Türkiye’nin çeşitli kentlerinde bulunan
dokuz tüketici örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF)’nun kuruluşunu açıklayan Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel
Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “ülkemizin
en güçlü tüketici örgütlenmesi ile Türkiye’nin gerçek gücü harekete geçiyor” dedi.
Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
Ülkemizde seksenli yıllarda başlayan tüketici hareketi, 1995 yılında Tüketici Yasasının yürürlüğe girmesi ile hız kazanmış, zaman içinde kurulan tüketici örgütlerinin özverili çalışmaları ile toplumda tüketici haklarına ilişkin duyarlılık oluşmaya başlamıştır.
2001 Krizi Dönüm Noktası Oldu
Özellikle 2001 yılında yaşanan ekonomik
kriz nedeniyle yaşanan toplumsal buhran, kamu otoritesinin ekonomik krizden
çıkabilmek adına kamusal hizmetlere birbiri ardına yaptığı insafsız zamlar,
tüketici örgütlenmesindeki sürece olumlu katkı yapmıştır.
O dönemde, otoyol ve köprü geçişlerine yapılan zamlara karşı tüketici örgütlerinin açtığı davaların kazanılması ve zamların iptal edilmesi ile birlikte tüketici algısında büyük dönüşüm yaşanmış ve sadece “ayıplı, kusurlu, hatalı mal ve hizmetler”de tüketici hakkının var olduğuna ilişkin toplumsal kabul değişmiştir.
Yurttaş ve tüketici kimliği taşıyan bireyin, tüketici örgütlenmeleri eliyle siyasi iktidarların kararlarının da sorgulanabileceğine ilişkin olanağın farkına varması, “hak arayan toplum” olma sürecinde önemli bir kazanım olmuştur.
IMF/Derviş Programının Amacı: Tüketim Toplumu Oluşturmak…
Ancak küresel finans çevrelerinin IMF ve dönemin siyasi iktidar ve aktörleri
eliyle ülkemize dayattığı ekonomik programın uygulanması sonucunda, toplum
hızlı bir şekilde “tüketim toplumu”na
dönüştürülmüştür.
Kuşkusuz bu süreç ile bankacılık sektörünün sermaye yapısının yabancılaştırılması ve ülkemiz insanının uygulanan her çeşit kampanya ve reklâmlar ile bankalara ve tüketime bağımlı insan modeli haline gelmesi amaçlanmış ve yazık ki, amaca ulaşılmıştır.
Onyedi Milyon Cepte, Elli Milyon Kredi Kartı
Şu anda onyedi milyon tüketicinin cebinde
elli milyon civarında kredi kartı bulunmaktadır. Cepte taşınan bu saatli bomba
ile bir yandan bankacılık sektörünün “kredi
kart aidatı, yıllık üyelik ücreti …” gibi akıl almaz uygulamaları ile her
yıl yaklaşık olarak iki milyar beşyüz
milyon lira tüketicinin cebinden alınmakta, öte yandan “asgari ödeme” tuzağı ile tüketim insanı haline dönüşmüş olan
tüketiciler, faiz girdabına yakalanmaktadır.
İnsafsız Matematik
Şu anda geçerli olan sözleşme faizi ve
asgari ödeme tutarları üzerinden hesap yapıldığında;
Kredi
kartından bin lira harcayan ve başkaca hiçbir harcama yapmayan tüketicinin,
asgari tutarı ödeyerek borcunu kapatması için gerekli olan süre, elli dört
aydır.
Ülkeyi Kredi Kartına Teslim Etmek
Kredi kartında uygulanan insafsız sözleşme
ve gecikme faiz oranları, kredi kartlarından her yıl haksız olarak alınan kredi
kart aidatları ve benzeri uygulamalar nedeniyle kredi kartını ödeyemeyen
tüketicilerin sayısı her geçen gün hızla artmaktadır.
2012 yılının ilk sekiz ayında kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı, bir önceki yılın tamamında borcunu ödeyemeyen tüketicilerin toplamını aşmış bulunmaktadır.
Örgütümüz tarafından yapılan gözlem ve analizlere göre, Merkez Bankası kara listesine henüz girmemiş ve ancak sadece asgari tutarı ödeyerek günü kurtaran tüketici sayısı dokuz milyon civarındadır.
Ülkemiz hızla bankalara bağımlı hale getirilerek, kredi kartına teslim olma yolunda ilerlemekte, bu yolla hissizleştirilen yurttaşların; zamlara, adaletsiz uygulamalara tepki vermeleri dolaylı olarak sağlanmış olmaktadır.
Kasım Ayında Kapımızı İcra Memurları Çalacak
Yine örgütümüz tarafından yapılan
değerlendirmelere göre; Kasım ayından itibaren bankalar tarafından yoğun
şekilde icra takipleri başlatılacak ve yüzbinlerce evin kapısı icra memurları
tarafından çalınacaktır.
Bu durumun toplumsal gerginliğe yol açacağı ve ekonomik sistem dışına itilen tüketicilerin, reel sektörü de olumsuz yönde etkileyeceği kuşkusuzdur.
Çözüm, Borç Yapılandırmasında
Önceki yıllarda, TBMM. eli ile üç kez gerçekleştirilen kredi kartı borç yapılandırılması
operasyonu, yapılandırma şemsiyesinin olması gerektiği gibi geniş tutulmamış
olması nedeniyle beklenen yararı sağlamamıştır.
Yapılandırmalar, o anda borcunu hiç ödemeyerek temerrüde düşen tüketicileri kapsamına almış, asgari ödeme tuzağına yakalanarak, günü kurtarmaya çalışan ve bu nedenle henüz kara listelere girmeyen tüketicilerin yapılandırmadan yararlanmaları mümkün olmamıştır.
Bu nedenle yeni yasama yılında TBMM. gündeminde bulunan yeni tüketici yasası görüşmelerinde; ayak sesleri iyice yaklaşan bu toplumsal sıkıntının giderilmesi için yasal düzenleme yapılması düşünülmeli, kredi kart borç stokunun adil, kuşatıcı ve beklenen yararı sağlayacak şekilde eritilmesi için yapılandırma seçeneği ciddiyetle ele alınmalıdır.
Tüketicinin Adı Var, Kendi Yok
Devlet aygıtı içinde yer alan Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK),
Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurulu (TAPDK), Bilgi Teknolojileri İletişim
Kurulu (BTİK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve benzeri
onlarca üst kurulun çalışmaları, doğrudan doğruya tüketicileri etkilemesine,
kurullarda tüketici temsilcilerinin bulunması ve kurulların temel misyonlarının
tüketici haklarının korunması olarak tanımlanmış olmasına rağmen, üst
kurullarda tüketici temsil edilmemektedir.
Bu nedenle üst kurullarda, Vergi Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi oluşumlarda; yürürlükteki mevzuata uygun olarak, tüketicilerin örgütleri eliyle gerçekten temsili ve sürece müdahil olabilmesi sağlanmalıdır.
Tüketici Güvenliği, Sağlığı Tehdit Altında
Son dönemin temel gündemi yaşanan gıda
terörüdür.
Bir yandan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile somutlaşan tüketici
sağlığını tehdit eden üretim uygulamaları, diğer yandan güvenli gıdaya erişimde
toplumsal adaletin sağlanamamış olması nedeniyle tüketici zor zamanlar
yaşamaktadır.
Yoksulluk ve açlık sınırına ilişkin rakamların, bir önceki aya göre tüketici aleyhine seyretmesi, örgütümüz tarafından temel sorunlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Tüketici Örgütlenmesi Zayıflamakta, Zayıflatılmaktadır
Tüketicinin korunması ve tüketicilerin
kendilerini koruyucu girişimlerin teşvik edilmesi, Anayasanın 172. maddesi ile
siyasi iktidarlara verilen bir görevdir.
Ancak geçmiş dönemde umut vaad eden tüketici örgütlenmesi sürecinin, yukarıda sadece bir bölümü sıralanan temel sorun ve gelişmeler nedeniyle zayıflamış, siyasi iktidarların bu konuda anayasanın emrini uygulamadıkları gözlenmektedir.
Sonuçta; tüketicinin, yaşam kalitesine yapılan müdahalelere tepki vermemeyi tercih etmesi gibi arzu edilmeyen sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Neden TBF?
Bu temel saptama ve değerlendirmelerde
bulunan ve ülkenin çeşitli kentlerinde çalışmalarını yürüten:
Anadolu Telif ve Tüketici Hakları Derneği (Antalya)
Gümüşhane
Tüketici ve Çevre Haklarını Koruma Derneği (Gümüşhane)
Sivil
Toplum ve Diyalog Merkezi Derneği (Antalya)
Tüketici
Başvuru Merkezi Derneği (Antalya)
Tüketici
Güvenliği Derneği (İstanbul)
Tüketici
Hak Arama Derneği (Erzurum)
Tüketici
Hakları ve Gıda Güvenliği Derneği (Antalya/Serik)
Tüketici
Hareketi Derneği (Kütahya)
Tüketici
ve Çevre Hareketi Derneği (Aksaray)
bir araya gelerek, Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) ismi ile çatı örgüt
oluşturmuş bulunmaktadırlar.
Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) ile Türkiye’nin gücü harekete geçmekte, tüketici haklarında yeni bir dönem başlamaktadır.
Tüketici haklarında, yaşam kalitesi mücadelesinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Genel Başkan Mehmet Bülent Deniz
Genel Başkan Vekili İbrahim Güllü
Genel Başkan Yardımcısı Murat Köse
Genel Başkan Yardımcısı Aydın Türkmenoğlu
Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Nazlı
Genel Sekreter Semih Tömen
Genel Koordinatör Sevim Murat
gibi uzun yıllardır tüketici hareketine
katkı sağlamış, sivil toplum örgütlerinde çalışma yapmış, kamuoyunun yakından
bildiği, tanıdığı tüketici hareketi önderlerinin yönetimde yer aldığı ve merkezi
Antalya’da bulunan Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF), her
bireyin insanca ve insana yakışır kalitede yaşam sürmesi için çalışmalarını
gerçekleştirecektir.
İslâm coğrafyası, Türkî Cumhuriyetler ve Avrupa Birliği’ni de görüş alanında tutan ve sadece ulusal ölçekte değil uluslararası alanda da çalışma yaparak, küresel düzene tüketici adına ve yararına müdahil olmayı hedefleyen, ülkemizin en büyük tüketici örgütlenmesi Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF)’nun ülkemiz, insanımız ve insanlık için hayırlı olmasını diliyoruz.
mehmetbülentdeniz
Genel
Başkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder