Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kredi kartı almayın‘ çağrısı tüketici derneklerince gerçekçi bulunmadı. Nakdin yerini kartlara bıraktığı görüşünde birleşen dernekler, bilinçli kullanımın, harcamanın önemli olduğunu vurguladı.
Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Bülent Deniz, kredi kartından azade olmanın pek mümkün görünmediğine işaret ederken, “Belki 1-2 kart bulundurmak, finanse edilecek oranda harcamak daha yerinde.” dedi.
Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu da Bülent Deniz gibi kartın terk edilemeyeceğini belirtip, bireyleri giderlerini ayarlamaya davet etti.
Türkiye’de kredi kartı borçları artıyor. Borçların tam ya da vadesinde ödenememesi yer yer mağduriyetlere neden oluyor. Bu duruma duyarlı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehit yakınları ve gazi ailelerine verdiği iftarda “Faiz dışı gelirle abad olanlar var. Kredi kartı var ya. Bunları almayın ya.“ ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın bu cümleleri tüketici dernekleri tarafından uygun bulunmadı.
Konu ile ilgili Cihan’a açıklamalarda bulunan TBF Genel Başkanı Bülent Deniz, kredi kartı kullanmamanın mümkün olmadığını dile getirerek, “Nakit yerini kart ile ödemeye bıraktı. Kartın kayıt dışı eylemlere de darbe vurduğu ortada. Erdoğan’ın kredi kartı ile ilgili sözlerinden biz kartı bilinçli kullanmayı anlıyoruz. Çünkü karttan azade olmak mümkün değil. Belki 1-2 kart bulundurmak, finanse edilecek oranda harcamak daha yerinde.” yorumunu yaptı.
Kredi kartı borçlarında yukarı yönlü oynama olduğunu anlatan Bülent Deniz, şöyle devam etti:
“Kart borcunu hiç ödemeyenlerin adedi 1,5 milyon. Bir de borcun asgari bölümünü ödeyen, büyük bölümünü öteleyen 9 milyon var. Bunlar her ay borcunu güç bela ödeme derdinde. Esas sorun burada. Kredi kartı borçlarını yapılandırma adına 3 yasa yürürlüğe girdi. Bu yasalar borcunu hiç ödemeyenleri muhatap aldı. Hâlbuki 9 milyonun sorunu daha büyük. Bunlar, güç bela borçlarını karşılıyor. Maalesef yasalardan yararlanamadı. Gelinen aşamada 9 milyon mağdur var, bunlar aileleri ile 20-25 milyon demek.
Biz Eylül ve Ekim ayında ekonomide sorunların belireceğini tahmin ediyoruz. Bu durumda kredi kartı borç oranları daha da artar. Tabii burada temennilerimiz var. Yeni Tüketici Kanunu Ekim ayı gibi ele alınacak. Burada ümidim geçici madde eklenerek borcunu hiç ödemeyenlere ya da aksamalı ödeyenlere ya da dileyenlere borç oranlarını eritme adına uygun faiz oranları ve vadelerin tanınmasıdır.”
Kredi kartı asgari ödeme tutarından da dertli olan Deniz, “1.000 lira gibi bir harcamada bulundunuz. Asgari ödemelerle bu borcu anca 54 ayda yani 4,5 senede kapatmanız mümkün.” örneğini verdi; bu derde deva bulunmasını talep etti.
TÜDER Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu ise Erdoğan’ın ‘kredi kartı almama’ çağrısını “Kartı kullanmayalım da ne yapalım? Halk temel giderlerini karşılama derdinde. Nakdi olmadığı için kredi kartından yararlanıyor.” diye cevapladı.
Aydın Ağaoğlu, tüketicilere 1-2 kart kullanmayı, bütçesini kasacak harcamalar yapmamayı önerdi.
Bankaların kredi kartı gelirlerine değinen Aydın Ağaoğlu, şunları kaydetti:
“Bankaların 2011 faaliyet dışı geliri 17,2 milyar lira iken 2012’de 19,3 milyar lira oldu. Yani Türkiye’de ilk 500 şirketin tamamının gelirleri bir banka kadar değildir. 2012 Ağustos ayında Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bankaların tüketicilerden 31 kalem ücret aldığından yakındı, bunların deli dumrul vergisi olduğunu beyan etti. Aradan geçen 1 senede deli dumrul vergilerin adedi 66 kaleme çıktı. Burada büyük bir artış var, 2 katı geçti.
Şu an TBMM’de olan yeni Tüketici Kanunu’na rağmen 56 milyon kredi kartından aidat alınacağı anlaşılıyor. Yani aidat devam edecek. Yargıtay’ın hukuksuz bulduğu kart adatı yasallaşacak. Onun için kanun tekrar ele alınmalı. Kullanımda bulunan tüm kartlar kanunun yürrlüğü ile yalın kart haline gelmelidir. Bankalar da konuyu ticari faaliyet olarak görmemeli. Askerde olan yakınına grubette okuyan çocuğuna 50 lira harçlık gönderenlerden 25 lira havale ücreti kesilmesi adil değildir. “
Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Bülent Deniz, kredi kartından azade olmanın pek mümkün görünmediğine işaret ederken, “Belki 1-2 kart bulundurmak, finanse edilecek oranda harcamak daha yerinde.” dedi.
Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu da Bülent Deniz gibi kartın terk edilemeyeceğini belirtip, bireyleri giderlerini ayarlamaya davet etti.
Türkiye’de kredi kartı borçları artıyor. Borçların tam ya da vadesinde ödenememesi yer yer mağduriyetlere neden oluyor. Bu duruma duyarlı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehit yakınları ve gazi ailelerine verdiği iftarda “Faiz dışı gelirle abad olanlar var. Kredi kartı var ya. Bunları almayın ya.“ ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın bu cümleleri tüketici dernekleri tarafından uygun bulunmadı.
Konu ile ilgili Cihan’a açıklamalarda bulunan TBF Genel Başkanı Bülent Deniz, kredi kartı kullanmamanın mümkün olmadığını dile getirerek, “Nakit yerini kart ile ödemeye bıraktı. Kartın kayıt dışı eylemlere de darbe vurduğu ortada. Erdoğan’ın kredi kartı ile ilgili sözlerinden biz kartı bilinçli kullanmayı anlıyoruz. Çünkü karttan azade olmak mümkün değil. Belki 1-2 kart bulundurmak, finanse edilecek oranda harcamak daha yerinde.” yorumunu yaptı.
Kredi kartı borçlarında yukarı yönlü oynama olduğunu anlatan Bülent Deniz, şöyle devam etti:
“Kart borcunu hiç ödemeyenlerin adedi 1,5 milyon. Bir de borcun asgari bölümünü ödeyen, büyük bölümünü öteleyen 9 milyon var. Bunlar her ay borcunu güç bela ödeme derdinde. Esas sorun burada. Kredi kartı borçlarını yapılandırma adına 3 yasa yürürlüğe girdi. Bu yasalar borcunu hiç ödemeyenleri muhatap aldı. Hâlbuki 9 milyonun sorunu daha büyük. Bunlar, güç bela borçlarını karşılıyor. Maalesef yasalardan yararlanamadı. Gelinen aşamada 9 milyon mağdur var, bunlar aileleri ile 20-25 milyon demek.
Biz Eylül ve Ekim ayında ekonomide sorunların belireceğini tahmin ediyoruz. Bu durumda kredi kartı borç oranları daha da artar. Tabii burada temennilerimiz var. Yeni Tüketici Kanunu Ekim ayı gibi ele alınacak. Burada ümidim geçici madde eklenerek borcunu hiç ödemeyenlere ya da aksamalı ödeyenlere ya da dileyenlere borç oranlarını eritme adına uygun faiz oranları ve vadelerin tanınmasıdır.”
Kredi kartı asgari ödeme tutarından da dertli olan Deniz, “1.000 lira gibi bir harcamada bulundunuz. Asgari ödemelerle bu borcu anca 54 ayda yani 4,5 senede kapatmanız mümkün.” örneğini verdi; bu derde deva bulunmasını talep etti.
TÜDER Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu ise Erdoğan’ın ‘kredi kartı almama’ çağrısını “Kartı kullanmayalım da ne yapalım? Halk temel giderlerini karşılama derdinde. Nakdi olmadığı için kredi kartından yararlanıyor.” diye cevapladı.
Aydın Ağaoğlu, tüketicilere 1-2 kart kullanmayı, bütçesini kasacak harcamalar yapmamayı önerdi.
Bankaların kredi kartı gelirlerine değinen Aydın Ağaoğlu, şunları kaydetti:
“Bankaların 2011 faaliyet dışı geliri 17,2 milyar lira iken 2012’de 19,3 milyar lira oldu. Yani Türkiye’de ilk 500 şirketin tamamının gelirleri bir banka kadar değildir. 2012 Ağustos ayında Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bankaların tüketicilerden 31 kalem ücret aldığından yakındı, bunların deli dumrul vergisi olduğunu beyan etti. Aradan geçen 1 senede deli dumrul vergilerin adedi 66 kaleme çıktı. Burada büyük bir artış var, 2 katı geçti.
Şu an TBMM’de olan yeni Tüketici Kanunu’na rağmen 56 milyon kredi kartından aidat alınacağı anlaşılıyor. Yani aidat devam edecek. Yargıtay’ın hukuksuz bulduğu kart adatı yasallaşacak. Onun için kanun tekrar ele alınmalı. Kullanımda bulunan tüm kartlar kanunun yürrlüğü ile yalın kart haline gelmelidir. Bankalar da konuyu ticari faaliyet olarak görmemeli. Askerde olan yakınına grubette okuyan çocuğuna 50 lira harçlık gönderenlerden 25 lira havale ücreti kesilmesi adil değildir. “
Cihan Haber Ajansı-Buğra Kardan, 17.07.2013
2 yorum:
Pasif durumdan aktif duruma geçmek lazım.Bunun için mesela Ağustos ayı hesap ödeme zamanı kendi kartındaki günde gelen her kişi ekstre borcunu ödemezse,buna aktiflik denir.Ayın her günü bir milyon kişi borcunu ödemezse bu olur 31 milyon.İşte aktif olmak budur ve ekonomi rayı makas değiştirir.Bir çok bankalar batar hemde yerin yedikat derinliğine.Gerisini ekonomistler düşünsün ve buraya yorum yazsın.
Batan bankayı kim kurtaracak? Yine Devlet. Peki Devlet bunun faturasının kime yükleyecek? Yine Vatandaşa. Bankaları ayakta tutmaya çalışan bi sistemde gerçekten batan hem vatandaş olur. Vatandaşın bankaların pençesinden kurtaracak olan Milli Ekonomi Modelidir. MEM'de ülkenin GSMH'ından payına düşeni vatandaşlık maaşı olarak alır. Ve bankanın kucağına oturmaz.
Yorum Gönder