11 Kasım 2013 Pazartesi

Tüketici Örgütlerinden Cumhurbaşkanı'na Çağrı..

Kamuoyuna "devrim" diye sunulan yeni tüketici yasası, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi.
 
Tüketici haklarında geriye gidişi yasallaştıran ve tüketicileri bankalara teslim eden bu yasa; devrim değil, bir "karşıdevrim"dir.
 
Yasa şimdi Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül'ün önünde..
Aşağıda imzası olan tüketici örgütleri sayın Cumhurbaşkanı'na yasayı veto etmesi çağrısında bulunuyoruz:
 
Sayın Cumhurbaşkanı,
 
TBMM. tarafından kabul edilmiş bulunan yeni Tüketici Kanunu bugünlerde onayınıza sunulacaktır.
 
Yüce Meclis tarafından onaylanan bu Yasa bazı önemli ve geniş kitleleri ilgilendiren hususlarda, özellikle finansal hizmetlerin sunumunda tüketici beklentilerine uygun bulunmamaktadır.
 
Şöyle ki;
Yasa; yıllardır tüketicilerle bankalar arasında yaşanan çekişmeleri giderecek düzenlemelerden yoksun olup, kullanımdaki 57 milyona yaklaşan kredi kartından aidat alınmasını önleyecek hükümler içermemektedir. Yalnızca, bankaların aidat içermeyen bir kredi kartını da müşterilerine sunmasını öngörmekte, vatandaşların cebindeki kredi kartlarından ücret alınmasını adeta yasal duruma getirmektedir. Kredi Kartı yıllık aidatını düzenleyen madde, içtihatları ve hukuk düzenini altüst etmiştir.
 
Oysa, yasaya eklenecek geçici bir maddeyle kullanımdaki kredi kartları aidatsız hale getirilerek, bankaların kart kullanıcılarla müzakere etmek suretiyle aidat alabilmelerine imkan sağlanabilirdi.
 
Diğer yandan, kira ödemesi, öğrenci harcı, maaş ödemesi, emekli aylığı, icra tahsilatı gibi yasal zorunluk nedeniyle bankalarca yapılacak işlemlerin ücretsiz olacağına dair bir hüküm de bulunmamakta, tüketiciler bankalar ve BDDK’nın insafına terk edilerek, çaresiz bırakılmaktadır.
 
Yaşananlarla görülmüştür ki, 19.10.2005 yılında kabul edilmiş 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 76. “Müşteri Hakları” başlıklı maddesine rağmen bankalar, kendilerince yapılan işlemlere dair belge talep eden müşterilerden ücret istenebilmiş, BDKK ise tüm şikayetlere rağmen duruma müdahale etmemiştir. Yine 23.02.2006 yılında kabul edilen 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun gerek kredi kartı dağıtılmasına ve limitlerine yönelik, gerekse 24. Maddesinde yer alan sözleşmede bulunmayan ücretlerin alınamayacağına dair hükümlerine riayet edilmemiş, BDDK da bu hukuksuzluğa da sadece seyirci kalmıştır.
 
Ayrıca onayınıza sunulan bu yasa mevcut haliyle; ekonomik nedenlerle ihtiyaç veya konut kredisi kullanmak durumunda olan tüketicilerden faiz ve zorunlu gider unsurları dışında, bankalarca talep edilen komisyon, dosya masrafı, kredi değerlendirme ücreti, vb. onlarca kalem ek maddi külfetin alınmasını önleyecek hükümlerden de yoksundur.
 
Kredi kullanma ihtiyacındaki vatandaş ilan edilen faiz oranlarına göre banka tercihini yapmakta, karşısına çıkan ek ücretler yüzünden reel faiz, ilan edilenin üzerine çıkmaktadır. Ülkemiz tüketicisinin finans bilgi düzeyinin düşüklüğü göz önüne alındığında, kredi için zorunlu gider unsuru olmadığı halde alınan faiz dışındaki bedellerin yanıltıcılığı ortadadır. Bu tür işlemlerin kabulü mümkün değildir, aynı zamanda adil olmayıp, evrensel hukuka da aykırıdır. Dışarıdan masumane gözükse de tüketiciler, bankaların haksız ücretlendirmelerini yargıya taşıyamayacak, BDDK doğrudan tüketici aleyhine müdahalede bulunabilecektir. Bankalar adına adeta imtiyaz oluşturulmaktadır. 
 
Yukarıda açıkladığımız finans sektöründe sunulan ürün ve hizmetlerdeki haksız, adil olmayan ücretlendirmeler yüzünden tüketicilerin başta ayıplı mal ve hizmet sorunlarını çözmek için kurulmuş bulunan Tüketici Hakem Heyetleri iş yapamaz hale gelmiştir. 2012 yılında Tüketici Heyetlerine yapılan şikayetlerin yaklaşık % 60’ı bankalarla ilgili olup, bu oran 2013’ün ilk altı ayında % 70’e ulaşmıştır. Bu nedenle sistem tıkandığından, dosya yükü altında ezilen Tüketici Hakem Heyetleri, kendilerine gelen şikayetleri almamak için tüketicilere engel çıkarmakta, mağdur tüketiciler “Hacet kapısı” olarak gördükleri merciden geri çevrilmektedir. Kredi kartı aidatının iptali için Tüketici Hakem Heyetine başvurmuş yüzbinlerce tüketicinin müracaatı “Aidatsız kredi kartı alsaydın” gerekçesiyle olumsuz sonuçlanabilecektir. Geçmişten günümüze kadar yaşananlardan yarına baktığımızda görünen o ki; hak ihlalleri gün geçtikçe artacak, tüketiciler, tüketici örgütleri, iyi niyetle çalışan hakem heyetleri ve bakanlık personeli çırpınmaya devam edecektir.
 
Gazetelere yansıyan “Tüketicinin zaferi” başlıklarına aldanılmamalıdır. Satır aralarına inildiğinde tüketicinin kendisinden haksız yere kesilen bir ücreti aylar hatta bazen yıllar sonra geri alabildiği; hem maddi hem de manevi yönden hırpalandığı gibi, davayı kazansa bile bile aslında kazananın satıcı/sağlayıcı olduğu aşikardır. Bunun için yeni yasaya, mağdur edilen tüketicinin maddi kayıplarını tazmin eden hükümlerin yanına, onun uğraşısını; mücadelesini; zaman kaybını tazmin edecek-diğer bir deyişle “Tüketicinin Tam Tazminine” yönelik hükümler konmalıdır.
 
Bankalar başta olmak üzere, sabit ve cep telefonu hizmeti sunan operatörler; enerji sektöründeki işletmeler; çok uluslu şirketlerin oluşturduğu mevcut durum bize şunu söylemektedir: Yasaya tüketici lehine ne tür hükümler konursa konsun “Tüketicinin Tam Tazmini”ne yer vermeyen bir yasaya “yeni” demek de doğru olmayacaktır.
 
Malumunuz üzere, köhnemiş ortaçağ zihniyetiyle salt maddi kazanç peşindeki kişi ve kurumlara karşı tüketicinin korunması ve örgütlenmelerinin teşvik edilmesi Anayasa’mızın 172. Maddesinin emredici hükmüdür. Buna rağmen, Kanunun asıl muhatabı ve öznesi olan tüketici örgütlerinin Kurul ve konseylerdeki temsil imkanı ortadan kaldırılmıştır.
 
Sayın Cumhurbaşkanı; Yeni Tüketici Kanunu’nu onaylamayarak, yukarıda saydığım hususlarda gerekli düzenlemelerin yapılması için yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iade etmenizi diliyoruz.
 
Saygılarımızla,
 
Aydın Ağaoğlu
Tüketiciler Derneği Genel Başkanı
 
Mehmet Bülent Deniz
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı

Hiç yorum yok: