Müvekkilin ödemesi gereken harç, yanlışlıkla vekili olan avukata tahakkuk ettirilirse ve maliye dokuz yıl sonra avukat hakkında icra takibi başlatıp avukatın banka hesaplarına e-haciz uygularsa, neler olur? Bütün bunlar, aynı zamanda Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı da olan Av. Mehmet Bülent Deniz’in başına geldi.
İstanbul’da 29 yıldır avukatlık mesleğini icra eden Mehmet Bülent Deniz, aynı zamanda Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanlığını da yürütüyor. Tüketici hakları, insan hakları ve hasta hakları alanında yaptığı mücadele ve çalışmalarıyla kamuoyunun yakından tanıdığı Deniz, bu nedenle uzun yıllar çok sayıda kişinin mağduriyetine tanıklık etmiş ve bu mağduriyetlerin ortadan kalkması için çaba harcamış.
Geçtiğimiz günlerde kendisi de, bir mağduriyet yaşadı ve bunu sosyal medya aracılığı ile duyurdu. Bir memurun hatası yüzünden banka hesaplarına e-haciz konulduğunu ve beş kuruşsuz, günlerce bu yanlışlığı düzeltmek için mesai harcayacağını sosyal medya aracılığı ile duyuran Mehmet Bülent Deniz ile olayın ayrıntılarını görüştük.
“Müvekkilimin ödemesi gereken harç yanlışlıkla bana yazılmış”
Bütün avukatlar gibi müvekkilleri için icra takipleri yaptığını, davalar açtığını söyleyen Av. Mehmet Bülent Deniz, “Bizim yargı sistemimizde dava ve icra takiplerinde kaybeden tarafın, davayı açarken de, açan tarafın belli bir harcı ödemesi gerekiyor. Bir müvekkilim için 2009 yılında bir icra takibi yaptım. Bu icra takibinde, müvekkilimin ödemesi gereken bir icra harcı var. Bu harcın ödenmesi için icra dairesi, vergi dairesine bildirimde bulunmuş. Yanlışlık da burada başlıyor; bu yazıda harcı ödeyecek kişinin yani müvekkilimin ismi yerine, benim ismim yazılıyor.”
Bu yanlışlık nedeniyle kabusun başladığını belirten Deniz, “Vergi dairesi de, borçlu benmişim gibi geçtiğimiz hafta hakkımda icra takibi yaparak bankadaki tüm varlıklarıma e-haciz uyguladı. Bankadan para çekmek istediğimde durumun farkına vardım.
Bu bir yanlışlık ve yanlışlık yapılabilir ancak sonrası çok vahim. Derdimi vergi dairesine anlatmaya çalıştım, vergi dairesi de haklı olarak yazıyı yazan icra dairesinden durumu düzeltmesini istedi.
Dosyanın 2009 yılında açılmış olması, icra dairesinin Ankara’da olması nedeniyle iletişim kurulması, dosyanın mahzenden çıkartılması, yazının düzeltilmesi gibi oldukça zaman alan ve insanı gergin hale getiren bir uygulamayla karşı karşıya kaldım” şeklinde konuştu.
“Ankara’daki icra dairesinde faks yok”
Dosyanın eski olması nedeniyle UYAP sisteminde kayıtlı olmadığını ve dosyaya ulaşmakta zorlanıldığını belirten Deniz, “İcra dairesinin ‘evet borçlu bu kişi değildir’ diye yazı yazması ancak yazıyı fakslayacak bir fakslarının olmaması İstanbul’daki vergi dairesinin de faks dışında başka bir iletişim şeklini kabul etmemesi nedeniyle yaklaşık iki gün boyunca bu konuyu düzeltmek için çaba sarf ettim. Araya hafta sonu da girince, ben günlerce bankalardaki varlıklarıma haciz konulmuş halde, yanlışlığı düzeltmeye çalışarak geçirdim” dedi.
“Devletin kurumları da yanlışlık yapar, önemli olan sonrası”
Devletin bu tip yanlışlıklar yapmasını anlayabildiğini ifade eden Deniz, “Ancak bu yanlışlıklardan sonra devletin özür dilemesi ve telafi etmesi gerektiğini düşünüyorum. Maalesef bizim bürokratik anlayışımızda devlet bir yanlışlık yapmışsa bile bunu düzeltmesi için vatandaşın koşturmasını ve çaba sarf etmesini istiyor” diye konuştu. Yanlışlığı Ankara ve İstanbul’daki iki kurumun da açık şekilde görmesine rağmen, aradaki iletişimsizlikten dolayı gereken düzenlemenin acilen yapılamadığını söyleyen Deniz, “Konuyu sosyal medyada Adalet ve Maliye Bakanlarını da etiketleyerek paylaştım, ancak hiçbir tepki gelmedi.
Konuyu öğrenen yakınlarımın ‘senin başına bu geliyorsa bizim başımıza gelse ne yaparız’ diye hayıflandıklarını gördüm. Bence bu, çok daha vahim bir durum. Çünkü hakkını aramak noktasında kendine güveni olmayan vatandaşların başına böyle bir şey geldiğinde, durum daha da kötü sonuçlar doğurabilecektir”. dedi.
“Bankalar nezdinde kredibilitem ve sosyal itibarım sarsıldı”
Avukatlık gibi güven gerektiren bir meslek icra ettiğinin altını çizen Deniz sözlerini şöyle bitirdi: “Bankalar nezdinde kredibilitem ve yatırımcı notum sarsıldı, 'devlete borcu olan vatandaş' konumuna düşürüldüm. Aynı zamanda sosyal itibarım da zedelendi. Devletin yaptığı yanlışlık yüzünden ciddi bir mağduriyet ve dört günlük bir zaman kaybı yaşadım. Hiç bir yetkiliden de, bu güne kadar bir özür bildirimi bana ulaşmadı.”
13.12.2017, Nejla Sakınmaz Tüketici Postası https://www.tuketicipostasi.com/devlet-pardon-bile-demedi/134/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder