Ramazan Bayramı nedeniyle bankaların tüketici kredilerine ilişkin reklâmlarındaki artışı değerlendiren Tüketici Hakları Uzmanı Av. M. Bülent Deniz; “üç günlük bayram tatili için kullanılacak tüketici kredisi, bir sonraki bayramınızı kâbusa çevirebilir” dedi.Tüketici Hakları Uzmanı Mehmet Bülent Deniz konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
Son birkaç yıldır olduğu gibi bu yıl da, yaklaşan Ramazan Bayramı nedeniyle bankaların tüketici kredilerine ilişkin reklâmlarında artış gözlemlenmektedir. “Geleneksel Bayram Kredisi”, “5 Dakikada Kredi”, “Şeker Gibi Kredi” ve benzeri sloganlar ve cazip olduğu iddia edilen faiz oranlarını içeren reklâmlar ile bireysel kredi pazarlaması yoğun şekilde sürdürülmektedir.
Kredi kullanmayı düşünen tüketiciler, reklâm ve ilanlarda ifade edilen faiz oranının net olup olmadığını, ilan edilen faiz oranı dışında çeşitli vergiler, dosya parası ve benzeri giderlerin de eklenip eklenmediğini araştırmalıdır.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. ve 12. maddeleri ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun konuya ilişkin duyuruları gereğince, bireysel krediye ilişkin faiz, vergi, fon ve diğer masrafların, yapılan reklâmlarda açıkça belirtilmesi gereklidir.
Yine uygulamada bireysel kredi kullandıracak bankaların, tüketiciye hayat sigortası yapma ve bu sigortayı da bankanın yan kuruluşu niteliğindeki sigorta şirketine yapılması zorunluluğunu dayattığı görülmektedir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 5. maddesi gereğince, bir hizmetin satışı, başka bir hizmetin satışı koşuluna bağlanamaz. Bu nedenle bankaların kredi verme koşulu olarak sigorta zorunluluğu getirilmesi yasaya açıkça aykırıdır. Bu yönde dayatmada bulunan bankaların tüketici tarafından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na şikâyet edilmesi gereklidir. Esasen tüketicilerin başvuruları üzerine Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri tarafından verilmiş kararlar da bulunmaktadır.
Bireysel kredi, olağandışı ve beklenmeyen ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılması gereken ve bu özelliği nedeniyle tüketici için “zorda, darda kalmadıkça” kullanılmaması gereken bir kaynaktır. Özellikle üç-beş günlük bir tatil döneminde yapılacak seyahat ve eğlence için bireysel kredi kullanmak, tüketici için kesinlikle doğru bir tercih değildir. Tüketici, kısa dönemli seyahat, tatil veya eğlence için kullanılacak kredi ile tatil sonrası, oniki ay boyunca bankalara borç ödemek durumunda olacağının ve özellikle işten çıkma, hastalık, vefat gibi hallerde aksayacak ödemeler nedeniyle bir sonraki bayramda icra memurları ile karşı karşıya kalabileceğinin hesabını iyi yapmalıdır.
Nitekim TC. Merkez Bankası verilerine göre; 2010 yılının Haziran ayında, bireysel kredide 48.068, kredi kartında 60.541 olmak üzere, sadece bir aylık dönemde toplam 102.609 kişi borcunu ödeyemeyerek temerrüde düşmüştür. 2010 yılının ilk altı aylık döneminde, toplam 417.939 kişi bireysel kredi ve kredi kart borcunu ödeyememiş bulunmaktadır.
Bu nedenle tüketicilerin bu dönem yoğunlaşan reklâmlara aldanarak kısa süreli bir döneme ilişkin keyfi harcamalarını finanse etmek için bireysel kredi kullanmamalarını, dolayısıyla tatil dönüşü başlayacak bir yıllık dönemlerini bankalara borç ödeyerek geçirmemelerini öneriyor, şeker gibi sunulan kredinin tadının acı olduğunu hatırlatıyoruz.
Mehmet Bülent Deniz
Tüketici Hakları Uzmanı