7 Eylül 2015 Pazartesi

sayıdan ibaret yaşamlar 03/07 eylül'15 #filgunlugu

Çatışmalarda yaşamını yitiren güvenlik görevlilerinin sayısına ilişkin ülke medyasının verdiği haberler ile örgüte yakın haber sitelerinde yer alan ve örgüt tarafından açıklanan bilgilerdeki sayılar birbirinden çok farklı.

Uzun süredir bu çelişki rahatsız ediyor ve aklımı kurcalıyordu.
Bu çelişkiyi, zor duruma düşen örgütün kendini güçlü göstermek adına yaptığı dezenformasyon olarak niteledim bir süre.
Ancak birkaç gündür dikkatimi çeken bir konu var; sabah ölüm haberi medyada veriliyor. Ardından, aynı gün öğlen saatlerinde yapılan tören haberleri…

Örneğin; bugün Mardin/Dargeçit’te, saat 06:30’da patlama oluyor. Dört güvenlik görevlisi yaşamını yitiriyor. Cenazeler bugün tören yapılarak, memleketlerine gönderiliyor.
Çatışmada yaşamını yitirenler için adli bir sürecin yaşanması, otopsi ve benzeri gerekliliklerin yerine getirilmesi gerekiyor.
Bu durumda, sabah olay meydana geliyor ve birkaç saat içinde cenazeler olay yerinden alınıp merkeze getiriliyor, otopsi ve benzeri yasal gereklilikler yerine getirilip karargahta veya Emniyet Müdürlüğü’nde cenazelerin memleketlerine gönderilmesine ilişkin tören gerçekleştirilebiliyor.

Adli Tıp olanaklarının daha yoğun olduğu kentlerde bile bu süre bir-iki günü bulurken, bu olanakların az olduğu merkezlerde, bu süreçlerin bu kadar çabuk tamamlanabilmesini kuşkulu karşılıyorum.

Acaba şehit haberleri günlere yayılarak mı veriliyor?
Can sıkıcı, kahrolası bir soru…
…..

“(Evet) o gün insan “Kaçış nereye?” diyecek.
Hayır, hiçbir sığınak yok.”
(El-Kıyame, 10, 11, Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Kerîm Tefsirli Meal, Hasan Basri Çantay, Haz. M. A. Yekta Saraç)
…..

Tuğrul Türkeş demiş ki; “Yüzbinlerce ülkücünün işsiz olduğu ülkemizde MHP’yi iktidardan uzak tutmak hangi akla hizmet etmektir?”

Beyefendi, iktidar olmayı, partilisini işe sokmak olarak algılıyor.
Yandaşa dayalı yönetim, tam da budur!
…..

Gizli Genelgeler yönetimine yeniden dönüldü.

Başbakanlık tarafından 81 il valiliğine gizli olarak genelge gönderilerek; “devlet otoritesini pekiştirmek için” Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyulan her yerde görevlendirilmesi, ülke genelinde “legal görünümlü yapılara ilişkin bilgi toplama” adı altında, sivil toplum örgütlerine, yerel basına, internet sitelerine ve sosyal medya hesaplarına yönelik “fişleme” yapılması talimatı verilmiş.

28 Şubat’ı anımsıyorum.
Başbakanlık Çalışma Grubu diye bir yer kurulmuş, gizli genelgelerle insanların canına okunmuştu.
Bu uygulamanın mağdurlarının olduğu bir yönetimin bu yaptığının açıklaması yok.
Dünün mazlumu, bugünün zalimi.
…..

Dağlıca’da büyük saldırı.
Yaşamını kaybedenlerin sayısı bilinmiyor.
Olayın 15:00’de olduğu söyleniyor.
İlk kez sosyal medyada, saat 21:00 civarında duyuldu.
Ardından ajanslar haberi geçmeye başladı.
Saat şu an 00:33 ve ne yaşamını yitirenlerin sayısı ne de isimleri belli.

Erdoğan TV. de.
Görüntüsü, Dağlıca’da olan-bitenin, kamuoyuna yansıyandan daha vahim olduğunu gösteriyor.
Yorgun, dikkatini toplayamayan bir görüntüsü var.
Önemli bir söz söyledi; “mücadele artık daha farklı olacaktır” mealinde.

Gelişmeler, hızla 1 Kasım’ın gerçekleşmeyeceğine olan düşüncemi onaylamaya başladı.
“Yeni mücadele”den kasıt, olasılıkla bir kara operasyonu.
Tezkere TBMM’den geçti. Hukuken bir güçlük yok.
Sınır ötesi operasyon, Anayasa’da belirtilen seçimlerin ertelenmesi tanımına uygun olarak görülür ve seçimlerin en azından ilkbahara kadar ertelenmesine karar verilirse, sürpriz olmayacak.
…..

Yorum yapmayacağım.
Sadece tarihe kayıt düşmek adına..
Dağlıca’daki saldırının ilk duyurusu saat 18:03’de.
Milli maç saat 19:00’da başlıyor. Maç bitimi 21:00. Başbakan maçı izliyor.
Maçın bitimine doğru saldırıya ilişkin sosyal medyada bilgiler dolaşmaya başlıyor.
Sonrasında bir saldırı olduğu kesinleşiyor.
Ancak yaşamını yitirenlerin sayısı, yaralıların sayısı, olayın ne olduğu açıklanmıyor.
Genelkurmay olaya ilişkin sayıları saat 17:07’de açıklıyor. İsim yok.
Yani nerdeyse 23 saat sonra.

#filgunlugu
Bütünü için tıklayınız

Hiç yorum yok: