belirterek, "bu zamlar zenginleri ilgilendirmez. Zamların mağduru yine vatandaş, kambur yine onları sırtına yüklendi" dediler.
Yapılan ÖTV zamları ile cari açık sorunun kapanacağı yönündeki açıklamalara da katılmadıklarını belirten uzmanlar, yüksek zamların özellikle sigara, içki ve cep telefonunda kaçakçılığı, kayıtdışılığı destekleyeceğini ve zamlarla kaçakçıların ekmeğine yağ sürüldüğüne dikkat çekiyorlar.
Hükümetin vergide adaletsizlik ve eşitsizliği önleyecek kalıcı reformlar yapmak yerine kolaya kaçarak dolaylı vergilerle gelir vergisine tabi dar ve sabit gelirli vatandaşa yüklendiği değerlendirmesinde bulunan uzmanlar, anayasanın 73. maddesine atıfta bulunarak, "73. madde geliri az olandan daha az, geliri fazla olandan daha fazla vergi alınmasını öngörür.Ancak, Türkiye'de fakir zenginle aynı oranda vergi ödemeye mahkum ediliyor. Açıkça anayasa ihlal ediliyor" görüşünü savunuyorlar.
Açıklamaları ile zamların arkasında duran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sözlerini Gazeteport için değerlendiren uzmanlar konu ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundular.
"FAKİRLERLE ZENGİN AYNI VERGİYİ ÖDÜYOR”
Tüketici Hakları Uzmanı xx. M. Bülent Deniz
"Vergiye zam konusu başlı başına vergi hukukuna ayrı bir konu. Bunu bir kenara bırakarak toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından kullanılan sigara, içki ve cep telefonundaki ÖTV artışının fakiri ilgilendirmediği sonucuna varmak mümkün değil. Verginin gelir durumuna göre ödenmesi anayasada belirtilmesine rağmen Türkiye'de fakir bir vatandaşla Türkiye'nin en zengin isimlerinden Rahmi Koç aynı oranda vergiye tabii tutuluyor. Önce bu adaletsizliğin çözülmesi gerekiyor.
İkincisi, bir ülkenin ekonomisi ile ilgili bir değerlendirme yapılırken bakılacak en önemli kriterlerden biri dolaylı-dolaysız verginin toplam vergiye oranıdır. Dolaylı vergi oranının yüzde 40'dan fazla olduğu ülkelerde ekonominin iyi olmadığına hükmedilir. Türkiye'de toplam verginin yüzde 70'i dolaylı, yüzde 30 ise dolaysız vergiden sağlanır. Bu da Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu çarpıklığı göstermek için önemli bir göstergedir."
"YENİ ZAMLARA HAZIR OLUN"
"Hükümet, ekonomide dengeleri tutturabilmek için en kolay vergi toplama yolu olan dolaylı vergi artışlarını sık sık kullanıyor. Bundan sonra da kullanacak. Açıklanan Orta Vadeli Program'da bunun sinyalleri verildi. Hükümet, gelirlerini artırmak ve 2012 bütçesini yapabilmek için 1-2 ay içinde vergi oranlarında yeniden artışa gidecek."Ekonomiyi soğutacağız" sözleri yeni zamların habercisi. Bu zamların faturası da ÖTV'de olduğu gibi yine en çok dar ve sabit gelirliye çıkacak. Akaryakıta, elektriğe ya da doğalgaza yapılan zam iğneden ipliğe her şeye zam anlamına gelir. Dolaylı vergide neye zam yaparsanız yapın bunun faturasını vatandaş mutlaka öder".
"ÖTV zamları zenginleri ilgilendirmez"
Vergi Uzmanı Dr.Şenol Turut
"Hükümetin ithal tüketimi frenleyerek cari açığı bir anlamda azaltmak istemesi doğru bir yaklaşım. Kalıcı ve yapısal bir sorun olarak cari açık Türkiye'nin gerçeği ve bunun için önlemler alınacaktır. Lüks otomobilde bunu anlamak mümkünken halkın geniş bir kesiminin kullandığı sigara, alkol ve cep telefonu için bunu söylemek zor. "Bu zammı zengine yaptık, fakiri ilgilendirmez" demek ise hiç doğru değil. Türkiye'de toplanan vergilerin içinde dolaylı vergilerin oranı yüzde 70. Avrupa'da bu oran dolaysız vergide yüzde 70, dolaylı vergide yüzde 30. Dolaylı vergide doğrudan gelir vergisine tabi olan ve toplumun en geniş kesimini temsil eden dar ve sabit gelirliyi yakından ilgilendiriyor. ÖTV kamburu yine dar ve sabit gelirlinin sırtında. "Bu zam fakirleri ilgilendirmez değil aslında bu zam zenginleri ilgilendirmez. Çünkü bu ülkede fakir zenginle aynı oranda vergilendiriyor. Asıl adaletsizlik burada. Bu giderilmediği sürece "bu zammı fakire değil zengine yaptık" anlayışı geçerli olamaz."
"HÜKÜMET DOLAYSIZ VERGİYE DOKUNAMIYOR"
“Hükümet dolaylı vergiden elde edeceği 5.5 milyarı 650 bin kurumdan toplayamıyor. Ve en kolay vergi toplama yolu olan dolaylı vergiye yükleniyor. Çünkü kurumlardan toplayacağı verginin maliyetini göze almıyor. Tüm ekonomik faaliyetlerin kayıt altına alınması bazı kesimlerinde işine gelmiyor. Hükümet bir hamle ile iki kuş vurmuş oluyor böylece. Dolaysız vergi için harcayacağı zaman ve maliyetten kurtulduğu gibi bu paranın yüzde 30'unu bir çırpıda toplamış oluyor. Cari açık konusuna gelince. Az da olsa etkisi olacaktır. Ancak, cari açık sorununa çözüm müdür derseniz, elbette değildir."
"OTOMOBİLE VERGİDE DÜNYA REKORU KIRDIK"
Bütün dünyada otomobilden vergi alındığını ancak Türkiye'de KDV dışında ÖTV hatta ÖTV'nin de KDV'sinin alındığına dikkat çekerek sözlerine başlayan Hürriyet yazarı Prof. Dr. Şükrü Kızılot,"Türkiye'de otomobilden KDV haricinde ÖTV, hatta ÖTV'nin de KDV'si alınıyor. Otomobile uygulanan vergi oranı dünya ortalamasının tam 7 katına ulaştı. Otomobile uygulanan vergide dünya rekoru kırdık" dedi.
CARİ AÇIKLA NE ALAKASI VAR?
Türkiye'de lüks araba satışının yüksekmiş gösterilerek dikkatlerin diğer ürünlerden çekilmek istendiğini ve zammın zengine yapıldığı havası yaratıldığının altını çizen Şükrü Kızılot, "sanki bu otomobillerin satışından Türkiye'ye para akacak gibi anlatılıyor. Oysa 2000 cc araçların toplam araç satışları içindeki payı sadece yüzde 2. 1.600-2000 cc hacmindeki ithal araçlardan elde edilecek ÖTV geliri ise 800-900 milyon dolar civarında. 1.600 cc üstü araçların toplam satışa oranı yüzde 9. Yani Türkiye'de toplam satış içinde oranı yüzde 10'unu bile bulmayan bir grup aracın cari açıkla ne alakası olabilir ki? Toplam satışa oranı yüzde 2 olan araçların satışından elde edilecek ÖTV ve KDV ile cari açık nasıl kapatılacak? Bu iki konunun birbiri ile alakası yok" dedi.
"OTOMOBİLE ÖTV ZAMMI GÖSTERMELİK"
Lüks otomobile yapılan ÖTV zammını "bir bardak suda fırtına koparıldı" diyerek özetleyen Kızılot, zammın vatandaşı asıl ilgilendiren tarafının sigara, içki ve cep telefonunda olduğunu söyledi.Zammın vatandaşın cebini ve sağlığını yakından ilgilendirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Kızılot, bu üçlüye gelen zammın kaçakçıların ekmeğine yağ sürdüğünü bundan en büyük zararı yine vatandaşın göreceğini vurguladı.
"KAÇAKÇILARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜLDÜ"
Gelişmekte olan 50 ülkede cep telefonuna uygulanan verginin ortalama yüzde 17.5 olduğu değerlendirmesinde bulunan Kızılot, şunları söyledi:"Türkiye'de ise bu oran yüzde 60. Zambiya ve Uganda'dan tam 2 kat fazla. Avrupa ortalaması ise yüzde 22. Cep telefonuna yüzde 50'lik ÖTV artışı doğrudan dar ve sabit gelirliyi mağdur edecek bir zam. Bu artış aynı zamanda ucuz ve insan sağlığına doğrudan zararlı çoğu kaçak yolla Türkiye'ye giren Çin malına olan talebi artıracak. Bu hem kayıtdışılığın artması açısından ekonominin kaybı hem de vatandaşın sağlığı açısından önemli bir nokta.Bu zamlar en çok kaçakçıların işine yaradı. Onlar şimdi bayram ediyorlar."
"MÜCEVHERATIN ÖTV'Sİ NEDEN KALDIRILDI?
Tüm dünyada pırlanta, yakut gibi benzeri kıymetli taşların lüks tüketim ürünü olarak kabul edilip vergiye tabii tutulduğunu ancak Türkiye'de her nedense mücevherata uygulanan verginin yüzde 18'den yüzde 0'a indirildiğine de değinen Şükrü Kızılot, "pırlanta, yakut ve safire uygulanan vergi sıfırlanırken neden halkın geniş kesiminin iletişim amacıyla kullandığı cep telefonuna ÖTV uygulandığını anlamak mümkün değil. Bu adil ve dengeli bir uygulama olamaz. Belli bir kesime neden dokunulmadığı sorusu geliyor insanın aklına" şeklinde konuştu.
"ÖTV GELİRLERİ ARTMAYACAK, DÜŞECEK"
Sigara ve alkollü içeceğe yapılan zamlara rağmen tüketimin azalmadığını hatta halkın ucuz olması nedeniyle kaçak ürünlere yöneldiğini vurgulayan Şükrü Kızılot, şöyle konuştu:"ÖTV ve KDV artışları nedeniyle sigarada kaçak oranı hızla artıyor. İçeride tüketim azalıyormuş gibi görünse de kaçak girişler nedeniyle tüketim kayıt içine alınamadığı için durum böyle. Sigara yapılan zamla sonrası gümrüklerde kaçak sigara yakalama oranı yüzde 300'e ulaştı. Siz şimdi zamlar amacına ulaştı, tüketim azaldı diyebilir misiz? Hem tüketim arttı hem vatandaşın sağlığı tehlikede. Ayrıca, "fazla vergi vergiyi öldürür" sözünü unutmamak lazım. Sanıldığı gibi ÖTV gelirleri artmıyor. Daha fazla düşecek. Durum alkollü içeceklerde de sigaradan farklı değil. Yüksek vergiler nedeniyle Türkiye'de şarap üretiminin yüzde 55'i kaçak. Bunun ekonomiye verdiği zararı varın siz hesaplayın. Sonuç itibariyle yüksek vergiler her zaman dar ve sabit gelirleri mağdur etmiştir. En çokta kaçakçıları sevindirmiş. Hükümetlerin yüksek vergilerden beklentileri de yanıt bulamamıştır."
2010'DA 390 PORSCHE SATILDI
2010 yılında lüks otomobil sınıfında 17.762 adetlik satış ile Mercedes birinci sırada yer alırken, 12.034 satışla BMW ikinci, 9.656 adetlik satış ile de Audi üçüncü oldu. Çinli markaların kapışmasında ise ilk sırayı 2.650 adetlik satış ile Chery alırken, 2.505 adet ile DFM ikinci, 1.995 adetlik satış ile Geely ise üçüncü oldu. 2010 yılı içinde 390 adet Porsche satışı dikkati çekerken, yalnızca 2 adet Saab marka otomobil satıldı. Geçen yıl Ferrari satışı 23, Lamborghini satışı ise bu yıl 4 adetle sınırlı kaldı.
EN BÜYÜK SATIŞ YERLİ ÜRETİMDE GERÇEKLEŞTİ
2010 yılında toplam 760.913 adet satış yapılırken en büyük satışı yerli üretim yapan markalar sağladı.
1- Ford 119.133 adet
2- Fiat 109.938 adet
3- Renault 94.943 adet
4- Volkswagen 63.840 adet
5- Hyundai 49.888 adet
6- Peugeot 43.395 adet
7- Opel 41.572 adet
8- Toyota 40.058 adet
9- Citroen 28.862 adet
10 - Chevrolet 18.061 adet
2009'DA FERRARİ VE MASERRATİ SATIŞI ARTTI
Geçtiğimiz yıl Türkiye'de 17 Ferrari ve 17 Masserati satılmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder