17 Kasım 2017 Cuma

Havalı Kalem


Boşanmış anne/babanın küçük kızlarının davasıydı.
Meslek yaşamımdaki en zor davalardan biri.

Davanın konusu öte tarafta kalsın?!..
Ama davayı kazanmak, küçük kızın çektiği acının sona ermesi çok önemliydi.
Yıllarca sürdü...

Her duruşma öncesi/sonrası, küçük kızla gözgöze geldiğimizde; masum bir çift gözün haykırarak bana söyledikleri kişisel müzemde saklı.
Ve bir gün, küçük yüreğinden süzülen sevgisini akıttığı, küçük elleriyle yazdığı bir notun eşlik ettiği hediyesini tutuşturdu elime...
Yaşama yüklediğim değerler bagajım altüst oldu; en üste bu küçük notu koydum...



11 Kasım 2017 Cumartesi

36 yıllık bir rekor

İlkini anımsıyorum; Taksim'de, o zamanki ismi Etap olan otelin altında, Vakkorama isimli bir mekandaydı.
Sonrasında Tepebaşı, TÜYAP...

Bir kaç koridordan, bir kaç yazarın imza gününden; salonlara sığmayan yayınevlerine, uzadıkça uzayan imza kuyruklarına, onbinlerce ziyaretçiye, ulaşabilmek için delirten trafiğe...

Rekor; hem 36. kez okuyucu ile buluşan Kitap Fuarı'na, hem de 36. kez bu fuarı ziyaret eden bana ait.

Kitaplarla 36. buluşmam.
'Market arabasıyla gitmeliyim' sözümü yine unuttum, bir sonraki yıl tutmak üzere.
'Okulların ziyaretleri için hafta arası iki-üç gün verilse, çocuklar da, bizler de rahat etsek' diye yine düşündüm.
Fuar süresi uzatılsa...
Akşam kapanışı,  daha geç saate alınsa...
İndirimler biraz daha fazla olsa...
TÜBİTAK yetişkinler için artık kitap basmıyor mu?
Bu yıl yeraltı edebiyatı daha mı az?

Bir kitap ayini daha bitti.
37. ayin için geriye saymaya başladım bile...