Kendisi
ile ilgili yapılan haberlere olan tepkisini anlatıyor. Özetle, “yemedim, çalmadım, çırpmadım” diyor.
Tüm
servetini helâl yoldan kazanarak yapmış. Örneğin; oğlum, yapı denetim şirketiyle vergi rekortmenleri listesine girdi” diyor.
Ülkedeki
tüm şehirleşme işlerinin başında olan bir bakanın oğlunun yapı denetim
şirketinin olması.
Şeytan
ayrıntıda gizli…
…..
İstanbul
Müftüsü şehit ailelerine; “bağırmayın,
yoksa şehidiniz cennete girmez” demiş diye sosyal medyada veryansın edildi
birkaç gün önce.
Bugün
bir açıklama; “hiç kullanmadığım ve kullanmayacağım bir
ifade bana nispet edilerek şehit ailelerini üzdüler.”
Sosyal
medya, dezenformasyon girişimine çok açık.
Hele
ki sıcak çatışma, yaklaşan seçim, ekonomik kriz ikliminde…
…..
Maketten
konut satan bir firmanın yöneticileri adliyede.
Yine
yüzlerce mağdur, uçup giden milyonlarca lira.
Bu
coğrafyada yaşana hemen herkesin tutkusu, ev sahibi olmak.
Son
on yıldır, siyasi iktidarın konut politikası da, bu tutkuyu alevlendirdi.
Teşvikler, kentsel dönüşüm, yasal kolaylıklar…
Üç-beş
kuruşu bir araya getirenler, örnek daireyi veya maketi görüp hiçbir resmi belge
olmaksızın milyonlarını verip, evlerine taşınacaklarının hayalini kuruyor.
Kazın
ayağı öyle değil, maketi gösterip olmayan evi satanın insafıyla koşut
hayallerin gerçekleşmesi.
Ev
alacaklar, Allah aşkına tüketici yasasındaki lehinize olan düzenlemeleri bir
kez olsun okuyup ev almaya niyet edin.
Bu
arada son olayın öznesi Makrom Yapı’zedelere ne mi olacak?
Paralar
gitti. Vuslat başka düşlere…
…..
Göçmen
dramı bitmiyor.
Kamyon
kasasında havasızlıktan boğulan 71 insan, batan gemide boğulan 200 insan.
Aylardır
canını kurtarmak için bir yerlere ulaşmaya çalışan binlerce insan nefes
alamadığı için ölüyor.
İnsanlık
sulara gömülüyor.
Ve
dünya kör, sağır.
…..
#filgunlugu’nde
2 ağustos;
“Akil Adamlar”a
takıldım.
Onca insan,
haftalarca, ülkenin dört bir yanında çalışma yaptılar.
Yol paraları,
konaklama, toplantı… Bunların hepsi masraf.
Sonra bu insanların
bu çalışmaya ayırdıkları zaman.
Bunlar nasıl
finanse edildi?
Bugün BİMER denen
yere sordum.
Bakalım ne zaman ve
nasıl bir yanıt gelecek?
Aslında ödenen bir
para varsa, onu bulup çıkarmaya çalışmıyorum.
Sadece Çözüm Süreci
konusunda toplumun ne denli bilgisiz bırakıldığı ile yüzleşmek istiyorum.
Ulusal birlik ve bütünlük adına bir süreçte görevlendirilen kimi yurttaşlara
para ödenip ödenmediğinden bile habersiziz.”
Ve
yanıt geldi;
“Müsteşarlığımız 5952
sayılı Kanunla, terörle mücadeleye ilişkin politika ve stratejileri geliştirmek
ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere
kurulmuş olup, sözü edilen Kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler dahilinde
faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bu bağlamda, Akil
İnsanlar Heyetinin destek ve sekretarya hizmetleri Müsteşarlığımız tarafından
yürütülmüştür. Öte yandan, söz konusu heyet üyelerinin görev sürelerinin tayini,
heyet üyelerince yürütülecek faaliyetlerin biçimi, içeriği ve faaliyet
takviminin belirlenmesi ile heyet üyelerince gerçekleştirilen ziyaretlerde ve
diğer etkinliklerde gündeme getirilecek konuların belirlenmesi gibi hususlar
Müsteşarlığımızın görev alanına girmemektedir. Ayrıca, Akil İnsanlar Heyeti
çalışmalarını gönüllülük esasına dayalı olarak yürütmüş olup, üyelere
çalışmaları karşılığında Müsteşarlığımızca bir ücret ödenmemiştir.”
Gelen yanıt, sorularımın karşılığı değil.
“Çalışmaların masrafları
nasıl karşılandı” sorusuna
yanıt yok.
“Heyet üyelerine
harcırah, ücret ödendi mi” sorusuna da, diplomatik yanıt; “çalışmalar gönüllü ve Müsteşarlıkça ödeme yapılmamış…”
“Müsteşarlıkça”
demek…
Şeytan
yine ayrıntıya gizlenip saklambaç oynuyor.
Ssoyal
medyada gelen yanıtı paylaştım.
Gelen
tepkiler, kimsenin verilen bilgiye inanmadığı yönünde.
Sanırım
karanlıkta kalan bu konuyu en doğru şekilde, heyette yer alan yürekli bir kişi
açıklarsa, gerçeğe ulaşacağız.
#filgunlugu
Bütünü için tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder