Jurnal Türkiye’ye konuşan Tüketici Birliği Federasyonu genel başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz korona virüs salgını sonrası oluşan fahiş fiyatları yorumladı. Hukuktaki mücbir sebep ilkesine açıklık getiren Deniz, tüketicilerin belli ödemelerini geri alabilme hakkı olduğunu hatırlattı. Bankaların ötelemeler de faiz uygulamasına da değinen Deniz konu ile ilgili bir saha çalışması yürüttüklerini söyledi.
Tüketici Birliği Federasyonu genel başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz korona virüs salgınının Türkiye’ye sıçramasından sonra oluşan fahiş fiyatlar hakkında şu sözleri söyledi;
Maalesef fırsatçılık yapılıyor. Kriz dönemlerinde ahlak durumunda sıkıntı olan üretici ve satıcılar krizi fırsata çevirmek istiyorlar. İlk vaka açıklandıktan sonra halk marketlere ve medikal ürünlere yönelim gösterdi. Bu durum bu tip satıcılar bahsettiğim yönde tasvip etmediğimiz fırsatçılığa yol açtı. Ancak Ticaret Bakanlığı harekete geçerek bir ‘Alo hattı’ oluşturdu. Ayrıca daha önce 2018 krizinde yapmış olduğu düzenlemeye dayandırarak herhangi bir maliyet artışı olmadan fiyat artışı yapan satıcılar hakkında soruşturma başlattı. Tüketiciler de yarattıkları aşırı talebin kendi aleyhlerine olduğunu görünce talebi minamal düzeye indirdiler. Tüketicinin de sağ duyusu sayesinde fiyatlar dengeye oturdu.
Avukat Bülent Deniz mevcut salgın durumunda tüketicilerin hukuktaki ‘mücbir sebep’ ilkesine dayanarak kullanamadıkları haklarına dair ödemelerini geri alabileceklerini söyledi. Deniz bankaların ötelemelerde uyguladıkları faizlere dair tüketicilerde çok sayıda dilekçe aldıklarını ve yaptıkları saha araştırmasının sonuçlarını bankaların isimlerini de vererek paylaşacaklarını belirtti.
Mücbir sebebin hukuken karşılığı beklenmeyen ve önlenemeyen hal demektir. Hukukun bütün aşamalarında mücbir sebep nedeniyle insanlar hükümlendiği işleri ve edimleri yerine getirmekten vazgeçebilirler. Yaşadığımız salgın da beklenmeyen ve önlenemeyen bir haldir.
“ÖĞRENCİ YURTTA KALMADIĞI GÜNLERE DAİR ÖDEMEYİ GERİ ALABİLİR”
Dolasıyla mücbir sebepten kaynaklanan tüm sözleşmelerle ilgili tüketicinin üzerine düşen taahhütleri yerine getirmeme hakkı vardır. Örneğin yurtta kalan bir öğrenci yurttan ayrılmak zorunda kalırsa – bu özel bir yurt da olabilir- kalmadığı günlere dair yaptığı ödemeyi geri alabilir. Veya hava yolu şirketinden bilet almış bir vatandaş uçuşların yasaklandığı bir durumda uçuş hakkını kullanamadığı için bilet parasını geri alabilir.
Daha önemlisi ise şudur. Öncelikle banka ödemeleri, elektrik ve su ödemeleri, kira ödemeleri, iletişim ödemeleri ile gibi günlük hayatın içinde rutin teşkil eden uygulamalarla ilgili mücbir sebep kuralını uygulamak gerekir. Tüketici Birliği Federasyonu olarak biz 14 Şubat’tan bu yana ‘Hayat Devam Etsin Diye’ sloganıyla bir kampanya başlattık. Bu kampanyada bahsettiğimiz ödemelerin 3 ay ertelenmesini talep ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde elektrik ve doğalgaz ödemelerinin ertelenmesi yönünde bir kanun çıktı. Böylelikle bu sıkıntı giderilmiş oldu. Kira ile ilgili olarak da özellikle iş yeri kiraları konusunda bu durumda ödeme yapılamamasının tahliye sebebi olamayacağına dair bir düzenleme yapıldı.
“BANKALARIN ÖTELEMELERDE FAİZ İSTEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ. İSİM İSİM YAYINLAYACAĞIZ.”
Bankalar konusunda ise Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı ekonomi ve kalkınma paketi tedbirleri çerçevesinde bankalara bir esneklik tanınmasına rağmen o günden bu yana bankaların tüketicilere ötelemeleri faizle yapacaklarına dair bildirim gönderdiklerini görüyoruz. Bu konuda saha araştırması yapıyoruz. Bu araştırmanın sonuçlarını bankalarını isimlerini de vererek ve hangi koşullarda öteleme yaptıklarını ifade ederek paylaşacağız.
Ama temel beklentimiz bankaların bu uzun süreçte tüketicinin ayakta kalmasını sağlayacak şekilde fedakarlık yaparak hareket etmeleridir. Çünkü 2019 bilançolarına baktığımız zaman Türkiye’de en çok kâr eden sektörün bankacılık sektörü olduğunu görüyoruz. Bankaların faizsiz öteleme yapması gerektiği yönündeki çağrımızı yineliyoruz. Vatandaşlar yağmur gibi bu konuda dilekçe gönderiyorlar. Özel bankaların geri adım atacaklarını düşünüyoruz.
29.03.2020, Jurnal Türkiye,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder