Çatışmalarda
yaşamını yitiren güvenlik görevlilerinin sayısına ilişkin ülke medyasının
verdiği haberler ile örgüte yakın haber sitelerinde yer alan ve örgüt
tarafından açıklanan bilgilerdeki sayılar birbirinden çok farklı.
Uzun
süredir bu çelişki rahatsız ediyor ve aklımı kurcalıyordu.
Bu
çelişkiyi, zor duruma düşen örgütün kendini güçlü göstermek adına yaptığı
dezenformasyon olarak niteledim bir süre.
Ancak
birkaç gündür dikkatimi çeken bir konu var; sabah ölüm haberi medyada
veriliyor. Ardından, aynı gün öğlen saatlerinde yapılan tören haberleri…
Örneğin;
bugün Mardin/Dargeçit’te,
saat 06:30’da patlama
oluyor. Dört güvenlik görevlisi yaşamını yitiriyor. Cenazeler bugün tören
yapılarak,
memleketlerine gönderiliyor.
Çatışmada
yaşamını yitirenler için adli bir sürecin yaşanması, otopsi ve benzeri
gerekliliklerin yerine getirilmesi gerekiyor.
Bu
durumda, sabah olay meydana geliyor ve birkaç saat içinde cenazeler olay
yerinden alınıp merkeze getiriliyor, otopsi ve benzeri yasal gereklilikler
yerine getirilip karargahta veya Emniyet Müdürlüğü’nde cenazelerin
memleketlerine gönderilmesine ilişkin tören gerçekleştirilebiliyor.
Adli
Tıp olanaklarının daha yoğun olduğu kentlerde bile bu süre bir-iki günü
bulurken, bu olanakların az olduğu merkezlerde, bu süreçlerin bu kadar çabuk
tamamlanabilmesini kuşkulu karşılıyorum.
Acaba
şehit haberleri günlere yayılarak mı veriliyor?
Can
sıkıcı, kahrolası bir soru…
…..
“(Evet) o gün insan
“Kaçış nereye?” diyecek.
Hayır, hiçbir
sığınak yok.”
(El-Kıyame, 10, 11,
Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Kerîm Tefsirli Meal, Hasan Basri Çantay, Haz. M. A.
Yekta Saraç)
…..
Tuğrul
Türkeş demiş ki; “Yüzbinlerce
ülkücünün işsiz olduğu ülkemizde MHP’yi iktidardan uzak tutmak hangi akla
hizmet etmektir?”
Beyefendi,
iktidar olmayı, partilisini işe sokmak olarak algılıyor.
Yandaşa
dayalı yönetim, tam da budur!
…..
Gizli
Genelgeler yönetimine yeniden dönüldü.
Başbakanlık
tarafından 81 il valiliğine gizli olarak genelge gönderilerek; “devlet
otoritesini pekiştirmek için” Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyulan her
yerde görevlendirilmesi, ülke genelinde “legal görünümlü yapılara ilişkin bilgi
toplama” adı altında, sivil toplum örgütlerine, yerel basına, internet
sitelerine ve sosyal medya hesaplarına yönelik “fişleme” yapılması talimatı verilmiş.
28
Şubat’ı anımsıyorum.
Başbakanlık
Çalışma Grubu diye bir yer kurulmuş, gizli genelgelerle insanların canına
okunmuştu.
Bu
uygulamanın mağdurlarının olduğu bir yönetimin bu yaptığının açıklaması yok.
Dünün
mazlumu, bugünün zalimi.
…..
Dağlıca’da
büyük saldırı.
Yaşamını
kaybedenlerin sayısı bilinmiyor.
Olayın
15:00’de olduğu söyleniyor.
İlk
kez sosyal medyada, saat 21:00 civarında duyuldu.
Ardından
ajanslar haberi geçmeye başladı.
Saat
şu an 00:33 ve ne yaşamını yitirenlerin sayısı ne de isimleri belli.
Erdoğan
TV. de.
Görüntüsü,
Dağlıca’da olan-bitenin, kamuoyuna yansıyandan daha vahim olduğunu gösteriyor.
Yorgun,
dikkatini toplayamayan bir görüntüsü var.
Önemli
bir söz söyledi; “mücadele artık daha
farklı olacaktır” mealinde.
Gelişmeler,
hızla 1 Kasım’ın gerçekleşmeyeceğine olan düşüncemi onaylamaya başladı.
“Yeni
mücadele”den kasıt, olasılıkla bir kara operasyonu.
Tezkere
TBMM’den geçti. Hukuken bir güçlük yok.
Sınır
ötesi operasyon, Anayasa’da belirtilen seçimlerin ertelenmesi tanımına uygun
olarak görülür ve seçimlerin en azından ilkbahara kadar ertelenmesine karar
verilirse, sürpriz olmayacak.
…..
Yorum
yapmayacağım.
Sadece
tarihe kayıt düşmek adına..
Dağlıca’daki
saldırının ilk duyurusu
saat 18:03’de.
Milli
maç saat 19:00’da başlıyor. Maç bitimi 21:00. Başbakan maçı izliyor.
Maçın
bitimine doğru saldırıya ilişkin sosyal medyada bilgiler dolaşmaya başlıyor.
Sonrasında
bir saldırı olduğu kesinleşiyor.
Ancak
yaşamını yitirenlerin sayısı, yaralıların sayısı, olayın ne olduğu
açıklanmıyor.
Genelkurmay
olaya ilişkin sayıları saat 17:07’de açıklıyor.
İsim yok.
Yani
nerdeyse 23 saat sonra.
#filgunlugu
Bütünü için tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder