1 Ağustos 2021 Pazar

Başınızı biraz öne eğiniz, lütfen…


Ming ailesi, 1368 yılında Çin’de yönetimi ele geçirdi ve 1644 yılına kadar koca ülkeye hakim oldu.

Bu hanedanın ikinci imparatoru olan Jianwen zamanında Wang Lun adında şöhretli bir cellat yaşamış.
Şöhreti yaptığı işi, sanat haline getirmesinden kaynaklanıyormuş.

Seri cellat Wang Lun, yüzünde tebessümle darağacının yanında dururken, neşeli bir şarkıyı ıslıkla çalar ve kurbanının darağacına gelmesini beklermiş. Kurban darağacına doğru yürüyüp yanına geldiğinde, kılıcı ile tek harekette kurbanın kafasını gövdesinden ayırırmış.

Wang Lun’un, işinde usta olan herkes gibi çıtayı yükseltip işine yeni boyutlar eklemeye ilişkin özlemi elbette vardı.
Üstü tabak dolu bir masanın örtüsünü tek harekette çekip hiçbir tabağı yerinden oynatmamak gibi usta işi bir özlem; mahkumun duruşunu bozmadan, tek hamle ile kafasını uçurabilmek...

Lun, yaşamının 78. yılında özlemine ulaşmış.
Onaltı kişilik idam listesi elinde darağacının yanında beklemeye başlamış.
İlk onbir mahkumun kafaları her zamanki gibi tek hamle ile toprakla buluşmuş.
 
Onikinci mahkum darağacına doğru yürümeye başladığında, Wang Lun şimşek hızıyla kılıcını sallamış.
Adamın başı olduğu yerde kalmış ve adam darağacına doğru yürümeye devam etmiş.
Darağacına geldiğinde celladı Wang Lun’a bakmış; önceki onbir adamı darağacına gelmeden öldürdün. Beni niye geciktirip eziyet ediyorsun?”
Wang Lun tebessüm ederek seslenmiş; "başınızı biraz öne eğiniz, lütfen…"

Anekdotların, fıkraların anlatılmasının altında hep bir şeyler aranır.
Oysa ki, yazdığım Wang Lun anekdotunda subliminal mesaj kaygısı, metafor falan yok.
Sadece bugünlerde, yerinde durduğundan emin olmak için elinizle ensenizi arada bir yoklayın istedim.

Unutmadan, yazının görselindeki yavaş yavaş kaynayan sudaki kurbağanın altında da bir şey aramayın, başımı derde sokmayın!..